Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@flanerlust

Boğazımdan yukarı tırmanan keskin acı genzimi yakıyordu. Ruhumda müthiş bir sızı hissediyordum. Gözlerime düşen kirpiklerimin kara gölgesi bana ağırlık veriyordu. Bedenimdeki garip sızıyla vücudumu haraket ettirmek istedim ama parmağımı bile kıpırdatamayacak kadar yorgun hissediyordum. Göz kapaklarımın ardındaki karanlık beni o kadar çok rahatsız etti ki bundan kurtulmak istedim.

Kurtuldum.

Gözlerim beyaz ışıkları olan tavanla buluştu. Karanlıktan aydınlığa çıkmış gibi gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım. Hastane odası mıydı burası?

Koluma bağlı olan serum, parmağima takılı mandal benzeri bir şey ve monitordan gelen kalp atışlarımın sesi. Evet kesinlikle bir hastane odasindayim. Ama neden?

Ne olmuştu bana? Neden burda yatıyordum?

Ve en önemlisi. Ben kimdim?

Göz kapaklarımı indirip zihnimi yoklamaya başladım, zihnim tamamen sisle kaplanmış gibiydi. Zihnimin içi bir yol olsa sisten önümü göremediğim için kim bilir kaç kez düşerdim.

Lanet olsun ne oluyor böyle yahu. Neden kendimi hatırlamıyorum? Adımı, ruhumu, geçmişimi neden hatırlamıyorum?

Oturduğum yerde dikleşmeye çalıştım ama değil kalkıp oturmak kolumu haraket ettirecek gücüm yoktu. Bir kaç dakika sonra odanın kapısı açıldı ve içeriye beyaz önlüklü bir hemşire girdi. Beni görünce ilk gözleri şaşkınca açıldı ve elindeki dosyayı yere düşürdü. Ardından kapıyı açık bırakarak sola dönerek koridorda ilerlemeye başladı.

Kafam karışmış bir şekilde arkasından bakarken kapımın biraz yakınlarında telefonla konuşan bir kız gördüm. Sesi az da olsa geliyordu.

"Evet abi dedim ya doktor hafıza kaybı olduğunu söyledi, geçici mi kalıcı mı yavaş yavaş öğreneceğiz" Birisinin konuşmasını dinlemek ayıptır bunu biliyorum ama gözlerimi yeni açtım, yani şuan umrumda olacak en son şey ahlak kurallarına uymaktır. Aceba benden bahsediyor ola bilir mi?

"Ya abi kafayı mı yedin? Sana ikinci bir şans verildi bunun farkında değil misin? Yeniden yapa bilirsin, oyunu yeniden kura bilirsin, bu sefer anlamamasını sağlaya bilirsin. Her şey bu kadar mükemmel ilerliyorken bunu mahvedemezsin"

Uyanır uyanmaz bu ne gerçekten yaa. Kafam iyice karıştı, bu kız kimden bahsediyor aceba? Umarım ben değilimdir. Benim kapımın önünde konuşması benden bahsettiği anlamına gelmiyor sonuçta.

Dikkatimi bölen içeri giren doktor kılıklı bir adam oldu. Yanındaki az önce odaya girip sonra da hemen çıkan hemşire yere düşürdüğü dosyayı yerden alıp yanıma yaklaştı. Kolumdaki serumu yenisiyle değişirken doktor gözlerini dikmiş bana bakıyordu.

Boğazımı temizleyip direkt konuşmaya başladım. "Neden hastanedeyim? Ne oldu bana? Ve neden zihnim bu kadar puslu? Hiç bir şey hatırlamıyorum."

Doktor sorularımı sakince dinledikten sonra derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Öncelikle burda olmanın sebebi bir kaza geçirmen... Ve hiç bir şey hatırla..."

"Bir dakika ne? Ne kazası anlamadım?" Yorgun bir sesle sorularımı sormaya devam ederken göz kapaklarımı açık tutmakta bile zorlanıyordum. Allah aşkına bana ne olmuştu böyle.

"Size araba çarptı"

Az önce açık tutmakta zorlandığım gözlerim şaşkınlıktan açıldı. Hangi trafik canavarı beni ezdi pardon?

"Ve hiç bir şeyi hatırlama sebebiniz de kafanıza üst üste almış olduğunuz darbe yüzünden. Bu hafıza kaybının geçiçi mi yoksa kalıcı mı olduğunu henüz bilmiyoruz. Bunu siz öğreneceksiniz."

"Tıp hâlâ o kadar gelişmedi mi yaa?"

"Efendim? Anlamadım?" Doktor şaşkınca suratıma bakarken halsizce gülümsedim.

"Yok bir şey, size demedim. Imm peki beni buraya kim getirdi yani tanıdık biri mıydı? En azından adımı bileyim"

"Sizi buraya getiren kişi isminizin Gece olduğunu söyledi. Kendisine haber verildi 1 saate burda olacaktır"

Gece... İsmim güzelmiş. Evet takıldığım şey çok saçma ama şuan hiç tanımadığım kendimle ilgili en önemli şeyi öğrenmek hoşuma gitmişti.

Kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra aklıma gelen soruyla doktora baktım .

"Peki ben kaç gündür buradayım?"

Doktor tereddütle ilk yanındaki hemşireye baktı ardından nefesini vererek sorumu yanıtladı.

"3 aydır" 

"Ha?"

Evet 3 aydır uyuyan birisine göre bu çok saçma bir tepki ama NE? Ne demek 3 aydır buradasın ya.

"3 aydır komadasınız Gece hanım"

Doktorun tekrardan cevabını doğrulamasıyla derin bir nefes verdim. Gözlerim tekrardan kapanmak üzereyken doktorun çıkmadan önceki cümlelerini duydum.

"Benim diğer hastalara bakmam gerek, hemşire hanım bir şeye ihtiyacınız olursa diye ne olur ne olmaz yanınızda kalsın. Şunu demem gerekiyor ki 3 aydır vücut kaslarınız haraketsiz kaldığı için her haraketinizde biraz sızı ola bilir, ani hareketlerden kaçının, kendinizi yormayın ve biraz daha dinlenin lütfen"

"Peki doktor, nasıl istersen" diye zar zor cevabımı verdikten sonra doktor odadan çıkmıştı. Doktorun kapıdan çıkarken ki zaman diliminde gözlerimi hafif açarak dışarı bakmaya çalıştım. Az önceki kız gitmişti, eğer benimle bir alakası olsaydı uyandığım ı öğrenince içeri gelirdi değil mi? Demek ki benden bahsetmiyordu. Hem dünyadaki tek hafıza kaybı yaşayan ben miyim canım.

Ben düşüncelere dalarken yanımdaki hemşire de elindeki dosyaya bakıp duruyordu. 3 aydır burdaymışım neden dosyamı yeni görmüş gibiydi.

Onu umursamayı bırakarak gözlerimi kapattım. Yaklaşık 5 dakika sonra kapının açılıp kapanma sesiyle hemşirenin gittiğini anladım. Odadaki tek ses sadece nefesimin sesiyken kendimi kafamın içindeki düşüncelerde buldum. Gerçekte kimdim ben? Adım Gece'ydi. Peki ailem kimdi? Ya da bir ailem var mıydı? Beni buraya getiren kişi buraya bir an önce gelir umarım, yoksa zihnimdeki sorular beni yiyip bitirecekti.

Bıkkın bir şekilde nefesimi verdikten sonra kendimi kayıp zihnimin derinliklerine bıraktım.


🦋

Uyanan zihnime rağmen gözlerimi açmadım. Bir süre kendime geldikten sonra yavaşça gözlerimi araladım ve yanımdaki koltukta oturan yaklaşık 20 25 yaş arası bir adamla göz göze geldim.

Dirseklerini dizlerine yaslamış ve ellerini çenesinin altında birleştirmişti. Bakişları endişeli aynı zamanda da tuhaf bir şekilde huzurluydu. Hafifçe gülümseyerek gözlerimin içine baktı, derin bir nefes alıp "Sonunda o güzel gözlerin açıldı" dedi

Tedirgindim. İçimde oluşan garip bir ürperme beni rahatsız etti. Hiç uzatmadan direkt konuya girdim.

"Sen kimsin? Ve ben kimim?" Beklemeye sabrım yoktu, zihnim kayıpken ve beni tanıyan biri karşımdayken konuyu uzatmadan konuşmak en iyisiydi.

Gözlerini kaçırarak oturduğu koltukta dikleşti ardından ellerini dizlerine sürtüp tekrar aynı pozisyonuna döndü. Sanki bu durumdan ve ya soru sormamdan rahatsız gibiydi.

"İsmim Ege. Ege Kılıç"

Devam etmesini ister gibi yüzüne baktım ama konuşmayacak gibiydi. Derin bir nefes alarak kendimi konuşmaya zorladım.

"Peki benim neyimsin? Adım Gece'ymiş. Sen söylemişsin doktorlara, nereden biliyorsun adımı?"


Verdiği nefesle gözlerinin dolduğunu gördüm. Kafasını önünde birleştirdiği ellerine çevirdi ve onlarla oynamaya başladı, kendini biraz toparladıktan sonra yüzünü yüzüme çevirip beni şoka sokan o cümleyi kurdu.


"Adını biliyorum, çünkü sen benim karımsın"


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Şok oldunuz dimi? Oldunuz oldunuz. Dksnsjskdm


Ee bölüm nasıldı beğendiniz mi?


Sizce bu adam gerçekten Gece'nin kocası mı?


Peki bundan sonra neler olacak? Gece bu durumu kabullenecek mi hemen?


Yeni bölümde görüşmek üzere :)


Loading...
0%