Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Bölüm 3

@floweraleyna

 

 

 

Hoşgeldiniz sevgili okurlarım. Rica ediyorum oy verelim ve yorum yapalım. Tahminlerinizi de merak ediyorum.

 

İyi okumalar dilerim 😊

 

 

 

 

 

Akşam olmak üzereydi ve ben odamdan hiç çıkmadım. Zaten kahvaltıyı Rüzgar abim ile öğlen yaptığımız için fazla zaman geçmemişti. Ayrıca Meriç abimin yanında da gitmemiştim.

Poyraz ı ise olaydan sonra hiç görmedim. Kapım çaldı. Her kim ise girmesi için komut verdim. Hizmetli abla gelmişti.

Hizmetli abla: Kızım, seni yemeğe bekliyorlar

 

Ben: Tamam abla. Teşekkürler.

 

Dedim ve oturduğum yerden kalktım. Odamdan çıktım ve yavaş yavaş aşağı indim. Masada tam kadro beni bekliyorlardı. Ben de oturdum ve yemeğe başladık. Kafamı kaldırdığımda Poyraz in bana baktığını gördüm. Ve önüme geri döndüm

Fazla yemek yemek istemiyorum. Ama yedim.

Sonra izin istedim ama Meriç abimin sorusu ile oturmak zorunda kaldım.

 

Meriç abim: Selin, Poyraz bir sıkıntı mı var?

 

Diye şüphe ile sordu. Poyraz konuşacağız anda ben cevap verdim. Olayın abilerime taşınmasını istemiyorum.

 

Ben: yok abi.

Meriç abim: Rüzgar bugün Poyraz in sesini yükselttiğini duymuş, doğru mu Poyraz?

 

Poyraz ilk önce bana baktı. Özür diler gibi bakıyordu. Gözlerinde pişmanlık vardı. Kaşlarımı söyleme anlamında havaya kaldırdım. Söylerse abim çok kızacaktı

 

Poyraz: Doğru abi. Bugün telefonla konuşurken bağırdım.

 

Meriç abim: Tamam. Yemekten sonra çalışma odasına gel.

Dedi ve hafifçe gülümsedi. Poyraz da kafasını salladı. Yemeğimizi yedikten sonra ben de odama gitmek için tekrar izin aldım ve odama geçtim. Küçük kitaplığımdan bir kitap aldım bu kitabı en az üç defa okumuşumdur. Ama yapacak birşey yok. Tekrar ezberlediğim sayfayı açıp okumaya başladım.

 

Ben kitabın yarısına gelmiştim ki kapım çaldı. Girmesi için komut verdim ve kimin geldiğini bakmak için hafif eğildim. Poyraz gelmişti.

Poyraz: Selin, gelebilir miyim?

Kafamı salladım ve kitabı kenara bıraktım. Bir eli arkasındaydı. Önümde durdu. Kafasını mahçup bir ifadeyle önüne eğdi. Ben de ne söyleyeceğini dinlemeye başladım.

Poyraz: Abla ben çok özür dilerim. Sana bağırmamalıydım. Üstüne üstlük o sözlerin söylememeliydim. Sen hayatımda iyi ki varsın. Bana karışmanı seviyorum, benimle uğraşmanı, hatta bana lakap takmanı da. Benden uzak durma abla. Beni sakın rahat bırakma. Yapamam çünkü. Beni sen büyüttün. Aramıza on bir ay olmasına rağmen benim annem oldun. Beni sakın bırakma. Seni seviyorum.

 

Dedi ve arkasına sakladığı çiçek demetini bana uzattı. Gül almıştı. En sevdiğim. Gülleri aldım ve kokladım. Mis gibi kokuyordu.

 

Evet Selin, bir demet güle affediyor muyuz Poyraz' ı?

Galiba evet. Ben kardeşimle küs kalamam ki. Çiçeği yatağın üzerine bıraktım.

Ben: Gel buraya küçük.

Dedim ve sarıldım. Boyu benden uzun olduğu için parmak uçlarımda durmak zorunda kalmıştım. Poyraz da hemen kollarını belime sardı.

