ARYA 'DAN:

Kulağıma gelen beni etkileyen ezan sesiyle uyandım bu zamana kadar namaz kılmayı hep ertelemiştim. Annem beni bu konuda sürekli ikaz ederdi. Aslında kılmak istiyor ama bir türlü kılamıyordum. Sureleri yarım yamalak hatırlıyordum. Müsait bir zamanda bu konuyu araştırmayı aklıma not ettikten sonra dua edip tekrar yattım.

SAAT: 09:00

Annemin sesini duymamla ayağa fırladım. Arya!!!! Arya!!! Kalkmazsan yanına geliyorum. Kime diyorum ben yaaa. Annemi daha fazla kızdırmadan kalktım. Yatağımı toplayıp elimi yüzümü yıkadım. Merdivenlerden aşağı inerken taze ekmek ve yeni kızartılmış patatesin kokusu geliyordu. Imm çok güzel diyerek mırıldandım.

Annem beni gördüğünde hadi çayları doldur dedi. Herkesin çayını doldurduktan sonra yerime yerleştim. Babam televizyondan gelen haberin sesini yükseltti. Babam asla sabah haberlerini dinlemeden işe gitmezdi. Biten kahvaltının ardından masayı annem toplarken ben de evi süpürüp silmeye başladım. Tam bir saat süren temizliğin ardından bir kahveyi hak etmiştim. Annecim kahve yapıyorum ister misin diye sordum. Yok, güzel kızım çamaşır makinesi bitmiş çamaşırları asayım ben. Tamam, annecim diyerek mutfağa yöneldim. Cezveyi alıp ocağın üstüne koydum. Kahveyi çekmemeceden çıkarıp kahveyi karıştırmaya koyuldum. Kahve olana kadar sosyal medyada dolaşıyordum. Ta ki o taşma sesini duyana kadar. Hızlı bir şekilde ocağın altını kapattım. Ohhh be taşmadı dedim derin bir nefes alarak.

Kahvemi yudumlarken Miran'ın hesabını açmak için ismini yazıp tuşladım. Duvarında az denebilecek kadar kendi fotoğrafı vardı. Ah hele ki bir gülen fotoğrafı var aklıma bir anda ya başkaları da benim gibi düşünüp bakıyorsa diye geldi. Sonra gülüşü geldi gözümün önüne, herkese böyle güzel mi gülüyordu. Yoksa bir tek bana mı öyle geliyordu.

Miran ile ben olamaz mıydık? İlla ki kalbinde ve aklında biri vardır diye düşündüm. Allah'ım içimden geçen bu düşünceyle kalbim sol tarafıma ağır gelmeye başlamıştı. Kaç gece uyumadan önce, sabah kalktığımda hep aklımda o vardı.

Derslere de artık kendimi veremiyordum. Kafamdakileri bir kenara bırakıp olduğum yerden kalktım. Bugün hafta sonu olduğu için biraz gezip kafa dağıtmalıydım. Nereye gitsem diye düşünürken aklıma sahil havası almak geldi. Sahil bize çok uzak sayılmazdı. Üst kata çıkıp güzelce hazırlandım. Kendimi iyi hissetmek adına kombin yapıp ve ardından da makyajımı tamamladım. Saçlarımı da atkuyruğu yapıp aynaya bakarak yine çok güzelsin dedim. Aynada ki yansımama bir öpücük göndererek. Kendimi seviyordum çünkü ben bir aslan burcuydum. Kendimi beğenmek ve övmek benim doğamda vardı. Çantamı elime alıp evden çıktım. Kulaklığımı takıp şimdi o sevdiğim ışıklı yolları yalnız mı yürüyeceğim adlı şarkıyı açıp son ses dinlemeye devam ettim. Yaklaşık yirmi dakika kadar yürüdükten sonra sahil kenarına gelmiş manzarayı seyrediyordum.

MİRAN 'DAN:

Sahil kenarında Yiğit'le sohbet ederken biran gözlerim Arya 'yı bulmuştu. Manzarayı seyrediyordu. Henüz bizi fark etmemişti. Yiğit' in çalan telefonuyla dikkatimi Yiğit’in konuşmasına verdim. Tamam, tamam hemen geliyorum.

Hayırdır Yiğit kötü bir şey yok ya dedim. Annem birazdan bize yıllardır görmediğim dedemin geleceğini söyledi. Eve geçmem gerekiyor kusura bakma kardeşim. Başka zaman daha iyi bir plan yaparız olur mu dedi. Tamam, kardeşim sıkıntı yok sen git ben biraz daha buralarda takılırım. Hava güzeldi. Manzaraya baktıkça içim huzur doluyordu. Arya ‘ya kaydı gözlerim. Ne kadar nefsime hâkim olup ona bakmak isteme semde bakışlarım onu buluyordu. Sonra içimden Hz. Ali 'nin şu duasını hatırlayarak dua ettim. Allah'ım gönlümde olanı hakkımda hayırlı, hakkımda hayırlı olanı da gönlüme razı eyle diyerek âmin dedim dolu bir nefesle. Arya etrafa göz atarken bakışlarımız birbirini buldu o an ne yapacağımı şaşırdım. Başımla selam verdim. Arya 'da aynı şekilde bana selam verdi. Yanıma yaklaşıp merhaba dedi. Ben de ciddi ve tok bir sesle merhaba dedim