@floweryyy
|
Kitabımın ilerlemesi için motivasyona ihtiyacım var. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Seviliyorsunuz. ~ Karanlık. Seviyorum karanlığı. Geceyi sevmemin nedenleri arasında karanlık. Karanlıkta kalmak çok insan için korkunç olabilir . Ama korkularının üstüne neden gidilmez ki ? Gözlerimi açmakta zorlandım. Yavaş yavaş araladığımda gözlerim bulanıktı. Etrafıma göz gezdirdiğimde eski bir sedir üstünde uzanıyordum bu oda rutubetten geçilmiyordu. Yerdeki parke taşları açılmıştı. Duvarlar lekeli ve pisti. Ben bunları düşünürken odaya bı anda biri girdi. " Uyanmıyacaksın sandık" gelen iri bir adamdı. Korkmuştum ama belli etmeye niyetim yoktu. " Kimsiniz? Beni neden kaçırdınız?" Adam cevap veremeden kapıyı kapatıp gitti. Arkasından kapanan kapıyla bakıştım. Korkmuştum. Ama korkumu adama belki etmeye niyetim yoktu. Neden bu benim başıma gelmişti ? Ve tekrardan kapı açıldı. İçeriye az önceki adam girdi. Adama daha konuşma fırsatı bulmadan kolumdan kaldırıp sürükledi. Birden kalkmayla başım dönüp gözüm kararmıştı. Adam durumu fatketip belimden destek verdi dokandığı an geri çekildim. Adam tekrar tutmadı. Uzunca bir koridordan geçtikten sonra koridorun en sonundaki odaya doğru yöneldik. Kapıda iki tane iri yarı adam bekliyordu. Adam kapıyı tıkladıktan sonra kapıyı açtı. " Getirdim patron" Gördüğüm yüz çok tanıdıktı. Keskin gözleri kirli sakalı esmer teniyle bu kişiyi önceden gördüğümü hatırlıyordum. Adam baş haraketiyle arkamda duran adamı gönderdi. Odada tek kaldım. Adam gözlerimin içine baktı. " Beni neden kaçırdınız?" " Her durumu sana açıklama yapmak zorunda değiliz." Tok bir sesle söylemişti. İçten içe korkmuştum. " Beni kaçırdınız ve bu yaptığınız suç. Beni bırakın size hiçbir katkım olmaz. " Adamın dudağının kenarı yukarı kıvrılmıştı. Dalga geçiyordu. " Cevap verin bana." Diye çıkmıştım. Ardından yutkunmama sebep olan cebinden çıkardığı silahı masanın üstüne sertçe koydu. " Sence de bulunduğun duruma göre fazla cesur değil misin?" Ses çıkaramadım. Masanın üstündeki silah buna izin vermiyordu. " Bende öyle düşünüyordum. Bugün saat 5 te amaliyata giriceksin hazırlan. Gerekli şeyler gideceğimiz yerde var. " Ne amaliyatıydı bu. İç organlarımı mı alacaklardır? Korkmuştum korkuyla gözümden yaş yanağıma doğru kaydı. " Sen amaliyata doktor olarak gireceksin hasta olarak değil. Ağlamayı kes. " " N-nasıl yani ? " Cevap vermedi o anda içeri az önceki adamlardan biri gelip beni aldı. Yine uzunca bir koridordan geçtik ve bu sefer eski odaya değil bir arabaya doğru yürüyorduk. Dışarı çıkmamla akciğerlerime dolan oksijenle derin bir nefes aldım. Etrafa baktım. Yeşil ormanların bulunduğu bir yerdeydik. Burada başka ev yoktu. Yanımdaki adam etrafa çok bakmama izin vermeden arabaya bindirdi. Nereye gidiyorduk hiç bilmiyordum. Tek bildiğim korkuydu. Yanaklarımdan boynuma doğru süzülen yaşlara hakim olamıyordum. Bu beni güçsüz gösterirdi. Yarım saat sonra araba durdu ve indik bizim arabanın önündeki arabadan o evde konuştuğum adam indi ve yürümeye başladı. Etrafa baktığımda burası cennetten bir köşeydi âdete. Hayatımda hiç görmediğim lüxlükte bir villaydı karşımda duran. Arkamdaki adam ittirince öne doğru yürüdüm ve o adamı takip ederek içeri girdik. İçerisi ayrı bir zenginlikteydi geneli siyah tonlarındaydı. Etrafa bulunduğum konum gereği çok bakamadım. Arkamdaki adam beni bıraktı. Olduğum yerde kaldım önümde sadece o konuştuğum adam vardı. Ardından önünde bulunan duvarın bir bölümüne dokanarak bir yer açtı bu hareket yutkunmama neden oldu. Gizli bir geçitti burası. Önümdeki o adam kolumdan tutup ilerletti. Tuttuğu kolu öyle bir sıkıyordu ki canım fazlasıyla yanmıştı. Ama ses çıkarmadan yürüdüm. Uzun bir merdivenden indik. Önümüze bir koridor çıktı. Bu koridorun hastane koridorundan farkı yoktu. Napıyorlardı burada ? Bı odanın kapısını açtı ve beni oraya itekledi. Burası bir amaliyathaneydi. Dönüp keskin kahvelere baktım. " kendine gel. Bekleyecek zamanım yok." " Beni neden kaçırdınız?" Adam verdiğim soruya cevap vermek yerine yanında bulunan bir çekmeceden bir kağıt çıkartıp önüme koydu. Kağıdı okuduğumda anlamıştım. " Benim zaten bir işim var bırakın gideyim " Önündeki bir iş sözleşmesiydi. " Sen bana lazımsın. Artık benim çalışanımsın ister zorla ister severek hiç fark etmez. Dediklerimi yapıp işini yaparsan her hafta istediğin miktarda para alırsın " " Para umrumda değil. Buraya zoraki geldiğime göre yaptığınız işler yasal değil. Lütfen bırakın beni " " Hergün maksimum 3 amaliyata gireceksin. Senden istenilen zaten hastanın belgelerde yazar. Hastanın belgesinde yazan organı almak dışında hiç bir işin yok. Alanında iyi bir doktor olman benim suçum değildi." Evet organ mafyalığıydı bu. Benim kararlarımı dinlemiyordu bile. Önüme bir kalem atıp baş haraketiyle kağıdı gösterdi. " Beni merak ederler. Şüphelenirler . Bırakın gideyim." " Kimsen yok sadece o arkadaşının merakıyla yakalanacağımı mı sanıyorsun?" Dediğiyle gözümden yaş yanağıma doğru süzüldü. İmzalamayacaktım. Durumu anlayınca belindeki silahı çıkarttı. Silahı görmemle içimdeki korkular belirdi. Kalemi elime alarak ismimin altına titreyen ellerimle imza atmaya çalıştım. İmzayı attıktan sonra adam önümden alıp " Dolapta gerekli kıyafetler var ordan giy ve çık. " Dolaptan amaliyat önlüğünü alıp giydim. Başka çarem yoktu. Kapıyı açtığımda o adam yoktu . Başka bir adam kolumdan tutup ilerletti. Başka bir ameliyat odasına girdik. Ardından bir genç çocuk içeri girdi. Üstünde amaliyat kıyafetleri vardı. Belgeyi uzatıp amaliyat sedyesine uzandı. Belgeyi açtım ve burda bir böbreğini almam gerektiği yazıyordu. " Neden yapıyorsun bunu kendine daha 21 yaşındasın. " Belgede yaş dahil herşey yazıyordu " İhtiyacım var. " " Ama-" gerisini getiremedim. Yanımdaki adam kolumu sıkarak " işine bak Doktor sorgulama. " Dedi. Hastayı anestezi ile uyuttum. Amaliyat yaklaşık 1.30 saat sürmüştü. Çocuğun böbreğini almıştım. Midem bulanıyordu kapıyı açıp dışarı çıktım. Kapıda bulunan iki yarı adam kolumu tuttu. Maskemi çıkartmak istedim. Adamlar anlayınca bıraktı. Başım dönüyordu. Midem bulanıyordu. Maskemi çıkartıp kapının yanındaki çöpe attım. O an midemdeki beyaz sıvının hepsi çöpün içine çıkarttım. Kustum. Midem acayip bulanıyordu. Yanımdaki adamlar kolumdan tutup yukarı çıkarttı. Ardından salonda oturan o adamla karşılaştım. Bana bakıyordu. " Bitti mi ?" " Bitti." Bunu dememle yere yığılmam bir oldu. Gerisi zifiri bir karanlıktı. ~ ( 2 saat sonra ) Gözlerimi yavaş yavaş araladım. Etrafa baktım. Eve göre zıt bir şekilde Bembayaz bir odada bulunan yatağın üzerindeydim. Kolumdaki serum bitmek üzereydi. Bayılmıştım. Kafamı yana çevirdiğimde çekmecenin üstünde duran bir Buket siyah gül ile karşılaştım.Üstünde not yazıyordu Yeni başlangıçlar için Doktor Hanım... ~ Bölüm sonundan selammm. Nasıldı ? Sorularınızı sorabilirsiniz. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Öpüldünüz. Şimdi değilse ne zaman oy kullanacaksınız?
|
0% |