@floweraleyna
|
Sırtımda hissettiğim acı ve sonrasında ayaklarımda hissettiğim yanma ile çığlık attım ve olduğum yerden uzaklaşmaya başladım. Ya da uzaklaşmaya çalıştım. Yürümem ile ayaklarımın altı acıyordu. Kimseden ses çıkmıyordu. Ya da ben duymuyordum Birden sırtım yanmaya başladı. Aynı acıyı boynumda da hissediyorum. Çok keskin bir acıydı. Neler oluyor? Elimi boynuma götürdüm. Parmaklarım kan olmuştu. Ayaklarıma baktım. Yer kan olmuştu. Sonra kafamı kaldırdım. O anda gözlerim kapandı. ... Poyraz dan
Rüzgar abim yine kriz geçiriyordu. Abim adına endişeliyim. Ablam da abimin yanına gitmek istiyordu. Ama izin veremezdim. Ona zarar gelirdi. Abim kriz zamanlarında ne yaptığını bilmezdi. Doktora da gitmeyi kabul etmezdi. Ablamı engellemeye çalıştım Belinden tuttum ve havaya kaldırdım. Boyumun uzun olmasının avantajı da buydu. Abilerim gibi uzun olacağım galiba. Ablamı dışarıya çıkardım. Ama kıyamayıp içeri götürdüm. O an vazoyu hesaba katmamıştım. Vazo sertçe sırtına çarptı. Ablam kafasına darbe gelecek diye kollarını kafasına sarmıştı. O an ağır çekim gibi gelmişti. Üzerindeki gecelik inceydi. Gecelik dediğime bakmayın. Eşofman takımıydı. Vazonun ablamın sırtına sertçe çarpma sesini duydum. Ayrıca vazo sertçe çarpmanın etkisi ile kırılmıştı. Benim canım acıdı sanki. Kalbim ağrıdı. Öyle çığlık attı ki, oturup ağlamak istedim. Hepimiz şaşkınca bakakaldık. Kimse böyle bir şeyin olacağını beklemiyordu. Bir an kafasındaki kollarını gevşetti. Kimse konuşmuyordu. Çünkü kimse böyle birşeyi beklemiyordu. Kırık vazo parçalarına basarak yürümeye başladı. Canı acımıyor muydu? Arkasını göremiyorum. Elini boynuna götürdü. Parmakları kandı. Ayakları zaten kırık bazı parçaları yerde olduğu için ve ablam da onlara bastığı için kandı. Kafasını hafifçe kaldırdı. Anında bayıldı. Neyse ki Meriç abim yere düşmeden ablamı tuttu. O an sırtını gördüm. Gözümden bir yaş aktı.
Sırtında kan vardı. Benim canım yanıyordu. Ayaz abim bağırıyordu. Meriç abim birşeyler söylüyordu. Rüzgar abim ise tepkisizce olduğu yerde duruyordu. Ben... Ben ablamın elini tuttum. Sıkıca elini tuttum. Ablam beni bırakmazdı değil mi? ... Tüm mahalleyi inletecek şekilde ambulans sesi geldi. Arabayla gidememiştik. Bilmeden daha kötü zarar veririz diye korkmuştuk. Zaman kavramı bende yoktu. Ablamın şu an canı acıyordu. Bildiğim tek şey buydu.
Sağlıkçılar içeri girdi Hemen ablama birşeyler yapmaya başladılar. Sonra sedyeye gibi bir şeye yüz üstü yatırıp hızlıca götürmeye başladılar.
Ablam sevmezdi hastaneyi. Küçüklüğü hastanede geçti çünkü. Hep hasta olurdu, aksi gibi...
Aklıma bu eve ilk gelişimiz geldi.
Ben: Selin, korkuyorum.
Ablam: Aaa sana korkmak hiç yakışmıyor Poyraz. Ne zaman korkarsan sarıl bana ben de sana sarılacağım ve korkun geçecek.
