@galaksikadin
|
Umut Ali’den Narin uyuduğunda yavaşça yerimden kalktım. Yavuz’la kafede konuştuğumuzda tavırları garip gelmişti. Rüstem Çelik’i sorduğumda Ankara’da yalnız yaşayan hasta ve kimsesiz biri olduğunu söylemişti. Adresini sorduğumda ise henüz bulamadığını söylese de inanmamıştım. Yaşadığı şehre kadar bulup tam adresini bulamaması beni şüpheye düşürmüştü. Çünkü Yavuz’un ulaşamadığı hiçbir şey yoktu. Balkona çıkıp sigaramı yaktım ve saatin geç olduğunu umursamadan Hakan’ı aradım. ‘’Ne oldu olum rüyanda beni mi gördün?’’ dedi uykulu sesiyle. ‘’Yardımına ihtiyacım var. Müsait bir yere geç’’ ‘’Hayırdır Narin’e falan mı bir şey oldu?’’ ‘’Yok iyi Narin. Sen sakin bir yere geç’’ dediğimde arkadan gelen seslerle yatağından kalktığını anladım. ‘’Dökül bakalım’’ Sigaramdan derin bir nefes alarak konuşmaya başladım. ‘’Daha önce konuştuğumuz gibi Yavuz’a, Rüstem Çelik’i araştırmasını söyledim’’ ‘’Ee’’ ‘’Bana geri dönüş yaptı fakat garip bir şeyler var. Adamın Ankara’da yaşayan kimsesiz ve hasta olduğunu biliyor fakat tam adresini bilmiyor’’ ‘’Yavuz bu kadar bilgiyi öğrenip adresini mi bulamamış’’ dedi şaşırarak. ‘’Bende bundan bahsediyorum işte. Yavuz araştırdığı hiçbir şeyi yarım öğrenmez. Soyağacına kadar araştırır’’ ‘’Ne yapabilirim senin için?’’ ‘’Hastaneleri Rüstem Çelik adına kayıtlı bir hasta var mı araştırmanı istiyorum. Bu adam hastaysa mutlaka hastanelerde bir kaydı vardır. Oradan adresini bulup görüşmeye gidebiliriz. Yavuz’un sakladığı bir şeyler var.’’ ‘’Tamam da abi sen bu adama ulaşınca ne yapacaksın?’’ ‘’Babam yüzünden ölen adamın gerçek ailesine ulaşmak istiyorum. Babam başta kimsesiz olduğunu söylemişti fakat adamın bir kızı varmış ve kadınla kızını başka biriyle evlendiriyorlar. Ayrıca şikayet edip hapse attırmak yerine neden kan parası isteyip olayı kapattılar. Narin bu kadar olay yaşarken neden sahip çıkmadılar bunu öğrenmek istiyorum. Narin Rüstem denen adamı tanımıyor bile’’ ‘’Tamam abi yarın araştırırım. Narin nasıl oldu?’’ ‘’Daha iyi. Buradaki işimiz bitti yarın akşam çıkacağız yola. Sen araştırmanı yap düğün işi devreye girmeden bu olayı çözelim. Olayı düşünüp teori üretmekten çok sıkıldım sonuca varılsın artık. Ve ayrıca önemli olan detay Yavuz bizden neyi saklıyor’’ ‘’Tamam kardeşim sen bunları düşünme şimdi. Sabah ola hayrola’’ ‘’Eyvallah kardeşim sağol’’ dedim ve telefonu kapattım. Sigaramdan aldığım son bir nefesle söndürüp odaya geçtim. Narin bana evim diyebileceğim bir yuva yaratmıştı. Sevdiğim kadın ve huzur dolu bir eve sahiptim. Onu korumam aynı zamanda da mutlu etmem gerekiyordu. Yatağa girdiğimde Narin yüzüstü yatıyordu. Saçlarından öpüp kafamı yastığa koyduğumda kıpırdanıp bana döndü. Kollarımı beline sarıp kendime çektim ve sarıldım. Ait olmuşluk hissiyle gözlerimi kapatarak uykuya teslim oldum. Hakan’dan Odaya giren güneş ışıklarına küçük bir küfredip yataktan kalktım. Bahar yanımda