
Tesadüfler sadece izlediğimiz ve yahut okuduğumuz kitaplardan ibarettirder bir çoğu kişi. Ben de tesadüflerin sadece insanın kurgulaması üzerine olduğunu düşünürdüm, bu zamana kadar.
Yanıldığımın en büyük kanıtı karşımda duruyordu. Kanlı canlı haliyle bana bakan şimdi o muydu yoksa hayatın bana oynadığı bir oyun mu? Sanırım hayatın bana attığı gollerden en iyi kaleye isabet edeniydi.
Şaşkınlıkla kapıyı açmış Meriç'le bakışıyorduk. Ne ben hakaret edebiliyordum ne de o tek kelime edebiliyordu. İkimizde aynı anda sanki dillerimiz lâl olmuştu.
Bu suskunluğumuzu bozan annemin içerden bağrışmaları olmuştu tabii.
Annemin bağırması üzerine yerimde sıçradım. Bu durum hoşuna gitmiş olacak ki karşımda sıratmamak için dudaklarını kemirip kafasını sağa sola çevirip etrafı incelemesinden anlayabiliyordum.
"Kızım ne dikiliyorsun kapının önünde sabahtan beri".
Annemden şaşırmış olacak ki ilk önce benim gibi duraksadı fakat kendini benden daha hızlı bir şekilde toparlayıp hafifçe gülümsedi.
"Hoşgeldin oğlum. Gel geç içeriye buyur"
Annem yine sevecen ve tatlı halinden eser vermiyordu. Bir insan her zaman mi böyle iyilik dolu olabilirdi. Anlayamıyordum ki...
"Hoşbulduk efendim"Meriç
Annemin ayıplar ifadeyle baktığını görebiliyordum. Kendisine efendim veya hanım denmesinden oldum olası haz etmediğini bilirdim.
Meriç ne yanlış yaptım bilmeden diye yüzüme bakarak benden yardım istediğini görebiliyordum yüzünddki ifadeye bakınca.
"Aaa ne efendimi oğlum ben senin teyzen sayılırım. Nebahat teyze' de bana yeter"
"Peki Nebahat teyze sen nasıl istersen öyle olsun"Meriç.
Olay tatlıya bağlandığına sevinmiştim. Açıkçası annem Meriç'e takabilirdi. Sırf ona efendim dedi diye. Bazen tuhaf alışkanlıkları olabiliyordu.
Kapıyı kapatıktan sonra solana doğru geçtik. Meriç anne ve babasının arabayı park ettiğini söyledi.
İçeriye geçtiğimizde babamın Meriç'i fark etmesi üzerine oturduğu yerden kendini topladı.
Babam her zaman misafir bizden yaşça büyük olsun küçük olsun karşısında saygıyla oturmamız gerektiğini öğretmişti bu zamana kadar.
"Hoşgeldin evladım. Babangiller neredeler?
Sevecen bir edayla kendini çekilip sırtına dostane bir şekilde hafifçe vurdu.
"Hoşbuldum tekrardan Orhan amca. Babam arabayı park ediyordu aşağıda, eli kulağındadır gelir şimdi"Meriç.
Tam bu sarıda kapı çalmıştı. İyi insan lafının üstüne gelir derler.
Kapıya bakmaya gittigim esnada annem ben bakarım dedi. Tabii giderken yine iş kitlemeyi unutmamıştı. Annemin isteği üzerine gidip altı yanan ocağı kapatıp çorba tencerisini elime aldım.Sıcak olduğunu unutmuş olmalıyım ki tutunca ellerim yandı.
Acıyla inledikten sonra tencereyi tezgaha bırakıp elimi suyun içine soktum. Allah'tan bir kaç saniyeliğine tutmuştum da ellerim sadece hafif kızarmıştı. Soğuk suyun altinda ellerimi biraz daha tuttuktan sonra çeşmeyi kapadım.
Bu sefer tencereyi bezler ile tutup sofraya götürdüm. İçeridekilerde masaya geçmek üzereydiler tam bu esnada.
Hafifçe gülümseyerek "Hoşgeldiniz"dedim.
Hepsi "Hoşbulduk" dediler.
Elimde tutmuş olduğum tencereyi masaya bırakıp teker teker kaselere çorbaları doldurmaya başladım.
En son kendime koyduktan sonra babamin yanında olan bosluga geçtim. Tam karşımda ise Meriç oturuyordu.
Gözlerimle hafifçe onu süzerken ya da tam manasıyla ona yiyecekmisim gibi bakarken bakışlarımı yakaladı. Biraz utanmış olacağım ki kafamı diğer tarafa çevirdim. Bu sefer onun beni izlediğini anlayabiliyordum.