Gülümsedim. Birden sarsıldım.
Ayaz abim: Hadi gidiyoruz Poyraz çabuk!!
Kafamı salladım ve koşarak evden çıkıp arabaya bindim. Aklıma gelen şey ile tekrar düşüncelerle daldım.
Bir keresinde dışarıda oynarken çok kötü düşmüştüm. Abilerim evde değildi. Okula gitmişlerdi. Ablam ile ben evdeydik.
Ablam: Poyraz? Ne oldu sana?
Telaşla yanıma geldi. Bacağıma baktı.
Ablam: Çok acıyor mu?
Kafamı sallamıştım. Ablam hemen elimi tuttu.
Ablam: Gözlerini kapa ve ağrıyan yerin acısını bana gönder. Sonra hiç acımayacak.
Dediğini yapmıştım. Geçmişti de. Çocuk aklı işte. Geçtiğini düşünmüştüm.
Abla. Aynı şeyi yapsam acın geçer mi?
Canım çok çikolata istemişti. O gün eve gelişimizin ilk haftasıydı ve ben Meriç abimden çekiniyordum. Çünkü belirli yaşımıza kadar hep annemin yanında kalmıştık. Abim hep bana sarılır, oyuncak alırdı. Ama yine de alışamamıştım. Ablama hep daha fazla düşkündüm.
Ben: Abla bana çikolata alır mısın?
Diye sormuştum. Ablam hemsn kabul etti ve kimseye haber vermeden markete gitmişti. Geldiğinde Meriç abim ablama biraz kızmıştı. Çünkü kimseye haber vermeden gitmişti. Benim içindi.
Abla gitme lütfen. Canım acıyor...
Hastaneye geldik. Kapıda birsürü doktor vardı. Ablamı ambulanstan indirdiler. Hızlıca ablamı bir yere götürmeye başladılar. Bir odaya aldılar. Peşlerinden gitmek istedim ama Meriç abim engel oldu.
Ben: Abi yalvarırım bırak. Ablam iyi değil.
Meriç abim: Şşşşş yok birşey.
Ben: Abi canı acır. O bizi bekliyordur kesin. Yanına gidelim.
Meriç abim kafamı göğsüne bastırdı ve saçımı okşamaya başladı.
Meriç abim: Ablan iyi olacak aslanım. Korkma sen. Hem seni böyle görürse üzülür. Hadi toparla kendini.
Ben: Abi sırtında parçalar vardı.
Meriç abim: Şşşş. Hadi gel biz su içelim.
Abim cevap vermeme izin vermeden beni uzaklaştırdı. Bir şişe su verdi. Ellerim titriyordu. Suyu içtim. Hastanede dolaşmaya başladık.
... Ayaz dan.
Keşke kızmasaydım. Öyle kötü bakmasaydım. Daha çok vakit geçirseydim. Her an yanında olsaydım. Vazonun Selin e çarptığı anda kalbimden bir parça koptu sanki. Özellikle sonraki şaşkın bakışı..
Aklımdan çıkmıyor. Kafamı duvarlara vurmak istiyorum. Neden şimdiye kadar çok kısıtladım ki?
Allah'ım sen yardım et.
Ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum. Boşluk. Sadece boşluk. Meriç abim Poyraz i götürdü. Karşıma baktım. Rüzgar abim ellerini başının arkasına koymuş ve eğilmişti.
Yanına gittim. Omzuna dokundum. Ellerini kafasının arkasından çektim ve sarıldım.
Bu anı bekliyormuş gibi hemen sarıldı.
Rüzgar abim: Ben bilmiyordum böyle olacağını. Özür dilerim. Özür dilerim. Ağlamaya başladı. Ben: Abi sakin ol. İyi olacak. Dedim. Bir süre sarıldık. Sonra ayrıldı. Rüzgar abim: Canı çok acımıştır. Abim durmadan ağlıyordu.