yoktu. Banyodan gelen su sesleriyle içeriye girdim. ‘’Hatun’’ diye seslendim. ‘’Hakan’’ dedi ve duşakabinin kapısını aralayarak baktı. ‘’Bana da yer var mııı’’ dedim ve tişörtümü çıkarttım. ‘’Sen istiyor duj verecek 100 dolar’’ dedi ve gülerek duşakabini kapattı. ‘’100 dolar köpeğin olsun yavrum’’ dedim ve tamamen soyunarak yanına girdim. Karnı hafif belirginleşmeye başlamıştı. Eğilip karnını öptüm ve yavaş yavaş önce karnını sonra göğüslerini ve en son da dudaklarını öperek ayağa kalktım. Ellerimi kalçalarına götürüp sıktım. ‘’Seni özledim’’ dedim ve boynuna gömüldüm. Ellerim kalçalarını okşarken boynunu şehvetle emiyordum. Kalçalarından kasıklarına elimi götürürken ‘’Hakan geliyor’’ dedi. Geri çekilip Bahar’a baktım ‘’Ne geliyor?’’ dedim endişeyle. ‘’Geliyor’’ dedi ve kapıya doğru ilerledi. ‘’Ne geliyor çocuk mu geliyor doğuruyor musun yoksa’’ dediğimde aniden kusmaya başladı. Şaşkın gözlerle Bahar’a baktığımda kendimi hemen toparladım ve belinden tutarak tuvalete yönlendirdim. Bir sure kustuktan sonra halsiz bir şekilde ayağa kalktı. Son zamanlarda şiddetli kusma yaşıyordu bu yüzden halsiz düşüyordu. Belinden tutup kafasını göğsüme yasladım ve duşa soktum. Duş aldıktan sonra üzerimizi giydik ve oturma odasına geçtik. ‘’Nasılsın?’’ dedim yanına oturarak. ‘’Daha iyiyim’’ ‘’100 dolarını unut. Asıl sen bana 100 dolar borçlusun üzerime kustun’’ dedim moralini yükseltmeye çalışarak. ‘’Ekstralarımız arasına giriyor o. Ben hamileyim’’ dedi ve güldü. ‘’Sevgilim benim dışarıda işim var çıkmam lazım. Sen evde misin okula gidecek misin?’’ ‘’Bugün dersim yok beni de Hacer teyzenin yanına bırakır mısın?’’ ‘’Kahvaltı yapmadan mı gideceksin. Hazırlayayım mı bir şeyler’’ ‘’Canım istemiyor şimdi’’ ‘’Tamam hazırsan çıkalım’’ dedim ve ayakkabılarımı giydim. Arabaya binip Hacer teyzelere gittiğimizde zile bastık. Kapıyı açarak ‘’Hakan hoş geldin oğlum’’ dedi. ‘’Hoş buldum Hacer teyzem nasılsın iyi misin?’’ ‘’İyi olmaya çalışıyoruz. Bizi bir düşünen sensin zaten’’ ‘’Bende burdayım’’ dedi Bahar ve Hacer teyzeye sarıldı. ‘’Sende hoş geldin kızım gelin hadi içeriye’’ dedi ve geçmemiz için yol verdi. ‘’Benim işlerim var ben kaçayım’’ ‘’Kahvaltı hazır gel bir şeyler atıştır öyle git’’ diye ısrar ettiğinde kıramadım ve içeriye girdim. Sofraya oturduğumuzda Umut aradı. Telefonu açıp ‘’He’’ dedim ve yumurtadan koca bir lokma alıp ağzıma attım. ‘’Hayvan he diye mi açılır telefon’’ Lokmalarımı zorlukla yutarak ‘’Ne var la sabah sabah’’ dedim. ‘’Ne yaptım konuştuğumuz konuyu’’ ‘’Hacer teyzelerdeyiz kahvaltı yapıyorum’’ ‘’Zıkkımlanmayı bırak da git araştır bir an önce’’ ‘’Bende seni özledim kardeşim sağol sağol eksik olma’’ dedim ve telefonu yüzüne kapattım. ‘’Gittiğinden beri hiç aramıyor. O kız aklını iyice çeldi’’ dedi Hacer teyze. ‘’Narin mi Umut’un aklını çelecek’’ dedim ve yemeye devam ettim. ‘’Narin tabi başka kim olacak. Benim torunum ne olursa olsun babaannesini bırakmazdı’’ ‘’Yapma Hacer teyzem senin torununun aklını çelmek o kadar kolay mı?’’ ‘’O yılan dilli geldi bozdu aramızı. Babasıyla arası düzelmişti ne güzel. Çocuğum oğluna küs gitti’’ ‘’Umut’u oğlunla barışmaya ikna eden Narin’di’’ dedi Bahar. ‘’Umut zaten barışmaya niyetliydi affetmişti babasını, o bozdu aralarını. Mirası üzerine alınca bizden uzaklaştırmaya çalıştı. Bende aptal gibi evime aldım, acıdım ona. Kız bizi ayakta uyutmuş. Nazım beyi delirten aslında bu yılanmış. Eve para vermiyormuş geç saatlerde eve gidiyormuş. Belliydi Umut’a yanaşmasından’’ ‘’Sana bunları kim anlattı?’’ dedim sinirlenerek. ‘’Kim anlattıysa anlattı. Herkesin dilinde bu zaten’’ ‘’Herkes kim Hacer teyzem bana isim ver’’ ‘’Anlatan anlattı işte’’ ‘’İsim ver bana’’ dedim biraz sesimi yükselterek. ‘’Sultan anlattı. Mahalleli her yerde konuşuyormuş. Gözümü açtı benimde’’ ‘’Bir de o çıktı başımıza’’ dedim ve gerçekleri anlatmaya başladım. ‘’Bak teyzem Narin’in yaşadığı her şey psikopat babası yüzünden. Kızı ne hale getirdi psikolojisiyle oynadı kızın. Sen Sultan denen kadına ne bakıyorsun tüm mahallelinin altında geziyor. En son da Nazım’a dadanmıştır. Tabii kızı kötüleyecek’’ ‘’Sultan yapmaz öyle şey’’ dedi emin bir şekilde. ‘’Teyzem, kahvede konuşulan lafları bir duysan emin ol böyle düşünmezsin. Ayrıca Umut’un Veysel amcayla yüzleşmesini Narin sağladı. Umut eve bile gelmiyordu bir daha, Narin ikna etti. Umut şuan senin yüzüne bakıyor, sana bir şey demiyorsa Narin sayesinde. Senin Veysel amcayla görüştüğünü öğrendiğinde küplere bindi. O sinirle hesap sormaya gelecekti Narin izin vermedi. Senin sevmediğin nefret ettiğin Narin yaşanan olayların en az derecede hasar almasını sağladı. Şimdi bir düşün bakalım Sultan hanım doğruyu mu söylemiş’’ dedim ve masadan kalktım. ‘’Eline sağlık Hacer teyze’’ diyerek kapıya yöneldim. Bahar’da peşimden gelmişti. ‘’Yavrum ben gidiyorum bir şey olursa ara. İşim bitince gelir alırım seni’’ dedim ve dudaklarından öperek arabama yürüdüm. İşe çevredeki hastaneleri araştırarak başladım fakat hiçbir şey bulamadım. Bölge bölge ayırıp öyle araştırmaya karar verdim. Akşama kadar hiçbir ipucu bulamadım. İşimin geç saate kadar süreceğini anlayıp Bahar’ı aradım ve taksiyle eve dönmesini söyledim. Ankara çıkışına yakın bir hastaneye baktığımda 1 ay öncesine kadar hastanede kaldığını öğrendim. Adresi istediğimde hasta hakları ıvır zıvırı diyerek bilgi vermemişlerdi. Arabama binip Umut’u aradım. ‘’Kardeşim müsait misin?’’ ‘’İyiyim Hakan sağol sen nasılsın?’’ ‘’Müsait olunca ara’’ dedim ve telefonu kapattım. Umut bana dönene kadar Avukat Serdar’ı aradım. ‘’İyi akşamlar Serdar nasılsın?’’ ‘’İyiyim Hakan sağol sen nasılsın?’’ ‘’Eyvallah. Sana bir işim düştü.’’ ‘’Dinliyorum’’ ‘’….. hastanesinden bir hastanın bilgilerine ulaşmam gerekiyor’’ ‘’Hayırdır ne için’’ ‘’Uzun konu daha sonra anlatırım’’ ‘’Hasta kim?’’ ‘’Rüstem Çelik’’ ‘’Tamam haber vereceğim sana’’ ‘’Biraz acil bir konu haber bekliyorum senden’’ ‘’Anlaşıldı’’ dedi ve telefonu kapattı. Arabayı eve sürerken Umut aradı. ‘’Anlat’’ dedi telefonu açar açmaz. ‘’Abi adamı buldum fakat hasta haklarını mı koruyorlarmış neymiş veremiyoruz dedi. Bende Serdar’ı aradım haber verecek bana’’ ‘’Tamam sabaha bilgiler elinde olsun’’ ‘’Siz çıktınız mı yola’’ ‘’Evet sen aradığında Narin yanımdaydı şimdi benzinliğe girdik o esnada aradım’’ ‘’Tamam dikkatli olun’’ ‘’Eyvallah’’ dedi ve kapattı. Eve geldiğimde zile bastım fakat kapıyı açan olmadı. Arabaya tekrar inip evin anahtarını alırken Serdar aradı. Bahar’a bir şey oldu korkusuyla merdivenleri hızla çıkarken bir yandan da Serdar’ı dinliyordum. ‘’Adamın bilgilerine ulaştım adresi atıyorum sana’’ dedi ‘’Tamam’’ dedim ve yüzüne kapattım. Kapıya ulaştığımda elim ayağım birbirine dolanmıştı. Kapıyı açıp eve girdim. ‘’Bahar’’ dedim ve uyuduğunu düşünerek yatak odasına baktım. Burada yoktu. Adını seslenerek banyoya baktığımda tuvaletin önüne diz çökmüş vaziyette kustuğunu gördüm. Hızlı adımlarla yanına gidip saçlarını tuttum ve bir elimi beline koydum. Kusması bittiğinde kaldırıp elini yüzünü yıkadım ve kucağıma alıp yatağa götürdüm. Bitkin bir halde kafasını yastığa koyduğunda ‘’Ne zamandır bu haldesin’’ diye sordum. ‘’Neredeyse eve geldiğimden beri’’ ‘’Neden haber vermedin bana. Ya bir şey olsaydı. Ya daha geç gelseydim’’ dedim biraz sesimi yükselterek. ‘’Bu halde onu düşünemedim Hakan’’ dedi ve gözlerini kapatarak sırtını döndü. Ona bir şey olacak düşüncesiyle paniklemiştim. ‘’Sevgilim’’ dedim ve kolundan tutup kendime çevirdim. ‘’Seni o halde görünce korktum. Sesimi yükseltmemeliydim özür dilerim’’ dedim ve yüzünü avuçlarımın arasına aldım. ‘’Bende korktum Hakan yalnızdım ve kafamı kaldıracak halim yoktu’’ ‘’Bu kusmaların normal mi’’ ‘’Bilmiyorum araştırdığım kadarıyla hamileliğin ilk dönemlerinde mide bulantısı ve istifra normalmiş’’ ‘’Seninki biraz fazla değil mi. Bence hastaneye gidelim hadi kalk’’ ‘’İyiyim merak etme’’ diyip ellerimi tuttu. ‘’Gelsene sana sarılmak istiyorum’’ dedi. Yanına yatıp kollarımın arasına aldım ve dudaklarına uzunca bir öpücük kondurup uyuması için saçlarını okşadım. Uyumadan önce telefonumu çıkartıp Serdar’ın attığı mesajı Umut’a gönderdim ve güzel karıma sarılarak uyudum. Umut Ali’den Ankara tabelasını gördüğümde hava aydınlanmak üzereydi. Dün evin son hazırlıklarını yapıp yola çıkmıştık. Narin yorgun olduğu için yol boyunca uyumuştu. Evin önüne geldiğimizde Narin’i uyandırdım. ‘Narin’im uyan hadi geldik’’ dedim. Gözlerini açarak etrafa baktı ve koltuğu kaldırdı. Yanımıza birer çanta almıştık sadece. Arabadan inip çantaları aldım ve eve yürüdüm. Narin’de peşimden geliyordu. Anahtarı çıkartıp kapıyı açtım ve eve girdim. Babaannem oturma odasında namaz kılıyordu. Çantaları odaya bırakıp yanına gittim. Namazını bitirip ayağa kalktı ve yanıma