Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Güç Ve Kıskançlık.

@flymiamibro2

Cerbeus, Kedi Adam'ın ani kayboluşunun ardından duraksadı. "Uyarılar, tehditler.." diye mırıldandı kendi kendine. Hırsla yoluna yürümeye devam etti. "Ben Cerbeus'um." dedi. "Beni kimse korkutamaz."

Eve vardığında, babası Kenta hala koltuğunda oturuyordu. Cerbeus'un gelişiyle birlikte sigarasını kül tablasına bastırarak söndürdü ve hafifçe gülümsedi. "Ah, hoş geldin." dedi. Babasına karşılık, Cerbeus gözlerini devirdi. Okul için postacı çantası kullanıyordu, onu çıkardı ve askılığa astı. Elleri cebinde, üst kata çıkmak için arkasını döndü. Kenta, parlayan mavi gözlerini Diana'nın tablosundan ayırdı. Hala, yüzündeki gülümseme ile oğluna bakmaya devam etti. "Eve geç kaldın." dedi her zamanki dinginliğiyle. "Neler oldu?"

Cerbeus, artık babasının bu tavırlarına tahammül edemiyordu. Yüzü öfkeyle kasılmıştı, kaşlarını çatmış bir şekilde babasına döndü. "Neler oldu mu?" dedi, sesi sert ve küçümserdi. "Hiçbir şey olmadı, baba. O aptal okula gittim, o aptal çocuklarla zaman kaybettim ve sonra da bu sıkıcı eve geri döndüm!"

Kenta, derin bir iç çekti. Oğlunun bu kibirli tavrını değiştirmekte zorlanıyordu. "Oğlum, gücün ve soyun seni korumaz. Bu dünyada asıl güçlü olanlar, kalbinde gerçek cesareti ve merhameti taşıyanlardır..-"

Cerbeus, babasının uyarısını umursamadan kolunu sertçe sağlayarak bir adım daha yaklaştı. "Sürekli beni bu masallarla uyarmaya çalımandan bıktım!" diye bağırdı. "Sürekli öğüt veriyorsun, ama senin kadar zayıf biri olmak istemiyorum. Ben senden farklıyım, anladın mı? Ben güçlüyüm, senin gibi yumuşak başlı değilim."

Bu sözler, Kenta'nın gözlerindeki dinginliğin kaybolmasına neden oldu. Cerbeus'un ağzından dökülen her bir söz, Kenta'ya hakaretti. Yavaşça doğruldu, herhangi bir karşılık vermedi. Bu sessizlik, Cerbeus'u daha da sinirlendirdi.

"İşte böyle." dedi Cerbeus. Hızla arkasını döndü ve merdivenlerden çıkıp odasına girdi. Hala içinde büyük bir hırs ve öfke vardı.

Kenta, koltuğuna geri oturdu. Diana'nın tablosuna baktı, düşünmeye başladı.. Koskoca Luminara'yı kontrol edebilen Kenta, 14 yaşındaki küstah bir çocuğu, kendi oğlunu kontrol edemiyordu. Bu, onun koca kalbinde ağır bir yük bıraktı.

Cerbeus, odasında geçtiği an, gözleri ateşle parlamaya başladı. Ama, mecazi anlamda değil. Güneş Adam'ın olduğundan, sıcaklık ile alakalı neredeyse tüm güçlere sahipti. Güneşin ışınlarını kontrol etmek dışında tabii.. bunu sadece aptal babası ve aptal, çilli surat Arita Sato yapabiliyordu. Cerbeus'un gözünde ateşler yükselirken, kendini büyük bir hırç ile yatağına attı. O sırada, kulağında Kedi Adam'ın sözleri çınlanmaya başladı..

"Arita, senden çok daha güçlü.. sadece güçlerini nasıl kullanacağını bilmiyor.."

Bu sözler, Cerbeus'un öfkesine daha da öfke kattı. Kafasındaki sesleri susturmaya çalışıyor, ama başarısız oluyordu.

"Arita senden çok daha güçlü, sadece güçlerini nasıl kullanacağını bilmiyor.."

Cerbeus, yatağından kalktı. Yumruklarını sıktı ve etrafa bakındı, duvara büyük bir yumruk attı. Cerbeus, sıklıkla çevresindeki eşyalara zarar verirdi, bu yüzden Kenta sihirle Cerbeus'un odasına görünmez ruhlar eklemişti, bir şeye zarar verdiğinde bu görünmez ruhlar saniyesinde onu geri eski haline getiriyordu. Duvar, yeniden düzelirken, Cerbeus başını kaldırdı.

"Hiç kimse benden daha güçlü olamaz." dedi. Tekrarladı, "Hiç kimse benden güçlü olamaz!"

Arita'nın kendisinden güçlü olması mümkün değildi. Ve, Cerbeus.. bunu kanıtlamak için her şeyi yapacaktı. O Güneş Adam'ın Oğluydu.

Loading...
0%