Yeni Üyelik
34.
Bölüm

34. Bölüm

@feyzagns9

Mezarlığın önüne geldiğimizde öylece durdum.İçeriye adım atmaya gücüm kalmamıştı sanki elimin arasındaki küçük el elimi sıkıca kavrarken bakışlarımı elin sahibi olan Ayçiçeğim ile buluşturdum.Diğer elinde olan pembe gül fidanı ile bana bakıyordu.


"Annen ve baban bizi bekliyor hayatım onları daha fazla bekletmeyelim."


Sözlerini başımı sallayarak onayladım.Bugün benim için bir milattı içimdeki genç adam anne babasının ölümünü kabul etmişti.Elini tuttuğum Ayçiçeğim ile anne babamın mezarına doğru ilerledik.Sonunda yanyana duran iki mezarın başını geldiğimizde derince yutkundum.


"ŞEHİT MERT ARSLAN"


"GÜLBAHAR ARSLAN "


İki mezarın ayak uçlarına geçerek oturdum ve topraklarını sevmeye başladım.Anne ve babamın mezarında topraklarını seviyordum onların saçlarını sevip ellerini öpmem gerekirken ben topraklarını seviyordum.Zihnime dolan anıyla yüzümde buruk bir tebessüm belirdi.


Yağız Ege 10 yaşındayken


Yağız Ege anne ve babasıyla parka gitmişti.Babası Mert bey annesi ile birlikte atıştırmalıkları ayarlarken Egede kendi halinde top oynuyordu.Topu sektirirken topun yola gitmesiyle Ege topu almak için yola koştu.Oğlunun yola koştuğunu fark eden Mert beyin bakışları oğlunu buldu.Ege topu alacakken hızla gelen arabayı fark eden Mert bey hızla oğluna koştu.Son anda Egeyi yakalayıp kendine çekti ve birlikte yere düştüler.Gülbahar hanım çığlık atarak Mert beyin yanına koşarken Mert bey oğlunu inceleyip hasat tespiti yaptı.Zarar gelmediğini anladığında derin bir nefes verip oğlunu bağrına bastı.


"Babam dikkat et aslanım.Bize evlat acısı yaşatma.Ne annen ne de ben bunu kaldırabilirim."


Yağız Ege babasının korktuğunu anladığında babasına sarılıp konuştu.


"İyiyim babacığım birşey olmadı seni  korkuttuğum için özür dilerim."


Gülbahar hanım hızla eşinin yanına koşarak oğlu ve eşini kontrol etti.İkisininde iyi olduğuna emin olunca rahat bir nefes aldı.Ikisini de sıkıca kucaklayıp konuştu.


"Rabbim ikinizi de benden ayırmasın.Sizsin yaşayamam ben rabbim acınızı göstermesin."


"Amin hanım bizde sensiz yaşayamayız.Rabbim senin acını da bize göstermesin."


Yağız Ege babasının kucağında küsünce kollarını bağlayıp konuştu.


"Asil ben sizsiz çok üzülürüm çok ağlarım.Beni bırakmayın çok ağlarım o zaman nereye giderseniz beni de götürün tamam mı?  "


Gülbahar ve Mert bey bakıştılar.O gözlerden sessiz sözcükler dökülürken ikisi de oğlunun yanaklarından öpüp konuştu.


"Sensiz olmaz zaten aslanım biz neye sen oraya hep bizimle beraber olacaksın."


"Kesinlikle küçük bey ben oğlumu tek başına bırakmam."


Yağız Ege ailesinden aldığı onayla ikisine de kocaman sarılıp gülümseyerek konuştu.


"BİLİYORDUM BENİ BIRAKMAYACAĞINIZI SİZİ ÇOK SEVİYORUM.CANIM AİLEM BENİM."


Derin bir nefes aldım.Beni bırakmayacaklar gittikleri yere beni de götürecekler diye sevindiğim ailem bir gece de yapayalnız bırakmıştı beni.Her zaman sözlerini tutan anne babam bu sefer sözlerini tutmamışlardı.Gözlerim babamın mezar taşını bulurken buruk bir tebessüm ile konuştum.


