Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@fidanz_sengul55

Başıma vurulan darbeyle gözlerim kapanmıştı.
Denize atılmıştım hem de hiç tanımadığım görmediğim bir insan tarafından.
Gözlerimi hafif araladığımda hala suyun içindeydim ama bir şey beni yukarıya doğru çekiyordu. Fazla su yuttuğumdan bilincimde kapanmıştı.

                                                                                    ***

Kendime gelmeye başlarken sesler boğuk boğuk geliyordu.
Göz kapaklarımın ağırlığından dolayı yavaşça açtım gözlerimi.
Sesler daha net geldiğinde kapının önünde birileri tartışıyordu. Serumumu değiştiren hemşireye doğru neler oluyor neredeyim ben?
Ne oldu bana dedim.
Siz bir kaza geçirdiniz.
Ne kazası dedim? Denize düşüp bilincinizi kaybettiniz. Yaşamanız bir mucize dalgıçlar sizi tam 3 saat sonra ancak bulabilmişler.
Çok su yuttuğunuzdan bilinciniz kapalı olarak hastaneye getirildiniz ve ardından hemen ameliyata alındınız.
Başımın zonklamasıyla ellerim hemen kafamdaki sargıya gitti.
Sakin olun ben doktor beye haber vereyim dedi hemşire. Kapının açılmasıyla sesler bir anda durmuştu.
Kapının aralanmasıyla doktor içeri girdi.
Geçmiş olsun Lena Hanım kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Büyük bir operasyon geçirdiniz dedi Doktor Bijan. Benim adım Lena' mı ben hiç bir şey hatırlamıyorum.
Ben kimim diyerek ağlamaya başladı Lena. Sinir krizi geçirmeye başlamıştı.
Hemşire hemen bir sakinleştirici yapıp hastayı kontrol altına alıp dinlenmesi için odada yalnız bırakmıştı.

KAZADAN ÖNCE

Victoria

(Victoria James'in eski sevgilisidir.)

Victoria - Alo ne yaptınız?

x - Victoria hanım paketi aldık. Şimdi ne yapmamızı istersiniz efendim?

Victoria - O sürtüğü eli kolu bağlı şekilde atın bi yerden denize.

x -Peki efendim siz nasıl isterseniz.

                                                                      James

Hemşire:

Merhaba iyi günler fipr hospital dan arıyorum.
Lena Hanım bir kaza geçirdi eşi olarak rehberden sizin numaranızı bulduk.
Buraya gelebilir misiniz?

James- Lena eşim iyi mi ?

Hemşire:

Hastanız ameliyattan yeni çıktı durumu stabil.

James-:

Çok teşekkür ederim aradığınız için hemen geliyorum.

                         ***

James:

Hastaneye nasıl geldiğini bilmiyordu.
Hastane kapısından koşar adım gelerek karşısına çıkan ilk kişiye danışmayı sordu.
Danışmaya doğru sıklaştırdı adımlarını eşim eşim buraya getirilmiş Lena Saworosx.

Danışma :

B Blok kat:2 186 nolu oda

Aldığı bilgilerle hemen asansöre doğru koşarak düğmeye bastı.
- Lanet olası yukarı değil aşağı gel hadi hadi!!

Kısa bir bekleyişin ardından asansör gelmişti hemen kabine atladı.
B bloğa geldiğinde hemen karşısındaki danışmaya 186 numaralı oda ne tarafta demeden önce eşinin durumunu sormuştu James.

- Eşinizin hayatı fonksiyonları şu an iyi dinleniyor.

James:

Onu görmek istiyorum.
Odayı öğrendiği yöne doğru hızla ilerledi.
Arkasından hemşire bir şeyler seslendi ama duymamıştı.
Nasıl duysundu ki?
O sadece Lena'yı iyi bir şekilde görmek istiyordu.
Kapıyı hızla açıp içeri girdi. Lena' nın serumunu değiştiren hemşire fazla yormamak kaydıyla görebilirsiniz fakat size şunu söylemek isterim Lena Hanım hafızasını kaybetti. Hiç bir şey hatırlamıyor adını bile.
Duyduklarıyla şok geçiren James eşine yaklaşarak elini tuttu Lena ise bu yabancı adamın yüzüne acıyla bakmasına içi acımıştı ama bu yabancı adam elini tutuyordu. Hızla elini çekti.

Lena: Bakın sizi tanımıyorum ve bu şekilde benim elimi tutamazsınız.

James: Sakin ol Lena dedi yumuşak çıkan sesiyle.
Benim James eşin.