"Aynı okuldaymışsınız kızım duyduğuma göre"
Meriç annesi Bahar teyzeydi. Meriç ile aynı okulda olup olmadığımızı soruyordu.
Ağızımda ki lokmayi yutup Bahar teyzeye doğru döndüm.
"Evet Bahar teyze aynı okuldayız ve hatta aynı sınıfta okuyoruz".
Herkesin bu duruma şaşırmış olduğunu anlayabiliyordum.
Meriçin babası Ferdi amca çok iyi denk geldiğini söylemişti. Meriçe yardımcı olmam konusunda ricada bulunmuştu.
"Sizi daha da şaşırtacak bir şey söyleyeyim yan yana oturuyoruz"Meriç.
"Vallahi de şansın böylesi yani pes"Bahar teyze.
Ailecek annemin hazırladıği yemekleri yemiştik. Tatlıyı masada yemek istemedikleri için salona geçmiştiler. Bu esnada sofra icin anneme yardım ediyordum.
Bahar teyze bende yardım edeyim demisti fakat annem sen misafir sayılırsın geç içeriye otur dediysede dinletememişti. İkisi de birbirinden inatçıydı. İkisi mutfağı hallederken bende masayı topluyordum.
Meriç'in babası yani Ferdi amca babam gibi inşaat sektöründeydi. Babamın çalıştığı firmanın sahibinin kardeşinin firmasında babam gibi müdür olarak çalışıyordu. Annesi Bahar teyze ise halk eğitim kurslarında kadınlara dikiş nakış öğretiyordu.
Bir ablası ve erkek kardesi vardı. Ablası şuan İzmir'de biyoloji öğretmenliği okuyormuş. Kızlarınından bahsederken duydukları gurur yüzlerinden anlaşılabiliyordu.
Umarım bir gün ben de ailemi bu şekilde gururlandırmak istiyordum.
Kardeşi ise 8. sınıfa gidiyordu. Lgs döneminde olduğundan dolayı ders çalışması gerektiği için gelememişti.
Annemlerde elinde tabaklarla içeriye gelmişlerdi.Sehpaları önlerine yerleştirdikten sonra herkes tatlısını eline alıp yemeye başlamıştı.
"Dünürüm artık bir dahakine acı kahveni içmeye geliriz"Ferdi amca.
Babam bu sözler üzerine şok geçiriyor olacak ki öksürmeye başladı. Yanında duran Ferdi amca babamin sirtina setce vurdu.
"Helal lan helal daha dünür olmadan gidiyordun öbür tarafa"Ferdi amca.
Babamın sinirlendiği apacık ortadaydı. Belanı arama kardeşim aksam akşam diyordu.
"Ne dünürlüğü lan dangalak herif. Ne saçmalıyorsun. Benim kızım okuyacak"
"Bak çocuklar çok yakınlarmış zaten hem bizde seninle devrem sayılırız. Çocuklarımızın da bahtını yapmış oluruz. Ha!Nedersin dünürüm?"Ferdi amca.
Babam kafasını sağa sola sallayıp hasbinallah diyerekten cevap vermek için ağzını araladı.
"Ben ne diyorum sen ne diyorsun. Ben kızımı kimseciklere vermiyeceğim hem benim kizım okuyacak".
"Ben okumasın mı diyorum okusun okusun, okuduktan sonra isteriz"
"Allah'im geliyolar bana. Bu akşam katil olmadan çıkabilsem sabahaya".
Olayın daha da büyumemesi için devreye anneler girmişti. Babamı da Ferdi amcayı sakinleştirmişlerdi.
Hep birlikte sohbet edip arasıra babamların tatlı atişmalari üzeine bir ssat sonra gitmişlerdi.
Olaylı geçen gecenin ardından pijamalarımı giyip yatağa uzandım. Kendimi çok yorgun hissettiğim için bakım yapmadan yatmıştım zaten yarın okulun son günü olduğu için ihtiyaç duymamıştim. Yorganın altına girip uykunun kollarına kendimi esir bırakmıştım.
********************************************
Sabaeyin kurduğum alarmın çalmasıyla zor bela gözlerimi aralayıp etrafı süzdüm. Açık olan pencereden içeriye sızan güneş ike birlikte yorganın altına biraz daha sokuldum.
Okula gidisim gelmiyordu bugün. Ne olurdu da bizim okula da mafyalar gelip bassaydı. Sadece bir güncüğüne...
Buradan yetkili mafyalara sesleniyorum. Lütfennn gelip okulu basın.
Yattığım yerde biraz daha saçmaladıktan sonra ne kadar yatsamda sonucun yine aynı olacağını bildiğim için tuvalete gittim.
Odadan çıktığımda Serhad abimle göz göze geldik. Ortamda çalan vahşi batı müziği ve havasını hissedebiliyordum.
