4. Bölüm

daha yeni başlıyorduk

Feyza canpolat
feyzacanpolat

Natalina her şeyi anlatınca beyaz sakalı adam burada istediğimiz kadar kalabileceğimize nede olsa evrenin varisi bizimde varisimiz diyerek bize bir köşk ayarlamıştı köşk güneş alınmayan bir yerdi yani bu köşkten dışarı çıkamazdık buradaki kurtlar bize küçükken anlattıklarından çok farklıydı çok merhametlilerdi sıcakkanlıydılar harikalardı. Odama geçerek yatağıma girdim ve gözümü hemen kapattım. Biraz sonra odamda sesler duyunca gözlerimi açtım Natalina ve Mark vardı kaşlarımı çatarak ne işin var senin burada dedim. Natalina sakin ol bu çocuk suçsuz dedi kaşlarımı yukarı kaldırarak ona bakınca Mark eline bir sandalye alarak yanıma geçti ama yine hapşırıyordu sen hasta falanmısın git şuradan beni, de hastalandıracaksın dedim. Mark sandalyesini geriye doğru çekerek sakin ol ve sözümü kesme sinirli kız dedi kaşlarımı çatarak ben küçük değilim kadınım. Dedim Mark omuz silkerek kızsın erkek misin yo o zaman kız mışsın dedi iç çekerek anlat artık seni dinleyecek vaktim yok benim.

Mark Viktor benim babam dedi şaşkınlıkla ona bakarken Mark ben Viktor, da uzak yaşıyordum sonra sizin gibi mesajlar aldım. Bende ilk önce hayır dedim. Sonra kaçanın faydası yok diyerek kabul ettim ilk önce her şey normal gibi geliyordu ama tüm odaları gezince aslında hepimizin öleceğini anladım. Size söylemek istedim ama siz zaten anlamıştınız bende kaçmaya karar verdim ama Viktor, un beni takip etiğini bilmiyordum. Aşağı inerekken arkamda bir benden hissetim Viktor ve kravatlı adamları ilk önce buraya gezmek için geldiğimi söyledim ama yalan söylediğimi burada varisi kaçıracağımı falan söylediler. Seni bulduklarında ve götürdüklerinde kendimden nefret etmiştim ama yaşadığını görünce çok mutlu oldum. Dedi yutkunarak ona bakarken şimdi beni affediyor musun? Dedi başımı olumlu anlamda salladım. Beni ölüme göndermiyordu yardım etmeye çalışıyordu Mark bana sıkıca sarılarak bir an inakçılığın tutacak sandım ay tenli kız dedi hapşırırken bende ona sarılırken sen hasat falan mısın? Dedim Mark değişmişsin kokunu değiştirmişsin dedi son zamanlarda elmalı parfümüm bitiği için bende şeftali parfümü almıştım. Senin şeftaliye alerjin mi? Var dedim ondan ayrılmaya çalışırken Mark beni sıkıca tutarken sonun değil dedi. Biraz daha sohbet etikten sonra duşa girip yine pijamalarımı giyindim şeftalili parfümü çöpe atarak kurt kadınlardan elmalı parfüm istemiştim elmalı parfümü sıkıp yine yatağıma girdim gözümü kapattım. Uyandığımda saat üç’ tü ve bizimle ilgilenen görevli kişiler uluyordu odadan çıkıp mutfağa geçtim. Dolaptan su çıkararak bardağa doldurdum suyu içerken arkamda birini hissedip arkamı döndüm Mark’ tı nefesimi vererek su mu? İstemiştin dedim. Mark yok sesten uyuyamadım. Ondan kalktım. Dedi saçlarım ile oynarken saçlarımı kurtarıp iyi ben uyumaya çıkıyorum. Dedim Mark iyi uyumalar deyince yukarı çıkıp odama geçtim. Yatağa girerek gözlerimi kapattım. Uyandığımda saat 10’ du yatakta doğrulurken duvarın kenarında beni izleyen Mark’ kı gördüm sen beni mi? İzliyorsun dedim Mark seni kahvaltı için uyandırmaya geldim ama öyle güzel uyuyordun ki öylece kaldım. Dedi saçlarımı kulağımın arkasına atarak ben tokum sen git ye dedim. Yatağıma yaslanırken. Mark yanıma gelerek kaç gündür bir şey yemiyorsun çok zayıfladın ilaçların biti bitecek ve burada kullandığın ilaçlar yok güçlü olmak için yemen gerekiyor dedi esneyerek uykum var ve uyurken ilaç almama gerek kalmıyor dedim. Mark yapma hadi kalk baksana çok zayıf oldun hem buğun başkan seninle konuşmaya gelecekmiş dedi şaşkınlıkla neden dedim. Mark onlarda eş evrenlerini gezmek istiyormuş dedi bir kez daha esneyerek niye görüntülü görüşmüyoruz dedim. Mark iç çekerek ne bileyim ben kalk hadi dedi tam yastığa kafamı koyacakken Mark beni kendine doğru çekerek kucağına aldı başımı göğsüne dayayarak tam gözlerimi kapatacaktım ki sandalyeye oturtuldum. Etrafıma bakarken herkes kıkırdıyordu. İç çekerek iyi sabahlar dilerim herkese dedim Natalina sana, da uyuyan çirkin dedi omuz silkerek benim ilacım nerede dedim. Mark karşımdaki çatalı alarak tabağımdaki omlete batırdı sonra aç ağzını ilacını istiyorsan karnını doyur dedi. Mark, kın elindeki çatalı alarak çocuk muyum ben yerim kendim bak elim tutuyor dedim. Mark tamam ay kalpli kız dedi. Zorlukla yemeğimi yedikten sonra Mark, ka dönerek ilacım nerede dedim. Mark masadan kalkıp bardağa su koyarak ilacı çıkardı al dedi ilacımı alarak ağzıma atıp suyumu içince Mark bir tane kalmış dedi üzgün görünüyordu ben bile umursamıyorum sen neden umursuyorsun dedim. Merakla Mark kaşlarını çatarak çünkü adamın biri yüzünden Kan görüyorsun dedi Natalina tamam bir şeyler buluruz rahat bırak uyuyan çirkini mi dedi tebessüm ederek ben uyumaya gidiyorum görüşürüz derken. Adel ile Samanta beni kolumdan tutarak filim izleyeceğiz sende katılacaksın dediler beni sürüklerken koltuğun ortasına oturunca bir yanıma. Natalina diğer yanıma Adel oturmuştu Adel, li uzun zamandır gömüyordum bayağı topallamıştı ve parmağında yüzük yoktu. Adel neden yüzüğün yok dedim merakla Adel bana dönerek çünkü aldatılmışım dedi bunu söylerken gayet sakindi beliki az çok tahmin ediliyormuş. Hiç bir şey demeden önüme dönüp gözlerimi kapattım. Uyandığımda karşımda beyaz sakalı adam duruyordu doğrularak neden beni uyandırmadınız dedim. Sakalı adam merhabalar Bayan Maria aslında rahatsız etmek istemedim. Daha iyiminsiniz dedi başımı olumlu sallayarak teşekkür ederim. Sakalı adım ben Liam direk konuya gireyim. Dedi bekliyorum.

