@g.hilal_akan
|
Karşımda durmuş kahverengi gözleriyle bana bakıyordu "noldu çok mu özledin beni dağ ayısı"dediğim gibi beni kendine çekti tam dudaklarını benim dudaklarıma bastırıcaktı ki...
Annemin "kızım kalk hadi" sözlerini duydum ve gözlerimi açtım nasıl yani rüya mıydı yok artık o akıllıların dediği gibi gerçekten onu rüyamda mı görmüştüm evet ama niye o ve neden beni öpüyordu... Kendi kendime soru sorarken annemin sesiyle kendime geldim "hadi çabuk ol bakalım üstünü giyin ekmek al gel kahvaltı yapalım sonra dışarı çıkıcaz seninle" annemi başımla onayladıktan sonra dolabı mı açtım ve elime geçen siyah bir pantolon ve siyah bir tişört giydim evden çıkıp yavaş yavaş yürümeye başladım ekmek alıp fırından çıktığımda içeriye onun girdiğini gördüm evet tam da karşımda duruyordu dağ ayısı evin olduğu sokağa girdim o sırada arkamdan ıslık sesi duydum evet bu oydu arkamı döndüğümde hemen söze girmekten çekinmedi "bir günaydın da mı yok" göz devirdim ve konuşmaya başladım "dün bana çarptığından bir de üstüne bana söylediğin o sözler için özür dileyene kadar yok" sert bir şekilde nefes verişini duymuştum "özür dilerim" o kadar ani bir şekilde söylemişti ki gözlerimi cin gibi açıp ona baktım o an gözlerinin ne kadar güzel olduğunu fark ettim ve heyecanfan kekeleyerek " gün-günaydın dağ ayısı" yanağımdan bir makas aldı ve "ismim Tolga , Tolga Karaca" " ben dağ ayısını kullanmayı tercih ediyorum" dudağımın kenarları kıvrıldı "Ama ben sana isminle hitap etmeyi tercih ederim daha doğrusu sen bence öyle tercih edersin ismini söylemezsen sana ne şekilde hitap edebileceğimi tahmin bile edemezsin"...
Gördüğüm rüyadan kaynaklı aklıma o tür kelimeler geldi ve galiba bunu hissetmiş bir şekilde "hayır tabiki de saçmalama 'inatçı keçi' dicektim aklına hiç öyle şeyler getirme çünkü anca rüyanda görürsün hatta elinde olursa rüyanda bile görme" bunları bana söylerken nedenini bilmediğim bir şekilde kalbim kırıldı ama belli etmemeye çalıştım ve ukala bir şekilde davranmaya çalıştım "hayır tabiki de aklıma öyle birşey falan gelmedi ve gelmicekte ama galiba senin aklına benim bunu düsündüğümü sandığın için benden de bu sözleri bekliyorsun ama sana bir sır veriyim mi ben dağ ayılarına rüyamda bile âşık olmam" tüm sözlerini ona iade ettikten sonra gülümsedim ve "adım Mine,mine başar,canını seviyorsan bana ismimle hitap et" ona son kez baktıktan sonra arkamı döndüm ve apartmana doğru yöneldim "görüşürüz mine,ismin çok güzelmiş"...
Apartmana girdiğimde kalbim öyle hızlı atıyordu ki atışı tişörtümden belli oluyordu görüşmeyelim dağ ayısı görüşmeyelim kalbime fazlasın hem de çok fazla eve girdiğimde annem çoktan masayı donatmıştı annemle sohbet ede ede kahvaltı yaptık ben mutfağı toparladım o zamana kadar annem de hazırlanmıştı "nasıl olmuşum" babam anneme bakarak "seni ilk gördüğüm günde ki gibi harikasın"...
Annemle babamı dinlediğimde kahkaha attım "ya baba Allah aşkına siz görücü usulü ile evlenmediniz mı" ben o an öyle bir güldüm ki karnıma ağrılar giriyordu. Babamla annem bana ters ters bakıyordu "sonuçta gördüm onu ve beğendim siz yeni nesil ne anlarsınız" babamın bu cümlelerine gözümü devirdim "merak etme baba ben hep senin prensesin olarak kalıcam çünkü ne görücü usulü ne de öbür türlü evlenicem" annem bana bakarak "bu sözlerini sana düğündünde hatırlatıcam haberin olsun. Her neyse hadi daha okula kaydını yaptırıcaz geç kaldık çabuk ol" ayakkabımı da giydim ve hep beraber evden çıktık. Arabaya bindiğimde yan apartmandan birinin çıktığını gördüm ve evet bir kerede karşıma çıkmasa olmıcak olan o kişiyi gördüm. Neyse ki babam çoktan arabayı çalıştırıp sokaktan çıkmıştı da o beni görmemişti
Tolga'nın ağzından Kimdi bu yeni kız şuana dek kimse kalbimin en ufak atmasına etki etmemişti ama onda başka birşey vardı hem de çok başka sanki onu daha önce görmüş gibi hissediyorum her neyse saçmalama Tolga diyerek karşı apartma girdim ve en üst kata çıktım kapıyı çalar çalmaz açılmıştı " oooo kimleri görüyorum" her zamanki bora yine alaycı bir şekilde karşılamıştı beni " oğlum lan sanki hiç görmedin beni ne bu ağzını yamultup yamultup konuşmalar" "abi napıyım bu yaz sıcağı insanı eritiyor yamulmayıpta ne yapak" yüksek sesle kahkaha attım "eee Toygar gelmedi mi?". "He yok o bir saat sonra gelcekmiş işi varmış Allah bilir yine boş boş nelerle uğraşıyor akıllı" kafamı sanki bilmiyormuş gibi salladım içimden acaba şu an nerdesin inatçı keçi diye düşünürken boranın beni dürtmesiyle kendime geldim " noldu abi ya bir gittin öbür tarafa gelmedin "sizin şu bir alt kata taşınan kız kim tanıştınız mı veya konuştunuz mu" boranın yüzü adeta serseri ifadesi altına alınmıstı " hee şimdi belli oldu. Yok abi valla bak ne tanıyom ne de konuştum sadece eşyaları taşırken merakımdan gittim baktım o da babasına selam verdim o kadar" içimden bir off çektim ve "neyse hadi getir de bir yarışalım kimin kazanıcağı belli ama belki bir ihtimal kazanırsın..."
"Anneme bir bak bu oldu mu" annemle okula gidip kaydımı yaptırmıştım ve bana yeni bir kaç parça birşey almaya gitmiştik ama annemle alışveriş yapmak cehennem azabından daha beterdi. Annem yanıma geldiğinde "olmuş hadi gel o zaman alıp çıkalım artık akşam oldu zaten" başımla annemi onayladım yaklaşı beş dakika sonra AVM den çıkmıştık...
Oy verip yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz tatilin ilk günü ve üstüne yazarlığa başlamanın ilk günki şerefine iki bölüm yayınladım takip etmeyi de unutmayın iyi okumalar... 🫀
|
0% |