@galaksikadin
|
Mutluluk yanı başınızdadır. Beklemediğiniz bir anda karşınıza çıkar ve sizi sarar. Uzaklarda ararsınız fakat o sizin yanı başınızda olur ve hiç beklemediğiniz bir anda karşınıza çıkar. Yaşamımızın bazı anlarında dibe çökeriz. Duygularımız karmaşıklaşır çözemez hale geliriz. Yaşadığımız negatif duygulara takılıp kalmak yerine onları basamak olarak kullanıp duygularımızı daha iyi yerlere getirmeye çalışmalıyız. Pozitif duygular olarak adlandırdığımız bizleri neşelendiren, sevindiren, heyecanlandıran duyguların yanı sıra, negatif olarak adlandırdığımız bizler için gerekli olan üzen, korkutan, öfkelendiren duygularımızı da yaşıyoruz. Pozitif bir duyguyu hissedebilmek için negatif duyguları deneyimleyebiliyor olmak gerekiyor. Aksi halde pozitif duygu hissettiğimiz anları nasıl ayırabilirdik? Bunun yanında negatif duyguların evrimsel de bir anlamı bulunuyor. Negatif duygular hayatta kalmak için bizi harekete geçiriyor ve gelişmemize ve yeni şeyler öğrenmemize yardımcı oluyorlar. Negatif duygular sayesinde zorlu koşullara nasıl adapte olabileceğimizin yollarını bulabiliyoruz. Balayımızı genellikle otelde geçirmiştik. Mide bulantılarım fazlaca arttığı için dışarı çıkmak istememiş otelin bahçesinde kafa dinlemeyi tercih etmiştim. Güzel ve sakin bir gün geçirmiştik. Umut Ali’yle dolu dolu bir hafta geçirip birbirimize olan özlemimizi azaltmıştık. Eve geldiğimizde duş alıp uyuduk. Sabah hastaneye gidecektik. Çok heyecanlıydım. Erkenden uyanıp hazırlandık ve yola çıktık. ‘’Ali ben çok heyecanlıyım’’ dedim. Arabaya bindiğimden beri kıpırdanıp duruyordum. ‘’Bende heyecanlıyım güzelim’’ ‘’Gerçekten mi? Hiç belli etmiyorsun ama’’ ‘’Senin gibi yerimde duramazsam ya biz bir yere çarparız ya da biri bize çarpar’’ dedi ve güldü. Elimi tutup öptüğünde ‘’Hiçbir sorun olmayacak merak etme’’ dedi güven verircesine. ‘’Midem bulanıyor’’ dedim elimi mideme götürerek. Arabayı yavaşlatıp sağda durduğunda camı sonuna kadar açtım. Havalar ısınmaya başlıyordu. ‘’İyi misin?’’ dedi bana doğru eğilerek. Derin bir nefes alıp midemi sakinleştirmeye çalıştım. ‘’İyiyim’’ dedim kafamı koltuğa yaslayarak. ‘’Araba hareket halindeyken o kadar kıpırdanma sevgilim. Kahvaltı yaptığın için de miden bulanır.’’ Kafamı olumlu anlamda salladığımda ‘’İyiysen gidelim mi?’’ dedi. ‘’Gidelim ama yavaş sür biraz’’ ‘’Camı kapatmayacak mısın?’’ ‘’Hayır sıcak oluyor’’ Arkadan ceketine uzanıp aldı ve bacaklarıma örttü. ‘’Hasta olmanı istemiyorum’’ dedi ve arabayı çalıştırdı. Farkında olmadan yaptığı hareketlerle beni kendine tekrar aşık ediyordu. Hastaneye geldiğimizde Ali elimi tuttu ve doktorun yanına çıktık. Kapıyı tıklattığımızda ‘’Gel’’ dedi doktor. ‘’Merhabalar kolay gelsin. Telefonla konuşmuştuk sizinle’’ dedi Umut Ali ve odaya girdi. ‘’Narin hanım ve Umut bey değil mi?’’ dedi ayağa kalkarak. ‘’Evet’’ dedi Umut Ali ve elini uzattı. Masasının önündeki sandalyeleri işaret etti ‘’Hoşgeldiniz buyrun oturun’’ dedi. Karşılıklı bulunan sandalyelere oturduk. ‘’Tekrar hoşgeldiniz, Narin hanım nasılsınız?’’ ‘’İyiyim teşekkür ederim siz nasılsınız?’’ dedim tebessüm ederek. Doktor çok tatlı birisiydi. İsmi Asu’ydu. ‘’Teşekkür ederim sizleri gördüm daha iyi oldum. Bu süre içerisinde bir aksilik olmazsa sizlerle ben ilgileneceğim. Yavuz beyle de ayrıca görüştük zaten’’ abim de işin içine girdiyse bir sıkıntı olması mümkün değildi. ‘’En son ne zaman regl oldunuz hatırlıyor musunuz?’’ dedi. ‘’1 buçuk ay önce falandı’’ ‘’Öncelikle sizden birkaç tahlil ve test isteyeceğim. Bunları yaptırın sonrasında tekrar görüşelim. Ben sisteme girişlerini yaptım direkt laboratuvara gidebilirsiniz’’ dediğinde ayağa kalktık ve dışarı çıktık. Umut Ali hemen elimden tutup yanına çekti beni. Bir elini omzuma atarak sarıldı ve öyle yürüdü. Başımın üstünden öpüp ‘’Yanındayım’’ dedi. Korkumu anlamıştı. Ben bir şey söylemeden beni anlamasını seviyordum. Kısacası onu çok seviyordum. Doktorun istediği tahlilleri yaptıktan sonra hastanenin bahçesine çıktık. ‘’Oturalım mı?’’ dedi. Umut Ali cebinden sigara paketini çıkartıp bir dal yaktı. İçine derin bir nefes çekip üflediğinde göğsüne kafamı koydum. Bir eliyle beni sardığında diğer elinde de sigara vardı. ‘’İyi ki seninle karşılaştım’’ dedim. Saçlarımın üstünden öptü ve sigarasından bir nefes daha çekti. ‘’Üstüne neden hırkanı almadın?’’ dedi. Sigarası yarıdayken bir nefes daha çekti ve söndürüp yanımızda bulunan sigara küllüğüne attı. Kollarını omuzlarıma sararak ısıtmaya çalıştı. ‘’Üşüyeceksin’’ dedi. ‘’Sıcacıksın böyle durursam üşümem’’ dedim ve daha çok sarıldım. Bir süre ayakta sarılırken kolundaki saate baktı ‘’Çıkmıştır sonuçlar gidelim’’ dedi ve bir kere daha başımın üstünden öpüp elimi tuttu. Doktorun odasına girdiğimizde sıcak bir gülümsemeyle bizi karşıladı. Yerlerimize oturduğumuzda ‘’Değerleriniz gayet iyi. Tebrik ediyorum hamilesiniz’’ dediğinde gözlerim dolmuştu. Kendi yaptığım testin yanlış çıkma ihtimali vardı. Şimdi de kesin olarak doktorun onayıyla rahatlamıştım. ‘’Görmek ister misiniz?’’ dedi ‘’Evet lütfen’’ dediğimde sedyeyi gösterdi. Sedyeye uzanıp karnımı açtığımda Umut Ali elimden tuttu. Asu hanım yanıma gelip ultrasonla baktığında ‘’Bakın işte burada’’ dedi ve ekranı gösterdi. ‘’Küçücük’’ dedim. Gözümden yaş aktığında diğer elimle sildim ve Umut Ali’ye döndüm. Onunda gözleri dolmuştu. Ona baktığımı fark ettiğinde dönüp bana baktı ve gözümden akan yaşı sildi. Tebessüm ettiğimde tekrar ekrana baktım. ‘’Kalp atışlarını duyabiliyor muyuz?’’ dedi Umut Ali. ‘’Maalesef şuan çok erken’’ Umut Ali kafasını salladığında doktor ultrasonu bıraktı ve bana peçete verdi. ‘’Siz toparlanın detayları konuşalım’’ dedi ve masasına tekrar döndü. Verdiği peçeteyle karnımdaki jeli sildim ve üzerimi düzelttim. Ayağa kalkıp doktorun yanına gittiğimde ultrason resmini uzattı. Umut Ali doktordan alıp resme baktı. ‘’Ben çalışıyorum çok bir sorunu olur mu acaba?’’ ‘’Narin’im çıkarsın işten sağlığınız daha önemli’’ dedi Umut Ali. ‘’Benim fikrimi soracak olursanız Umut bey haklı. Riskli dönemlerde vücudu zayıf annelere çalışmayı pek tavsiye etmiyorum. Fakat çok dikkat ettiğiniz süre bir sorun olacağını da sanmıyorum. Karar sizin’’ Doktorun yazdığı reçeteyi alıp hastaneden çıktık. Arabaya bindiğimizde Umut Ali Hakan abimi ve Yavuz abimi görüntülü aradı. Elinde ultrason görüntüsünü tutuyordu. Aramayı ilk açan Hakan abimdi. Ekrana baktığında ultrason resmini gördü ‘’O ne oğlum. Oha oha hayıırrrr’’ dedi bağırarak. Yüzünü elleri arasına alarak şaşkın şaşkın ekrana baktı ‘’Anasını satayyıımm’’ dedi ‘’Söz meclisten dışaı’’ diye ekledi cümlesine. ‘’Amca oluyorsun’’ dedi Umut Ali gülerek. Bana bakıp ‘’Pardon dayı oluyorsun’’ dedi. ‘’Fark eder mi?’’ dedi abim sevinerek. Yavuz abimde görüntülü aramaya katıldığında İzel de yanındaydı. ‘’Haber var mı?’’ dedi Yavuz abim. İzel de ‘’Hayırlı olsun’’ dediğinde Bahar göründü. ‘’Kıızz hayırlı olsunn beraber doğururuz artık’’ dedi gülerek. ‘’El ele gidersiniz doğuma’’ dedi Hakan abim gülerek. Bahar elini abimin omzuna koyarak ‘’Bizim oğlumuz büyük muhtemelen ben ondan önce doğuracağım’’ dedi. ‘’Fark eder mi Narin yine de elini tutar senin’’ dedi Hakan abim. ‘’Durumunuz nasıl bir sıkıntı yok dimi?’’ dedi Yavuz abim. ‘’İkimizde iyiyiz abi bir sorun yokmuş. Dikkat etmem lazımmış ama’’ ‘’Tamam işten çıkarsın’’ ‘’Abi sende mi ya?’’ ‘’Ne var kızım sağlığınız daha önemli Umut eşşek değil ya çalışsın’’ ‘’Doğum yaklaşana kadar çalışmayı düşünüyorum. Çok yük oluyoruz ona’’ dediğimde Umut Ali kaşlarını çatarak bana baktı. Sanırım yanlış bir şey söylemiştim. ‘’Ayy ikinci bir Umut’u daha kaldıramaz bu dünya’’ dedi Hakan abim. ‘’4 haftalık olmuş’’ dedim gülümseyerek. ‘’Hayırlı olsun’’ dediler ve telefonu kapattık. Umut Ali telefonu bırakıp bana döndü ve bir eliyle elimi tutup diğer elini de karnıma koydu. ‘’Siz bana yük olmuyorsunuz. Sizi yük olarak görmüyorum ben. Her şeyimsin sen benim. Şimdi bir bebeğimiz olacak o da her şeyim olacak. Seni yükmüşsün gibi mi hissettiriyorum?’’ ‘’Hayır beni yanlış anladın sen öyle demek istemedim’’ ‘’Narin’im yük olduğunu söyledin. Demek ki öyle hissettirmişim sana’’ ‘’Hayır gerçekten öyle bir şey yok. Sadece çok çalışıp yoruluyorsun yardım etmek istedim o yüzden’’ ‘’Bak senin sayende borçlardan kurtulduk. Ben sizin rahatınız için çalışıyorum. Sen benim eşimsin, yoldaşımsın. Böyle düşünüp ikimizi de üzme olur mu?’’ Kırmıştım onu. Zaten duygusal bir yapıya sahiptim. Şimdi de hamileydim ve duygularımı daha çok bırakırdım. ‘’Özür dilerim seni üzmek istememiştim düşünmeden söyledim’’ dedim. Gözümden yaş aktığında parmak uçlarıyla nazikçe sildi. ‘’Seviyorum seni’’ dedi ve sarıldı. Sarılmasıyla daha çok ağlamaya başlamıştım. Bayadır ağlamadığım için gözyaşlarım birikmişti. ‘’Eyvah yandık desene’’ dedi ‘’Neden öyle dedin?’’ ‘’Bir şey yok aşkım devam et sen’’ dedi konuyu kapatmaya çalışarak. ‘’Ali neden öyle dedin?’’ ‘’Zaten duygusalsın şimdi de hamilelik duyguları olacak en ufak bir şeye ağlayacaksın. Boncuk gözlerin yaşlı olacak’’ dedi ve gözlerimi sildi. ‘’Ağlamamdan rahatsız mı oluyorsun’’ dedim duygulanarak. ‘’Hayır güzelim öyle demedim’’ ‘’Öyle dedin ama. Çok ağlıyorum diye sıkılırsın da benden’’ ‘’Senden sıkılmam ben. Ne gelirse senden gelsin her şeye razıyım. Sadece üzülmene ağlamana kıyamıyorum’’ dedi ve yanaklarımdan tutup alnımdan öptü. ‘’Seviyor musun beni?’’ dedim nazlanarak. Eve giderken Umut Ali’yi Ebru aramıştı. İş yerinden birkaç kişi bize geleceklermiş. Eve gitmeden önce markete uğrayıp alışveriş yapmıştık. Eve geldiğimizde Umut Ali’nin yardımıyla akşam yemeği hazırlamıştık. Her şey hazır olduğunda bende gidip hazırlandım. Oturma odasına geldiğimde Umut Ali Hacer teyzeyle konuşuyordu. Yanına oturduğumda telefonu bana çevirdi. ‘’Kızım hayırlı olsun Allah sağlıcakla büyütmeyi nasip etsin’’ ‘’Teşekkür ederim Hacer teyze’’ ‘’Nasılsınız durumunuz nasıl?’’ ‘’İyiyiz bir sıkıntımız yokmuş. Birkaç ilaç verdi doktor, dinlenmem gerekiyor’’ “Aman kızım dikkat et kendine. Yorma kendini ağır kaldırma” “Ben yanındayım merak etme babaannem” dedi Umut Ali. “Dikkat edin kendinize. İyi bak Narin kızıma” “Öpüyoruz seni” dedi Umut Ali. Bende el salladığımda telefonu kapattı. “Ali” “Söyle Narin’im” “İşten çıkmaya karar verdim” “Güzel” “Ama bir fikrim var” “Neymiş fikrin?” “Boş dükkan vardı ya hani. Orayı kendi şirketimiz falan mı yapsak? Hem sen yorulmamış olursun hem de bebeğimizin geleceği için hazır bir yer olur” “Hım” dedi düşünerek. “Ne yapmayı düşünüyorsun peki?” “Müzik yeri olabilir. Bir kaç enstrüman alabiliriz. Sende kurs verirsin. Ne dersin?” “Şirketi bırakamam ben. Ben olmayayım doğru düzgün ayakta duramaz bunlar ayrıca getirisi de iyi” “Ben bakarım o zaman” “İstersen kıyafet dükkanı olarak da kullanabilirsin. Küçük mağaza olarak düşün” “Olabilir aslında” dediğimde kapı çaldı. “Düşünelim yine bunu” dedi Umut Ali ve kapıya gitti. Bende peşinden gittiğimde kapıyı açtık. 8 kişi gelmişlerdi. Hepsiyle ayrı ayrı selamlaşıp getirdikleri hediyeleri aldım. Evlendiğimiz için hayırlı olsuna gelmişlerdi. Hamileliğimden haberleri yoktu henüz. Yemek için son hazırlıkları yaptım ve “Buyrun masaya geçelim” dedim. Yemeklerimizi yediğimizde çay servisi yapmıştım. İş hakkında sohbet ederlerken ben konuya baya Fransız kalmıştım. “Ee Narin evlilik nasıl gidiyor. Umut zor birisidir anlaşabiliyor musunuz?” dedi Ebru imayla. “Gayet güzel gidiyor. Ali çok anlayışlı birisi, herkesle kolayca uyum sağlayan bir yapısı var” “Karım olduğu içinde ekstra bir anlayış göstermem lazım” dedi Umut Ali. “Ya ne kadar güzelsiniz siz” dedi Umut Ali’nin asistanı olan kız. İsmi Gizem’miş. Tatlı birisiydi. Benim yaşlarımdaydı o da. “Çocuk ne zaman Umut” dedi orta yaşlardaki bir adam. Şirketin patronlarından birisiymiş. Umut Ali bana baktığında gözlerimi olumlu anlamda kırptım. İzin