Liam aslında bir mekik yapmayı planlıyoruz bize kara delik ve diğer şeyler hakkında bilgi vermenizi istiyoruz dedi. Tebessüm ederek ben bu bilgilere sahip değilim ama tanıdığım biri var dedim. Liam bize bu bilgileri sağlaya bilirimsiniz dedi tabi ben size numarasını vereyim kendisine çok güvenmeyin ama dedim. Liam neyiniz olur dedi iç çekerek eskiden annemdi şimdi hiç bir şeyim değil dedim. Asel, lin numarasını gönderince Liam gitmişti yerimden kalkınca Lowell nereye dedi iç çekerek duşa gireceğim dedim. Duştan çıkıp pijamalarımı giyindim. Yatağıma girecekken durdum yaklaşık üç haftadır böyleydim. Artık bir yerden toparlanmam gerekiyordu saçlarımı topuz yaparak odadan çıktım. Nereden başlasam iyiydi koltuklardan birine oturunca Natalina sonunda kafan çalışmaya başladı dedi omuz silkerek siz ne yapıyorsunuz ben yokken Carlote tatlı yapıyorum ben dedi herkes bireyler söylerken Mark hiç bir şey söylemeden bana bakıyordu koyu yeşil gözlerinin içi parıldıyordu. Sen ben yokken ne yaptın dedim. Mark seni izledim dedi gözlerim şaşkınlıkla açılırken Mark yerinden kalkarak gitti geldiğinde ellinde muzlu süz ve çikolata vardı bana vererek al güç toplarsın dedi. Ensemi ovalayarak muzlu sütümden kocaman bir yudum aldım. Çikolatamdan son ısırık alıp mutfağa yöneldim. Çöplerimi çöpe atıp geri yerime oturdum çok uykum vardı bu gün yarım gün oturacaktım böyle’ böyle alışacaktım. Mark elinde tuval ile yanıma gelerek tuvalin arkasını açtı. Azkaban’ da yaptığım tuvaldi koyu yeşil gözler tebessüm ederek senin olabilir dedim. Mark sırıtarak bu gözler tanıdık gelmiyor mu dedi tuvale bir daha bakıp yo gelmiyor dedim. Mark yalandan somurtarak benim gözlerime benzemiyor’ mu dedi evet onun gözlerine benziyordu ama bu nasıl buraya gelmişti. İyi benzemiş dedim umursamayarak Mark tuvale tekrardan bakıp benzemiş mi? aynısı bunu öylesine çizmiş olamasın dedi göz devirerek bay narsis bundan sonra siz benzeyen hiç bir şey yapmam merak etmeyin lütfen dedim. Mark gülümseyerek çok sevindim gözümü çizmene dedi Natalina Maria kendine geldiğine göre pembiş ile konuşman gerek dedi. İç çekerek odama çıktım. Telefonumu alarak koltuğa oturdum. Babaannemi arayarak bekledim telefon arar aramaz açılmıştı karşımda yine kusursuz gözüken pembe kadın vardı bir süre kimse konuşmadı biraz sonra Babaanne telefonu yüzüme kapattı gözyaşlarımı ilerek telefonu yandaki koltuğa attım. Beni suçluyordu haklıydı, da herkes kadar benim, de suçum vardı lavaboya giderek ellerimi ve yüzümü yıkadım. Yatağıma girerek gözlerimi kapattım. Uyandığımda saat akşam 8, di ayağı kalkarak mutfağa doğru ilerledim. Dolaptan muzlu süt alarak oturma odasına geçtim. Tekli koltuğa otururken Samanta seni başkan aradı seni yarın bir yere götürmek istiyormuş bu günkü şeyler için dedi başımı salladım. Goregor istersen seninle gelebilirim dedi olur anlamında başımı salladım.

