Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@floranincikolatasi

 

Bölüm-10

“O benim… sevgilim.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“O benim… sevgilim.” dedim.

“Ne? İnanamıyorum şu an.” dedi Buğra. Cidden yüzündende inanamadığı okunuyordu.

“Bizde inanamadık.” dedi Kerem.

“Peki ne zamandır sevgilisiniz?”

Aynı anda Kerem’le göz göze geldik. Sadece iki dakika önce…

“İki dakika, kırk iki saniye önce sevgili olduk.” dedi Kerem. Saniyesine kadar biliyordu.

“Ne? Az önce mi?” dedi şaşkınlıkla.

“Valla kardeşim sen gelmeseydin kuzeninle nasıl sevgili olurdum bilmiyorum. Sağ ol.”

“Sizi ben sevgili yaptım!” dedi bağırarak.

“Yalnız… bu yanımdaki hıyarto, seni benden kıskanmış. Sevgili olduğumuzu sanmış.”

“Ben hıyarto muyum? Aşk olsun.”

“Olmuş zaten.” dedim kıkırdayarak.

“Bu beni seninle sevgilimi sandı? Peki siz nasıl tanıştınız bana anlatın çabuk.”

Biz Kerem’le baştan sona her şeyi anlattık. Buğra’da ağzını açmadan bizi dinliyordu.

 

Gün batarken balkonumda oturup elimde kahvemle güneşin batmasını izliyordum. Bugün yaşananlara hala inanmakta güçlük çekiyordum. Gondola bindiğimizde belime sarılan kolunu tuttuğumda göz göze gelmiştik. İşte içimde bir şeyler kıpırdanmıştı ama anlayamamıştım. Bugün anladım. Burunlarımız değdiğinde anladım. Hava tamamen kararmıştı. Telefonuma gelen mesajla irkildim. Kahvemi masama bırakıp telefonumu aldım. Mesaj tanımadığım birindendi. SMS olarak gönderilmişti.

 

Bilinmeyen numara

Selam ben Mert. Hani çarpışan arabalarda karşılaşmıştık. Sen kemerinin çıkartamamıştın ve biriyle kavga etmiştik. Hatırlandın mı?

 

Ne alakaydı şimdi bu çocuk? Onunla konuşmam Kerem’e haksızlık olur muydu? Elbette olurdu. Ama bir cevap yazmak zorundaydım.

 

Siz

Selam Mert. O gün hiç iyi bir gün değildi. Siz hatalıydınız. Ayrıca benim numaramı nereden buldun ve neden buldun?

 

Mesajı gönderdikten sonra anında mesaj geldi.

 

Bilinmeyen numara

Kimin hatalı olduğu önemsiz şu an. Numaranı nereden bulduğumu söyleyemem. Seninle konuşmak istediğim için buldum.

 

Bu da ne demekti? Benimle neden konuşacaktı ki?

 

Siz

Benimle neden konuşmak istiyorsun. Ayrıca ben senle konuşmak istemiyorum.

 

 

Bilinmeyen numara

Bak Eda! Ben sadece senle konuşmak istiyorum. Gerisi önemli değil.

 

 

Siz

Allah Allah! Burada benim fikirlerimi yok sayamazsın. Bu konuşmayı burada sonlandırmalıyız. Sevgilimin hoşuna gitmeyebilir.

 

 

Bilinmeyen numara

Kim senin sevgilin!

 

 

Siz

Seni hiç alakadar etmez! Engelleyeceğim seni şimdi. Daha fazla rahatsız etme beni.

 

 

Engelledim. Buda neydi böyle? Bu şerefsiz kimdi de benimle böyle konuşuyordu? Yavşaklıktan başka bildiği bir şey yoktu sanırım.

 

Sabah gözlerimi balkonda açtım. Burada uyuyakalmıştım. Burnum akıyordu. Gecenin soğukluğunda hasta olmuştum sanırım. Her yanım ağrıyordu. Telefonumu alıp saate baktım 08.46’tıydı. Yavaş yavaş yerimden kalkıp içeri girdim. Kendimi yatağa bıraktım ve uykuya daldım.

 

“Eda… Eda…”

“Hm ne?” Gözlerimi açtığımda karşımda Kerem’i görmüştüm. Ne işi vardı odamda?

“Kerem, ne işin var burada?” dedim uykulu sesle.

“Sana sürpriz yapacaktım ama uyuyordun.”

“Ne sürprizi?”

“Kahvaltıya gidecektik.”

“Öyle mi?”

“Evet. Hadi hazırlan gidelim. Yani şey tabi gelmek istersen?”

“İsterdim.”

“Yani gelmeyecek misin?”

“Burnum akıyor, dün balkonda uyuyakalmışım.”

“Ne? Sen sabaha kadar balkonda mı uyudun bu soğukta?”

“Hava o kadar soğuk değildi tabii de ama işte uyuyan insanın üzerine kar yağarmış.”

“Eda kalk hastaneye gidiyoruz.”

“Olmaz.”

“Saçmalama ilaç almamız lazım. Ve doktora görünmen gerek.”

“Gerek yok kendiliğinden geçer.”

“Eda saçmalama. Bekliyorum kalk hazırlan.”

Kerem odadan çıkıp kapıyı kapattı. Bende kalkıp istemeye istemeye hazırlandım. Üzerime siyah crop, altıma gri eşofman geçirdim. Saçlarımı tepeden bağladım. Yüzüme nemlendirici sürdüm, üzerimede parfümümü sıkıp odamdan çıktım. Merdivenlerin başına geldiğimde başım dönmeye başladı. Merdivenin tutunma yerine tutunup bir süre bekledim. Birden dengemi kaybettim ve tam merdivenlerden yuvarlanacakken belimden birinin yakaladığını gördüm. Yavaşça yere oturduğumda beni tutan kişinin Kerem olduğunu gördüm.

“Eda hiç iyi değilsin.”

“Sen nereden çıktın?”

“Koridorun sonunda balkon gördüm. Orada oturdum seni bekledim.”

“Bir saniye daha geç gelseydin ben şu an…”

“Şşş böyle söyleme.” işaret parmağını dudağıma götürerek lafımı kesti.

“Tamam söylemem kahramanım.”

“Ne dedin?”

“Tamam söylemem dedim.”

“Hayır ondan sonra.”

Ona “kahramanım” demem hoşuna gitmişti ve bir kez daha ağzımdan duymak istiyordu.

“Kahramanım.”

“Vay be!” dedi. Ben hala yerde otururken oda bir dizini yere koymuş, diğer dizi havadaydı.

“Artık kalkalım.” dedim. Beraber ayağa kalktık. Koluma girdikten sonra merdivenleri indik.

“Anne biz çıkıyoruz.”

“Nereye gidiyorsunuz? İsterseniz hep beraber kahvaltı yapalım.”

“Hastaneye gidecektik.” dedi Kerem.

“Nasıl yani?”

“Eda üşütmüşte.”

“Ne? Öylemi kızım?”

“Evet öyle oldu.”

“Tamam bekleyin bende geleceğim. Semih arabayı hazırla!”

Hep beraber evden çıktık. Annem yol boyunca bana iyi olup olmadığımı soruyordu.

Loading...
0%