istiyordu benden. “Narin hamile Şevket bey” dediğinde “Ne?” dedi Ebru. “Bugün hastaneye gittik 4 haftalık hamileymiş” dedi açıklama yaparak. “Vaay kardeşim hayırlı olsun” dedi erkek arkadaşları ve tebrik ettiler. Ebru hariç 3 tane de kadın arkadaşları vardı. Onlarda tebrik ettiklerinde Ebru’nun yüzü düşmüştü. Tekrar iş konuşmaya başladıklarında Umut Ali evraklardan birisini almak için odamıza gittiğinde Ebru da lavaboya gitmek için ayağa kalkmıştı. Bende çay bardaklarını alarak mutfağa gittim ve tekrar oturma odasına dönecekken konuşmalarına kulak misafiri oldum. “Umut ben seni çok özlüyorum” “Ebru saçmalama ne diyorsun sen? Kendine gel” “Şirketteyken en azından yüzünü görüyordum. Şimdi uzaklara gittin hiç yüzünü göremiyorum.” “Ebru ben evliyim” dedi ve parmağındaki yüzüğü gösterdi. “Benim bir çocuğum olacak. Ve sende şuan sevdiğim kadınla yuvamızda misafirsin. Kendine gel bir daha böyle bir saygısızlık istemiyorum. Benden önce kendine saygın olsun senin.” dedi ve sinirle oturma odasına döndü. Ben de peşinden gidip yanına oturdum. Birkaç iş konuşması daha yapıp müsaade istediler. Hepsiyle vedalaştıktan sonra gittiler. Ebru çok konuşmamış telefonuyla ilgilenmişti. Ben etrafı toplarken Umut Ali de duşa girmişti. Odaya döndüğümde üzerimi değiştirip yatağa yattım. Birkaç dakika sonra Umut Ali geldi ve geceliklerini giydi. Sırtımı dönmüş bir şekilde yatarken yanıma yatıp belime sarıldı. Kafasını boynuma gömüp öptüğünde kokusu burnuma dolmuştu. “ Narin’im uyudun mu?” dedi. “Hayır” dedim. Moralim bozulmuştu konuşmalarından dolayı. “Neyin var?” dedi. “Bir şeyim yok yorgunum sadece” dedim ve yorgana daha çok sarıldım. “Güzelim sen yorgun olsan da yanımda olduğun sürece gelip bana sarılırdın” Arkamı dönüp yüzüne baktığımda “Ebru’yla konuştuklarınızı duydum” dedim “ Yanlış bir şey dememiştim” “Ali bu aralar seni çok kıskanıyorum” “ Olabilir sevgilim kıskanabilirsin ama kendini bu yüzden yıpratma. Çünkü ne olursa olsun ben seninim. Ve seni seviyorum” dedi ve alnından öptü. Doğru düzgün trip atmama bile fırsat vermiyordu hemen gönlümü alıyordu. Kollarımı boynuna dolayıp ensesindeki saçlarla oynadım. “Saçların uzamış senin” dedim Burnumun üstünden öperek “Yakışmamış mı?” dedi. “Çok yakışmış ben böyle onlarla oynamayı çok seviyorum” dedim ve tebessüm ettim. Dudaklarımdan öptüğünde bir eli de belimi okşuyordu. “Yarın istifamı vermeye gideceğim” dedim. “Ver aşkım. Hatta babaannemi de getireyim buraya sana yardım etsin. Ev işi falan da yapma” “Kadını bunun için çağırma ben hallederim. Gelip kalacaksa tabii ki gelsin ama iş için çağırma lütfen” “Uyu meleğim” dedi ve yanaklarımdan öptü. Göğsüne yattığımda elleri belime sarılmıştı. Sırtıma hafif hafif masaj yaptığında gözlerimi kapattım. Sabah Umut Ali işe gitmeden önce beni de şirkete bırakmıştı. Müdürün odasına gidip işten çıkış evraklarını imzaladığımda odama gittim. Mert yanıma gelip “Demek bu kadardı iş hayatın” dedi. “Maalesef” dedim gülerek. “Olsun sağlığınız daha önemli iyi bak bebişe” dedi. “Sende kendine iyi bak” dedim ve elimi uzattım. İşlerim bittiğinde beni alması için Umut Ali’yi aramıştım. Kapıda beni beklediğini mesaj atmıştı. Mert bana eşlik etmek için kapıya kadar gelecekti. Asansörü çağırıp bindiğimizde sadece Mert’le ben vardık. “Yine uğra buralara unutma bizi” dedi. “Kim bilir belki doğumdan sonra tekrar dönerim” “Her zaman bekleriz” dediğinde asansör bir anda durdu ve ışıklar kesildi. “Mert noluyor?“ dedim panikle. Bu sefer düğmeye basmıştık emindim. Hareket ediyordu çünkü asansör. Bir anda durmuştu. “Bilmiyorum arıza yaptı sanırım” dedi. “Mert ben korkuyorum” dediğinde telefonunu çıkarttı ve fenerini açtı. “Telefonlar çekmiyor” dedi derin bir nefes vererek. Gözlerim dolarken panikten nefes alamamaya başlamıştım. “Mert ben iyi değilim midem bulanıyor,başım dönüyor, nefes alamıyorum” dedim ve asansörün kenarına tutundum. “Narin sakin ol derin derin nefes al. Benimle beraber nefes al ver” dedi bana dönerek. Dediğini yapıp onunla beraber nefes alıp vermeye başladım. Ama işe yaramıyordu. Midem bulanıyordu, yer sanki ayaklarımın altından kayıyordu. “İyi misin?” dedi “Hayır aynıyım” dediğimde dışarıya seslendi. “Yardım edin kimse var mı? Asansörde kaldık. Bizi duyan var mı” dedi ve asansörün kapısına vurdu. Yere çöküp derin nefesler alıp vermeye başladığımda bir yandan da ağlamaya başlamıştım. Ya kimse fark etmezse, ya kurtulamazsak, ya asansör aşağı düşerse. Hayır hayır Ali beni kurtarırdı. Telefonumu cebimden çıkarıp çaresizce Umut Ali’yi aradım. Çekmediği için çalmıyordu bile. Merak ederdi beni gelmediğimi görünce arar, ulaşamayınca yanıma gelirdi. Kurtarırdı beni. Ellerimi karnıma götürdüğümde mide bulantım daha çok artmıştı. “Narin” dedi Mert yanıma oturarak. “Bana bak bende kal. Beni dinle” dediğinde korkulu gözlerimi ona. Panik atak geçirmekten korkuyordum. Elimi tutup “Kızın mı olsun istersin oğlun mu?” dedi. Sakinleştirmeye ve aklımı dağıtmaya çalışıyordu. “Bilmiyorum” dedim ağlayarak. “Sana kız çocuğu çok yakışır. Çok güzel kız annesi olursun sen. Sana benzeyen ela gözleri , siyah saçları olur. Çıtı pıtı bir kızın olur senin” dedi. “Bilmiyorum Mert” dediğimde susmadı ve devam etti. “Belki de babası gibi bir oğlun olur” “Sen Ali’yi tanıyor musun?” dedim konudan bağımsız bir şekilde. “Hayır tanımıyorum ama çok şanslı birisi. Senin gibi bir eşi var. Mutlu bir ailesi var” “Bende çok şanslıyım onunla olduğuma” dediğimde sakinleşmeye başlamıştım. Karşıma oturup bağdamaç kurduğunda konuşmasına devam etti. “Bende bir gün kızım olsun istiyorum. Kız çocuklarını çok seviyorum.” “Sağlıklı olsun yeter benim için” dedim. “Düşünsene Narin bebeğin doğmuş sana gösteriyorlar boncuk boncuk sana bakıyor. Eşinin adı neydi Ali miydi?” Olumlu anlamda kafamı salladığımda devam etti “Eşin geliyor yanınızda duruyor. Kucağına alıyor bebeğinizi. Büyütüyorsunuz birlikte bıcır bıcır evde dolanmaya