@fullmoon
|
Hoş geldiniz 😊 Bu benim ilk kurgum yanlış telaffuzum var ise affedin bana destek olursunuz umarım. İlay'ın yaşadığı bu macerada onun yanında olursanız seviniriz. Başladığınız tarih; ➡️ Mardin/Demir tepe 1 ARALIK 2001 Törelerin, kuralların üstün geldiği , Kızların önemsenmediği bir şehirdi Mardin. Tüm bunların içinde küçük bir köy . Demir tepe köyü içinde birbirlerini önemseyen insanları ve bunların arasında ADİN ailesi . Davut Mardin'deki diğer babalardan farklıydı kızını hep çok severdi . Sabahları tarlalarına giderken kızı ve eşiyle türkü söylemek , çalışmak onu mutlu ederdi. İlay çok şanslı bir çocuktu, Annesi' de, babası' da ona çok değer veriyorlardı. Onların her zamanki gibi tarlalarına gittiği bir gün sabahıydı 1 ARALIK ama bilmedikleri ise her zamanki gibi başlayan bu güzel gün asla unutulmayan ve yeri dolmayacak bir acı olacaktı. "baba hadi gül pembe söyleyelim " diye diretiyordu küçük İlay evlerine geri dönerken babasının sesini çok seviyordu çünkü ama Davut yorulmuştu tarlada çalışmaktan. "kızım İlay'ım tamam babam söyleyelim ama şuan çok yoruldum güzelim evde söylesek olmaz mı?" Hem kızını kırmak üzmek istemiyordu Davut hem de çok yorulmuştu. Hep uyumlu sakin olan İlay bu gün çok mızmız ve ısrarcıydı. Hissetmiş miydi yoksa bu gün olacakları. "Baba ama ben senin sesini çok seviyorum hep söylesene sen bana türkü olmaz mı hiç susma " Onların bu tatlı atışmalarını izleyen ve sessiz kalan Zeren bu ısrardan sonra kocasının küçük kızlarına kıyamayıp ne kadar yorulsa da türkü söyleyeceğini biliyordu bu sefer o başladı küçük İlay ile konuşmaya "Güzel kızım ama baban hep türkü söylerse nasıl yemek yiyip uyuyacak" Bunu biraz düşündü İlay annesi haklıydı olmazdı öyle babası uyumalıydı . Uyuyup dinlensin ki İlay'la oynaya bilsindi. İlay sessiz kalmayı tercih etti zaten evlerine gelmiştiler. Taştan küçük bir evleri vardı adin ailesinin. Hep beraber hem oturdukları hem de uyudukları , yatakları ve yorganları gibi eşyalarını koydukları 2 tanede odaları ve küçük bir kilerleri vardı . İlay ve annesinin zamanlarını geçirmekten çok hoşlandıkları ve Davut'unda boş zamanlarında onları yemek yaparken izlemeyi sevdiği mutfakları ile adin ailesi eviydi bu kimilerine göre küçük soğuk olan bu ev onlar için sıcacık mutluluk ve huzurun ta kendisiydi. "hadi bakalım ilk önce üzerimizi değiştirelim sonra da bu iki güzel hanım bize yemek yapsın olur mu?" "Tamam baba , anne hadi hemen üzerimizi değiştirelim yoksa babam bizi yer" cümlesini bitirip kıkırdadı güzel kız babası çok acıktığında onu hep öpüyor ve ısırıyormuş gibi yapardı. Davut bunu duyunca hafif bir güldü ve elindeki torbaları yere bırakıp kızına doğru eğildi. " Zeren'im çok acıktım bekleyemeyeceğim ben şu tatlı kızı yemeye başlıyorum " Zeren ise onların bu haline gülmek ile yetindi . Babasının kucağında gülümseyen kızına baktı , baba kız onu beklemeden içeri geçmişlerdi bile. " kıskanıyorum ama ben, kocama bende sarılacağım" "Olmaz baba 'ya ben sarılacağım, benim" " Ama ağlarım bende " kıyamamıştı İlay annesine, babasının kucağından inip annesine sarıldı hemen davut onlara gülümseyerek bakıyordu onların yanına bir adım atmıştı ki kulakları sağır eden bir patlama ardından da kurşun sesleri duyulmuştu. İlay korkmuştu ağlıyordu anlamamıştı ne olduğunu babasına baktı hemen, babası annesine bakıyordu . " Zeren ilayı al ve saklan korkmayın " "Davut , ne oluyor " "Geldiler Zeren dikkat edin saklanın " Anlamamıştı ilay kim gelmişti. Annesi ağlıyordu oda korkmuştu, kendisi gibi annesi babasına yaklaştı babası kollarını açıp ikisine de sarıldı. Karısının anlından öptü ilk , kızına döndü sonra anlamıştı bu gün sondu, sonuydu kızını öptü kokladı ama doyamadı . " İlay'ım güzel kızım korkma , üzgünüm kızım her anında yanında olamayacağım için üzgünüm güçlü ol tamam mı güzelim hayatın boyunca hep gül ağlamak seni zayıflatmaz kızım ağlamaktan da utanma ama çok da ağlama kızım, seni seviyorum güzeller güzelim anneni dinle." tekrar öptü kızını arkadan gelen çığlık ve kurşun sesleri daha da fazlaydı artık bıraktı ikisini de son kez saklanın dedi onlara . Odadaki av tüfeğini ve tam dolu harbiyi alıp kızına ve karısına gülümsedi. Zeren kızını killerdeki küçük boşluğa koydu üstünü güzelce örtü. İlay ağlıyordu sadece artık , oda öptü kızını. " Annem korkma sessiz ol, kimsenin seni üzmesine kalbini kırmasına izin verme ilay'ım, çıkma dışarı sakın seni çok