@floweraleyna
|
&: Hayatta olmaz. Hemen üzerini değiştir!! Yutkundum. Beni asla dışarı çıkarmazlardı böyle giderse. Hemen savunmaya geçtim. Ben: Ama abi, boyunu uzattık ya. Daha kısaydı. Hem buna karışamazsınız. Rüzgar abim Meriç abime döndü. Rüzgar abim: Abi siz gidin. Biz evde kalalım. Böyle daha iyi olacak. Meriç abim hiçbir şey söylemedi. Rüzgar abim ceketini çıkardı ve kenara koydu. Rüzgar abim: Hadi abim değiştir üzerini. Biz seninle film izleriz. Diye sakince konuştu. Biraz önce Rüzgar abim ile bana engel olmak istememiş gibi Ayaz abim konuştu bu sefer. Ayaz abim: Sen istersen evde kal abi. Biz gidiyoruz Dedi. Oo şaşırdım. Neden bu kadar yanar dönerler. Gerçekten bir sonraki hamlelerini tahmin edemiyorum. Ayaz abim yanıma geldi. Elimi tuttu ve beni dışarı çıkardı. Ayaz abim: Yanına ceket alsaydın güzelim. Üşürsün. Ben: Arabada var abi. Bu arada sana da kırıldım haberin olsun . Hem Poyraz nerede? Ayaz abim: Kusura bakma Selin. Abime uydum iste. Poyraz'ın nerede olduğunu ben de bilmiyorum. Son bir saattir görmüyorum. Kafamı salladım. Evden Meriç abim ile Rüzgar abim de çıktı. Rüzgar abim gergin gözüküyordu. Meriç abim bana baktı ve güven verircesine gülümsedi. Ben de abime gülümsedim. Halletmişti işte. Konuşmuştu Rüzgar abimle. Ayaz abim beni arabaların yanına götürdü. Kapımı açtı. Ayaz abim: Buyrun hanımefendi. Dedi ve eli ile arabayı isaret etti. Gülümsedim ve arabaya bindim. Ben: Teşekkür ederim beyefendi. Dedim abimi taklit ederek. İki arabayla gidecektik. Ben Ayaz abim ve Poyraz, Meriç abim ile Rüzgar abim . Ama Poyraz hala ortada yoktu. Telefonumu küçük çantamdan çıkardım ve Poyraz i aradım.
'Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz. ' Ben: Abi telefonu kapalı. Dedim endişe ile. Ayaz abim telefonunu aldı ve birilerini aradı. Nerede bu çocuk? Telefonum çaldı. Arayan yabancı numaraydı. Telefonu açacağım anda elimden çekildi. Baktığında Ayaz abimin telefonu açtığını gördüm. Ayaz abim: Oğlum neredesin sen?! Poyraz olduğunu anladım ve rahatça nefes aldım. Ayaz abim: Tamam, tamam geliyorum Dedi ve telefonu bana verdi. Kendi telefonundan Meriç abimi aradı. Abime kısaca özet geçti. Sonra ara sokaklardan gitmeye başladık. Sokakların birinde durduk. Sonra arka kapı açıldı. Poyraz bindi. Ben: Neredeydin? Çok merak ettim seni! Poyraz: İşim vardı. Dedi düz bir sesle. Ben: Ne işi? Bir saattir yoksun. Poyraz: Hadi gitmiyor muyuz? Diye Ayaz abime hitaben konuştu. Ben de sustum ve yola baktım. Beni hep gormezden gelin zaten. Ayaz abim arabayı çalıştırdı. Salona gitmeye başladık. Yaklaşık yirmi dakika boyunca kimse konuşmadı. Salona geldik. Ayaz abim bana baktı Ayaz abim: Selin sen içeri gir. Biz birazdan geliriz. Benim Poyraz ile konuşacağım küçük bir konu var. Kafamı salladım ve arabadan indim. Meriç ve Rüzgar abim ortalıkta