Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@floweraleyna

Ben: Anne?!!

Dedim ve hemen sarıldım. Arkamdan koşma sesi geldi.

Poyraz: Anne mi? Anne?!!

Dedi. O da koşarak geldi ve sarıldı. Annem hemen kollarını bize sarmıştı. Sıkı sıkı sarılıp başımıza öpücük konduruyordu. Poyraz anneme öyle bir sarılmıştı ki. Sanki hiç bırakmayacak gibiydi.

 

Annemden ayrıldık. Annnem içeri geçti. Ayaz abim de anneme sarıldı. Ama içten sarılma değildi. Sanki gelmesini istemiyor gibiydi.

 

Annem: Kızım, oğlum nasılsınız?

Gülümsedim. Heyecanla konuştum. Hayal gibi geliyordu annemin buraya gelmesi.

Ben: Çok iyiyiz anne. Hatta harikayız. Sen geldin ya çok daha iyiyiz.

 

Poyraz da kafasını salladı. Çok fazla gülüyorum. Sürekli gülüyorum. Annem geldi.

Ben: Anne? Burada kalacaksın değil mi? Hemen sana bir oda hazırlatalım. Aç mısın yoksa? Kahve mi içersin çay mı? Hemen yapayım.

 

Annem: Hayır kızım. Birazdan gideceğim. Size bakmak için geldim. Ayrıca size haberim var.

 

Dedi. Bence bize taşınacak. Onu haber vermek için geldim Heyecanla annemin yüzüne baktım.

Bize taşınacak, bizimle yaşayacak.

 

Annem: Ben evleniyorum.

 

Gülen yüzüm anında soldu. Poyraz in da benden farkı yoktu. Anneme hala sarılıyordu. Sanki bırakmak istemiyordu.

 

Annem: Babanız ile ayrıldık. Eşim ile yurt dışına gideceğiz. Size hoşçakalın demeye geldim. Ayrıca sevinin bence. Çünkü iki tane üvey kardeşiniz olacak.

Dedi. 

Yani bizi özlediği için gelmemişti. Annemden biraz uzaklaştım. Ayaz abim hiç konuşmuyordu. Sadece boş boş anneme bakıyordu.

Yüzüme sahte bir gülücük yerleştirdim.

 

Ben: Çok sevindim. Mutluluklar.

 

Annem anlayışla gülümsedi. Daha sonra Poyraz ın kollarını kendinden çekti. Ayağa kalktı.

 

Annem: Hoşçakalın çocuklar.

 

Dedi. Ve evden çıktı. Yutkunmaya çalıştım. Ama olmadi. Poyraz ise sadece karşıya bakıyordu.

 

Ayaz abim de annemin peşinden gitti. Kısa süre sonra Rüzgar abim telaşla içeri girdi.

 

Rüzgar abim: Selin, Poyraz iyi misiniz abim?

Gülümsedim.

Ben: Birşey olmadı ki abi. İyiyim ben. Odama çıkıyorum. Kitap okuyacağım.

 

Birşey söylemelerine izin vermeden merdivenlere yöneldim ama abimin sesi durmami sağladı.

 

Rüzgar abim: Selin istesen biraz konuşalım abim.

 

Derin bir nefes aldım yutkunmak istedim, yutkunamadım ve arkamı döndüm. Gülümsedim ya da gülümsemeye çalıştım.

 

Ben: Poyraz iyi değil abi. Onunla ilgilen. Kitap okuyacağım ben.

 

Abim kafasını salladı ve tekrar oturma odasına girdi. Ben de hızlıca merdivenleri çıktım. Odama girdim ve kapıyı kilitledim.

 

Göz yaşlarım benden bağımsız akmaya başladı. Hayır hayır, ağlayamam.

 

Ellerimle yüzüme yelpaze yaptım. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Şimdi daha iyiyim. İçimde bulunan ağlama isteği tekrar gün yüzüne çıkınca ben de tekrar içime gönderdim.

 

Şimdi ağlamak için uygun yer ve zamanda değildim. Pencereyi açtım ve biraz hava almak için başımı öne çıkardım.

 

Yan tarafa baktığımda Beren in de ağladığını gördüm. Beni görünce pencereyi açtı.

 

Ben: Birşey mi oldu? Niye ağlıyorsun?

 

Beren: Hiç, hiçbir şey olmadı.

 

Dedi. Kafamı salladım.

 

Ben: İyi günler.

 

Dedim . Beren de kafa salladı ve pencereyi kapattı. Ben de kapattım.