∞∞₯∞∞

Gözlerimi açıp duşa girdim. Duştan çıkıp açık yeşil cırop ve şort tulum giyindim. Saçlarımı örerek güneş gözlüğümü aldım. Odamdan dışarı çıkıp aşağı indim. Mark siyah tişört ve beyaz eşofman giyinmiş bana bakıyordu yanına geçerek. Goregor nerede dedim. Mark ben seninle gelicem dedi. Omuz silkerek ilacım nerede dedim. Mark biraz bekle dedi ve gitti dış kapının orada beklerken mark yine elinde muzlu süt ve çikolata ile geldi. Elime koyarak bu gün içme kötü olduğunda vereyim. Dedi omuz silkerek muzlu sütümü açıp içmeye başladım. Bizi bekleyen arabaya bindik 3 saat sonra büyük bir yere gelmiştik büsbüyük mekikler vardı şaşkınlıkla etrafa bakarken Mark koluma girerek hadi girelim dedi gülümseyerek başımı salladım. İçeri girince bizi başkan Liam karşıladı Liam merhabalar dedi tebessüm ederek merhaba dedim. Liam buyrun size etrafı göstereyim. Dedi bize etrafı gösterirken annen ile konuştuk Maria tabii bu bizim için daha zor olacak dedi Mark niye bu günün teknolojisi daha iyi değimi dedi. Lima evet çok daha iyi ama gömülülerimiz ayı görünce çıldıracaktır. Değil mi dedi haklıydı Liam sizden bunun için yardım istiyoruz. Dedi anlamayarak ona bakınca Liam gönüllüler siz olurumsunuz dedi yutkunarak ona bakınca Liam hem eş evrene varis olduğunuzu tanıttırınız dedi Mark hayır ölme riskinin fazla olduğunu biliyorsunuz dedi Liam lütfen bunu düşünün dedi. Eve geldiğimizde hemen odama geçip duş aldım. Duştan çıkıp pijamalarımı giyindim. Aşağı inince herkesin öğrendiğini anladım kafam ağrıyordu iç çekerek ilacımı veririmsin dedim. Mark bana bakarak bu gün hiç uyudun mu? Dedi başımı olumsuz anlamda sallayınca Mark biraz dinlen iyi gelir dedi göz devirerek çocuk muyum ben Mark gülerek daha kötü olabilirsin şimdi dinlen dedi esneyerek ayağı kalktım. Zaten uykum vardı dedim merdivenlere çıkarak.