gözükmüyordu. Salona doğru ilerledim. Topuklu ayakkabı ile yürümem gerçekten zor oluyordu. Ama topuklu ayakkabı asaleti diye de bir şey vardı. Gerçekten hayrandım her bir modeline. Yanıma birisi geldi. Ona baktım × İsterseniz yardımcı olabilirim. Yürümekte zorlanıyor gibi gözüküyorsunuz. Ben: Teşekkür ederim. Gerek yok. Dedim. Birden bileğim burkuldu. Anında kolumda ellerini hissettim. × Dikkat edin. Düşeceksiniz Dengemi kurduktan sonra hemen çocuktan ayrıldım. Ben: Teşekkür ederim. Dedim. Sadece kafasını salladı. Utandım. Yanaklarım kızardı. Resmen çocuğun üstüne düşüyordum. Beraber salona girdik. Davetliler yavaş yavaş geliyordu. Ben: Tekrar teşekkür ederim. Çocuk: Rica ederim. Kim olsa aynı şeyi yapardı. Dedi. Gülümsedim ve çocuktan farklı yere gitmeye başladım. Abilerimi arıyordum ama abilerim yoktu. Ben de üzerinde soy adımız yazan masayı buldum ve oturdum. Birazdan gelirler. Telefonumu kurcalamaya başladım. On beş dakikadır abilerim yoktu. Ayaz abim ve Poyraz ne konuşuyorlarsa gelememişlerdi. En son Meriç abimi aramaya karar verdim.
Üçüncü çalışta açtı.
Ben: Abi neredesiniz?
Meriç abim: Geliyoruz güzelim. Siz geçtikten sonra iki araba çarpıştı. Trafik kapalıydı.
Ben: Tamam. Çabuk gelin sıkıldım.
Meriç abim: Tamam güzelim beş dakikaya oradayız.
Dedi ve kapattı. Sesi gergin geliyordu.
Kısa süre sonra kapıdan sinirli bir Poyraz girdi. İlk önce etrafa baktı. Beni görünce yanıma gelmeye başladı. Hızlıca yanıma oturdu.
Ben: İyi misin?
Dedim. Sadece kafasını salladı. Sonra Ayaz abim geldi. Poyraz in aksine daha sakindi. Ama gergin olduğu yüzünden anlaşılıyordu. Kimse konuşmuyordu. Neler oluyordu?
İçeriye tüm yakışıklılığı ile Meriç ve Rüzgar abim girdi. Çevredeki insanlar abime selam veriyordu. Abim de onlara Büyük bir gülümseme ile karşılık veriyordu. Rüzgar abimin yüzü asıktı. Ne oluyor?
Poyraz a biraz yaklaştım.
Ben: Poyraz ne oluyor? Ters ters yüzüme baktı. Poyraz: Bir şey olduğu yok. Nereden çıkarıyorsun birşey olduğunu?
Ben: Tamam ya. Birşey söylemedim. Sana da bir şey sormaya gelmiyor gerçekten.
Meriç abim ve Rüzgar abim de masaya geldi. Onlar oturunca da annem ile Kenan bey içeri girdiler. Önce dans edeceklerdi.
Anons yapan kişi davetlileri de dansa davet etti. Ben telefon ile oynuyordum. Abilerim ve Poyraz da çevreyi izliyordu.
Yanımdaki hareketlenme ile başımı yukarı kaldırdım. Beni düşmekten kurtaran çocuk önümde, tek elini açmış, beni dans etmek için çağırıyordu.
Yutkundum. Abilerime baktım. Poyraz da dahil hepsi çocuğa bakıyordu. Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim.
Ben: Teşekkür ederim. Dans etmek istemiyorum.
Başını anlayışla salladı ve gülümsedi.
Çocuk: Peki. İyi eğlenceler.
Dedi ve yanımızdan ayrıldı. Tekrar abilerime baktım. Rüzgar abim bana bakıyordu.
Rüzgar abim: Selin benimle gelsene.
Dedi.
Meriç abim: Rüzgar!
