Ben kendimden olabildiğince uzak tuttuğum kediyle ağlamak üzereydim. "Hazırım Şakir Hocam! Vur iğneyi!"
En sonunda Mırmır'a iğneyi vurunca büyük bir rahatlama gelmişti ancak bu rahatlama keşke olmasaydı da, Medusa'nın gözleri beni bulsaydı da taşa dönüşseydim de Mırmırı bırakmasaydım. Ne mi olmuştu? Mırmır aslanın avına saldırması öncesi avını izlemesi gibi bana bakarak yavaş adımlarla gelmeye başlamıştı. Bense geri geri gitmeye başlamıştım bile Mırmırın hızlanmasıyla koşarak muayenehaneden çıktığım gibi kliniğin içinde koşmaya başlamıştım. Mırmırın bana ne kadar yaklaştığına bakarken bir yandan da klinikten çıkıyordum. Ve birine çarpmam sonucunda bir çift kahve gözün kollarındayım. Ne bir çift kahve gözün kollarında mıyım noluyor anasını bu kim? . |
Bunları da beğenebilirsiniz
|
0% |