"Bana yalan söylediniz baba hani bana verdiğiniz sözleri herzaman tutardınız bu sefer tutamadınız zor oldu bir günde hem seni hem annemi kaybetmek çok zor oldu.Hani siz bilirdiniz kimsesizliğin ne demek olduğunu gidecek bir evin çalacak bir kapın  olmadığı zaman hayat çok zor olur derdiniz bu yüzden her cumartesi pazar mutlaka yetimhaneleri ziyaret eder oradaki çocuklarla oyun oynar sohbet ederdik ya , siz gidince bende o çocuklardan biri oldum baba.


Ben , annemle senin her cumartesi pazar gittiğiniz yurtta birgün beni almak için geri  gelirsiniz  diye bekledim.Beklemek çok zormuş baba gelmeyeceğinizi bile bile beklemek çok zormuş.Annemle birlikte giderken beni niye düşünmediniz baba siz gittikten hayatımdaki bütün renkler de gitti sanki siz toprağın altındayken ben yukarıda nefes almışım yaşamışım bir anlam ifade etmiyordu gözümde."


Bakışlarımı mezar taşlarından ayırıp yanımda elini omzuma koymuş bana destek vermeye çalışan gözleri dolu dolu bana bakan Ayçiçeğime baktım.Solan renklerim yeniden canlandı nefes almaya tekara başladım sanki.Gözlerimdeki acıyı görmek onu da yaralıyordu biliyorum ama durduramıyorum.Sanki onlara kırıldığımı öğrenir bilirlerse geri gelirler."Ama gelemezlerdi çok isteseler de gelemezlerdi." Çünkü gelinecek bir yere gitmemişlerdi.Bunu bilmek her defasında daha çok acıtıyordu canımı.


"Merhaba Gülbahar anne buraya gelmemiz biraz geç oldu kusurumuza bakmayın lütfen.Sizinle tanışmak için çok heyecanlıydım ve hangi çiçeği seçeceğime karar veremedim.En sonunda adınızdan ve Yağız Egenin sizi bana anlatmasından yola çıkarak Pembe gül almaya karar verdim.Umarım beğenirsiniz."


Sanki annem karşısında ve onunla konuşuyormuş gibi konuşan Ayçiçeğime baktım.O bana Rabbimden gelen bir hediye idi.Tam yaşamdan vazgeçmişken yaşama sevincim olan kadındı.Anneme anne demesi kalbimin ritmini değiştirmişti.Ne güzel de yakışmıştı ağzına...Gözlerini gözlerimle buluşturduğunda bütün duygularımı çıplak bir şekilde görmesini istedim.O da istediklerini görmüş gibi bu sefer de bakışlarını babamın mezar taşına çevirdi.


Merhaba Mert baba size de kırmızı gül aldım.Vatan aşkınıza uygun olan size yakışan bir renk olsun istedim.Bu yüzden kırmızıyı tercih ettim.Yağız Ege gelini aldı ya bu yüzden çok beğenir.Özellikle de sebebini duyunca çok sever dedi. Bende bu sebebe güvenerek aldım.Umarım beğenirsiniz.Mert baba Gülbahar anne oğlunuzu merak etmeyin olur mu ? Ben nefes aldığım sürece Egemin yanında olacağım.Ona elimden geldiğince aile olmaya çalışacağım.Sizde bize yardımcı olun olur mu ? "


Aile olmaya çalışmasına gerek yoktu ki o benim çoktan ailem olmuştu.Onu görünce bütün dertlerimi unutuyor yeniden nefes alıyordum sanki.Elleriyle annemin mezarındaki toprağı eşeleyen sevdiğime yardım etmek için yöneldim.Ikimizde sessiz bir şekilde mezarlarına güllerini diktik.Ayçiçeğim bana ayrı zaman ayırmak için çeşmeden su doldurmaya gittiğinde anne ve babama dönüp konuştum.


"Artık rahat uyuyun canım ailem sizin yanınıza gelmek için gün sayan cansız bedenim Ayçiçeğim sayesinde yeni yuvasına ailesine kavuştu.Onun sayesinde ölmeyi değilde yaşamayı göze aldım ben.Beni merak etmeyin o benim için doğru insan.Ama her daim yanımda olmaya devam edin olur mu ? Ben sizi göremesem de varlığınızı her daim hissedeyim."


