Umut Ali’den

Dün Narin’e gelen mesajla sinirlerim alt üst olmuştu. Birkaç gündür sürekli posta geliyordu. Narin’in telefonunda da birkaç mesaj yakalamıştım.

Narin’in haberi yoktu bu durumdan.

Yavuz’a araştırması için söylemiştim ama bir türlü bulamamıştı. Kim mesaj atıyorsa devamlı numarayı değiştiriyordu ve isimler hep farklıydı.

Nazım denen heriften şüpheleniyordum. İstanbul’a geldiğini öğrenmiştim.

Murat ve Rüstem’in ölümünden sonra daha çok hırslanmıştı. Her yerden saldırabilirdi.

Yavuz’la Hakan Ankara’dan geldiğinde çok durgun haldeydiler. Anlattıkları kadarıyla Hakan olayı öğrendiğinde Rüstem’in olduğu hastaneye gidip hesap sormuş. Adam hala yüzsüz gibi Hakan’ı istemediğini, onun sevilmediğini, mirasa ortak olmaması için acı çekmesi için elinden geleni yapacağını söylemiş. Bunun üzerine de Hakan silahı doğrultup vuracakken Yavuz kendisi vurmuş.

Daha sonra Yavuz’la konuştuğumda, Hakan’ın bu pişmanlıkla yaşayamayacağını, vicdan azabı çekeceğini, doğacak bebeğinin eşinin yüzüne rahat bakamayacağını bildiği için kendisinin yaptığını söylemişti.

Rüstem ölünce de bütün mal varlığı ve işleri Yavuz’a kalmıştı. İşten başını kaldıramaz haldeyken bize iş teklifinde bulunmuştu.

Hakan bebeği olacağı için bu tür işlere girmeyi kabul etmemişti.

Bende Narin’den dolayı kabul etmemiştim.

Ama her zaman yanında olup destek olacağımızı, yardım edeceğimizi söylemiştik.

Sabah Narin’i işe bıraktıktan sonra şirkete gitmiştim.

‘’Günaydın Umut bey’’ dedi yeni asistanım olan Gizem. Diğer şirkette asistana ihtiyacım yoktu. Burası diğer şirkete göre daha büyük olduğu için yetişemiyordum.

‘’Günaydın Gizem’’ dedim.

‘’Kahvenizi odanıza getiriyorum’’ dedi gülümseyerek.

Kafamı sallayıp odama ilerledim ve Yavuz’un benim için ayarladığı adamla görüştüm.

Hakan’la bana, yardım ederler diye üçer tane koruma ayarlamıştı.

‘’Haber var mı?’’ dedim

‘’Yaklaşık 1 saat önce İstanbul da bir otele girişi yapılmış Umut bey’’

‘’Tamam oteli bul ve takip et’’ dedim ve telefonu kapattım.

Adamın ne yapacağı hiç belli değildi. Tedbirli olmakta yarar vardı.

Gizem kahvemi getirdiğinde ‘’Umut bey birazdan toplantınız var. Yeni iş için anlaşmaya geliyorlar’’

‘’Tamam sağol’’ dedim ve kahvemden bir yudum aldım.

Kahvem bittiğinde toplantı salonuna geçtim.

Önerilerimi sunduktan sonra benim işim bitmişti açıklanmasını bekliyordum sadece.

Siz: Napıyorsun sevgilim

Narin’im: Çalışıyorum biraz yoğun bir gün

Siz: Kolay gelsin birtanem. Bir sıkıntı yok dimi?

Narin’im: Yok her şey normal

Siz: Tamam dikkat et

Narin’im: kalp

Toplantı bittiğinde odama tekrar gittim. Balayı için birkaç yer bakmam gerekiyordu. Ne olursa olsun Narin’i balayına götürecektim.

Akşama kadar çok ekstrem bir durum olmamıştı. Sürekli Narin’le de konuşmuştum onun tarafından da bir sıkıntı yoktu.

Narin’e balayını söylediğimde işe yeni girdiğini biraz daha geç bir tarihe almayı teklif etti.

Bana kalsa bu hafta sonu gidecektik ama o kadar çok ısrar etmişti ki 3 hafta sonrasına yer ayırtmıştım.

Narin’i alıp eve geçtiğimde yorgun olduğunu söyleyip erkenden uyumuştu. Endişeliydim onun için, hasta olmasından korkuyordum.

Sabaha kadar her an ateşi çıkacak korkusuyla başında beklemiştim.

Narin’den

3 hafta sonra balayı.

“Hayatım hazır değil misin hala?” diyerek yanıma geldi Umut Ali.