Ben: Sakın bir daha öyle şeyler söyleme. Çok üzüldüm.

Poyraz: Çok pişmanım abla.

Ben: Tamam. Üzme bir dahs beni.

Dedim. Daha da sıkı sarıldı. O anda kapı yavaşça açıldı. Ayaz abim gelmişti. Abim bizi görünce önce kaşları çatıldı ama sonra gülümsedi ve sessize çıktı.

 

Yavaşça ayrıldık. Elimi tuttu. Sonra ceketinin cebinden iki kutu çikolata çıkardı. O kutuları oraya nasıl koydu bilmiyorum ama iyi ki yapmış.

 

İkimiz de benim yatağıma oturduk ve çikolata yiyip sohbet etmeye başladık.

 

Poyraz: Abla görmen lazımdı beni. Sırf bu kutuları getirmek için kalın ceket giydim. Ama neyseki abimler anlamadı

 

Gülümsedim. Biten çikolata paketini kenara koydum ve yeni bir paket açtım....

 

Tüm çikolataları yedik. Şimdi çöpleri nereye atsak diye düşünüyoruz.

 

Poyraz: Abla bence şimdilik şu dolabın içine koyalım. Yarın atarız.

 

Ben: Tamam.

 

Dedim ikimiz tüm çöpleri aldık . Küçük dolabın içine koyduk. Sonra ikimiz de küçük koltuğa oturduk. Koltuk camın önündeydi. İkimiz de manzarayı izlemeye başladık

Poyraz: Abla çok mu kırdım seni?

Ben: Biraz

Poyraz: Evde de çok sıkılıyorsun değil mi?

Ben: Yoo nereden çıkardın?

Poyraz: abla görüyorum herşeyi.

 

Dedi bıkkınca.

 

Poyraz: Biliyorum herşeyi. Canın sıkılıyor, daralıyorsun. Onun için kitaplara sarılıyorsun. Bir de okuldan gelir gelmez ders çalışıyorsun. Okulda da hiç arkadaşın yok. Hep yalnızsın. Hani demiştim ya sana bugün. Çok sıkıyorsun beni diye. Seni çok sıkıyorlar aslında. Abilerimin de bunda katkısı büyük tabi.

 

Gülümsedim. Poyraz in bunları söylemesine şaşırmadım. Çünkü çok iyi gözlemciydi.

Ben: Alıştım artık.

Poyraz: Alışmak zorunda kaldın.

Ben: Poyraz benim için bir sorun yok. Siz yanımdasınız ya o yeter bana.

Poyraz: Abla ben annemi ve babamı çok özledim.

Birden konuyu değiştirmesine şaşırmıştım. İçimde kabaran özlem duygusunu hissettim.

Poyraz kafasını omzuma koydu.

 

Ben: Ben de özledim.

Dedim. Konuyu dağıtmam gerek.

Ben: Hadi yatalım. Yarın okul var.

Poyraz: Okul yok. Tadilat varmış galiba.

 

Dedi. Kafamı salladım.

 

Ben: ama uykum var benim. Hadi odana.

 

Kafasını salladı ve beni öptü. Sonra da odadan çıktı. Ben de yatağa girdim. Sonra saçımdan rahatsız oldum ve tepeden sıkıca topladım. Gözüm çiçeğimde kaldı. Sabaha kadar böyle durursa kuruyabilirdi. Ben de mutfağa indim ve hizmetli abladan vazo istedim. Çok şirin bir vazo verdi bana. Ben de kimseye gözükmeden geri odama çıktım. Mutfaktan vazoya su doldurmuştum. Onun için güllerimi paketinden çıkardım ve suya ıslattım. Vazoyu da yatağımın yanındaki komodinin üzerine koydum.

 

Lambayı kapatıp gece lambasını açtım. Sonra yatağa girdim ve sadece gözlerimi kapattım. Uyumadım.

 

Yaklaşık yarım saat sonra hala uyumadım. Kapımın sessizce açıldığını duydum. Sonra sessiz olmaya özen gösterilen ama başarılı olunamayan adım sesleri duydum. Daha sonra yatağımın kenarında bir ağırlık..