Diyerek uyarıcı tonda konuştu.
Rüzgar abim: Birşey yok abi. Dışarıda olacağız.
Dedi. Ben de ayağa kalktım. Abim ile beraber salondan çıktık. Arabaya bindik. Abim hiçbir şey söylemeden arabayı çalıştırdı ve bir alışveriş merkezinin önünde durdu.
Arabanın arkasından benim spor ayakkabılarımı verdi. Anlam veremedim. Ayaklarım ağrır diye ayakkabılarım arabadaydi ama neden şimdi giyecektim ki? Ben: Abi neden giyeyim ki? Ayaklarım ağrımadı daha.
Rüzgar abim: Sen giy yine de. Hadi hızlı ol. Dedi. Ben ayakkabımı giyerken abim de beni bekliyordu Ayakkabımı giydikten sonra arabadan indim. Hızlıca alışveriş merkezine girdik. Abim beni bir mağazaya yönlendirdi. Hızlıca elbiselerin olduğu yeri geçtik. Abim önüne çıkan ilk kıyafeti bana verdi.
Rüzgar abim: Al bakalım. Eminim sana daha fazla yakışacak.
Dedi ve elime tutuşturdu. Beni ittirerek kabinlerin olduğu yere götürdü. İtiraz istemeyen sesi ile.
Rüzgar abim: Bekliyorum.
Dedi. Kabinlerin birine girdim. Gözlerim dolmuştu. Telefonum da yanımda değildi ki Meriç abimi arayabileyim. Neden böyle yapıyor anlamıyorum. Mecburan ben de elbisemi çıkardım. Abimin elime tutuşturduğu tişört ile tulumu giydim. Dışarı çıktım. Beyaz bir tişört ve siyah bir tulumdu. Normalde olsa severek giyerdim ancak şu an bunları giymek istemiyordum.
Abim önce üzerime baktı sonra kafasını salladı. Bileğinde olan tokayi verdi. Bileğinde benim tokamin ne işi var? Rüzgar abim: Saçını topla. Daha iyi durur. Alayla gülümsedim. Ben: Dalga mı geçiyorsun? Bunları giymeyeceğim. Dedim geri deneme kabinine girmiştim ki benden önce davranarak elbisemi yırttı. Sonra bana geri döndü. Bileğindeki tokayı bu sefer elime tutuşturdu. Rüzgar abim: İşte şimdi oldu. Boğazımda oluşan yumruya engel olamadım. Ben: benden ne istiyorsun? İtiraz etmemin bu saatten sonra bir işe yaramayacağını bildiğim için tokayi aldım ve saçımı topladım. Rüzgar abim üzerime son kez baktı. Sonra Rüzgar abim: Böyle çok daha güzel oldun. Bak, Dedi ve beni aynanın önüne götürdü. Gördüğüm tek şey mutsuz bir Selin ve mutlu bir Rüzgar' dı. Aldıklarımızı ödedik. Sonra abim elimden tuttu ve beni alışveriş merkezinin çıkışına götürdü. Arabaya bindik ve geri salona gittik. Ben: Eve gitmek istiyorum. Dedim tekdüze ses tonumla. Beni dinlemedi yine. Rüzgar abim: Hayır, salona gideceğiz. Dedi. On dakika sonra gelmiştik. Mecburen arabadan indim. Beraber içeri girdik. Başımı önüme eğdim ve öyle geçtim insanların yanından. Kendimi kötü hissediyordum. Tekrar masamıza oturduk. Abilerim ve Poyraz şaşkınca bana bakıyordu. Rüzgar abim ise gayet rahattı. Ben ise kendimi ağlayacak gibi hissediyordum. Sinirle bacağımı sallamaya başladım. Lavaboya gideceğimi abilerime söyledim ve yanlarından ayrıldım. İçeriye girdiğimde üzerime baktım. Bir kız geldi. Önce üzerime baktı. Kız: Sevgilin mi kıskandı? Elbisen çok