Lena: Ne eşi? Ben evli miyim de ?
Peki çocuğumuz var mı ?
Diye sordu çocukları çok severdi Lena bu duyguyla kalbi yumuşadı. Eğer bir çocukları varsa burada olduğunu öğrenip üzülebilirdi.

James: Evet sen benim karımsın ben de senin kocanım.
Fakat.. bir çocuğumuz yok.

Lena: Neden dedi yeni mi evliyiz?

James: Yeni evliyiz ama bizim çocuğumuz olmuyor.

Lena 'nın içi burkulmuştu demek çocukları olmuyordu bu acıyı yüreğinin en derinlerinde hissetti.

***

BİR HAFTA SONRA:

Lena ile James evlerine gitmiş aralarında küçükte olsa muhabbetleri ilerlemişti.

Lena mutfaktan içi dolu iki kupayla çıkıverdi. Çalışma odasında olan James kısık sesle bir görüşme yapıyordu. Lena kapıyı açmak için eli kapı koluna uzandı o esnada şu konuşmalara şahit oldu.

James:

Aptal senin yaptığını anlamayacağımı mı sandın?

Victoria:

Bak James senin hayatında benden başkası olamaz anladın mı beni. O ucubeyi mi savunuyorsun bana? Sana bir çocuk bile veremeyecek bi kadını daha ne kadar hayatında tutacaksın söyle bana söyle!

James:

Nasıl yapabildin böyle bir şeyi seni ruh hastası kaltak. Seninle evlendikten sonra görüşmek büyük bir hataydı. Senin yüzünden Lena ölebilirdi.
Ona bir şey olursa seni yaşatmazdım anlıyor musun yaşatmazdım.
Benden ve karımdan uzak dur.

Lena:

Elindeki kupaları yere dökmüştü şaşkınlıktan duyduklarını bir kez de beyin süzgecinden geçirdi. Bunlar ne demekti öyle onu aldatmış mıydı James ama kiminle?

Bunun ne önemi vardı ki onu aldatmış olması midesini bulandırdı.
Adi herif şu an bir şey hatırlamasa da ona karşı ilgili tavırlarını hatırlayınca bir kez daha nefret etti kocasından.

James bir şeylerin kırılma sesini duyunca hemen sandalyesinden fırlayarak odasının kapısını açtı. Karşısında Lena ' yı donuk bir şekilde görünce korktu. İyi misin bir şeyin var mı? diye sordu.

Aslında içi içini yiyordu acaba Victoria ile telefon konuşmasını duymuş muydu?

Şimdi sakin kalıp vereceği cevaba odaklanmalıydı.

Lena :

İyiyim başım döndü sadece deyip geçiştirdi. Kendine ne olduğundan ve kiminle aldattığını öğrenmek için şimdilik bir şey bahsetmeyecekti.

İkisi de pusuda avını bekleyen bir avcı gibiydiler.

James: Sen ne için gelmiştin?

Lena: Belki çay içeriz diye düşünmüştüm ama görüyorsun ki artık içemeyiz deyip yerdeki kırık cam parçalarını işaret etti. İkisi de kahkaha atmaya başladılar. Lena, James 'e gülerken kısa bir an baktığında tekrar midesi bulandı. Geçmişe dair hiç bir şey hatırlamıyordu.

Ertesi gün sabah farklı odalarda uyanıp güne başlamışlardı.

James şirkete gelip gidiyor arada muhabbet edip ağzından laf almaya çalışıyordu Lena.

Bu sabah işe gitmeden biraz ilgili davranıp ona yakın olmalıydı ki bir şeyler öğrenebilsindi.

Lena üstündeki sabahlığın dekoltesini biraz daha açıp aşağı indi hazırlanmış şekilde gelen kocasını gördü merdivenlerde.

Günaydın canım işe mi gidiyorsun? Ah benimki de soru işte deyip en güzel gülümsemelerinden birini gönderdi. Kahvaltı yapalım mı beraber vaktin varsa?

James :Günaydın Hayatım sen az önce bana canım mı dedin dur bir dakika sen bir şey mi hatırladın?

Lena: Hayır ama artık bir yerden başlamalıyız diye düşündüm.

James çapkın bir şekilde Lena' nın dekoltesine kaydı gözleri biraz yaklaşıp yanağından öpüp bence de çok iyi düşünmüşsün. Beni çok mutlu ettin senin bana yabancı bakışların ruhsuz davranman o kadar ruhumu yaralamıştı ki deyip Lena' nın beline doladı kollarını. Seni çok özledim sana sarılmayı seninle sohbet etmeyi bana aşkla bakmanı.