 

Bu Meriç abimdi. Her gece yanımıza gelirdi zaten.

 

Sessizce homurdandığını duydum.

 

Meriç abim: Niye saçını bu kadar sıkı topluyorsan? Canın acır.

 

Dedi ve yavaşça canımı acıtmadan tokayi kafamdan çıkardı ve saç diplerime masaj yapmaya başladı.

 

Ama ben seni çok seviyorum koca adam.

 

Sonra boğazını temizledi. Ve konuşmaya başladı.

 

Meriç abim: Özür dilerim. Üzerinde bu kadar baskı olduğunu anlamamıştım. Söz veriyorum daha dikkatli olacağım meleğim.

 

Dedi. Abimin bana meleğim demesini çok seviyorum. O kadar içten, şefkat ile söylüyor ki yumuşacık oluyor içim.

 

Daha sonra alnımda bir baskı hissettim.

 

Benden uzaklaşan adım sesleri ve kapının kapatılması.

 

Canım abim.

 

Ben de uykuya daldım.

 

Sabah saçımda gezinen el ile gözlerimi açtım. Yanımda Ayaz abim vardı. Benim uyandığımı görünce gülümsedi.

 

Ayaz abim: Günaydın cimcime.

Ben: Günaydın abi.

Göz kırptı ve yanı başımda olan çiçekleri gösterdi

Ayaz abim: Hayırdır?

Azıcık oyundan zarar gelmez galiba.

Çiçeğe baktım. Gülümsedim.

Ben: Ha o mu? Hayatımda çok önemli yeri olan birisinden aldım. Çok güzel değiller mi? Abi baksana şunlara.

Dedim. Abim ise ilk önce kaşlarını çattı sonra benim halimi görüp gülümsedi.

Ayaz abim: Evet çok güzelmiş de kim aldı? Kimmiş hayatında çok önemli yeri olan kişi?

 

Diye şüpheyle soru sordu. Ben de gülümsedim.

Ben: Okuldan arkadaşım Poyraz

Dedim. Ama yalan değil. Aynı okuldayız. Abimin anında kaşları çatıldı. Bu haline gülmemek için kendimi zor tuttum.

Çiçekleri geri yerine koydum. Ve abime baktım.

Ben: Abicim seni dışarı alayım. Ben de hazırlanayım. Bugün beraber gezeceğiz çünkü.

Dedim. Abim ilk önce yüzüme baktı. Sonra kaşlarını çattı.

Ayaz abim: Seni abime söyliyim de gör.

Dedi ve kafasını sallayarak gitti. Odadan çıkar çıkmaz bastım kahkahayı. Bazen düşünme yetilerini kaybettiklerini düşünüyorum.

Ben de dolabın karşısına geçtim. Elime telefonu aldım. Bir yandan ne giysem diye düşünüyordum bir yandan da Poyraz a bugün dışarı çıkacağımızı haber verdim. Ayaz abimin tepkisini de anlattım. Poyraz da seve seve benimle bu oyunu devam ettireceğini söyledi. Ben de telefonu kapattıktan sonra seçtiğim kıyafetleri giymeye başladım.

 

 

Bence gayet normal. Çok şirin oldum. Pantolon zaten boldu. Bence sorun çıkartmazlar

Saçımı da açık bıraktım. Zaten saçım uzundu. Uçlarına maşa yaptım. Çok güzel oldum.

Parlatıcı, rimel, göz kalemi üçlümü sürdüm. Ve odamdan çıktım.

Aynı anda Rüzgar abim de çıkmıştı. Bana baktı ve gülümsedi.

Rüzgar abim: Günaydın bücür.

 

Ben: Günaydın abicim

Dedim direkt aşağı indim. Abim de peşimden geliyordu. Masada Meriç abim, Ayaz abim ve Poyraz vardı. Ben hemen gidip Meriç abimin yanağını öptüm. Abim gülümsedi. Sonra yerime geçtim.

Ayaz abim iğneleyici sesi ile konuştu.

Ayaz abim: Hayırdır Selin? Bir yere mi gidiyorsun? Hazırlanmışsın.

 

Dedi. Ben de diğerleri ile hiç muhatap olmadan Meriç abime döndüm. Kocaman gülümsedim.

Ben: Abicim. Bugün okuldan arkadaşım Poyraz ile buluşabilir miyim? Söz vermiştim de.

Meriç abim çaktırmadan bir bana bir de Poyraz a baktı. Galiba yapmaya çalıştığım şeyi anlamıştı.

Rüzgar abim ile Ayaz abim aynı anda konuştu.

&: Hayatta olmaz.

Meriç abim: Beyler, size değil bana sordu.

Dedi ve bana döndü.

Meriç abim: Gidin meleğim. Evde sıkıldın sen de. Biraz gezmiş olursun.

Dedi abime gülümsedim ve öpücük gönderdim.

Rüzgar abim anında konuştu.

Rüzgar abim: Abi olmaz çok güzel olmuş.

Meriç abim: Seni ilgilendirmez Rüzga.

Ayaz abim: Abi ruj da sürmüş baksana

Meriç abim: Seni de ilgilendirmez Ayaz. Önünüze dönün kahvaltınızı yapın. Benim de canımı sıkmayın.

Dedi. Ayaz ve Rüzgar abimin yüzü düştü.

& : İyi tamam. Ama nereye gidecekler?

 

Aynı anda konuşuyorlardı. Gülmemek için kendimi zor tutuyorum

 

Ben: Alışveriş merkezine abicim. Belki sinema da izleriz

Ayaz abim: Yok canım! Ne gerek var sinemaya? Alışveriş merkezini gezin yeter. Ya da hiç girmeyin. Abicim hadi beraber gidelim.

 

Dedi. Kafamı olumsuz anlamda salladım. Ve ayağa kalktım.

 

Ben : Abilerim sohbetinize doyum olmuyor ama benim gitmem gerek. Kahvaltıyı da beraber yapacağız çünkü.

 

Dedim ve ayağa kalktım. Benim kalkmamla Ayaz abimin hızlıca konuşması bir oldu.

 

Ayaz abim: Abi bir de çiçek almış.

 

Dedi. 

 

Meriç abim: Ne güzel işte. Selin de çiçekleri çok sever. İyi eğlenceler güzelim.

 

Dedi . Ben de abimi öptüm. Rüzgar abimin öldürücü bakışları eşliğinde tabi ki.

 

Meriç abim: Rüzgar! Çek bakışlarını kızdan. İkiniz de bugün şirkete geliyorsunuz. Poyraz, abicim sen de kafana göre takıl.

 

Dedi. Rüzgar abim anında başını çevirmişti. Ben de el salladım ve kapıdan çıktım. Çıkmadan önce Rüzgar abimin söylediklerini duymam ile dışarı çıkınca kahkaha attım.

 

Rüzgar abim: Gül mü almış yoksa?

 

Bahçeden çıktım. Arabaya bindim ve beklemeye başladım. Kısa süre sonra Poyraz da geldi. Poyraz gelince şoföre gideceğimiz alışveriş merkezinin adını söyledik. Ve ikimiz de abilerime gülmeye başladık.

 

Poyraz: Abla Rüzgar abimin sen çıkmadan önce dediğini duydun mu?

 

Ben: Duydum. Gül mü diye sordu? Ya adını bile verdim Poyraz. Sadece okuldan arkadaşım dedim. İnanmıyorum ya.

 

Dedim ve ikimiz de gülmeyen başladık. Artık gözümden yaş gelince sustum.

 

Poyraz: Yüz ifaderi, peki sinema?

 

Kahakaha attım tekrar. Çok komiklerdi.

 

Derin bir nefes aldım. Araba durmuştu. Biz de teşekkür ettik ve arabadan indik.

 

Eğlence başlasın...

 

 

 

...

Merhaba. Nasılsınız bakalım?

Bence eğlenceli bir bölümdü. Ben yazarken çok keyif aldım.

Sizce gelecek bölümde neler olacak?

Peki Rüzgar ve Ayaz in tepkisi?

Diğer bölümde görüşürüz. Kendinize iyi bakınnn

 

Loading...
0%