∞∞₯∞∞

Tam 3 yıl olmuştu ve biz gönüllü olmaya karar vermiştik Ailem ile konuşmuyordum. Hiç biri beni aramıyordu bende onları aramıyordum. Kan görme varsanım, lar azalmıştı bu gün yine eğitim vardı beyaz gömlek giyip beyaz pantolon giyip kahverengi ceket giyindim. Aşağı inip kahvaltı masasına geçtim. Mark, kın yanına oturarak günaydın dedim. Natalina günaydın dedi beliki güzel şeyler olmuştu kahvaltıyı toparlayıp arabanın gelmesini bekliyorduk Adel heyecanla bir ay sonra gidiyoruz dedi öksürerek nereye gidiyoruz dedim. Mark eş evrene dedi gülümseyerek Lowell geldiler dedi ayağı kalkarak arabaya bindim.

∞∞

Eve gelip duşa girdim bu gün çok yorulmuştum. Duştan çıkıp mavi tişört ve mavi şort giyindim. Yatağıma geçerek doğum günü hediyem olan müzik kutusunu çevirdim müzik kutusu çalarken telefonuma mesaj düşmüştü telefonu çıkarınca Mark olduğunu gördüm hemen açıtım.

Mark: Ay tenli kız bahçeye gelirimsin

SİZ: Birazdan ay çıkacak önemlimi?

Mark: gelince karar verirsin

Telefonu cebime koyarak odadan çıktım. Bahçeye doğru yürürken Mark, kı gördüm çimlere oturmuş gülümseyerek bana bakıyordu yanına geçerek çimlere oturdum. Mark hala bana bakarken anlamaz bir şekilde ona bakıyordum. Mark bu gün 18 Ağustos dedi anlamaz bir şekilde sırıtırken doğum günün mü? Dedim. Mark başını olumlu anlamda sallayınca şaşkınlıkla ona baktım. Neden daha önce söylemedin pasta yapardık Mark sorun değil dedi gülümserken iyi ki doğmuşsun dedim. Mark sende seninkini kutlayamamıştık dedi omuz silkerek o kadar, da önemli değildi Mark bana bakarak önemliydi sen 4 senede bir kutlarken diğerleri her yıl kutluyorlar dedi. Boş ver her şey bitsin daha güzelini yaparız dedim. Mark bana biraz daha yaklaşarak olur dedi gözleri dudağıma kayınca kalbimin hızlanmasına engel olamıyordum iki adım geriye doğru ilerleyip E şey tamam birazdan ay çıkar ben gideyim. Dedim ayağı kalkarken Mark kolumdan tutarak bana baktı sonra gülümseyerek tamam güzelim bende gelirim birazdan dedi kolumu bırakarak mutfağa doğru yünümü değiştirdim. Markın doğum günüyse ona pasta yapmam gerekiyordu mutfakta Natalina ‘yı görünce rahatladım çünkü pasta denince onun eline su değemezdi. Natalina ne oldu dedi muzip bir şekilde işin yok mu? Ne güzel sana ihtiyacım varda dedim. Ardından buzdolabını açarak pasta malzemelerini çıkartım. Mark ‘ın doğum günüymüş pasta yapsak olur mu? Dedim. Natalina olur olurda neden bu kadar isteklisin dedi hiç sadece doğum günlerini seviyordum diyerek geçiştirdim. Mark ‘kın ‘neli pasta sevdiğini bilmiyordum o yüzden meyveli yapmaya karar verdik.

