Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Güneş Adam

@flymiamibro2

Gökyüzü her zaman masmavi ve yıldızlarla kaplıydı. Sokaklar, büyülü ışıklarla aydınlanmıştı Ağaçların dallarının arasında fısıldaşan periler, sihirli yaratıkların yansımasını gösteren nehirler, doğanın enerjisini kullanarak sihir yapan elfler, havada süzülen ejderhalar, ormanda özgürce koşturan tek boynuzlu atlar, cadılar ve büyücüler.

Burası Luminara! Hayal gücünüzün ötesinde, bir sürü macera ve keşifle dolu bir ada. Evet, bir ada. Ama hafife almayın, bu Ada'da güneşten doğmuş gibi bir adam yaşıyor. Bazı insanlar, gerçekten Güneş'in Oğlu olduğunu iddia ediyor ama bunun hakkında hiçbir kanıt yok. Her neyse, bu adam devasa fiziği ve göz alıcı saçları ile herkesin dikkatini çekiyor. Ama asıl etkileyici olan şey içindeki sıcaklık ve cesurluk- bir de merhamet. Luminara'yı her tehdit altında koruyor, adeta güneş kadar parlak bir kahraman. Her bela karşısında göğsünü gere gere duruyor. Gücünü sadece kaslarından değil, kalbinin gücünden alıyor. O, Güneş Adam Kenta!

Güneş Adam Kenta, Luminara halkının gözünde sadece bir kahraman değil. O, aynı zaman da bir umut ışığı. Onun gözleri, yaşamış olduğu her savaşın, her zorluğun izlerini taşıyor. O kocaman ve sevgi dolu bir adam. Bir dost, bir öğretmen..

Peki, peki! Onun hakkında yeterli bilgiyi verdim sanırım. Sizin bilmeniz gereken bu, ama bilmemeniz gereken- onun da normal bir hayatı var. Yani, hayatının her saniyesini o olağanüstü fizikte geçirmiyor. Tam elli altı yaşında. Luminara halkı, yaşlanmamak için özel bir iksir içtiğini düşünüyor. Ve, haklılar. O yaşlanmamak için iksir- hatta iksirler içiyor. Sıradan bir hayatı var, gazete okuyor, sigara içiyor, radyo dinliyor, ölen karısının resmine bakıyor, oğlu Cerbeus ile uğraşıyor ve.. sıkıcı yetişkin işleri.

Evet, Kenta'nın Cerbeus isminde bir oğlu var. On dört yaşında, yaşıtlarına göre çok daha hızlı, çok daha sinsi, çok daha zeki, çok daha çevik ve çok daha güçlü. Tabii, babası Güneş Adam Kenta olunca bunlar çok normal geliyor insana. Kaslı bir fiziği, sarı saçları, gri gözleri ve alaycı bakışları olan uzun boylu bir oğlan çocuğu. Ama, sadece dış görünüş olarak babasına benziyor. Asla babası gibi iyi biri değil, bu çocuk kötülüğün vücut bulmuş hali. Babasının Güneş Adam olmasının verdiği umursamazla her şeyi yapabilecek bir cesarete sahip. Yapıyor da. Bu burnu havada tavırlarına son vermesi gerek. Luminara halkı, Cerbeus'u sinir bozucu bulsa da, hepsi içten içe ona hayranlık duygusu besliyorlar. Ama, Güneş Adam'ın neden ona terbiye vermediğini de merak etmiyor değiller.

Evet, işte asıl nokta da bu. Neden ona terbiye vermiyor? Çünkü ona kızamıyor. Herkes duysun, koskoca Güneş Adam oğluna kızamıyor! Ona kıyamıyor, onu her azarlamaya başladığında, Cerbeus'un gözlerindeki yavru köpek bakışını fark ediyor ve sözünü yarıda bırakıyor. Ama bunun o kadar büyük bir sorun olduğunu biliyor. Kenta, bir gün yaşlı bir adam olacak. Milyonların özenerek baktığı sarı saçları beyaz bir renk alacak, kasları eriyecek, vücudu dayanıksızlaşacak. Hatta, tüm güçleri kullanılamaz hale gelecek. O zaman ne yapacak? Luminara'yı kim koruyacak? Güçlerini zamanı gelince birine devretmesi gerekecek. Kenta, Cerbeus'un gözünde asla o ışığı görmüyor. Onun için Cerbeus, kendini beğenmiş bir çocuk sadece. Asla, Luminara'nın kahramanı olmak için yeterli olmayacak bir çocuk.

Hikaye burada başlıyor, ama ben yazmaya başlamadan şunu bilin;. bu hikayenin birden çok baş karakteri var.

Loading...
0%