Gözlerimi mümkün olduğunca kısıp bugün benim günüm dedim dudaklarımı kıpırtarak.
Bakışlarım bir ona bir de tuvaletin kapısını kayıyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra ondan önce hamle yapıp koşmaya başladım.
Tabii beyimizin attığı bir adım benim beş adımıma bedel olduğu için benden önce varmıştı.
Kazanamayacağımı anladığım her savaşta biraz hileye başvuruyordum.
Ayağına çelme çakmamla birlikte yere kapaklandı. Sert düşmüş olsa gerek ağzından küçük bir inilti çıktı.
Tam üstünden basıp geççeğim esnada ayağımı kaptı. Ne kadar kurtarmaya çalışsamda köpek gibi yapışmıştı.
"Abi köpek misin tuttun bacağımı bırakmıyorsun"
"Hoşt lan!Sensin köpek, ne biçim konuşuyon sen bakayım abinle. Alırımın ayağımın altına ona göre.
"Ay aman çok korktum haspam. Lutfen beni bağışla"
Sıktıli bir nefes verdim. Gücümü sonuna kadar kullanıp ayağımı ondan kurtardım. Beni tekrardan yakalamasına izin vermeden tuvalete gidip kapıyı kitledim.
Arkamdan ettiği lafları duyabiliyirdum. Sanki çokta umrumdaymış gibi. Ne demiştim hem bugün benim günüm diye.
İşlerimi hızlıca hallettikten sonra çıkıp okul formamı giydim. Tabii bu esnada boş durmayıp bugün cuma diye enseme silleyi çakmıştı.
Okul formam etek ve gömlekten oluşuyordu. Okul eteği lacivert düz ve dizlerimin hemen biraz yukarısinda bitiyordu. Üzerimizide beyaz gömlek ve herhangi bir hirka veya ceket giyme şansımız vardı.
Hazırlandıktan sonra mutfağa geçtim. Tüm aile oturmuş kahvaltı ediyolardı.
Annemin yanına gidip yanağına sulu öpucük kondurdum. Aynısını babamada yaptıktan sonra yerime oturup"günaydın"dedim
"Günaydın kızım. Kahvaltıni yyapta okula giderken birakayım seni.
Babam her ne kadar yoğun çalışsada bize her zaman mümkün oldiğunca vakit ayırmaya çalışıyordu.
"Peki babacım"
Masaya baktığımda Devran abimi görememiştim. Umarım bir sorun yoktur.
"Anne Devran abim nerede hasta falan mı yoksa?"
"Yok kızım şirkete gitti sabah. Patron erjen çağırmış bugün."
Acaba sıkıntı mı vardı? Abim genelde cumaları işe biraz daha geç giderdi. Başına bela almamıştır umarım.
"Kötü bir durum yok değil mi? Eğer bana söyle-"
"Ayy kızim ne laklak yaptın korkma yemediler Devran abiciğini. Bizde senin abiniz ama nerde insan bizi de sorar bir"
Abim gerçekten kıskanç olabiliyordu. Devran abi beni anlayabiliyordu. Sıkıntımı derdimi paylaşalabiliyordum. Serhad abimi dr seviyordum fajat o biraz daha baskın ve kuralcıydı.
Bu hayatta en nefretttiğim şeylerden bir tanesi insanların kurallarını dayatarak isteklerini yaptırmasıydı.
Zorla yapılan iş sayılmaz insan kendi isteği üzerine yapmalıdır. Zorlama ile ne değirmen suyu döner ne de değirmenin kendisi.
Kahvaltıyı bitirdikten sonra babam beni okula bırakmıştı. Aklım hâla Devran abimdeydi. Kafamı daha fazla bulandırmamak için bu konuyu kapattım. Nasıl olsa akşama gelince öğrenirdik.
Sınıfa girdiğimde Betül'ü tamda asırlardır gordüğüm manzarayla gördüm. Uyurken.
Yanına gidip onu sarsınca sıçrayarak uyandı. Döveceğini bildiğim için hemen lafa atıldım.
"Meriçler dün bize geldi. Babam ile babası çok yakin arkadaşmış"
Söylediğim kelimeler şok etkisi yaratmiş olacak ki kan gelmişti. Ne kadar süre geçti bilinmez fakat korktuğum için ona seslendim.
Kendine gelince attığı çığlık kulağımı sağır edecek kadar güçlüydü. Ayarı yoktu bir türlü
"NEEEE!...
(Şuan bu yazıp yayınladığım ilk eserim o yüzden hatalarımdan dolayı özur dilerim şimdiden.)
Ve son olarak yorum yapmanızı rica ediyorum. Fikirleriniz benim için önemli.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |