@floweraleyna
|
Hoşgeldiniiizz..
Bol bol yorum, bölüm hakkında ve gelecek bölüm hakkında tavsiye alabilir miyim acabaa?
İyi okumalar dilerim
...
Saçımda gezinen el ile gözlerimi açtım. Rüzgar abim yatağın kenarına oturmuş, beni izliyordu. Rüzgar abim: Günaydın güzelim Gülümsedim. Ben: Günaydın abicim. Abim de bana gülümsedi. Yatakta doğruldum. Abim elini yanağıma götürdü. Yanağımı sıkmaya başladı. Rüzgar abim Uykunu aldın mı cadı? Dedi eğlenen sesiyle. Ben: Aldım aldım. Dedim ben de. Rüzgar abim: Hadi o zaman. Aşağıda bekliyorum. Kahvaltıyı dışarıda yapalım. Ben : Olur. Hemen geliyorum.
Dedim. Abim de gülerek odadan çıktı. Ben de kısa bir duşa girdim. Duştan çıktıktan sonra üzerime kısa kollu bir tişört altıma da her zamanki klasik bol pantolon giydim. Şikayetçi değilim çok rahat ama arada farklı giyinmek istiyorum. Tabi bu istekle kalıyor. Aşacağız, eminim.
Saçımı da taradım ve tepeden sıkı bir şekilde topladım. Saçımı kurutmaya üşendim. Ne gerek var? Kendi kendine kururdu.
Aşağıya indim. Abim koltukların birine oturmuş, telefonuyla uğraşıyordu. Beni görünce ayağa kalktı. Elinde olan telefonu cebine koydu sonra üzerime baktı. Daha sonra
Rüzgar abim: Hadi gidelim
Dedi. Kafamı salladım. Abim yanıma geldi. Elini saçıma götürdü. Sonra kaşlarını çattı.
Rüzgar abim: Daha kaç kere saçını ıslak bırakma diyeceğim!
Diyerek kızmaya başladı. Derince of çektim.
Ben: Ya abi ne olacak sanki. Kurur kendi kendine
Öyle bir bakış attı ki susmak zorunda kaldım. Gören de insan kesmiş sanabilirdi beni. Kolunu belime sardı ve beni Ayaz abimin odasına götürdü. Bizim odalarımız en üst katta olduğu için en yakın odaya girmeye karar vermiş olmalı.
Beni yatağa oturttu.
Ben: Tamam abi. İki dakika bekle. Ben kurutur gelirim.
Gözlerimin içine baktı ve başını salladı. Sanırsam gerçekten saçımı kurutup kurutmayacağımdan emin olmak istemişti. Ben de odama çıktım. Yatağımın karşısında olan makyaj masasına oturdum ve köşedeki dolaptan kurutma makinesini çıkarıp saçımı kurutmaya başladım.
Geçen 10 dakikanın ardından saçım tamamen kurumuştu. Saçımı toplamadım. Sadece şekil verdim ve aşağı indim. Abim kapıda beni bekliyordu. Ben gelince beraber sonunda dışarı çıktık.
Kapının önündeki arabaya bindik. Abim arabayı çalıştırmadan önce bana göz attı.
Rüzgar abim: Emniyet kemerini tak Selin.
Kafamı salladım ve emniyet kemerini taktım. Araba hareket etti. Ben de kafamı cama yasladım. Tekrar uykum gelmişti.
Gözlerimi kapatmıştım ki arabanın içini dolduran müzik sesini duydum. Abimin bunu uyumamam için yaptığını biliyorum. Bu aralar uykuya duymuyordum . Kafamı kaldırdım ve yola baktım.
Rüzgar abim: Canın sıkkın gibi?
Ben: Hayır. Uykum var sadece
Rüzgar abim: Gece dışarıda uyursan böyle olur. Bundan sonra dış kapıyı kilitleyeceğim. Hasta olacaksın yoksa.
Hiçbir şey söylemedim. Birazcık haklı olabilirdi. Araba sonunda durdu. Şirketin yakınlarında bulunan tatlı bir kafe tarzı bir yerdi.
Arabadan indik. Abim yanıma geldi. Beraber içeri girdik. Bizim girmemiz ile birlikte tüm çalışanların etrafımıza toplanması bir oldu.
