Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@ftmnr.0

Issız bir sokağın ışık görmeyen kısmında oturuyordum. Elimde bir bıçak,gözümde dinmeyen yaşlar ve üstümdeki beyaz sweetshirtte bulunan kırmızı lekelerle oldukça normal gözüktüğümü tahmin ediyorum. Birine zarar vermek benim için oldukça kolay olsada bu akşamki verdiğim zarar yalnızca karşı tarafa değildi. Bu sefer bende yara almıştım. Görünürde fiziksel bir yaram yoktu,pantolonumun düğmesi dışında her yerim sağlamdı. Fakat ruhumun en derini yara almıştı ve kanı asla durmayacaktı.

Biliyordum artık o eski Armina yoktu.

Biraz kendimi toparladıktan sonra yavaşça çöktüğüm yerden kalktım. Hala kulaklarım uğulduyor ve başım dönüyordu. Gözlerim ayaklarıma kaydığında ayakkabımın tekinin olmadığını daha yeni fark ediyordum. Yavaş adımlarla ilerlerken ilerideki çöp konteynırının dibinde bulunan poşetlerin üstüne elimdeki bıçağı bıraktım.

Yakalanmak umrumda değildi. Bu saatten sonra hapse girmek benim için sorun olmayacak tam tersi beni büyüten insanların yüzüne utançla bakmaktan kurtaracaktı.

Sokağın solundan saptığımda artık işlek caddeyi görüyor,biran önce bir taksi bulup Mehpare annemin kollarına sığınmak istiyordum. Fakat bu lanet gecenin bitmeyesi vardı ki bir el önce boynuma daha sonra başka bir el ağzıma kapandı. Son hatırladığım şey bir eter kokusuydu.

Gözlerimi yavaşça açtığımda hastane odasına benzeyen fakat asla alakası olmayan bir odada buldum kendimi. Tavanda bembeyaz bir ışık,kapının tam karşısında bir yatak ve yatağın sağ tarafında bir lavabo vardı. Neden burada olduğumu ve beni kimin kaçırdığını bilmiyorum fakat belli ki derdi beni öldürmek değildi.

Kapının açılış sesini duyduğumda hızlı bir şekilde ayağa fırladım. İçeri üç insan irisi girdiğinde hızla onlara koştum ve önde duranın üstüne atladım. Fakat kendime fazla güveniyor olacağım ki atlamamla birlikte adamın beni ters çevirip bileklerimden tutması bir oldu.

"Sakin ol. Sana zarar vermek niyetinde değiliz. Uslu bir kız ol ve herşeyi öğrenene kadar kimseye saldırma." Beni tutan adamın söyledikleriyle bir nebze rahatlamış gibi hissetsemde öfkemden ve tepinmemden asla ödün vermiyordum.

Uzun,loş ışıklı bir koridordan zorlu bir ilerleme katederken kısacası sürüklenirken karşıma çıkan adamla gözlerim fal taşı gibi açıldı.

Elbette güvenmemeliydim !

Bana saldıran adam tam karşımda duruyordu üstelik onu bıçakladığım halde dimdik karşımdaydı !

Öfkeli bir şekilde gözlerini gözlerime kitlemiş,onun ayağına götürülmemi bekliyordu. Yanına yaklaştığımızda solunda kalan kapıyı açtı ve bizim geçmemiz için yol verdi. Odaya göz gezdirdiğimde buranın uzun bir toplantı salonu olduğu belliydi fakat oldukça basık olan bir odaydı. Neden burada olduğumu sorgularken masanın en başında oturan kır saçlı,oldukça kalıplı bir adamın tebessümle bana baktığını fark ettim.

Lanet olsun bu adamlar da kim ?! Ve benim burada işim ne ?!

"Gözlerin tıpkı annen gibi bakıyor. Fotoğraflarda da benzediğini görmüştüm ama şimdi...sen onun aynısısın." Mest olmuş şaşkın bakışlarıyla bana bakan bu yaşlı adam benim anneme olan benzerliğimi iddia ederken ben karşısında bir deli görmüş gibi kocaman gözlerle bakmaya devam ediyordum.

Kafamı sağa sola sallayıp masaya ilerlemeye başlarken kolumdaki el biraz sıkıydı. Ölmek istiyor galiba. Fakat ona olan ters bakışlarım etkilememiş olacak ki yaşlı kurta bakıp onay alana kadar kolumu sıkmaya devam etti.

Bir sandalye çekip adamın çaprazında oturduğumda tek düşündüğüm iki gündür yaşadığım saçmalıklardı. Kimsesiz,cami avlusunda bulunmuş bir kızdım. Mehpare annemin eşi o dönem müezzin olduğundan ötürü beni ilk bulan kişiymiş. Mehpare annemle büyük bir aşkla evlenmişler fakat çocukları olmamış. İlhami babamın ailesi tam kuma alacakları dönemde ben mucize olarak gelmişim. Yeni doğmuş bir bebek olduğum için ailelerine beni öz çocukları olarak tanıtmışlar. Halbuki dikkatle baktıklarında onların çocuğu olmadığım o kadar açıktı ki.

Mehpare annem; uzun boylu,kumral,kopkoyu kahverengi gözlere sahip ve kıvır kıvır saçları olan bir kadındı. İlhami babam ise aynı şekilde kahverengi gözlü,gür siyah saçlı,pehlivan gibi bir adamdı. Onların aksine ben bembeyaz bir cilde,ela gözlere ve uzun sayılmayacak bir boya sahiptim. Üstelik saçlarımda ne kıvırcıktı ne de gür. Tamamen farklıydık fakat her daim öz çocukları gibi bakıp büyüttüler.

"Benim annem yok. Neden bahsettiğiniz hakkında bir fikrim yok. Neden kaçırdınız beni ?" Gözlerim yaraladığım adama kaydı,"Bu adama yaptıklarım için mi buradayım ?"

Yaşlı adam yüzündeki gülümsemeyi azaltmadı bile. İntikam için kaçırmış olsalar bana gülmezdi herhalde veyahut benim hiç tanımadığım beni terk eden anneme benzetmezdi.

Hayatımın tamamen değiştiği bugün benim miladım olacaktı. Kimsesizlerin kimseye dönüştüğü bir milat.

 

 

Loading...
0%