Lena' nın eline öyle bir fırsat geçmişti ki bu fırsatı tepemezdi bu temastan rahatsız olmuştu ama biraz daha katlanabilirdi.

Tamam o zaman sen burada bekle beni kahvaltıyı hazırlıyorum hemen.

James: Tamam hayatım.

Kahvaltı faslı bitmişti. Eşini işe yollayan kadınlar gibi o da aynısını yaptı kapıya kadar eşlik etti akşama bir şeyler mi yapsak diyorum James ne dersin?

James: Tabi olur hayatım aklında bir şeyler var mı?

Lena: Bilmem çoktandır dışarı çıkmadım bi yemek mi yesek ne dersin ?

James: Çok iyi olur canım akşam için araç yollarım sana. Fazla süslenme gözlerini senden alamayanlar olacaktır ve ben o gözleri oyup rezillik çıksın istemiyorum.

Lena: Gülümseyip aa yapma ama böyle benim gibi bakımlı bir kadın nasıl giyinmesi gerektiğini bilir biliyorsun ki yada bilmelisin. Bana karışmana müsaade edemem ben ne istersem onu giyerim.
Kocasının yanağını formaliteden öpüp görüşürüz canım akşamı iple çekiyorum deyip kapıyı kapattı.

James in öptüğü yanağını kaç kere silmişti bilmiyordu.

Evin içinde çok sıkılmıştı saat dörttü. Gün içinde kitap okuyarak yada film seyrederek zamanını geçirmişti. En iyisi James e bir mesaj atıp ona göre hazırlanabilirdi.

Lena:

Hayatım saat kaç gibi buluşuyoruz çok heyecanlıyım.

James:

Sakin ol bebeğim aslında ben de heyecanlıyım uzun zaman sonra seninle vakit geçirmek için sabırsızlanıyorum. Saat altı gibi hazır ol araç gelecek seni almaya.

Lena, mesajı okumasıyla sinsi sinsi gülümsedi hah şöyle yola gel James efendi.

Acaba ne giyinsem diye düşünerek merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı.

Giysi gardırobunun kapağını açtı. Bedenini biraz geri çekerek kıyafetlere göz attı.

Tarzını hatırlamıyor olsa da hem spor hem klasik cesur elbiseleri vardı.
Her kıyafete uygun ayakkabı ve çantalar mevcuttu.

Kendini tebrik edip kırmızı uzun vücut hatlarını belli eden sırt dekolteli cesur bir elbise seçip saçları ve makyajı için aynanın karşısına geçti. Kendisine baktı belli bir süre uzun zamandır bakım yapmadığı için yüzü solgundu. Göz altları çökmüştü.
İyi bir makyajla bu sorunun üstesinden gelebilirdi.
Yeşil gözlerini ortaya çıkarmak istedi ve fırçayı göz rengine uygun pigmentli farı uyguladı. Eveet artık saç ve makyaj bitmişti.
Saate baktığında vaktin gelmiş olduğunu anladı ve aşağı inip aracın gelmesini bekledi.


***


Araç geldiğinde yerleşip yolu seyretmeye başladı.
Yolculuk esnasında sessiz kalıp olanları düşünmeye başladı.
Hafızasını kaybettiğinden bu yana olanlar gözünün önünüzden bir bir geçmişti.
O kadar dalmıştı ki onu bu düşüncelerden aracın kapısının çıkardığı büyük ses kendine getirdi.

Restorana geldiğinde burayı hatırlar gibi olmuştu. Karşılamadaki bayan ona masaya kadar eşlik etmişti.
James ayağa kalkarak karısının alnından öptü ve onu baştan aşağı ilgi ve beğeni ile süzdükten sonra çok güzel olmuşsun deyip sandalyesini çekti. Kendi de yerleştikten sonra menüyü incelemeye başladılar.
Menüden istedikleri yemeği kararlaştırıp sipariş verdiler.
Şaraplarından birer yudum alarak sohbet etmeye başladılar.

James:

Hayatım önceden de buraya gelirdik. Hatta burada tanıştık biliyor musun?

Lena:

Ah James sevgili eşim çok hatırlamak isterdim.
Bana anlatır mısın o güzel günleri belki hatırlarım.

James:

Tabii ki hayatım.
Bir gün iş toplantısı için gelmiştik buraya arkadaşlarlaa........

James anlatırken restoranda topuklu ayakkabı sesleri yankılanıyordu.
Gelen kişiyi görmek için arkasını döndüğünde ise gördüğü yüzle elindeki şarap kadehi yere düştü.........

Loading...
0%