Bize gösterilen masaya oturduk. Hemen önümüze kahvaltılıklar gelmeye başladı.
Rüzgar abim: Selin? Poyraz in mevzusu ne? Ayaz birşeyler anlatti ama anlamadım.
Ben: Arkadaşı vardı ya. Egemen miydi neydi . Tartışmışlar çocuk da Poyraz i kavgaya çağırmış.
Kafasını salladı. Tabi benim ponçik kardeşim gelip sıkıntısını ablasıyla paylaşmıştı. Onu döve döve sevecektim. Önümüze koyulan tabaklar ile görevliye teşekkür ettim. Görevli gittikten sonra abim öldürecekmiş gibi baktı. Yutkunma ihtiyacı hissettim.
Rüzgar abim: Niye teşekkür ediyorsun? Hah! Bir diğer Rüzgar abim sıkıntısı da işte bu. Bu konuda kesinlikle psikolog mu olur, psikiyatri mi bilmiyorum ama bence gitmeli. Abartma huyu çok fazla çünkü. Ben: Neden etmiyim? Dedim umursamaz gözükmeye çalışarak. Rüzgar abim: Selin! Ben: Offfffff
Dedim ve geriye yasladım. Bir kahvaltı zevkimiz vardı. Abim ise hiçbir şey söylemedi. Ben de kahvaltı yapmaya başladım. Hayır bana göre ne kadar üst mertebede olursak olalım her kim olursa olsun o kişiye saygı duymalı, iyi sözcüklerde bulunmalıyız. Eminim bu toplumun büyük kesimi de benim gibi düşünüyordur. Demiştim ya, Rüzgar abim bir tuhaf.
Derin bir nefes aldım ve bir yudum su içtim. Abim beni izliyordu. Yüzüne baktım.
Rüzgar abim: Hadi eve gidelim.
İşte böyle. Tanıştırayım, abilerim.
Sadece kafamı salladım. Yerimden kalktım. Abim de hesabı ödedi. Beraber arabaya bindik. Hiçbir yere uğramadan eve gittik. Oysaki ben kitap almak istiyordum. Ama bunu Rüzgar abim ile değil, Meriç abim ile yapmak istiyorum. Umarım abim işten erken gelir. Belki de ben abimin yanına giderim.
Araba evin önünde durdu. Hiçbir şey söylemeden arabadan indim. Abime de kızgınım. Uykum da var.
Eve doğru küçük adımlar ile yürüyordum. Rüzgar abim yanıma geldi. Beraber eve doğru yürümeye başladık. Kafamı yana çevirdim ve abime baktım Rüzgar abim: Çok yakışıklıyım değil mi? Gözlerimi devirdim. Ben: Hem de nasıl (!) Abim konuşmaya devam etti.
Rüzgar abim : Dün bir kız ile karşılaştım. Öyle güzeldi ki? Anlatamam sana. Kelime bulamıyorum. Güzelliğin vücut bulmuş haliydi.
Kaşlarımı havaya kaldırdım. Bugün bir ciddiyetle konuştum
Ben: İyi işte. Evlen de kurtulayım senden.
Bu cevabın beklemiyordu muhtemelen. Çünkü şaşırdı. Gülümsedim. Evlenin de kurtulayım değil mi?
Ben: Şaka yapıyorum abicim.
Dedim ve yanağını sıktım. Sonra koşarak odama çıktım. Hızlıca üzerimi değiştirdim. Sonra aşağı indim.
Poyraz vardı sadece. Yanına oturdum. Telefonu ile uğraşıyordu. Hafifçe ne yapıyor diye bakmaya çalıştım. Ama anında geri çekildi.
Poyraz: Ne yapıyorsun Selin?!
Diye hafif sesini yükselterek konuştu. Alttan almalıyım ki tartışmayalım basit bir konu için değil mi?
Ben: sadece bakmak istemiştim.
Poyraz: Peki ben istiyor muyum?! Anla artık uzak dur benden. Bana karışma! Rahat bırak beni!
