Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@fullmoon

İki aylık eğitimlerinden sonra time izin verilmişti. Ama bu iznin üçüncü günü gelen bir haberle kurt timi kendilerini kışlada bulmuştu.
" Komutanım neler oluyor"

" Teğmen ADİN merkez yetimhanesine bombalı saldırı yapılacağına dair bir ihbar aldık ama aynı saatler içerisinde kubbeli köyü ilkokuluna da aynı saldırı olacağı diğer bir ihbar. Aynı anda iki yerde birden olmalısınız teğmen."

" Komutanım tim ikiye ayrılsın zaten iki tahrip uzmanı var eğer yerleri belli değilse hannibal baksın." Teğmen'in sözleri üzerine barış bir adım öne çıkarak sertçe selam verdi.
" Yerleri bulundu teğmen dediğin gibi olsun, bu ilk göreviniz kendinize dikkat edin kurt timi, üçe üç ayrılın yanınıza destek de almayı unutma. "

" EMREDERSİNİZ KOMUTANIM"

Hazırlanmak için hangara giden ekip planın üzerinden de geçiyordu hızlıca.
" Ekin, barış siz benimle geliyorsunuz. Kalanlar siz okula gidiyorsunuz yediz, emir komuta sende dikkat edin keskin."

" EMREDERSİNİZ KOMUTANIM"

🔆

Yetimhaneye gelen ekip hızlıca boşaltıyordu binayı, aynı zamanlarda okul içinde aynı şey geçerliydi. Bina boşaltıldığın da İlay askerlerine talimat vermek için arkasını döndüğünde destek için onlarla beraber gelen sekiz kişi daha vardı.

" Hannibal, çita üst katlar sizde bende alt katları arayacağım, kalanlar binanın etrafını kontrol edin. Hepiniz dikkatli olun"

" EMREDERSİNİZ KOMUTANIM"

Askerlerine emir veren teğmen İlay onların selamı sonrası binaya girmişti. Gözleri hem etrafta hem de nişan aldığı silahındaydı ilk katta olan bütün odalara bakmıştı teğmen patlayıcıya dair bir iz bulamamıştı. Kulağında ki telsizden gelen sesle üst katın da temiz olduğu bildirildi çita tarafından. Girdiği son odanın karşısında olan merdivenlerden kalorifer kazanlarının ve ardiyelerin bulundu kata inmişti teğmen.

Her kolonun arkasına bakan teğmen buranında temiz olduğunu gördüğünde okula giden ekiple konuşmak için elini göğsünün üzerinde duran telsize atmıştı ki arka taraftan adım sesleri duydu. Yukarıda kalan askerlerin geldiğini düşündü ama gelen sesler merdivenlerin olduğu taraftan oldukça uzaktan arka taraflardan geliyordu. En yakın olduğu kolonun arkasına gizlendi, hafif karanlık olan odada baştan sona siyah kamuflajları ile nerdeyse hiç dikkat çekmiyordu.

Adım sesleri artık çok yakından geliyordu, teğmen gizlendiği kolonun kenarından baktığında biraz önce kontrol ettiği kalorifer kazanının yanına patlayıcı yerleştiren teröristi gördü. Sessizce teröristin arkasından yaklaşan teğmen onu etkisiz hale getirmek için sol kolunu adamın sol boyun kenarından sağ kolunu da sağ tarafından geçirerek ellerini birleştirdi. Nefesi kesilen adam direnebildiği kadar direndi ama nafile olduğunu anladığında, kirden ve pislikten koyu kahve olan şalvar' ın dan ince bir şırınga çıkardı. Kalan son nefeslerin de teğmenin sağ bacağına sapladı, İlay bacağında şırıngayı gördüğünde daha fazla sıkılaştırdı kollarını etkisiz hale getirdiği adamı sertçe yere attı o sırada dışarıdan kurşun sesleri gelmeye başlamıştı.

Bacağın da olan şırıngayı çıkardı teğmen. Adamın bıraktığı bombaya doğru eğildi zamanlayıcının geriye saydığını gören İlay hücum yeleğinden gerekli aletlerini çıkardı. 3 kablo vardı, bunlardan biri patlayıcıya, birisi zamanlayıcıya üçüncünün ise kafa karıştırmak için olduğunu düşündü. Kablolardan hangisinin patlayıcıya bağlı olduğunu incelemeye çalıştı çünkü adamın verdiği iğne yüzünden başı dönmeye başlamıştı. Ne vermişti bu şerefsiz ona, şuan düşünmesi gereken kendisi değildi kulağında olan telsize konuşmak için düğmeye bastı.

" Çita orda durumlar nasıl "

" Eğleniyoruz be komutanım, gerçi hannibal'ın pek mutlu olup olmadığı anlaşılmıyor."

" Hannibal, çita burada durumlar karışık bomba zamanlayıcısı 5 dakika gösteriyor adamları indirin ve hemen binadan çıkın."

"Komutanım ama..."

" Hannibal emir tekrarı yaptırma bana."

Son cümlesi bu olmuş ardından ise kulaklığını kapatmıştı İlay ve önündeki bombaya odaklanmaya çalıştı zira 4 dakikadan daha az zaman kalmıştı ama gözleri de artık kaymaya başlamıştı bayılmadan önce bu bombayı imha etmesi gerekirdi.

Geçen üç dakika boyunca patlayıcıya bağlı olduğu düşündüğü kablo vardı ama baş dönmesi ve kararmaya başlayan gözleri yüzünden emin olamıyordu, son bir dakikayı saymaya başlayan zamanlayıcıya baktı teğmen.