Çiçeğinizden - Yazardan ( kesinlikle gül aşığı değilim 🤭)
Genç adamlar çok zor durumdaydı. Kız kardeşleri ağır yara almıştı. Canları acıyordu.
Küçük kız doktorların elinde güvendeydi. Doktorlar sırtındaki morluktan ve sırtına, boynuna, ayaklarına batmış cam parçalarından şiddet gördüğünü düşünüyordu. İzler tazeydi. Genç kızın ne yaşadığını merak ediyorlardı.
Meriç Poyraz i sakinleştirdi. Poyraz iyiydi, uyuyordu. Ama Meriç iyi değildi. Küçük kız kardeşine şimdiye kadar hep mesafeli davranmıştı. Bazen duvarlarını indiriyordu, ama bu çok kısa sürüyordu. Kendine bir söz verdi. Ona daha yakın olacaktı, olmaya çalışacaktı.
Her ne kadar Rüzgar a sinirli olsa da biliyordu ki Rüzgar asla Selin e fiziksel şiddet uygulamazdı. Rüzgar da pişmandı. Eve gittiğine, odasına çıktığına, sinirlendiğine, kendine... Sorunluydu Rüzgar. Kimseye anlatamadığı sorunları vardı.
Ayaz da durum daha farklıydı. O vazonun önüne gecebilirdi. Ama geçemedi. Dondu çünkü. Ayaklarını hareket ettiremedi. Sanki ayaklarında prangalar vardı. Kıpırdayamamıştı.
Poyraz in aklına uyuduğu halde ablası ile geçirdiği anlar geliyordu. Poyraz ablası olmadan yapamazdı. Sadece ablası değildi. Ayrıca annesiydi. Hissettiklerini kelimelere dökemiyordu. Kalbi acıyordu. Meriç abisine sarılarak biraz olsun acısını dindirmeye çalışıyordu.
Beren ise Selin in başına geleni duyduğuna göz yaşlarına hakim olamadı. Ambulansı görmüştü. Uzaktan da olsa Selin i görmüştü. En iyi Beren bilirdi o acıyı.
Evdeki kocasına baktı. İsteyerek veya severek evlenmemişti. Zorla evlenmişti. En azından kocası ona şiddet uygulamıyordu. Tek tesellisi buydu genç kızın
Beren in tek sevinci buydu. Artık hayatının geri kalanında şiddet olmadan yaşayacaktı.
Kocası da Beren i istemiyordu. Ayrıca kocası yirmi üç yaşındaydı. Aradaki yaş farkını biliyordu ve bu evliliği en başından beri istemiyordu. Fakat Ömer in istememesi hiçbir şeyi değiştirmedi.
Pencerenin kenarına oturup Selin in gelmesini bekledi. Tek arkadaşının iyi olmasını ve bir an önce eve gelmesini diledi.
Doktor sonunda odadan çıkmıştı. Bir saatin sonunda. Tüm abiler telaşla doktorun yanına gitti. Korkuyorlardı.
Poyraz uyuyordu.
Meriç ten
Doktor sonunda çıktı. Hepimiz doktorun yanına gittik.
Doktor: Kız kardeşiniz...
Selammm. Nasılsınız?
Biliyorum çok kısa oldu. Ama diğer bölüm daha uzun olacak.
🦋🦋🦋🦋 Zor zamanlardan geçiyorum. Kafamı toparlamam gerekiyor. Ne yapacağımı bilemiyorum.
Bu arada kurgumu sevdiğiniz ve desteklediğiniz için çok teşekkür ederim. 🦋🦋🦋 Bu kelebekler benden size
Bölüm nasıldı?
Gelecek bölümde neler olacak?
En çok kime üzüldünüz?
Beren ve Ömer'in hikayesine bakmak isterseniz " Meyus " adlı kurguma gelebilirsiniz.
Görüşürüz 😘😘🐞🦋
|
0% |