Dedi. Ve Hızlıca dış kapıyı çarparak çıktı. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Kolay kolay ağlamam. Ama canımı acıtmıştı söyledikleri. Peki, karışmazdım bundan sonra. Uzak da dururdum. Yanına da gitmezdim.
Yutkundum ve gözyaşlarımı geri göndermeye çalıştım. Başarısız olmuştum. Merdivenlerden ses geldi. Rüzgar abimdi. Rüzgar abim: Ne oluyor orada? Kim kime bağırıyor? Diyerek ıslak saçları ile yanıma geldi. Hemen gözyaşlarımı sildim. Yüzüme bir gülücük yerleştirdim. Konuyu değiştirmek adına konuştum. Ben: Aşk olsun abi. Saçın ıslak gelmişsin. Bir de bana diyorsun. Dedim ve elini tutarak odama götürdüm abimi. Tabi abim istediği için hareket ediyordu. Yoksa milim kıpırdamaz.
Abime baktim.
Ben: Ben kurutabilir miyim saçını?
Gülümsedi ve kafasını salladı. Hemen çekmecede bulunan kurutma makinesinin aldım ve prize taktım. Sonra çalıştırdım ve ısısını ayarladım. Abimin siyah saçlarını kurutmaya başladım. Kafamı dağıtmaya çalışmalıyım. Evet, abimin saçlarına odaklan Selin.
Saçları yumuşacık ve gür.
En sonunda saçları kurudu. Makineyi kapattım ve yerine koydum. Sonra ortağı toparlamaya başladım. Üzgünken yapardım.
Kendimi ev işine verirdim. Bir süreliğine de olsa unutuyordum.
Abimin önünden geçerken abim gitmemi engelledi.
Rüzgar abim: Ne oldu Selin? .Normalde bu kadar duygusal değilimdir. Fakat bazen tek bir söz, bakış, hareket canımı hiç olmadığı kadar yakabiliyor. Abime gülümsedim Ben: Birşey olmadı abicim. Rüzgar abim: Poyraz ın sesini duydum Ben: Birşey yok abi. Çıktı gitti birden. Ben de anlamadım. Dedim. Eğer Poyraz in bana bağırdığını söylersem tartışma çıkardı. Abilerim bu konuda da birazcık katıydı. Abim kafasını salladı. Yanağımdan öptü ve odadan çıktı. Ben de yatağın kenarına oturdum ve düşünmeye başladım.
Poyraz ı çok mu sıkıyorum? Ama sadece bakmak istedim. Onlar benim telefonuma istedikleri kadar bakıyor. Daha geçtiğimiz günlerde telefonumu Poyraz' ın elinde görmüştüm ama olay çıkarmamıştım.
Bazı zamanlarda robot gibi yaşadığımı düşünüyorum. Okuldan eve, evden okula. Ders çalış, uyan,okula git, gel... Hep aynı döngü.
Evdeki tek kız olduğumdan mıdır bilmem ama üzerime çok düşüyorlar. Tamam, bazen bu ilgi hoşuma gidiyor fakat bazen de beni çok sıkıyorlar.
Poyraz in da çevresine karışıyorlar. Ama bu küçük bir uyarı oluyor. İster uyarıyı dinler , ister dinlemez. Benim arkadaş çevrem olmadığı için nasıl tepki verirler bilmiyorum ama uyarıdan farklı olacağı kesin.
Poyraz in da dışarı çıkma saatlerini kısıtlıyorlar. Ama gün boyu Poyraz dışarıda boş boş dolaşabiliyor. Peki bizim farkımız ne? Sadece cinsiyet mi? Böyle olmamalı. Sadece cinsiyet insanların hayatını mahvetmemeli.
Yanlış anlaşılmasın. Ben Poyraz i kıskanmıyorum. Benim için hava hoş. Ben böyle de mutluyum. Ama sadece anlayış istiyorum. Ya da mutluyum diye sadece kendimi kandırıyorum. Bilmiyorum...
Nasılsınız?
Bölümü nasıl buldunuz?
Rica etsem yorum yapar mısınız kıymetli okurlarım? Ve yıldızımızı da parlatalım lütfen .
Sizce diğer bölümde ne olacak?
Peki Poyraz? Düşünceleriniz?
İyi günler. Görüşürüz 😘😘😘😘
|
0% |