 

Küçük kitaplığımdan bir kitap aldım ve okumaya başladım. Yatağıma oturdum.

 

Bu kitabı seviyorum. Her zaman pozitif enerji saçıyor.

 

2 saat sonra

 

Hıçkırarak ağlamaya başladım. Evet, kitap pozitif olabilir ama ayrılık sahnesinde her zaman ağlıyordum. Şu an ağlamak istediğim için de ağlıyordum aslında.

 

Olsun ama karakterler çok yakışıyorlardı.

 

Sanki ilerleyen bölümlerde tekrar sevgili olacaklarını bilmemezlikten gelerek okumaya başladım.

 

🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋

 

Büyük yorgunlukla kitabı kapattım. Kitap bitmişti. Saat akşam sekizdi. Kapım çaldı.

 

Rüzgar abim: Selin? Gelebilir miyim?

 

Ben: Yalnız kalmak istiyorum.

 

Rüzgar abim: Sabahtan beri yemek yemedin. Hadi aç kapıyı.

Boş boş kapıya baktım.

Dedi. Yemek yemek istemiyorum.

 

Ben: Aç değilim abi. Biraz uyuyacağım.

 

Dedim.

 

Rüzgar abim: Tamam, ama kapıyı aç, öyle uyu. Kapıyı kırmak istemiyorum.

 

Ayağa kalktım ve kapının kilidini açtım. Sonra geri yatağa girdim. Bugün zaten yorulmuştum.

 

Ayaz abim ile odamı dekore ettik, Poyraz ile konuştuk sonra annem geldi. Yoruldum. Annem...

 

Annemin Instagram hesabına girdim. Yeni bir fotoğraf paylaşmıştı.

 

İki kız, ortalarında annem. Annem kollarını kızlara sarmış, kızlar anneme sarılmış. Çok mutlu gözüküyorlar. Açıklamaya baktım.

 

Canım kızlarım

 

Kalbime bir ağrı girdi. Benim ne eksiğim var o kızlardan.

Gözlerim renkli olmadığı için mi?

Boyum kısa olduğu için mi?

Saçlarım kısa olmadığı için mi?

Yaramaz olduğum için mi?

 

Sadece ilgi istediğim için yaramazlık yapıyordum. Küçüktüm. Bilseydim böyle olacağını hiç yaramazlık yapmazdım. Sadece annem benimle ilgilensin isterdim. Ama annem her zaman işi olduğunu söyleyip odasında olurdu.

 

Gözümden düşen bir damla yaşa baktım. Kiyafetime düşmüştü.

 

Diğer fotoğrafa geçtim. Bir adam vardı fotoğrafta. Evleneceği adam mı? Galiba öyle. Açıklamaya baktım.

 

💍💍

 

Altında ise birsürü tebrik mesajları.

 

Bir sonraki gönderi video halindeydi. İzlemeye başladım. Park gibi bir yerdi. iki kız ile annem vardı. Annem çok mutluydu. Kızlar da öyle. Sürekli gülüyorlardı.

 

Anne benim ne eksiğim var onlardan?

Neden yanımda değilsin?

 

Abimin beni annemin yanından alacağı zaman aklıma geldi. Ne kadar çok ağlamıştım

 

Ekrandan bildirim geldi. Meriç abim arıyordu. Açtım.

 

Meriç abim: Güzeller güzelim, nasılsın?

 

Gözlerimin dolmasını engelleyemedim.

 

Ben: İyiyim abicim. Sen nasılsın?

 

Meric abim: İyiyim ben de. Yarın geliyorum. Sana sürprizim var. Hazır ol.

 

Dedi. Gülümsedim.

 

Ben: Abi? Bugün ne oldu biliyor musun?

 

Aslında abime hislerimi, canımın acıdığını söylemek istiyorum. Ama abim üzülür, aklı bizde kalırdı. Bunu abime yapmaya hakkım yoktu ki.

 

Ben: Ayaz abim ile odamı dekore ettik. Çok güzel oldu. Hemen gel. Sana göstermek istiyorum.

Dedim neşeli olmaya çalışarak. Abim gülümsedi.

 

Meriç abim: Görmek için sabırsızlanıyorum.

 

Ben: Abicim ben uyuyacağım. İyi geceler.

 

Meriç abim: İyi geceler meleğim

 

Telefonu kapattım.

 

Derin nefes aldım. Aslında güzel bir yanı var. Üvey kardeşlerim var. Bu güzel birşey.

 

Nesi güzel acaba?