Hava tam kararınca pastayı dolaptan çıkarıp toplanma alanına götürdüm üzerine mumları dizdikten sonra herkesi çağırdım. Mark ‘kı çağırma görevini üstlenip odasına doğru koşmaya başladım odasının yanındaki aynanın karşısında durup kendime çeki düzen verip kapısını tıklattım birkaç saniye ses gelmeyince kapı kolunu yavaşça açıp içeri girdim Mark burada yoktu balkona doğru ilerledim balkonun koltuklarından birinde uyuya kaldığını görünce nedensizce rahatlama geldi. Balkonun kapısını açıp Markın yanına doğru ilerledim. İlk önce yanağına dokunup uyan dedim. Uyanmadı. Bu sefer yanağına hafifçe vurdum hızlı hareketle kalkıp aynı zamanda kolumdan tutup sıkıca beni kendine doğru çekti. Dengemi sağlayamayıp dizlerinin üzerine düşmem bir oldu. Hemen kendimi toparlayıp karşısındaki koltuğa oturdum. Gözlerimi kocaman açıp Markka baktım oda bana aynı şekilde bakıyordu birden kalkıp çok özür dilerim birden kaldırılınca böyle oluyor demeye başladı. Bende ayağı kalkıp sorun değil dedim Mark ensesini ovalayarak sen en için gelmiştin dedi. Aşağıda filim izleyeceğiz de senide çağırmak istedim dedim. Mark tamam sen git ben birazdan gelirim dedi. Olmaz şimdi gidelim filmin başını kaçırmayalım Mark birkaç saniye sonra yüzümü yıkayıp geliyorum dedi. Başımı anladım anlamında sallayarak bekliyorum dedim odadan çıkıp bekleyemeye başladım. Birkaç dakika sonra Mark kıyafetini değiştirmiş bir şekilde geri gelmişti. Altına mavi bir pantolon üstüne mavinin bir ton koyu olduğu tişört giyinmişti hadi gidelim deyince kendimi toparlayarak olur dedim. Işığı kapattıkları için Mark biraz garipsemişti çünkü televizyon ışığı ‘da yoktu Mark doğru yere geldiğimizden emin misin dedi. Başımı evet anlamında sallayıp geldik dedim ışığı açtığımda herkes iyi ki doğdun Mark demeye başladı. Mark büyük bir sevinçle belimden tutu havaya kaldırdıktan sonra sıkıca sarıldı teşekkür ederim diyerek kulağıma fısıldadı daha sonra herkesle sarıldıktan sonra mumları üfledi pastayı beğenip beğenmediğini sordum çok güzel olmuş hayatımda yediğim en iyi pasta dedi. Natalina ‘da yardım etti değince senin yaptığın kısımlar çok daha lezzetli dedi. Gün böylelikle bitti herkes odasına dağıldı bende yatağıma uzanıp uyumaya çalıştım.

           

Mekiğe biniyorduk son hazırlıklarda yapılmıştı. Mark iç çekerek eğer ölmeden ulaşabilirsek sana bir şey soracağım. Dedi saçlarımı bağlarken ne soracaksın dedim gülümseyerek Mark burada mı? Sorayım yani dedi etrafa bakıp burası ile sorunun ne alakası var Mark yanıma gelerek ne soracağımı iyi biliyorsun bence dedi tatbikîde biliyordum ama henüz ona güvenemiyordum son zamanlarda kalbim yanıma yaklaşınca çok hızlanıyor ve heyecanlanıyordu ama güvenemiyordum. Şey benim ilacı veririmsin şimdi lazım olur dedim Mark yeni ilaç aldım. Lazım olur diye dedi gülerek konuyu değiştirdiğimi anlamıştı o da ne yaptığımın şeyin farkındaydı ona güvenmemi bekliyordu. Şaşkınlıkla ya nasıl oldu ne zaman buldun. Mark kolay olmadı tabi diyerek saçlarım ile oynamaya başladı uzamışlar dedi aslında kesiyordum. Ama zamanım yetmedi Mark böyle daha güzeller dedi Natalina öksürerek hadi sizi bekliyoruz. Mark sen daha hazır bile değilsin çabuk ol dedi Mark görüşürüz ay tenli kız diyerek dışarı çıktı Natalina. Goregor ve Adel gelemiyor dedi şaşkınlıkla ona bakınca şey testi geçememişler dedi. Beklide böylesi daha iyiydi en azından 2 kişi acı çekmezdi. Telefonuma gelen mesaj ile masadaki telefonumu aldım.

BİLİNMEYEN NUMARA: kızım nasılsın seni çok merak ediyorum lütfen daha fazla o kurtlara güvenme.

Siz: İnan bana senden daha fazla güveniyorum artık numara değiştirip beni arama.

