Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@floweraleyna

Uyandığımda yanımda Poyraz vardı. Bana sıkıca sarılmıştı. Kollarından ayrılmaya çalıştım. Bu aralar boyu uzanmıştı. Boyu ne kadar uzun olsa da kendisi hala küçüktü. Çoğu şeyde benden yardım isterdi. Hiçbir zaman kaba davranmaz, hep kibar olurdu. Özellikle bana karşı.

Bazen tartışsak da hemen aramızdaki buzlar erirdi.

Bana hep küçük annem derdi. Gerçi hala öyle söylüyor.

Ben: Poyraz, Poyraz hadi uyan. Sabah oldu

Yavaşça gözlerini açtı. Çok tatlı gözüküyordu. Uykulu haliyle gülümsedi.

 

Poyraz: Günaydın.

 

Ben: Günaydın.

 

Dedi ve kollarını gevşetti. Yataktan kalktım. Lavaboya girdim. İşlerimi halledip çıktığımda Poyraz gitmişti. Ben de üzerimi değiştirdim. En rahat pijama takımımı giydim ve aşağı indim. Herkes beni bekliyordu. Ben de oturdum masaya. Kapının önüne baktığımda siyah bir çanta vardı.

 

Yemeğimizi yedik. Şu an Meriç abimi yolcu ediyoruz.

 

Meriç abim: Selin ve Poyraz, akıllı durun. Ben gelene kadar Rüzgar ne derse o. Tamam mı?

Hayır yani neden Rüzgar abim?

Ben: Tamam abi.

Dedim memnuniyetsizce. Abim Poyraz' a döndü.

Meriç abim: Poyraz gelince tüm soruları kontrol edeceğim. Unuttum sanma

Dedim. Abim bizi de öptü ve gitti.

Rüzgar abim: Arabamın anahtarını vermedi.

Dedi büyük bir hayal kırıklığı ile. Abime çaktırmamaya çalışarak güldüm. Hepimiz içeri geçtik. Abimin telefonu çaldı. Ekranda her kim varsa gülerek telefonu açtı

Rüzgar abim: Tamam

Dedi ve yanımızdan kalktı. Başka bir odaya geçti. Ben de ayağa kalktım.

 

Ayaz abim: Nereye cadı?

 

Ben: Odama.

 

Dedim ve yukarı çıkmaya başladım. Abimin telefonla konuşma sesi geliyordu.

 

Rüzgar abim: Bu akşam saat sekizde. Görüşürüz.

 

Abimin ayak sesini duydum ve hemen geri merdivenlere döndüm. Abim odadan çıkmıştı.

 

Rüzgar abim: Nereye Selin?

 

Ben: Öyle katları gezeyim dedim. Sıkıldım abi. Nereye gideceğim odama gidiyorum.

 

Dedim. Abim de başını salladı. Odama çıktım. Kapıyı kapatacağim anda bir el gördüm ve çığlık attım.

 

Ben: Aaaaa kimsin sen?

 

Poyraz: Benim abla

 

Dedi huysuzca. Poyraz i odaya aldım.

 

Poyraz: Abla? Ben nasıl bin soru çözeceğim?

 

Ben: Bin soru değil , bin sorudan fazla.

Dedim dalga geçer gibi.

Poyraz: Selin! Dalga mı geçiyorsun?

Ben: Evet.

Dedim ve güldüm.

Ben: Poyraz seninki yine iyi. Ben okuldan gelince o kadar soru çözüyordum. Bir de Ayaz veya Rüzgar abim başımda bekliyordu. Gerisini sen düşün.

Poyraz: Abla bana yardım etsene.

Dedi. 

Ben: Abim anlar. Ya gelince sana - bana bu soruyu nasıl çözdüğünü anlat Poyraz - derse?

 

Düşündü.

 

Poyraz: Haklısın. Ben odama gideyim o zaman. Hakkını helal et.

 

Dedi. Kahkaha attım. Poyraz odamdan çıktı.

 

Pencerenin önüne geçtim. Karşı eve bakmaya başladım. Birileri taşınıyordu. Ne güzel komşumuz olacak.

 

Bir kız gördüm. Benden biraz büyük gibi gözüküyordu. Bence tanışabiliriz.

 

Hemen koşa koşa aşağı indim. Dış kapıyı açacağım anda geri kapandı. Arkamı döndüm. Rüzgar abimdi.

 

Rüzgar abim: Nereye Selin?

 

Dedi. Heyecanla anlatmaya başladım. Madem Meriç abim yokken Rüzgar abim sorumlu oluyordu, ki bence hiç gerek yok, o zaman abimle iyi geçinmeye çalışabilirim.

