Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7. Bölüm

@fullmoon

Merhabaaa nasılsınız canlarım ... Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum.

Yorumlarda buluşmak üzere İYİ OKUMALAR KURTLAR...

Asker yanından gittiğinde barış yavaşça buzun yanına doğru eğildiğinde buz hırlamaya başladı.

Buz, hala hırçındı barışı tanımasına rağmen yanına gitmiyor, yanına gelmek istediğinde dişlerini gösterip uluyordu ilay'ı çağırıyordu yanına, onu istiyordu. Barış kenarda olan ağaca yaslanarak aşağı kaydı sağ ayağını kendine çekerek sol ayağını uzattı, sağ kolunu da dizinin üstüne koydu. Başını geri atarak ağacın gövdesine yaslandı derin bir nefes alan adam konuşmaya başladığında sesinde safi acı vardı.

" Ah be buz sen bir gün hissettin dostunun acısını onda bile yanına gitmek için her şeyi yapıyorsun peki ben ne yapayım be oğlum dört yıldır kalbimin içi yanıyor yüreğim her gün kavruluyor nasıl geçer bu acı ' mutluluktan yoksun bi tebessüm etti' sanki iyileşmesini istiyorsun da barış sen değil miydin onu bırakan sen değil miydin seni bir ömür beklerim diyeni bırakan hak ettin oğlum bunu çek şimdi."

Dışı bunları söylese de içinden geçenler daha farklıydı barışın, onun kendi kendine konuşması sırasında buz yavaş yavaş barışın yanına gelip uzanmıştı. Ama adam bunu ancak konuşması bittiğinde fark etmişti.

" Hadi gidelim bakalım buz belki seni dostuna erken kavuştururuz. "
Sanki buz barışı söylediğini anlamış gibi onunla beraber kalkmış ve yürümeye başlamıştı.

🔆

" Ya İlay bi dur be kızım alt tarafı vitamin takviyesi için serum verdiler."

" Sıkılıyorum Umay ne yapayım."

" Tamam canım da az kaldı dayansan mı acaba."

" Of Umay tamam kalkmıyorum çıkarmıyorum da serumu oldu mu"

" Oh be dur işte şöyle yarım saattir seninle bunu tartışıyorum."

İlay'ın ruhu sıkılıyordu hastanelerde boğucu beyazlık ve ilaç kokusu iyi gelmiyordu ona. Sonunda İlay'ı ikna etmenin mutluluğu ile sedyenin yanında ki küçük koltuğa kendini bıraktı Umay. Yediz hala gelmemişti ve üzerlerinde operasyonda giydikleri siyah kamuflajları vardı. ilay'ın ne kadar düşünmek istemese de aklı ve düşünceleri sürekli o amber gözlü adamdaydı onun bu düşünceli hallerini umay da fark ediyordu ama bir türlü çözemiyordu nedenini. Odada ki sessizliği kapının vurulması son verdi.

" Gir" 

Açılan kapıdan ilk üzerinde ilaçların olduğu servis arabası ve hemşire göründü, arkasında ise elinde küçük bir çanta ile yediz vardı.

" İlay hanım kendinizi nasıl hissediyorsunuz"

" Ben çok iyiyim furkan bey bence artık şu şeye de ihtiyaç yok."

İlay'ın bu sitemine odadakiler hafif bir tebessüm etmişti.

" Anladım İlay hanım ama serumunuz bitmeden çıkartamam. Durumunuzu öğrenmek için gelmiştim ben eğer bir ihtiyacınız olursa yatağın baş ucundaki düğmeye basarak beni çağıra bilirsiniz geçmiş olsun."
Hemşire furkan gülerek çıktı odadan ardından bakışlar yediz'e döndü.