“Hazırım çıkabiliriz” dedim ve rujumu sürdüm.

“Zaten güzelsin bir de böyle hazırlanıyorsun aklımı iyice başımdan alıyorsun.” dedi ve kollarını belime sardı.

3 haftada işi baya öğrenmiştim herhangi bir sıkıntı yoktu. Umut Ali’yi zorla ikna ederek arsalardan birini sattırmıştım. Bir sürü borcun içindeyken balayı düşünüyorsa dediğimi yapacaktı. Yaptırmıştım da zaten istediğimi.

Borcumuzun kalmadığına emin olduğumda gönül rahatlığıyla tatilimi yapabilirdim. Çalıştığım yerde yeni evli olduğum için pek sorun etmemişti.

Kıbrıs’a gidecektik.

Uçağa bindiğimizde çok heyecanlıydım. Hem balayına gittiğimiz için hem de uçağa bindiğimiz için.

Uçak koltuğunda kıpırdandığımda elimi tuttu.

“Sakin mi olsan” dedi gülerek

“Çok heyecanlıyım kalbim durmuyor” dedim

Elini kalbimin üzerine koyup “Şşşş sakin olman lazım” dedi.

İlginç bir şekilde yaptığı önce heyecanlandırmış sonra işe yaramıştı. Uçak kalkmaya başladığında Umut Ali’nin elini sıktım. Tebessüm ederek beni izliyordu.

uçak tamamen havaya kalkıp düz bir şekilde gitmeye başladığında heyecanım ve stresim gitmişti.

‘’Daha iyi misin?’’ dedi

‘’Evet’’ dedim gülümseyerek.

Umut Ali’ye sorduğumda yolun çok uzun sürmediğini söylemişti.

Uçaktan indiğimizde araba kiralamıştık. Otele geldiğimizde gerçekten çok güzel bir yerdi.

‘’Ali burası çok güzel’’

Resepsiyonda çalışan kadın odamızın anahtarını verirken diğer çalışanlarda eşyalarımızı taşıyordu. Ali elimden tutup odaya yürüdüğünde ben etrafımı inceleyerek takip ediyordum.

Odamıza girdiğimizde balkona çıkıp dışarıyı izledim. Mükemmel manzarası vardı. İnsanın baktıkça bakası geliyordu.

Üzerimize daha uygun kıyafetler giyip kahvaltı için aşağı inmiştik.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra birer soğuk içecek alıp havuz kenarına geldik. Bugün otelde takılacaktık yarında plaja gidecektik.

Yüzme bilmiyordum bu yüzden korkuyordum. Şezlonga uzandığımda Umut Ali tişörtünü çıkarttı. 2 hafta önce omzuna ismimi yazdırmıştı.

Tişörtünü şezlonga bırakarak ‘’Gelmiyor musun?’’ dedi

‘’Ben böyle iyiyim’’ dedim

‘’Ben sana yardım ederim gel’’

‘’Sonra gelicem’’

‘’Peki sen bilirsin’’ dedi ve havuza atladı. Yüzmeyi gayet iyi biliyordu ve aşırı cooldu.

Allah sahibine bağışlasındı. Bağışlamıştı da zaten.

Umut Ali yüzerken benim keyfim baya yerinde onu izliyordum.

Havuzun kenarında durup yüzündeki suyu sildi.

‘’Narin’im’’ dedi ve elini uzattı.

‘’Sen çok güzel yüzüyorsun devam et’’ dedim

‘’Ben tutucam seni hadii’’

Israr ettiğinde yerimden kalkıp yürüdüm. Ayağımı uzatıp suya baktığımda biraz soğuktu.

‘’Ali su soğuk’’ dedim

‘’Soğuk değil. Sen dışarda olduğun için sana öyle geliyor’’ dedi ve elini uzattı tekrardan.

Havuzun kenarına oturduğumda ‘’Çekme bir anda alışayım’’ dedim.

Korkuyordum ve bir anda çekerse daha panik olurdum.

‘’Elimi tut yavaş yavaş suya gir. Tutucam ben seni’’ dediğinde elinden tuttum ve kendimi yavaşça suya bıraktım. Elleri hemen belime dolandığında bende boynuna sarıldım.

‘’Ayaklarım yere değmiyor’’ dedim panikle.

Kollarını belimde daha sıklaştırarak ‘’Bırakmayacağım korkma’’ dedi.

Suya alıştığımda Umut Ali biraz yüzmeyi öğretmeye çalıştı. Birkaç insan daha gelmişti. Çoğu turistti.