Yanıma elindeki şu dolu bidonla gelen Ayçiçeğim ile ayağa kalktım.Beraber mezarlarını suladıktan sonra dualarınızı yaptık.Artık gitme vaktimiz geldiğinde gözlerimin dolmasına engel olamadım.Burada geçirdiğim dakikalarda onlarla olmak konuşmak iyi gelmişti sanki.Ayçiçeğimin eli tekrardan ellerimi bulduğunda gülümsedim.Sıkıca kenetlenen ellerimizin üzerine konan iki beyaz kelebekle kalbim sıcacık oldu.Ayperi de benim hissettiğim gibi hissetmiş olacak ki kelebeklere bakarken gülümseyerek konuştu.


"Beni gelininiz olarak kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.Merak etmeyin bu eller hiçbir zaman ayrılmayacak.Zamanı geldiğinde yine el ele geleceğiz yanınıza."


Ayperinin sözlerinden sonra kelebekler uçarak biri pembe gülün diğeri ise kırmızı gülün üzerine kondu.Ailemin benimle vedaştığını anladığımda gülümseyerek konuştum.


"Sizi çook seviyorum.Canım ailem benim,ikinizi birbirinize emanet ediyorum."


Vedamızı ettikten sonra mezarlıktan çıktık.Yıllar sonra ailemin mezarına gelmiş ve onların mezarına gül dikmiştim.Bunu yapma gücünü kendimde bulmamın en büyük nedeni Ayperimdi.Benim güç kaynağım nefesim Herşeyim.


Ayperi ' den


Ben Yağız Egemi ikinci kez böyle güçsüz görmüştüm.İlki anne ve babasının ölüm yıl dönümünde ikincisi ise mezarlığa girdiğinde.Egem sanki anne babasını yeni kaybetmiş genç adamdı.Öfkesini, özlemini,hasretini ,sevgisini anlatmıştı ailesine hesap sorarken bile onları üzmemek için duraksaması ağır ağır yutkunuşları çoğu yerde sesinin titremesi ne demli zor bir gün yaşadığını bütün çıplaklığı ile göstermişti bana.


Şimdi elinden tuttuğum bu adama bir kez daha aşık oldum.Her zorluğa göğüs gelmeye çalışmış kendi başının çaresine bakmış anne ve babasının ona öğrettiklerini unutmadan kendine doğru bir yol çizmeyi başarmıştı.Arabaya geçtiğimizde Yağız Egemin arabayı çalıştırmasına engel olarak bana dönmesini sağladım.Elleriyle yüzünü kavradığımda bana şaşkınlık ile bakarken ben yüzünü severek konuştum.


"Son günüme kadar bu kalp duruncaya denk yalnızca seni sevecek Yağız Egem.Sen benim dünyama giren hayatıma ve kalbime kabul ettiğim ilk ve tek erkeksin.Bu her daim böyle olacak bu kalp son anına kadar sadece senin için atacak."


Birşey söylemesine izin vermeden dudaklarımızı birleştirdim.Yavaş bir şekilde öpmeye başladım.Dolgun dudakları  dudaklarımın arasında kaybolurken oda çok geçmeden şaşkın halinden kurtulup karşılık vermeye başladı.Bu öpüşme tutkudan çok sevgi ve şefkat barındıryordu.Her birbirimizi öptüğümüzde kalbimiz ruhlarımız bir oluyordu sanki ben bugün ilk öpücüğümü sevdiğim adamla bizim için en anlamlı olan yerde gerçekleştirmiştim.


Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atarken birbirimizden ayrıldığımızda alınlarımızı buluşturduk.Bir müddet nefeslerimizin düzene girmesini bekledikten sonra son bitirici cümleyi sıraladım.


"Ben daha fazla beklemek istemiyorum Yağız Egem bir an önce evlenip yuvamız kuralım."


Bölüm sonu...


Bölümü nasıl buldunuz aşırı merak ediyorum.


Yorumlarda buluşalım hadi 🤭🤭🤗🤗


Loading...
0%