 

Ben: Abi yandaki eve birisi taşınıyor. Hoşgeldiniz demeye gidiyorum. Bir kız gördüm benden birkaç yaş büyük gibiydi. Belki arkadaş oluruz.

 

Dedim. Abim beni dikkatle dinledi.

 

Rüzgar abim: Tamam. Önce üzerini değiştir, sonra beraber gideriz. Ama Meriç abim gelince.

Cümlesinin saçmalığını şaşkınca dinledim.

Ben: Ama abi neden?

 

Rüzgar abim: Evden çıkmak yok.

 

Ben de mutfağa gittim. Hizmetli abla birşeyler yapıyordu. Ona kolay gelsin dedim ve dolaptan bir kavanoz çikolata çıkardım.

 

Çekmeceden de kaşık aldım. Odama çıktım.

 

Bilgisayardan bir dizi açtım . Bir yandan çikolata yiyor, bir yandan da dizi izliyordum. Birden camdan tıkırtı sesi geldi. Hemen bilgisayarı kenara koydum ve cama koştum.

 

Aşağıda bir kız bana el sallıyordu. Cami açtım.

 

Kız: Selam. Ben Beren!

 

Diye bağırdı. Gülümsedim ve el salladım.

 

Ben: Merhaba. Ben de Selin. Memnun oldum.

 

Beren: Bekle.

 

Dedi ve eve girdi. Kısa süre sonra benim pencerem ile aynı mesafede olan pencereden çıktı. Artık bağırmamiza gerek yoktu.

 

Ben: Hoşgeldiniz.

 

Dedim.

 

Beren: Hoşbulduk

 

Dedi. 

 

İkimiz de bir süre sustuk. Odamın kapısı aniden açıldı. Hemen arkamı döndüm. Ayaz abim kaşları çatık bir şekilde gelmişti. Kıza döndüm.

 

Ben: Benim gitmem gerek. Sonra görüşürüz.

 

Dedim. Kız da gülümsedi ve içeri girdi. Ben de pencereyi kapattım ve abime döndüm.

 

Ayaz abim: Kiminle konuşuyorsun Selin?

 

Ben: Yan komşumuz ile.

 

Dedim.

 

Ayaz abim: Kim olduklarını biliyor musun?

 

Dedi. Kafamı olumsuz anlamda salladım.

 

Ayaz abim: O zaman neden tanımadığın kişiler ile konuşuyorsun?

 

Ben: Abi sıkılıyorum.

 

Ayaz abim biraz düşündü. Sonra hiçbir şey söylemeden odadan çıktı. Abimin arkasından baktım. En azından kapıyı kapatsaydin.

 

Kapıyı kapattım. Ben de koltuğun üzerine oturdum. Daha sonra sıkılıp pencerenin önüne geçtim. Beren in odasına bakmaya başladım.

 

İyi de oda gibi değildi. Sonra birden pencerenin önünde bir genç belirdi. Büyük birisi gibi gözüküyordu. Sinirle baktı ve perdeyi çekti.

 

Aşağıya baktım. Ayaz abim evden çıkıyordu. Off ne yapacağım. Çok sıkıldım.

 

On beş dakikadır aynada kendime bakıyorum.

 

Kapı birden açıldı. Elinde kovalarla Ayaz abim geldi. Kaşlarımı çatarak abime baktım.

 

Ben: Onlar ne abi?

 

Ayaz abim: Sürpriz

 

Dedi ve kovalarin kapağını açtı.

 

Boya..

 

Ben: İNANMIYORUM BOYA Mİ ALDIN? YAŞASIN!!

 

Dedim ve abimin boynuna atladım.

 

Abim de güldü ve kollarını belime sardı.

 

Ben: Hadi başlayalım.

 

Dedim ve abimi bıraktım. İlk önce yere plastikten örtü gibi bir şey serdik.

 

Sonra duvara bantlar yapıştırmaya başladık. Yaşasın hayalim gerçek oluyor.

 

Bant yapıştırmadığımız yerleri siyaha boyadık. Sonra duvarın kurumasını bekledik.

 

İçerisi boya koktuğu için camları açtım.

 

Dışarıya biraz kafamı dışarı uzatıp baktım. Hem temiz hava almak iyi gelmişti.

 

Gözüm Beren in kaldığı odanın penceresinde takılı kaldı. Siyah perde açılmıştı. Odanın için gözüküyordu. Aslında oradan benim odamın içi de gözükebilirdi. Ama abilerim dışarıdan görünmeyen değişik bir camdan yaptırmıştı.

 

Beren uyuyor gibi gözüküyordu. Ayakları gözüküyor sadece. Belki uzanıyordur.

 

Bizim bahçeye baktım. Sonra yandaki yeni komşumuzun bahçesine baktım.