BİLİNMEYEN NUMARA: kızım yapma böyle bir hata yaptım afet ne olur

Siz: Sen hayatımın ortasını ve başını deldin sen küçüklüğümün katilisin hatanın daha kötüsünü yaptın beni ölümün kucağına bıraktın.

BİLİNMEYEN NUMARA: zorunda kalsam yapar mıydım? Düşündüm başka bir yol aradım ama bulamadım.

Siz: Her zaman bir çıkış yolu vardır sen sadece umursamadın azıcık umursasan başka şeyler olabilirdi beni bir daha arama yazma sen benim annem falan değilsin.

Telefonu küçük kasaya koydum. Eş evrene gidince yeni bir tane alacaktık.

Mekiğe binip koltuklara oturduk en fazla 2 gün böyle kalacaktık kara deliğe girince ne olacak onu hiç bilmiyorduk ama Mark yanıma gelerek cebindeki ilacı çıkardı sonra su matarasını bana verdi ilacı alınca beyaz yerine mavi ve yatay olduğunu gördüm. Şaşkınlıkla aynısı değil mi? Mark aynısı sadece bunun dozu daha fazla dedi mavi hapı ağzıma atarak suyu içtim. Mark kolunu belime sararak heyecanlımınsın. Dedi başımı evet anlamında sallayınca Mark bana dönerek bak sakın öleyim deme tamamı. Gülerek ölürsem en fazla iki gün tutarsın yasımı sen dedim. Mark saçmalama sen ölürsen bende intihar edip yanına gelirim kaçamazsın benden dedi iç çekerek ikimizde ölmeyelim. Dedim Natalina yan koltuktan sizi dramalar konuştuğunuz şeye bak dedi Samanta haklılar aranızdan biri ölürse daha fazla katlanamam dedi Lowell ölmeyiz teknolojiler daha iyi. Dedi Mark hareket ediyoruz konuşmayın dedi. Gözlerimi kapatıp ellerimi Markın ellerine sıkıca bağladım. Çok hızlıydık biraz daha böyle ilerlerse kalbim çıka bilirdi. Aradan biraz daha geçince Mark sırıtarak gözlerini aç ay tenli kız dedi. Gözlerimi yavaş yavaş açınca uzayda olduğumuzu gördüm. Muhteşemdi anlatmaya kelimelerim yetmeyecek kadar güzeldi gülümseyerek etrafa bakıyordum. Mark ay tenli ve ay kalpli kız sonunda onun olana kavuştu dedi Mark, ka dönerek neye dedim Mark ayına dedi içten gülümserken. Ne diyeceğimi bilemiyordum buğulu gözlerim kendim gibi ben beyaz aya bakıyordu. Carlote çok güzel dedi. Çok güzeldi ilk defa huzurlu hissettiren bir görüntü ile karşılaşmıştım. Ama kısa sürmüştü görüş açım yavaş yavaş kırmızılık görmeye başlıyordu yavaşça Mark, ka dönünce Mark endişeli gözlerle ne oldu dedi yutkunarak ilacımı veririmsin dedim. Mark hemen ilacı çıkardı ama sonra bir günde iki kere yan etki yapmaz mı? Dedi tedirgin sesi ile yutkunarak seni kırmızı görmeye başlıyorum dedim Natalina ver şu ilacı bir şey olmaz dedi bağırarak Mark hemen hapı bana verip su matarasını uzattı. Hapı hemen su ile yutum sonra başımı Mark, kın göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattım. Uyandığımda Mark saçlarımı okşarken daha iyimisin dedi başımı kaldırarak evet dedim. Mark sevinerek güzel dedi sonra bu gün kara deliğe gireceğiz o yüzden aralıklı zamanlarda üç tane içeceksin dedi heyecanlanarak ya dedim ama karnım yine bir şey olacakmış gibi ağrıyordu. Mark ne oldu sakın heyecanlanma sakın korkma sen çok güçlüsün dedi tebessüm ederek başımı salladım. Eş evrene gidince oradaki kendimize bakalım bildiğime göre sen burada iyi bir karaktere sahipsen orada kötü karakter oluyormuşsun dedim. Mark gözlerinin içi parlayarak bana güvene bileceğin bir fırsat doğdu dedi gülümseyerek belki ben kötü karakterliyimdir dedim. Mark ne olduğun önemli değil ben seni bu şekilde sevdim ne olursan ol dedi.

Bölüm : 20.12.2024 20:16 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...