 

Pencerenin önüne oturdum ve tekrar kitap okumaya başladım. Sadece okumak istiyorum. Kafamdaki düşüncelerini duymak istemiyorum.

 

3saat sonra.

 

Kapım yavaşça açıldı. Kitaptan kafamı kaldırdım. Rüzgar abime bakmaya başladım. Abim bana şaşkınlıkla bakıyordu.

 

Rüzgar abi: Neden uyumadın güzelim?

 

Ben: Uyku tutmadı abi.

 

Rüzgar abim: Selin kendine işkence etme. Uykun var. Uyu hadi.

 

Ben: Abi çıkar mısın lütfen. Gerçekten yalnız kalmaya çok ihtiyacım var.

 

Rüzgar abim: Ama..

 

Ben: Abi Poyraz in daha çok ihtiyacı var. Onun yanına git.

 

Dedim ve kitabıma geri döndüm. Abim de kısa süre sonra çıktı.

 

Sabah 8

 

Okuduğum beşinci kitabı da kenara koydum.

 

Gece kapıyı kilitlemiştim. Kapı açılmaya çalışıldı. Sonra kapı çaldı.

 

Meriç abim: Selin? Meleğim ben geldim.

 

Hemen ayağa kalktım. Koşarak kapıyı açtım. Karşımda abimi görünce boynuna atladım.

 

Ben: Abi...

 

Göz yaşlarım akıyordu. Abim sırtımı sıvazlıyor, sakinleşmem için sözler söylüyordu. Resmen ağlamak için bu anı beklemişim, abimin gelmesini beklemişim.

 

Beni odama götürdü.

 

Ben: Abi annem geldi. Çok mutlu olmuştum. Abi annem evleniyormuş. Evleneceği adamın iki kızı varmış. Bak.

 

Dedim ve fotoğrafları abime gösterdim. Abim hiçbir şey söylemeden beni dinliyordu. Ben ise bir yandan ağlıyordum.

 

Ben: Abi ben güzel değil miyim?

Çok mu yaramazlık yaptım küçükken.

Çok mu ağladım.

Sırf parka gidelim diye tutturduğum için değil mi?

Bak onlara canım kızlarım demiş. Abi annem neden beni sevmedi? canım acıyor. Kalbim ağrıyor. Sanki birisi kalbimi alıp sıkıyor gibi hissediyorum.

 

Abim hiçbir şey söylemeden bana sarıldı.

 

Ben: Sabaha kadar kitap okudum. Uyuyamadım abi.

 

Meriç abim: şşş tamam. Önce sakin olalım. Tamam mı?

 

Dedi kafamı salladım. Ardından konuştum.

 

Ben: Abi ben annemden nef...

 

Meriç abim: Sakın, bir daha duymayacağım. Ne kadar böyle birisi olsa da, o bizim annemiz. Bizi dokuz ay karnında taşıdı. Doğduk, bize o baktı. Asla ama asla ona haksızlık edemeyiz. Tamam mı? Her ne olursa olsun o bizim annemiz. En başta bir kadın. Ne yaşadığını bilemeyiz veya anlayamayız. Biz sadece anlayış göstermeliyiz. Anladın mı meleğim?

 

Kafamı salladım.

 

Meriç abim: Ayrıca annemin seni sevmediğini nereden çıkardın? O seni çok sevdi. Karnındayken bile seninle konuşurdu. Bir ara karnına kulaklık koyduğunu bile görmüştüm. Sana müzik dinletiyordu. Senin doğmanı dört gözle bekliyordu.

 

Gülümsedim. Abim odaya baktı.

 

Meriç abim: Bak sen! Ben varken boş boş otur, ben yokken odanı düzenle.

Çok güzel olmuş meleğim.

 

Dedi teşekkür ettim.

 

Meriç abim: Hadi biraz uzanalım.

 

Dedi. Kafamı salladım. Yatağa uzandım. Meriç abim de saçım ile oynamaya başladı.

 

Kısa süre sonra uyudum. Üzerimde hem günün yorgunluğu, hem de gece uyumamanin yorgunluğu vardı.

 

Uyumadan önce son birşey söyledim.

 

Ben: Abi Poyraz?

 

Meriç abim: Poyraz uyuyor. Sen de uyu. Ben yanındayım.

 

 

 

...

Selammmm. Nasılsınız?

 

Bölüm nasıldı?

 

Sizce gelecek bölümde neler olacak?

 

İyi geceler 😘😘

 

Loading...
0%