Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@fullmoon

Günümüz / Hakkari - Ardaş


Binbaşı serhat ÇEVİK yeni kuracakları tim için alanında ki en iyi askerlerin olduğu dosyayı anlatıyordu komutanına


" ilk sırada kıdemli teğmen İLAY ADİN LAKABI KUYAŞ TAHRİP UZMANI ŞU ANA KADAR OLDUĞU BÜTÜN GÖREVLERİN SORUNSUZ ÜSTESİNDEN GELMİŞ AYNI ZAMANDA ÇOK İYİ BİR NİŞANCI VE BİR TAHRİP KÖPEĞİ İLE ORTAK."


Sözlerin üzerine albay fotoğraflara baktı ama bu ..bu bir kurttu. Tekrar binbaşı'ya geri döndüğünde binbaşı sözlerine devam etti.


" GERÇİ O BİR KURT AMA ÇOK İYİ EKİPLER KOMUTANIM . 2. SIRADA İSE TEĞMEN YEDİZ ARTUK LAKABI KESKİN, KESKİN NİŞANCI 800- 1000 METREDEN TEK ATIŞLARI VAR KOMUTANIM, 3. TEĞMEN EKİN AKÖZ LAKABI ÇİTA AĞIR SİLAHLILARDA UZMAN KOMUTANIM, 4. TEĞEMEN SELİM ŞANLI LAKABI TAHRİP SİZ İKİ TANE TAHRİP UZMANI İSTEĞİNCE BİZDE İLAY'DAN SONRA Kİ EN İYİ TARİP UZMANI OLAN KİŞİYİ SEÇTİK, 5. TEĞMEN BARIŞ YILDIRIM LAKABI HANNİBAL HACKER VE BUNUN YANINDA, İZ SÜRME UZMANI DİYE BİLECEĞİMİZ KADAR İYİ AMA 28 YAŞINDA OLMASINA RAĞMEN HALA TEĞMEN BİR KAÇ VUKUATI OLMUŞ AMA ALANINDA Kİ EN İYİSİ KOMUTANIM, 6. VE SON ASTEĞMEN UMAY ŞAHİN LAKABI KARACA HAFİF SİLAH UZMANI BERABER EĞİTİM ALDIĞI KİŞİLERDEN EN HIZLI NİŞAN ALIP ATIŞ YAPABİLEN TEK KİŞİ KOMUTANIM ."


" Binbaşı hemen hepsine emir belgelerini gönderilsin"


"Emredin komutanım , peki timin adı ne olacak." Albay biraz düşündü ve gözleri Kurttu buldu. Kurulacak olan bu tim bir ilk olacaktı silahlı kuvvetler de , albay tekrar binbaşı'ya döndü.


" Kurt binbaşı bu timin adı KURT TİMİ olacak."


🔆


İLAY ADİN 


Bir gün önce bulunduğum jandarma komutanlığına Hakkari'ye gitmem için kırmızı kodlu emir geldi. Şimdi ise ardaş jandarma komutanlığının kapısında sırtımda çantam elim de bavulum ve yanımda bütün asaleti ile buz duruyorduk. Kapı'nın sağ tarafın da kulübe de nöbet tutan er'in yanına doğru adım attım. Er onun yanına yaklaştığımı görünce kulübesinden çıktı, gözleri ile beni süzdü ve yanım da olan buz'u buldu işte o an beni süzdüğü gözleri kocaman açıldı.


" Abla allah aşkına yanında kurt sen sakin sakin duruyorsun gel sen dikkatlice buraya bu zaman da niye indi ki buraya" Güldüm alışmıştım artık 2 yıldır buz ile gittiğim her yer de bu olay oluyordu. " Abla gel buraya saldıracak şimdi " Silahını da kaldırmış nişan almıştı bunu derken.


" Hemen silahını indir asker" şaşırmış bir şekilde bana bakmaya başladı bu sefer de .


" Asker silahını indir yoksa oğlum bu kadar sakin olmayacak ve hemen şu kapıyı aç "


Nöbetçi asker yavaşça silahını indirdi . "Abla ben anlamadım bir şey ama buraya herkesi alamam"


" Asker karşında kıdemli teğmen ilay ADİN var hemen şu kapıyı aç binbaşı ile görüşmem var."


Cümlem bitiğin de asker hemen ciddileşti özür dileyerek kapıyı açtı sonunda, buz yanından geçerken ise hala korktuğu belliydi, karakolun büyük bahçesinden içeri geçerken kenarda eğitim yapan askerler marş söylemeye başladılar. Söyledikleri marş daha önce söylediğimiz buzun da bildiği bir marştı. Buz sözleri duyunca oda askerlere eşlik etmek için ulumaya başladı, askerler ulumayı duyunca marş söylemeyi bıraktılar ve şaşkınca bize doğru bakmaya başladılar beni gören çavuş hızlıca yanıma gelip selam verdi.


" ASTSUBAY ZAFER GÖK EMREDİN KOMUTANIM"


"Astsubayım sivildeyim ben rahat ol, hem nerden tanıyorsun sen beni "


" Çevik binbaşım bahsetti sizden, geldiğinizde hemen toplantı odasına gelmenizi emretti "


"Sağ ol çavuş nerde toplantı salonu "


"Komutanım bir er götürsün sizi hemen"


" Gerek yok çavuş tarif et sen bana, buz burada kalır siz eğitime devam ederken oda sizlerle beraber eğitim yapar karışmayın ona "


"Emredersiniz Komutanım, ikinci kat koridorun solunda iki kapılı oda komutanım " bavulu ve sırt çantamı orada bırakıp buz'a döndüm


" Oğlum askerlere zorluk çıkarmak yok " Buz söylediklerime karşı uludu bu uluma kabul etme anlamına geliyor. Bu iki yılda onunla beraber büyüyen ben tabi ki onun ulumalarını ve çıkardığı sesleri anlamlandıra biliyordum. Merdivenleri hızlıca çıkıp ikinci kata ulaştım çavuş'un tarif ettiği odanın kapısını çalıp gir emrini bekledim.