geldi. Elini öpüp alnıma koydum. Sarılarak ‘’hoş geldin oğlum’’ dedi. ‘’Hoşbuldum babaanne nasılsın’’ ‘’Hatırladın sonunda babaannen olduğunu’’ ‘’Gelir gelmez başladık mı laf sokmalara’’ dedim ve başının üstünden öptüm. ‘’Hayırsız ne aradın ne sordun bir babaannen olduğunu bile unuttun’’ ‘’Merak etme Hacer sultan ben aldım senin haberlerini’’ Narin çekinerek babaanneme yaklaştı ve elini öptü. ‘’Hoş geldin’’ dedi babaannem. ‘’Hoş buldum’’ dedi Narin kısık bir sesle. ‘’Yoldan geldiniz açsınızdır ben kahvaltı hazırlayayım sizde duş alın kendinize gelin’’ dedi ve mutfağa gitti. ‘’Ben uyuyacağım biraz siz kahvaltınızı yapın’’ dedim ve Narin’in alnından öpüp odama yöneldim. ‘’Duş alıp öyle uyusaydın’’ dedi peşimden gelerek. ‘’Kalkınca alırım’’ dedim ve yatağa yattım. Hakan’ın attığı konuma gitmem gerekiyordu. Önce biraz enerji toplamam gerekiyordu. Kafamı yastığa koyar koymaz uykuya daldım. ‘’Ali’’ ismimin seslenişiyle gözlerimi araladım. ‘’Hakan seni istiyor’’ dedi ve telefonu gösterdi. Telefonu elinden alıp kulağıma götürdüm. ‘’Efendim Hakan’’ ‘’Prensin gelip seni öpmesini mi istiyorsun kalk lan artık öğlen oldu’’ ‘’Oldu mu o kadar ya’’ ‘’Oldu tabi ne sanıyorsun. Kalk hadi bekliyorum seni’’ ‘’Tamam’’ dedim ve telefonu kapattım. Narin’e dönerek ‘’Babaannem nerde?’’ dedim. ‘’Çarşıya meyve sebze almaya gitti’’ dedi. Kolundan tutup çektiğimde üzerime düştü. Belinden tutup yatağa yatırdım ve üstüne eğildim. Kendimi ne kadar durdurmaya çalışsam da ona dokunmayı özlemiştim. Tenini gördüğüm günden beri aklımdan çıkmıyordu. Dudaklarını öpmeye başladığımda ellerini saçlarıma götürdü ve karşılık vermeye başladı. Kazağının altından elimi soktum ve tenine dokundum. Geri çekilip ‘’Hacer teyze gelecek dur’’ dedi. ‘’Umurumda mı?’’ dedim ve tekrar dudaklarına kapandım. Elim yavaş yavaş göğsüne çıkarken dış kapı açıldı. Narin’in üzerinden kalkıp kapıya yöneldim ve lavaboya gittim. Babaannemin beni böyle görmesi pek iyi olmayabilirdi. Bazı bölgelerim benden aykırı hareket ediyordu. Duşa girip üzerimdeki yorgunluğu attım. Aceleyle banyoya girdiğim için yanıma kıyafet almamıştım. ‘’Narin’’ dedim. Kapının önüne gelip ‘’Efendim’’ dedi. ‘’Yavrum kıyafetlerimi almamışım kapıyı kapatsana odama geçeyim’’ ‘’Tamam bekle’’ dedi ve gitti. Bir süre sonra tekrar geldi ve ‘’Çıkabilirsin’’ dedi. Kapıyı açıp dışarı çıktığımda gözleri vücuduma kaydı. Bana böyle baktıkça onu yiyesim geliyordu. Elinden tutup peşimden odaya sürüklediğimde kapıyı kapattım ve ellerimi kapıya yaslayarak önünü kapattım. ‘’Ali lütfen dur yanlış anlaşılacak’’ dedi kısık sesle. ‘’Özlüyorum ne yapabilirim’’ dedim ve boynuna eğilip öpmeye başladım. Göğüslerimden tutup beni ittirmeye çalıştı fakat pek gücü yetmedi. ‘’Lütfen’’ dedi masum gözleriyle. ‘’Bir şartla bırakırım’’ ‘’Ne şartı. Bırak hadi lütfen’’ ‘’Öp beni gitmene izin vereyim’’ Biraz düşünüp ellerini yanaklarıma koydu ve öpüp geri