güzeldi. Gülümsedim isteksizce. Ben: Abim. Kafasını salladı. O tekrar ruj sürüyordu. Ben: ıslak mendil varsa verebilir misin? Kafasını salladı ve çantasından islak mendil çıkardı. Teşekkür ettim ve aldım. Rujumu sildim. Sonra rimeli de sildim. Kıza tekrar teşekkür ettim ve yanından ayrıldım. Abilerimin yanına geri gittim. Rüzgar abimin ve Ayaz abimin yanına o kızlar oturmuştu. Yani üvey kardeşlerim. Abilerim ise hiç onlara bakmıyordu. Poyraz in yanına oturdum. Kızlardan büyük olanı Rüzgar abimin, küçük olanı ise Ayaz abimin yanına oturmuştu. Poyraz: Selin, iyi misin? Kafamı olumsuz anlamda salladım. Ben: Baksana üzerime Poyraz. Saçma sapan. Kızlardan birisi bana baktı ve güldü. + Merve baksana şuna Dedi. Adının Merve olduğunu öğrendiğim büyük kız bana küçük düşürücü bir şekilde baktı. Merve: Canım anladık zevksizsin. Ama buraya da bununla gelinmez ki. Azıcık saygı. O kadar önemli iş adamı ve eşleri var. Ki annenin düğününe katılıyorsun. Ay inanmıyorum gerçekten. Dedi. Meriç abime baktım. Abim kafasını salladı. Ayağa kalktım
Ben: Poyraz benimle gel
Poyraz sorgusuz yanıma gelmişti. Beraber salondan çıktık. Çıktığımız anda bir damla göz yaşı düşmesini engelleyemedim. Hemen sildim am tekrar tekrar gözyaşım düştü.
Poyraz: Selin yapma böyle. İstersen pijama ile gel, sen her halinle güzelsin. İstersen gidelim. Biraz düşündüm Ben: Hayır. Bu düğünü mahvedeceğim. Yemeklerin yeneceği yer neresi? Poyraz: Yemekleri ben hallettim. Ben: Nasıl? Poyraz: Anlatırım sonra. Ayrıca nikah töreninden sonra kisa bir slayt gösterisi olacakmış. Onu da hallettim. Onun için geç kaldım. Dışarıda da Ayaz abimle tartıştık. Ondan sinirliydim. Kaşlarımı havaya kaldırdım. Şaşırmıştım. Ben: O zaman bize izlemek mi düşüyor? Poyraz: Evet ablacığım. Sadece izlemek. Hem çok güzelsin. Sakın kötü düşünme. Benim ablam her haliyle güzeldir bir kere. Bir tulumla bile salondaki birçok kadından güzel gözüktüğünün altına imzamı atabilirim.
Güldüm. Ve sarıldım. Ben : Teşekkür ederim Poyraz. İyi ki varsın. Ondan sonra beraber geri salona girdik. Bizim masamıza Kenan bey oturmuştu. Yanına gidince bize baktı ve gülümsedi. Kenan Bey: Meriç, artık şirketin ortağı olabilirim değil mi? Meriç abim: Daha değil Kenan bey. Zamanınız var. Kenan bey bozuldu. Kenan Bey: O zaman senden bir isteğim var. Biz yurt dışına gideceğiz. Kızlarım sizinle kalabilir mi? Ne de olsa artık kardeşsiniz. Meriç abim: Bu imkansız Kenan bey. Ben ve kardeşlerim evimize yeni birilerinin gelmesini istemeyiz. Bence artık diğer misafirler ile ilgilenmelisiniz. Dedi. Kenan beyin kalkması ile biz oturduk. Önüme baktım. Kimseye bakmak istemiyorum. Yanımda hareketlilik olunca kafamı kaldırdım. Orta yaşlı, ama yaşına göre oldukça genç duran kadın yanımdaydı. Saygımdan dolayı ayağa kalktım. Kadın ellerimi tuttu. Kadın: Merhaba canım. Ben