"Gir" İçeri girdiğim de uzun ahşap masanın sol tarafında Binbaşı, Yarbay ve Albay vardı. Masanın sağ tarafında kalan boş kısımda ise 4 erkek 1 kadın vardı, içeri girince bütün gözler bana döndü. Hemen selam verdim,


"KIDEMLİ TEĞMEN İLAY ADİN MARDİN EMREDİN KOMUTANIM"


"Geç teğmen ADİN " eli ile sağ tarafı gösterdi kapıyı kapatıp içeri geçtim, diğerleri gibi rahatta komutanları dinlemeye başladım.


" Son zamanlarda terör örgütü çok sessiz ve bunun geri dönüşü çok tehlikeli olabilir. Özel kuvvetler zaten bunların üstünde ama yine de onlara destek için yeni bir tim kurulması gerekti. Bizde alanınızda en iyi olan sizleri seçtik, ikinci bir emre kadar artık berabersiniz KURT TİMİ."


Bunları söyleyen Albaydı, ondan sonra söze binbaşı devraldı. " Bir hafta izindesiniz bu süre zarfında kalacak yer ayarlanacak isteyenlere, yada isterseniz lojmanda kalabilirsiniz sonra ise 2 aylık bir eğitim olacak şimdi KURT TİMİ tanışın. Teğmen ADİN diğer ekip arkadaşları ile de tanıştır onları " Son cümlesini gülerek söylemişti binbaşı hepimiz kafalarımızla selam verip dışarı çıktık. Şimdi ise koridor da sırlanmış altı kişi birbirimize bakıyorduk sonunda bundan sıkılıp birimiz konuşmalıydık ve en kıdemlileri olarak bu iş sanırım bana düşmüştü.


" Nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama ben ilay ADİN 26 yaşında kıdemli teğmen ve Tahrip uzmanıyım, eee söyleyin bakalım siz kimsiniz?" Timin diğer kadın üyesi devraldı konuşmayı, 1.70 boylarında siyah saçlı ve koyu kahve gözlüydü.


"Asteğmen umay ŞAHİN 24 yaşında hafif silahlar uzmanıyım komutanım " Onun ardından 1.85 boylarında olan sarışın söze girdi,


"Teğmen yediz ARTUK keskin nişancıyım komutanım " Yedizden biraz uzun olan mavi göz anlattı kendini,


" teğmen selim ŞANLI ,Komutanım sizin gibi tahrip uzmanıyım bende ." Ondan sonra yeşil gözlü ve aramız da en yapılı olan,


"teğmen ekin AKÖZ, ağır silahlarda ve yakın savunmada uzamanım komutanım." En sona ise aramızda ki en uzun kişi ve siyahlara bürünmüş adam kalmıştı resmen adamın saçları, gözleri bile simsiyahtı.


"Barış YILDIRIM, İz sürmede uzmanım ve hackerim."


"Bizden büyük duruyorsun kaç yaşındasın barış"


" 28 Komutanım "


"Niye rütbe atlamadın peki barış teğmen" Kafasını olumsuzca salladı demek ki bunlar hakkın da konuşmayı sevmiyor zaten ciddi olan yüzü daha da ciddileşmişti.


" Komutanım pek sevdiğim konular değil diyelim biz onlara."


" Öyle olsun peki barış, şunu söylemek isterim ki bundan sonra beraberiz ve sivilde iken bana komutanım demenize gerek yok hadi sizi diğer ekip arkadaşınızla tanıştırayım takip edin beni."


Acaba buzu görünce ne tepki verecekler. Gerçi hiç biri beklemiyordur bir kurt ile ekip olmayı.

" Komutanım o arkadaş niye toplantı odasın da değildi. " bunu söyleyen timin meraklısı olacak selimdi. " Harbi den biz orda yarım saat bekleyelim adam gelmeye tenezzül bile etmiyor." bu da ekindi.


Hiç bir şey söylemedim onlara zaten bahçeye açılan büyük siyah kapının önüne gelmiştik.

Kapıdan dışarı çıktığımda etrafta buzu aradım ama onu bıraktığım yerde ne askerler vardı nede buz. Bahçe kapısında nöbet tutan asker arka tarafa bakarak gülüyordu.

" Nöbetçi yanımda olan arkadaş şuan nerde"


" Komutanım o arkadaş şuan erlerle parkur yapıyor arka bahçede"


" Sağ ol iyi nöbetler asker"


" Emredersiniz komutanım"


Arkama döndüğüm de şaşkın beş yüz buldum.

" Eee hadi gidip bakalım arkadaşımıza"

Arka tarafa geçerken selim ve ekin'in konuşmaları geliyordu kulağıma.


Arka bahçeye girince bir askerle beraber parkur yapan buzu gördüm gülümsedim onun bu haline seviyordu oğlum eğitimleri benim gibi, sonunda parkuru ilk bitiren de o oldu.


" Buz gel oğlum buraya yeni arkadaşlarla tanışacağız."


" Komutanım buz, kurt siz...siz kuyaşsınız"


İşte o zaman gözleri kocaman olmuş ekip arkadaşlarımla karşılaştım.


 


(EĞİTİMDEN SONRA YORULUP UYUYA KALAN BİR BUZ)

Loading...
0%