" Hiç gelmeseydin yediz zaten ben birazdan çıkacağım. "

" Ooof İlay offf gerçekten mi, yediz Allah aşkına ver artık şu çantayı, tamam kamuflajları mı seviyorum ama siz gittiğinizden beri odaya gelen 6. erkek hemşire bu sıkıldım artık."

umay, yediz'in elinde ki çantayı alarak odada bulunan banyoya girdi. Yediz boş kalan koltuğa oturduğunda umayın dediği son cümle vardı. İlay yatağında biraz doğruldu.

" Yediz neden bu kadar geç kaldın kötü bir şey mi var. "

" Yok K... 'İlayın sert bakışları ile kelimesi başlamadan bitmişti adamın' yani İlay, kötü bir şey yok sadece buzu sensiz zapt etmek baya zor oluyor bugün deneyimlemiş olduk."

Genç kızın bu hastaneden çıkmak istemesinin en büyük nedeni idi buz, daha önce hiç ayrı bir akşam geçirmemişlerdi, en ağır operasyonlarda bile beraberdiler bu kısa ayrılık bile o kadar uzun gelmişti ki ikisine de .

" Buz nasıl çok hırçınlaştı mı? Gerçi benim ki de soru tabi hırçınlaşmıştır eve geldiler mi en azından biraz sakinleşirdi benim kokum olunca."

" Apartmandan çıktığımda daha yeni gelmişti bizimkiler buzda yanlarındaydı ama çok farklıydı, arabadan indiğinde yanına gittim biraz seveyim dedim, ama hırlamaya başladı elimi uzatmıştım ki bu sefer de dişlerini göstermeye başladı."

İlay'ın zaten asık olan suratı daha da asıldı yarı dik bir vaziyette oturduğu sedyeden hızlıca kalkmaya çalıştı. Yediz ise genç kadının omzundan bastırarak kalkmasını engelledi " İlay sakin ol barış onu biraz sakinleştirdi, ben arabaya bindiğim de onlar apartmana çıkıyordu. Gerçi hala anlayamıyorum o soğuk nevale nasıl anlaştıysa buzun bu hali ile ."

Bu cümlelerden sonra biraz sakinleşmişti ilay sedye' ye sakince oturdu tekrar, sedyenin yanında kalan komidine uzandı bu kez de, anlamadı adam onunun bu davranışını biraz sonra telefondan araması sesi duyuldu ve ardından ise selimin eğlenen sesi. " Komutanım nasılsınız, gerçi siz turp gibisinizdir..."

" Selim ben iyiyim de oğlum nasıl ne yapıyor şuan."

" Sesinizi duyduğu an yanımda bitti komutanım" Telefonun kamerasını arka tarafa çevirdiğinde selim 'in ayaklarının yanında bir sağa, sola dönerek ilayı arıyordu buz.

"Selim şu telefonu düzelt oğlum da görsün beni, Oğlum buzum"

Telefonu buzun da görebileceği şekilde ayarladı selim, " Oğlum" Buz ilayın sesini duyduğu an telefona daha da yaklaştı artık ekran da sadece buzun burnu vardı. Hafifçe güldü genç kadın bu duruma, selim buzu geri çekmeye çalışıyor ama o buna izin vermiyordu.
" Tamam selim bırak sen onu, buz oğlum zorluk çıkarma oradakilere geleceğim ben seni seviyorum, sabah kavuşmak üzere oğlum" İlay cümlelerini bitirdiğinde buz da uluyarak karşılık verdi ona telefon birden kapandığın da , Umay da banyodan çıkmıştı.

" Ne oldu ilay buz nasılmış ."

" Umay serum da bitti zaten hadi gidelim, buz da hırçınlaşmış baya hadi be Türk kızı."

İlayın söyledikleri ile umay bitmek üzere olan seruma baktı haklıydı oda sıkılmıştı arkadaşı gibi. Yedize döndü bu kez de genç adam zaten kendisine bakıyordu hafif bir tebessüm eşliğin de , o tebessümü yanıtsız bırakmadı umay.