Yanlarında kendimi aptal gibi hissediyordum. Herkes suya atlayıp yüzerken ben havuzun kenarında yüzmeye çalışıyordum.

Umut Ali beni bıraktı ve biraz uzaklaştı ‘’Kenarları bırak ve öğrettiğim gibi ayaklarını çırp’’ dedi.

Dediğini yaparken ağzıma ve burnuma su girmişti. Nefesimi toparlayamayıp çırpınırken Ali belimden tutup suyun yüzeyine çekti.

Yüzüme yapışan saçları çekip ‘’İyi misin?’’ dedi.

Nefesimi toparlayıp ‘’Evet’’ dedim. Kafamı omzuna koyduğumda belimden sarıldı.

‘’Ağzını kapatman lazım yüzerken’’ dedi ve güldü.

‘’Su boğazıma değince nefes alamıyorum’’ dedim utanarak.

Saçlarımdan öptü ve belimden tutup havuzun kenarına oturttu.

‘’Biraz kendine gel sonra yine devam edelim’’ dedi.

Ayaklarımı suyun içinde sallarken Umut Ali’de elimden tutmuş beni izliyordu.

‘’Gidip yüzsene’’ dedim

‘’İyi böyle’’ dedi ve elimi öptü.

‘’Bak birazdan bende geleceğim benimle uğraşmaktan yüzemezsin’’ dedim gülerek

‘’Seninle ilgilenmeyi seviyorum’’

‘’Gidip yüzsene ya’’ dedim. Tatile bir tek benim için gelmemiştik. Onun da eğlenmesi gerekiyordu.

‘’Kadına bak ya kovuyor bizi’’ dedi gülerek.

‘’Her yerde böyle gülme gamzen belli oluyor’’ dedim kaşlarımı çatarak.

‘’Ben yüzmeye gidiyorum’’ diyerek kaçtığında gülümsedim.

Midemde doluluk hissediyordum. Yerimden kalkıp lavaboya gittim ve elimi yüzümü yıkadım.

Dönüp şezlonga oturduğumda Umut Ali sarışın bir kızın başında bir şeyler konuşuyordu.

İzlemeye başladığımda kadın gülümsedi. Umut Ali bir şeyler daha söyledikten sonra yanıma geldi.

‘’Kim o kadın?’’ dedim

‘’Neredeydin sen?’’ dedi

‘’Umut o kadın kim?’’

‘’Çarptım yanlışlıkla o da ayağını burktu’’

‘’Yanlışlıkla nasıl çarptın?’’

‘’Bir an görmedim yere düştü’’

‘’EE ne konuşuyordunuz peki?’’

‘’Bir şeyi olup olmadığını sordum’’

‘’Bir şeyi var mıymış hanım kızımızın?’’

‘’Narin’im trip mi yiyorum ben şuan’’

‘’Yok estağfurullah ne tribi’’

‘’Sen neredeydin?’’

‘’Lavaboya gitmiştim’’

‘’Bir şeyin yok değil mi?’’

‘’İyiyim’’

‘’Narin’im yapma böyle’’ dedi ve yanıma oturdu.

‘’Ne yapmayayım Ali, kız 32 diş sırıtıyordu resmen’’

‘’Ben insanlık görevimi yaptım sevgilim. Çok önemsemedim zaten’’

Telefonumun çalmasıyla alıp baktım. Bilinmeyen bir numara arıyordu.

‘’Kim o?’’ dedi

‘’Yabancı numara’’ diyerek telefonu uzattım.

Kaşlarını çatarak telefonu aldı ve açtı.

‘’Alo?’’ dedi

..

‘’Kimsiniz?’’

..

‘’Psikopat mısın lan sen?’’ dedi sinirlenerek.

Sakin olması için elini tuttuğumda umursamadan telefonla konuştu.

‘’Oruspu çocuğu kapattı yine’’ dedi ve telefonla bir şeyler yaptı.

‘’Acıkmadın mı sen?’’ dedi konuyu çevirerek.

‘’Acıktımm’’ dedim

‘’Elimden tutup ayağa kaldırdı ‘’Hazırlan o zaman gidiyoruz’’ dedi.

Odamıza çıkıp duş aldık ve hazırlanmaya başladık.

Sahil kenarında güzel bir yere geldiğimizde ismimize masa ayırtılmıştı. Yerimize oturduğumuzda Umut Ali’nin önerdiği bir yemeği sipariş ettik.

Yemekler geldiğinde tuhaf bir kokusu vardı.

‘’Ali bu kötü kokuyor’’ dedim yüzümü buruşturarak.