başlıyor.” “Ali kurtaracak bizi” dedim ve elimi karnıma koydum. Sanki ona bir şey olacakmış gibi sarıldım. “Kurtaracak biliyorum. Sizi bırakmaz” dediğinde dışardan sesler gelmeye başlamıştı. Heyecanlanarak ayağa kalkacağım sırada Mert kolumdan tuttu. “Kalkma kötü olursun yine” dedi. Söylediğini yaparak tekrar yerime oturdum. “Mert senin hayatında birisi yok mu?” dedim. Düşüncelerimi dağıttığı için biraz daha iyiydim. “Vardı ama 4 ay önce en yakın arkadaşımla aldattı” dediğinde üzülmüştüm. “Üzüldüm gerçekten. Kusura bakma yaranı deşmek istememiştim” “Sorun değil alıştım artık üzülmüyorum” dedi. Konuyu çevirerek “Sen neler yapmayı düşünüyorsun okuyacak mısın?” diye sordu. “Aslında okumayı düşünüyordum. Şimdi bebeğim olacak onunla ilgilenmek istiyorum. Biraz büyüdüğünde tekrar düşünebilirim bu durumu” dedim. “Okumalısın bence bir diploman olmalı” Son söylediği cümleden sonra başka bir şey konuşmamıştık. Biraz soğuk olduğu için üşümüştüm bu yüzden kollarımı birbirine sarmıştım. Mert üzerindeki ceketi çıkartıp üzerime örttüğünde minnetle baktım. Kafamı geriye yaslayarak gözlerimi kapattım. “İstersen kafanı dizlerime koyabilirsin” dedi. Teşekkür edip geri çevirdim. Umut Ali görürse yanlış anlayabilir ve üzülebilirdi. Dışarıdan gelen sesler arasında “Narin” diye bir ses duymuştum. “Ali” dedim sese karşılık olarak. Ellerimi karnıma koyup “Korkma bebeğim bak baban burda bizi kurtaracak” dedim kısık sesle. Biraz zaman geçtikten sonra asansörün kapısı açıldı ve içeri Umut Ali girdi hızlıca. “Narin’im” dedi ve elini yüzüme koydu. “Çok korktum Ali” dedim boynuna sarılarak. Saçlarımdan öpüp sıkıca sarıldığında ağlamaya başlamıştım. “Korkma, korkma güzelim geldim yanındayım.” dedi. Geri çekilerek tekrar yüzümü avuçları arasına aldı “Bir şeyin yok dimi iyisin” diyerek kontrol etti. “İyiyim bir şeyim yok” dedim. Gözyaşlarımı silip alnımdan öptü ve beni ayağa kaldırdı. Elimi sıkıca tuttuğunda kafamı omzuna koydum. Asansörden indiğimizde elimdeki ceketi Mert’e uzattım. “Teşekkür ederim Mert. Sen olmasan bu kadar sakin olmazdım” “Ne demek Narin lafı bile olmaz. Kim olsa aynısını yapardı” dedi tebessüm ederek. “Sağol Mert” dedi Umut Ali ve elimi omzuna koydu. “Ne demek abi bir şey yapmadım” dedi Mert. Umut Ali belimden tutup arabaya götürdüğünde başımı cama yasladım. Şoför koltuğuna oturup bana döndü ve elimi tuttu. “Narin’im, güzelim nasılsın?” “Mert olmasaydı daha kötü olurdum. Sakinleştirdi o beni. Seni ve bebeğimizi düşündürttü” “İyi yapmış birtanem. Sende iyi ol korkma ben yanındayım” “Ali hastaneye gitsek” dedim. Bebeğim için korkuyordum. “Gidelim sevgilim de bir şey olmadı dimi?” dedi kaşlarını çatarak. “Olmadı. Şuan iyiyim ama asansörde çok stres yaptım bebeğim için endişeleniyorum” “Tamam sevgilim gidelim içiniz rahat olsun” dedi ve hastaneye sürdü. Doktor ultrasonla baktığında “Gayet iyi bebek Narin hanım korkmanıza gerek yok” dedi doktor Asu. Güvenilir bir doktordu. Bahar’ın olayından