seviyorum güzel kızım " Yüzünü de örtüp gitti annesi, sadece kurşun sesleri vardı artık . İlay ağlamıyordu bitmiş miydi göz yaşları . Silah sesleri kesildi bekledi İlay annesinin ,babasının gelmesini bekledi ama olmadı gelmedi kimse hava kararmaya başladı kimse yoktu. Kiler kapısı açıldı biraz içeri biri girdi sevindi kız annesi yada babası onu almaya gelmişti herhalde biraz görmeye çalıştı ama tek gördüğü bir silahtı . Birden üstündeki örtü çekildi o zaman tam görmüştü karşısındakini, kirli kıyafetleri, saçı ve sakalı uzamış çirkin gülüşlü bir adam vardı karşısında. Daha çok korkmuştu İlay ,babası neredeydi korurdu onu bırakmazlardı ki kızlarını . " Vay ,vay gim varmış burda küçük bi gız he, " Kızın kolundan tutup kaldırdı annesinin onu sakladığı yerden . Tekrar ağlamaya başladı kız , kötü adam onun kolundan sürükleyerek dışarı çıkardı. Huzur kokan evlerinin önünde yerde yatan komşuları, oyun arkadaşları vardı her yer kırmızı boya olmuştu . Yerde niye yatıyordu onlar uyumuşlar mıydı kafasını biraz kaldırdı kız onu sürükleyen adam gibi bir sürü silahlı adam vardı karşısında . " Hejar bah burda ne var, ne yapalım bunu " en önde durana doğru konuştu adam . İlay annesine bakıyordu, köy meydanındaydılar burası da evlerinin önü gibiydi yerler hep kırmızıydı. " Heval öldürme onu işimize yarar daha güçük hele bi büyüsün daha güzel olur bah şimdi bile ne güzel he" Gülmeye başladı hepsi kız kaçmaya çalışıyordu ellerinden ama gücü yetmiyordu onlara, yerlere bakarken bir el gördü babasıyla beraber annesine aldıkları beyaz bir yaprak vardı o bilekte ama artık beyaz değildi oda kırmızı ile boyanmıştı . Kız daha çok çabaladı adamdan kurtulmak için bakmalıydı annesi olamazdı o başkasıydı, en sonunda adamın kolunu ısırdı ilay adam acısından kolunu çekti hemen kız koşmaya başladı kadına doğru, diğerleri hala gülüyordu onun bu haline. Bilekliği takan kadının yanına gelen kız yüzüne doğru eğilip baktı annesiydi bu onun güzel annesi. " Annem uyan korkuyorum ben, anne kurtar beni kötü bu adamlar kalk anne babam nerde o korur bizi uyan hadi anne lütfen uyan " Küçük yalvarıyordu annesi uyansın diye ama uyanmıyordu bir türlü, sonunda vazgeçip annesine sıkı sıkı sarıldı. "Heval T.C esgeri geliyor gitmemiz gerekir " "kızı alın gidiyoruz hadi" Kızın yanına giden adam bir silah sesi ile yere yığılmıştı. Gelmişti askerler kaçmaya çalışan her bir terörist yere yığılıyordu şimdi. Korkmak ve kaçmak onlardaydı artık ,Hejar kızı almadan gitmek istemiyordu buradan, işine yarardı bu kız . Küçüğü annesinden ayırmak istedikçe daha çok sarılıyordu annesine . "Gel buraya lan " Kızı annesinden ayırmayı başarmıştı sonunda . Rehin aldı kızı silahı dayadı kafasına, bu kez korkudan ağlamıyordu annesine ağlıyordu kız. Diğer adamlar ölmüştü hejar tekti artık . Özel harekat sarmıştı etraflarını kaçması imkansızdı. "Esger bırak gideyim yoğsa bu güzel gız ölücük yazık değil ona " "Hejar bırak kızı teslim ol kaçamazsın artık " Hejar geri geri kaçmaya çalışırken taşa takıldı ve sendeledi bu hareketten faydalanan Fethi hejar'ın omuzundan vurdu yere düştüler. Koşarak yanlarına giden fethi küçük kızı kucağına aldı hemen ama kız ağlıyordu hala. "Mete al bu piçi buradan hemen" "Emredin komiserim" "Bırak beni annemi istiyorum ben" Kızın işaret ettiği yere baktı fethi yerde yatan bir kadın vardı içi burkuldu bu güzel kıza yalnız kalmıştı artık bu küçük. Yere bıraktı onu son kez dedi içinden vedalaşsın annesi ile ve ardından gitti kızın. "Annem uyan hadi kalk kurtardılar bizi" kalkmadı annesi yine, fethi diz çöktü kızın yanına. "Küçük o artık daha güzel bir yerde uyuyor ve seni korumam için beni gönderdi." " BABAM" dedi küçük bu kez o da mı gitti diyemedi etrafına baktığında ondan başka sadece üç dört tane daha çocuk askerlerin kucaklarında çıkmaya başlamıştı evlerinden. Kız inanmadı ilk sonra onun Türk askeri olduğunu hatırladı türk askeri yalan söylemezdi. Annesi anlatmıştı ona tarlalarına gelen türk askerlerin onları koruduğunu ve türk askerlere güvene bileceğini. Babasının güçlü ol kızım deyişini hatırladı göz yaşlarını sildi küçük ilay. Daha 5 yaşında büyütmüştü onu hayat. Annesinin bileğinden kırmızı olmuş bilekliği çıkardı ilk sonra öptü onu vedalaştı sessizce. Kalkıp fethinin elini tuttu, biraz yürüdükten sonra arkasını döndü, sol gözünden son bir damla yaş düştü yanağına. "Annem babam ben sizi çok seviyorum hep sevecem siz güzel uyuyun " |
0% |