çekildi. ‘’Cık böyle olmaz’’ dedim. ‘’Aliii’’ dedi tedirgin olarak. ‘’Narin bi baksana’’ diye bağırdı babaannem. ‘’Hiihh bak Hacer teyze beni çağırıyor kesin anladı’’ dedi ve kollarımdan kurtulamaya çalıştı. ‘’Öp bırakacağım’’ dedim ve sırıttım. Telaşlanması o kadar tatlıydı ki biraz daha oynayabilirdim onunla. Omuzlarımdan tutup destek aldı ve dudaklarımızı birleştirdi. Belinden tutup kendime çektiğimde tırnaklarını omzuma batırdı. Yaptığı hareket beni tahrik etse de öpmeyi bırakıp gitmesi için izin verdim. Aceleyle odadan çıkarken bu haline gülümseyerek baktım. Üstümü değiştirip telefonumu aldım ve oturma odasına gittim. Narin ve babaannem bir yandan evlilik programı izleyip bir yandan sarma sarıyorlardı. “Ben çıkıyorum” dedim “Nereye oğlum daha yeni geldin dinlenseydin” “Hakan’ın yanına gidiyorum” dediğimde Narin yerinden kalkıp yanıma geldi. Kapıya giderken “Hiç bir şey yemedin bekle iki dakika bir şeyler hazırlayayım” dedi. “Yerim ben merak etme sen beni” dedim ve elimi yanağına koyup alnından öptüm. Kapıdan çıktığımda “Dikkat et” dedi. “Sende dikkat et telefonun yanında olsun” dedim ve arabaya bindim. Hakan’ın yanına gittiğimde bir kafede oturmuş beni bekliyordu. “Kardeşim” dedi ve ayağa kalkıp sarıldı. Ne kadar birbirimizle zıtlaşsak da kardeş gibi büyümüştük. Gibi değildi hatta kardeştik. Her zaman birbirimize destek olurduk. Oturup kahve söyledim ve bir sigara yaktım. “Sen kilo almışsın ha” dedi. “Hadi lan ordan” dedim ve sigaramdan derin bir nefes aldım. “Narin iyi bakıyor sana desene” dedi ve güldü. “Bakıyor sağolsun” dedim ve konuya döndüm. “Yavuz hala aramadı adresi buldum diye” dedim. “Dediğimiz gibi Yavuz birini araştıracaksa en ince detayına kadar araştırır. Adamın adresini ben buldum o nasıl bulamayacak.” “Gidip bir görüşelim şu Rüstem’le” dedim ve garsonun getirdiği kahvemden bir yudum aldım. Kahvelerimiz bittikten sonra adrese gitmek için yola koyulduk. Hakan’ın kaydı bulduğu hastanenin yakınlarındaydı. Konuma geldiğimizde arabayı park edip aşağı indim. “Olum burası mı” dedi Hakan. Ev harabe bir haldeydi. Aşağı inip kapıyı çaldığımızda genç bir kadın açtı kapıyı. “Buyrun” dedi “Merhaba abla biz Rüstem Çelik adında birine bakmıştık” “Bizim ev sahibimiz, burada yaşamıyor ama neden sordunuz” dedi kadın. “Nerede yaşadığını biliyor musunuz?” “Siz kimsiniz?” “Bir iş hakkında görüşmeye geldik fakat adresi burayı verdiler” “Yani ben tam olarak nerede kaldığını bilmiyorum zaten kendisini de pek görmedim. Genç bir çocuk var o ilgileniyordu bizimle. Numaraları yok mu arayın” “Aradık fakat ulaşmadık Rüstem amcaya.” diyerek yalan söyledim. Kadının ağzından bilgi almaya çalışıyordum. “Sizinle ilgilenen gencin numarasını verir misiniz onu arayalım. İş çok önemli 1 saat bile gecikmemesi lazım” Kadın şüphelenerek bize baktı. Telefonunu çıkartıp numarayı söyledi. Numarayı yazdığımda Yavuz’un telefon numarası olduğunu gördüm. “Teşekkür