" Allah'ım sen yardımcım ol "

Silah sesleri durduğunda teğmen kapattığı kulaklığını açtı.

" Hannibal hemen binayı güvenli bir şekilde terk edin ve binadan uzaklaşa bildiğiniz kadar uzaklaşın hemen ve eğer 2 dakika içinde patlama olmazsa buraya gelin."

"Komutanım ....."

" Hannibal hemen dedim emir tekrarı olmayacak "

Bir dakika içinde yukarıdan adım sesleri geliyordu emrinin yerine geldiğini anlayan teğmen sevindi, besmele çekerek yeşil kabloyu kesti. Başının dönmesine gözlerinin kaymasına rağmen doğru kabloyu bulmuştu, oturduğu yerden kalkan teğmen duvara tutundu ayık olarak geçen son dakikaları olduğunu anlayan teğmen ekibine haber vermek için kulaklığına dokunacaktı ki arkasından gelen bir ses duydu.

Hemen arkasına dönen İlay amber gözler ile karşılaştığında duraksadı, kendi gözleri de açık kahveydi ama bu renk sanki güneş vardı o gözlerde, İlay bacağında bulunan silahı almak için hamle yapmıştı ama karşısında ki adam ondan daha hızlı olup üstüne doğru gelmeye başladı adam iyice yaklaştığında kalan tüm gücü ile kafa attı genç teğmen ardından ise kayan gözlerine yenik düştü.

🔆

AYNI SAATLERDE OKUL

Okulda patlayıcı olmadığına emin olan ekip artık çıkmak üzereydi. Umay ana kapıdan ilk adımını atmıştı ki bir el silah sesi duyuldu, hemen çıkmak üzere olduğu kapının arkasına siper aldı umay.

" Pusu herkes siper alsın, ben ikinci kata çıkıyorum dikkat edin hepiniz."

" Karaca iyi misin bir sorun yok değil mi?"

Keskin, telsiz den konuşarak ikinci kata çıktı rahat nişan alabileceği, ön bahçeye bakan bir pencereye konuşlandı. Alt katta kalanlarda etrafa dağılıp pencerelere ve bahçeye bakan yerlere konuşlandılar.

" İyiyim keskin bir sorun yok ama şu şerefsizleri bu dünya dan silerisem daha iyi olacağım."

" O zaman ekip atış serbest "

Yediz bulunduğu yerden tek atışta adamları indiriyordu, diğerleri de onun kadar iyiydi.

" Keskin, abi ama olmuyor böyle sadece sen eğleniyorsun zaten hemen bitiyor bunlar, bana da bırak biraz." Selimin bu küçük isyanına ekip hafif güldü. Selimin isyanının ardından umay'ın isyanları geldi.

" Tahrip haklı keskin bize de bırak biraz, bizde eğlenelim, lan ben ne diyorum o benimdi ama olmuyor keskin."

" Ne yapalım karaca ben biraz bencilim de idare edeceksiniz artık."

" Öyle olsun bakalım keskin" yediz sayesinde çatışma kısa sürede bitmişti. Kontrolü şekilde yavaşça binadan çıkan ekip etrafı incelemeye başladı hepsinin parmakları tetikte gözleri de etraftaydı. Çevrenin temiz olduğundan emin olan ekip komutanlarına okulun temiz olduğunu bildirmek için telsizini eline aldı.

" Kurt ikiden, kurt bire keskin konuşuyor okul güvenli komutanım" Geri dönüş bekleyen ekip beklediğini alamamıştı bunun üzerine yediz anonsu tekrar etti, ama yine cevap yoktu. Gelmeyen cevapların üzerine ekip endişelenmeye başlamıştı ve yediz aklına gelen düşünceyi işleme koydu.

" Tahrip ve karaca biz yetimhaneye desteğe gidiyoruz diğerleri burada kalıp buraları toparlayın."

Bu emirden sonra üçlü geldikleri ejdere binerek bulundukları bölgenin ters istikametine doğru yola çıktılar.

🔆 

Komutanın'ın emiri üzerine çıktıktan iki dakika sonra hannibal daha fazla dayanamayıp tekrar binaya doğru harekete geçti. Yetimhanenin geniş bahçesinde olan cesetleri umursamadı ayağına takılan bazılarını tekmeleyerek hızlıca giriş kapısına ulaştı. Aşağıya inen merdivenlerden tabiri caize koşarak inen barış kolonların arasında komutanını aramaya başladı ama gördüğü biraz ilerisinde ki terörist cesediydi.

Cesedin olduğu yere daha temkinli giden barış cesedin yanına geldiğinde imha edilmiş bombayı ve yerde olan boş şırıngayı gördü. Biraz daha ilerlediğinde karanlıkta kalan yerde birisinin daha olduğunu gördü nişan alan barış daha dikkatli baktığın da onun komutanı olduğunu fark etti hızlıca oraya giden barış hemen komutanının yanına eğildi ve komutanının nabzına baktı, kalbinin atığından emin olunca seslenmeye, sarsmaya başladı.

" Komutanım, kendinize gelin komutanım"

Aldığı karşılık ise sadece İlay'ın gözlerini hafif açıp kapatması oldu, bu olay ile barış'ın boş şırınga ve komutanının bu halini birleştirmesi zor olmadı . Komutanını kucaklayan teğmen hızlıca dışarı çıkardı, çıktıklarında yediz, selim ve Umay'ın da ejderden indiklerini gördü.

" Komutana ilaç vermişler kurt timi ejdere diğerleri burayı toparlayın." Ardından ise hızlıca ejdere binen tim hastaneye doğru yola çıktı.

Loading...
0%