 

Bizim bahçemiz çok duzenliydi. Ayrıca çok temizdi. Onların bahçesi ise bizim bahçeden küçük olmak ile beraber çok kirliydi.

 

Yeni taşındıkları için öyledir. Berenin evinden bir adam çıktı. Oldukça büyük duruyordu. Belki Rüzgar abim gibi falandı. Ya da Meriç abim.

 

Abilerim kadar olmasa da kasları vardı. Yani buradan bile belli oluyordu.

 

Ben: Abi baksana artık komşumuz var.

 

Dedim.

 

Ayaz abim: Evet. Dün gördüm. Bir ara gider, hoşgeldin deriz.

 

Kafamı salladım ve içeri geri girdim.

 

Ben: Abi? Tavana küçük Led ışıklardan da asalım mi?

 

Ayaz abim: Asalım meleğim. Bodrumdaki küçük odada olacaktı. Sen bekle. Ben alayım.

 

Dedi. Kafamı salladım ve beklemeye başladım. Odam güzel olmuştu.

 

Ayaz abim elinde ışıklar ile geldi. Daha sonra merdiven almak için odadan geri çıktı.

 

Merdiveni getirdikten sonra istediğim gibi ışıkları tavana yapıştırdı. Daha sonra denemek için ışığı açtık.

 

Çok güzel oldu.

 

Ben: Ya abi çok güzel oldu. Teşekkür ederim

 

Dedim yerimde zıplayıp abimin boynuna kollarımı doladım.

 

Ayaz abim: Rica ederim güzelim. Hadi yemek yiyelim. Ben acıktım.

 

Önce odayı toparladık. Sonra aşağı indik.

 

Ben: Abi dışarıya çıkalım mı?

 

Ayaz abim: Sonra çıkalım kuşum

 

Dedi. Kafamı salladım ve yerime oturdum. Yemek yemeye başladım. Saat akşam altıydı. Sabahtan beri odam için uğraşıyorduk.

 

Yemeğe Poyraz gelmedi. Ben de yemeğimi yedikten sonra Poyraz için bir tepsi hazırladım. Ona yemek götürmeye yukarı çıktım.

 

Kapısını çaldım. İçeriden ses gelince içeri girdim.

 

Ben: Ben geldim.

 

Poyraz: Hoşgeldin.

 

Dedi. Gülümsedim. Tepsiyi masasının üzerine koydum.

 

Ben: Yemeğe gelmedin. Bitmedi mi hala?

 

Poyraz:Sabahtan beri test çözüyorum. Canım çıktı ama sonunda bitti.

 

Dedi. O anda da Poyraz in telefonu çaldı. Meriç abim görüntülü arıyordu. Hemen açtı. Ben kadraja girmedim.

 

Meriç abim: Aslanım, çözdün mü soruları?

Ay inanmıyorum abi önce bir merhaba falan deseydin.

 

Poyraz: Evet abi. Sonunda bitti.

 

Meriç abim: Tamam yarın 900 soru çöz. Çözdüğün sayfaların fotoğrafını çekip bana at. Bir göz atayım. Ablan ne yapıyor?

 

Gülümsedim. Beni düşünüyordu. Poyraz da hiç bozuntuya vermedi.

 

Poyraz: Ablam odasında. Hiç çıkmadı. Ayaz abim ile odayı tekrar düzenliyorlar.

 

Meriç abim: Tamam. Çok yorulmuştur şimdi. Sen de yoruldun. İkinizi çok seviyorum. Bunu sakın unutma. Ablana göz kulak ol. Dikkat edin kendinize. Abilerinin sözünden çıkma. Yarın gelirim ben.

 

Poyraz: Tamam abi. Sen de kendine dikkat et. Yarın görüşürüz.

 

Dedi. Ve kapattılar. Poyraz da getirdiğim yemeği yiyordu. Ben de odama çıktım ve yarım bıraktığım çikolata kavanozunu Poyraz in odasına götürdüm. Çikolatami yemeye başladım.

 

Kapı çaldı. Kim olduğunu merak ettim. Çikolata kavanozunu Poyraz in yanına bıraktım ve koşarak aşağı indim.

 

Rüzgar abim: Koşma Selin.

 

Diye söylenmesini umursamadım. Direkt kapıyı açtım.

 

Gördüğüm kişi ile anında ağzım kulaklarima ulaştı.

 

Ben: ANNE!!??

 

 

....

 

 

 

MERHABA. NASILSINIZ?

 

BÖLÜM NASILDI?

 

GELECEK BOLUMDE NELER OLACAK ?

 

GÖRÜŞÜRÜZ 😘😘💖💜 KENDİNİZE İYİ BAKİN.

 

 

 

Loading...
0%