ederim abla bizi büyük bir dertten kurtardın” dedim ve arabaya dönecekken Hakan kadına soru sordu. “Abla müsade edersen sana bir sorum olacak” “Tabi dinliyorum” “Siz ne zamandır burada yaşıyorsunuz?” “3 sene olacak. Neden?” “Ya bende ev arıyorum da acaba bu mahalle nasıl diye sormuştum. Bir sıkıntı yok inşallah” “Ben memnunum konum olarak da, komşuları da gayet iyi” “Tamam abla sağol” dedi ve arabaya yürüdü. Saçma sorusuna anlam veremeyerek bende arabaya gittim. Sinir tüm bedenimi ele geçirmişti. Bu Yavuz ne karıştırıyordu. “Noluyor olum” dedi Hakan. Telefonu çevirip Hakan’a gösterdim “Hasssiktir” dedi. “Bu Yavuz ne karıştırıyor böyle” “Bilmiyorum şimdi napıyoruz. Adamın adresi de yalan çıktı” Hakan’a sessiz olmasını söyleyip Yavuz’u aradım. “Merhaba Yavuz nasılsın?” “İyiyim sağol kardeşim sen nasılsın?” “Bende iyiyim nerelerdesin?” “Ankara civarlarındayım” “Hayırdır ne işin var” “Ufak bir iş diyelim” “Bizim adresten haber var mı?” “Yok araştırıyorum hala” “Eyvallah sağol” dedim ve telefonu kapattım. “Ne hikmetse adresi kaç gündür bulamadı” dedim. “Abi biz bu Rüstem’in soyağacına ulaşamaz mıyız?” dedi Hakan “Soyağacını napıcaz lan. Bize adam lazım” “Belki oğlu, karısı bir şeyi vardır ordan ona ulaşabiliriz” “Soyağacına erişene kadar adresini buluruz” “Adam hastaneye en son 2 hafta önce gelmiş. Bu hastane kayıtlara o kadar önem veriyorsa neden adresi hala bu ev olarak kayıtlı. Adam bir şekilde gizlenmek istiyor olabilir mi” “İyi de neden gizlenmek istesin ki?” “Olayın üstünü neden örtmek istiyorsa o yüzden olabilir” “Nasıl bulacağız soyağacını” “Sen onu bana bırak” dedi ve birisini aradı. Görüşmenin ardından 1 saate bilgilerin elinde olacağını söyledi. Yakınlarda bir kafeye gidip oturduk ve yemek yedik. Narin ne yapıyordu acaba şuan bayadır konuşmuyorduk. Telefonumu çıkartıp aradığımda bir kaç çalıştan sonra açtı. “Efendim?” dedi derin nefes alarak. “Narin’im iyi misin neden öyle nefes nefesesin” “Telefon odada şarjdaydı yetişicem diye biraz hızlı hareket ettim” “Anladım güzelim. Napıyorsun” “Hazırlık yapıyoruz” “Ne hazırlığı” “Düğün için yemek hazırlanması gerekiyormuş. Bu yüzden hala sarma sarıyoruz” “Siz o yüzden mi sabah sabah sarma sarmaya başladınız. Geçmiş olsun babaannemin eline düştüysen kurtulamazsın.” “Ali, Hacer teyze eskisine göre iyi davranıyor” dedi sevinerek. “Ne güzel işte birtanem bak alışacak dedim sana” “Evet galiba öyle oldu” Hakan’ın telefonu çalmaya başladığında “Narin’im ben şimdi kapatıyorum dikkat et” dedim ve kapattım. Hakan’ın konuştuğu adam bilgileri atmıştı. Rüstem Çelik- 3 oğlu vardı 2’si çok küçük yaşta ölmüş. Birinin ise ölüm tarihi annemin öldüğü seneydi. ---------- 🦋 -------- 🦋 --------- Bomba gibi bir bölümle geldiiimm🥳 Bölümü nasıl buldunuz? Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorumlara bekliyorum 💜 Oy vermeyi unutmayın lütfen 🙏🏻 İyi okumalar🦋 İnstagram: galaksikadin |
0% |