sonra Yavuz abim doktoru iyice araştırmıştı. Uzun süredir tanıyorlarmış zaten birbirlerini Bebeğimizin dıurumunun iyi olduğunu öğrendikten sonra eve geçtik. Duş için banyoya girdiğinde kapı açıldı ve Umut Ali içeri girdi. “Gelebilir miyim?” diyerek duşakabini açtı. “Gel” dediğimde üzerini çıkarttı ve yanıma geldi. Çıplak bedenine sarıldığımda sigara kokusu dağıldı. Şampuanı eline döküp saçlarımı yıkamaya başlamıştı. Çocuk gibi öylece durmuş beni yıkamasını bekliyordum. Kendisi de yıkandığında eğilip karnımı tuttu ve öptü. Mest olup onu izlerken “Siz benim için çok değerlisiniz başınıza bir şey gelirse yaşayamam ben” dedi ve karnıma sarıldı. Elimi saçlarına götürerek “Sen bizim yanımızdayken hiç bir şey olmaz bize” dedim. Yavaşça ayağa kalkıp belimden tuttu ve boynumdan öptü. “Üşüyeceksin hadi çıkalım” dedi. Banyodan çıkıp üzerimizi giyindik. Kurutma makinasını alıp yanıma geldi ve saçlarımı kuruttu. Bebek gibi hissediyordum şuan kendimi. Ve bu durum beni çok mutlu ediyordu. Kurutma işlemi bittikten sonra alnımdan öptü. “Seni öpmeye doyamıyorum” dedi ve boynumdan öptü bir daha. Boynuma kafasını gömüp derin bir nefes çekti “Ohh mis kokuyorsun. Kokuna hastayım kadın” dedi. Belimden tutup beni ayağa kaldırdı. “Hadi bakalım şimdi yemek vakti” dedi ve kucağına alarak oturma odasına götürdü. “Sen böyle yaparsan ben hiç bir işe dokunmam ki” dedim. “Dokunma sevgilim ben yaparım hepsini sen sadece yatıp dinlen. Kendine ve bebeğimize iyi bak yeter” dedi ve koltuğa yavaşça bıraktı. Kapı çaldığında yanımdan ayrılıp kapıya baktı. Elinde pizza kutusuyla salona tekrar girdi. Güzel kokuyordu. Kutunun birisini açtığında iştahla pizzaya saldırdım. Baya acıkmıştım. Kendi pizzamı bitirip Umut Ali’nin pizzasına dadandım. Çok yemiyordu zaten eşlik etmek için yiyor gibiydi. Bana bakarken gözlerinde aşk belirmişti. Çok güzel bakıyordu. Yemeğimizi yediğimizde bir de tatlı söylemişti. Ben nasıl görmemiştim onu. “Alii en sevdiğimden” dedim kutuyu açarak. Sufle söylemişti ve ben çok seviyordum. “Biliyorum” dedi tebessüm ederek. Onu da yediğimde şişmiştim artık. Geriye yaslandığımda yemek yemekten göbeğim şişmişti. Elini karnıma koyup “Doydun mu? Bir şeyler daha sipariş edebilirim” dediğinde olumsuz anlamda kafamı salladım. “Çok yedim” dedim gülerek. Umut Ali bana iyi geliyordu. Korkularımı onunla yeniyordum. Bana güç veriyordu. Ellerimi yıkamak için lavaboya gidip gelmiştim. Umut Ali televizyondan film açmış onu izliyordu. Yanına gidip üzerine yattığımda “Karnına baskı yapmasın” dedi. “İyiyim” dedim ve boynuna burnumu gömdüm. Kollarını belime sardığında vücudunun sıcaklığıyla tüm bedenim gevşemişti. “Seni çok seviyorum Umut Ali” dedim. “Bende seni çok seviyorum güzel karım” dedi ve yanağımı öptü. --------- 🦋 -------- 🦋 ----------- Bebeğimizi gördük darısı doğumuna😄 Bundan sonra bir kaç bölümde zaman atlaması olacaktır. Finale adım adım..❤️🩹 Sizleri seviyorum. İyi okumalar. Hoşçakalın🥰❤️ |
0% |