Kaşığa yemek alıp kokladı ‘’Bu kokmuyor’’ dedi ve benim tabağımdakine baktı.

‘’Bu da kokmuyor ama istersen benim tabağımdaki yemeği ye’’ dedi ve tabaklarımızı değiştirdi.

Bir kaşık alıp yemeye başladığımda bunun da kokusu vardı.

‘’Ali ben yiyemeyeceğim’’ dedim ve kaşığımı bıraktım.

‘’Başka bir şey sipariş edelim’’ dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladım.

‘’Canım istemiyor’’ dedim. Karnım açtı ama midem almıyordu.

‘’Çorba sipariş edelim’’ dedi ve garsonu çağırıp çorba söyledi.

Garson çorbayı getirip bıraktığında 2-3 kaşık aldığımda midem bulanmıştı.

‘’Lavaboya gidip geliyorum’’ dedim ve yerimden kalkıp tuvalete gittim.

Midem biraz da olsun rahatladığında kendimi toparlayıp tekrar masaya gittim.

Reglimde gecikmişti. Test yapmam lazımdı ama nasıl olacaktı. Söylese miydim acaba Umut Ali’ye.

‘’Sevgilim iyi misin?’’ dedi endişelenerek.

‘’İyiyim merak etme’’ dedim ve tebessüm ettim.

‘’Renginde soldu senin hava mı çarptı acaba? Hastaneye gidelim’’

‘’Ali benim sana bir şey söylemem gerekiyor’’

‘’Narin korkutma beni. Bir şeyin yok dimi?’’

‘’Ali benim reglim gecikti’’ dedim utanarak.

Anlamayarak yüzüme baktığında kaşlarını çattı.

‘’Yani bilmiyorum emin değilim’’ dediğimde tek kaşını kaldırıp sırıtmaya başladı.

‘’Ali sırıtma’’ dedim.

‘’Yok sırıtmıyorum’’ dedi ve kendini toparlamaya çalıştı.

‘’Yemeğini ye hadi’’ dedi ve arkasına yaslandı.

‘’Yemeyeceğim’’ dedim ve kollarımı birbirine doladım.

‘’Hadi o zaman gidiyoruz’’ dedi ve yerinden kalktı.

‘’Nereye?’’ diye sorduğumda cevap vermedi ve hesabı ödeyip dışarı çıktı.

Elimden tutup yürümeye başladı.

Eczane tabelasını gördüğümde içeri girdik.

‘’Merhabalar biz gebelik testi alacaktık’’ dedi lafı dolandırmadan.

Ben isteyemez utanırdım. Ankastrem tutardı herhalde.

‘’Tabii’’ dedi kadın ve testi poşete koyup bize verdi.

Ödemesini yaptıktan sonra arabaya yürüdük.

Arabaya bindiğimizde ‘’Ali çok mu acele ediyoruz acaba’’ dedim.

Elimi tutup öptü ve ‘’Acele etmiyoruz ki emin olmak istiyoruz sadece’’ dedi

Arabayı otele sürdüğünde odamıza çıktık. Lavaboya girip testi yaptığımda dışarıda heyecanla beklediğini biliyordum.

Dakika tutup beklemeye başladığımda ‘’Narin iyi misin?’’ dedi kapıya vurarak.

Test çubuğuna bakmadan elime aldığımda kapıyı açıp dışarı çıktım. Merakla gözlerime baktığında elimi kapalı tutup uzattım.

‘’Sen aç’’ dedim.

Elimi yavaşça tutup açtığında çift çizgiyi görmemizle birbirimize bakmamız bir oldu.

‘’Ben şimdi baba mı oluyorum’’ dedi heyecanla.

Gözlerim dolu dolu Ali’ye baktığımda olumlu anlamda kafamı salladım.

Bende anne oluyordum. ‘’Bizim bebeğimiz mi olacak şimdi?’’ dedi. Şaşkınlığı hala üzerindeydi.

Yanaklarımdan tutup alnımı öptü ve sıkıca sarıldı.

‘’Seni seviyorum meleğim. Seni çok seviyorum’’ dedi

Geri çekilip baktığımda gözleri dolmuştu.

Elimi yanaklarına götürüp sakallarıyla oynadım. Ellerini karnıma götürdüğünde gözünden bir damla yaş süzüldü.

--------- 🦋 --------- 🦋 --------

Bugün hiç güzel bir gün değil. Sisteme giriş yapamıyorum. Üstüne üstelik yazdığım bölüm silindi ve ben bölümü tekrar baştan yazdım. Ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.

Sizleri daha fazla bekletmemek için bölümü yarım attım.

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.

Hoşçakalınn💗