Mine. Nasılsın? Ben: Teşekkür ederim Mine hanım. İyiyim siz nasılsınız? Mine hanım: İyiyim ben de. Abilerinin yeni ortağının eşiyim. Tanışmak istedim. Kızım, seni biraz üzgün gördüm. Bir sorun mu var? Meriç abime baktım. Kafası ile onayladı Ben: Öncelikle lütfen oturun Mine hanım ayakta kaldınız. Sadece biraz sıkıldım. Mine hanım: Anladım. Maşallah çok güzelsin. Seni oğlum görmüş. Dedi ve karşıda oturan çocuğu gösterdi. Bu beni düşmekten kurtaran kişiydi. Kafamı salladım Mine hanım: Bana seni anlattı. Nasıl olsa artık ortağız. Meriç abime döndü Mine hanım: Meriç bey. Sizi en kısa zamanda yemeğe davet ediyorum. Dedi. Abim de büyük bir saygı ile kafasını salladı ve kabul etti. Kadın sonra izin isteyerek yanımızdan ayrıldı. Poyraz: Teyze seni oğluna mi istedi, bana mı öyle geldi? Hem siz nereden tanışıyorsunuz? Ben: Salona geldiğimizde siz beni yalnız bırakınca ben de içeri giriyordum. Az kalsın düşecekken beni o çocuk tuttu. Yürümeme yardım etti. Ayrıca ne istemesi Poyraz? Kıkırdadı. Poyraz: Hissediyorum, eniştem olacak kişi. Dedi dalga geçerek. Tipine güldüm. Çünkü çok komik söylemişti. Bunları beni güldürmek için söylediğini biliyorum. Sıra nikaha gelmişti. Annem ve Kemal bey heyecanlı gözüküyordu. Merve ve adını bilmediğim kız da bana gülüyordu. Nikah memuru geldi. Evetler havada uçuştu. Sıra izlenecek slaytta. Poyraz a baktım. Kafasını salladı. herkes gibi biz de izlemeye başladık. Slaytta bir çocuk vardı. Baba diye ortalarda geziyordu. Video büyük bahçesi olan bir evde çekilmişti. Kenan beyin yüzünde olan gerginlik mutlu olmami sağladı. Daha sonra kadraja Kenan bey girdi ve küçük çocuğa oğlum diyerek sarıldı. Ben de dahil herkes şaşkınca Kenan beye baktı. Kenan Bey'in bir çocuğu daha mı vardı? Annem bozuntuya vermemeye çalışıyordu ama yüzünün hali ortadaydı. Video bitti. Sıra yemeklere geldi. Herkes şaşkındı. Bu konunun burada bitmeyeceğine emindim. Huzurlari kaçmıştı.
Hep birlikte yemek yenecek alana gittik. Yemekler servis edilmeye başlandı. Herkesin yemeye başlaması ile yemekten küçük bir lokma aldım.
Anında elimi ağzıma götürdüm. Salondaki herkes aynı haldeydi.
Meriç abim: Bu ne be? Berbat.
Kimse yemeğini yemedi. Ben kafamı Poyraz in omzuna koydum. Arkada slow parça çalıyordu. Merve geldi. Merve: Rüzgar benimle dans eder misin? Diye sordu. Abim önce bana bakti. Ne yaparsa yapsın umrumda değil. Evet. Dans etmek için kalktılar. Poyraz: Abla, biz de dans edelim mi? Ben: istemiyorum Poyraz. Kafasını salladı. Meriç abim bana bakıyordu. Meriç abim : Hadi, gidiyoruz. Dedi. Masadaki herkes yani biz abime bakmaya başladık Ayaz abim: Rüzgar abim ne olacak? Meriç abim: Kendisi gelir. Hadi gidiyoruz.
Selamm. Nasılsınız canlarım?
Bölüm nasıldı?
Gelecek bölümde ne olacak? Var mı tahmin? Bu Rüzgar' a ne yapalım yaHu! Bir fikir verin bulamadımm Görüşürüz 😘💖💜
|
0% |