" Hadi çıkalım o zaman ama ilk önce kıyafetlerini değiştirelim, yediz bu arada sen de çıkış işlemlerini hallet olur mu."

" Olur , Türk kızı"

Genç adam gülerek çıktı odadan, umay ise yedizin ardından gülümseyerek bakıyordu ta ki ilayın yalancı öksürmesine kadar.

Yediz işlemleri bitirmişti ki ilay ve umay da gelmişti yanında .

" Gidelim artık burdan ben oğlumu özledim." hastaneden çıkan üçlü otoparkta ki yedizin aracına binerek oradan uzaklaştı.

🔆

" Lan selim, komutanım buza ne veriyordu yemesi için ben en kaliteli mamayı aldım ama yüzüne bile bakmıyor bunun."

" Salaksın oğlum sen komutanım duymasın bunu, Allah'ın gereksizi İlay komutanım buza et veriyor çünkü ondan yemez onu git et al gel "

Ekin evden çıkmak için kapı koluna elini uzatmıştı ki, bir anahtar sesi duyuldu kapı açıldığında elinde poşetlerle barış karşıladı ekini, elindekilere daha dikkatli baktığında bunların kasap poşetleri olduğunu fark etti.

" Valla sağ ol barış beni o kadar yol gitmekten kurtardın."

Barış ekine bakmadan hemen mutfağa gidip bir poşetten çıkardığı etleri buzun önüne koydu. Zaten aç olan buz ilk önce kokladı yemeğini farklı bir koku almadığında da hemen yemeğe başladı.

Aradan geçen bir saatin ardından buz yemeğini bitirmiş, barış kendi odasına çekilmiş, Ekin ve selim de maç özetlerine bakıyorlardı ki kapı vurulmaya başladı. Herhangi birini beklemeyen ikili anlamsızca birbirlerine baktılar.
"Ekin bir misafir bekliyor muydun?"

" Hayır, bende sana aynısını soracaktım ki sende beklemiyorsun anlaşılan." Kafasını salladı selim ve ardından aynı anda silahlarını çıkartarak sessizce kapıya doğru ilerlediler. Onların bu hali ile buz da saldırı moduna geçmişti kapının iki tarafına geçen ikili ile buz tam karşıda kalmıştı. Selim yavaşça kapı kolunu açmaya başladığında buz saldırı modundan çıkmış sevecen moduna bürünmeye başlamıştı kapı tamamen açıldığında, buz karşısındakinin üstüne atlamıştı selim ve ekin aynı anda nişan alıp açık olan kapının önüne geçtiklerinde yerde birbirine sarılmış ilay ve buzu gördüler. Onların bu halini fark eden umay' dan gözlerini zorlukla çeken yediz' di.

 

" Yuh be oğlum insan hiç komutanına silah çeker mi ayıp ayıp." Yedizin söylediklerinden sonra kapı girişinde şaşkınca bakan ikiliye döndü ilay ve umay.
" İndirin şunları oğlum manyak mısınız siz."

" Komutanım kusura bakmayın biz bilmediğimiz için bir de yani öyle birden zil çalınca bizde şey ettik, eee kapıda öyle vurulunca..."

" Anladım ekin sorun yok hem yeşiller üzerimde değil yani sadece ilay diyebilirsiniz demedim mi ben size. Yanlız biraz daha içeri davet etmezseniz komutanınız olarak emir vermem gerekecek gibi."

Şaşkın ikili indirdikleri silahlarını bellerine koyarlar iken iki tarafa çekilip yol verdiler İlk ilay ve buz girmişti içeri ardından ise onların bu haline gülen umay en son ise ciddi bir yüz ifadesi ile yediz.
" Oğlum dua edin de ilay teğmen size bunun cevabını eğitimde vermesin."
Yediz neşe ile içeri geçerken ardında endişeyle birbirine bakan iki adam bırakmıştı.

Loading...
0%