@galaksikadin
|
Umut Ali’den Narin uyanana kadar yanında yatmıştım. Kıpırdanıp gözlerini araladığında yüzünü buruşturdu. Aniden yerinden kalkıp tuvalete koştuğunda bende peşinden gittim. ‘’Narin’im iyi misin?’’ diyerek yanına oturdum. Bahar’ın olayından dolayı çok endişeliydim. Bir şey olmasından korkuyordum. Kusması bitince şifonu çekip ayağa kalktı. Elini yüzünü yıkadığında elimi beline koydum ve destek oldum. ‘’İyi misin?’’ dedim ‘’Hıhı’’ dedi zorlukla. Yürümeye başladığında sersemledi ve kolumu tuttu. ‘’Narin’’ dedim endişeyle. ‘’İyiyim başım döndü sadece’’ Elimi beline atıp kucağıma aldım. Kafasını omzuma koyup kollarını boynuma dolamıştı. Yatağa götürüp yatırdığımda dizlerini kendine çekip cenin pozisyonunda yattı. Saçlarını okşayıp ‘’Sen yemek yedin mi?’’ dedim. ‘’Hayır’’ dedi. ‘’Sen yat ben sana yiyecek bir şeyler hazırlayayım. Yemek istediğin bir şey var mı güzelim?’’ dedim ve üzerini örttüm. ‘’Hayır’’ dedi ve gözlerini kapattı. Saçlarının üzerinden öpüp mutfağa gittim. Çorba malzemelerini hazırlayıp ocağa koydum. Olaydan sonra Yavuz’un ayarladığı korumalar kapıda bekliyordu. Faruk, Nazım’ın yanındaydı şuan. Akın ve Selim kapıda bekliyordu. Akın'ı aradığımda hemen telefonu açıp ‘’Efendim abi’’ dedi ‘’Akın pastaneye gidiyorsun bize şöyle en güzelinden çilekli pasta alıp geliyorsun. Manava da git 3-5 kilo çilek al. Marketten de çikolata al ve gel. Hesabı hallederiz gelince’’ ‘’Yok abi lafı bile olmaz hemen alıp geliyorum’’ dedi ve telefonu kapattı. Çorbayı pişirdikten sonra tabağa koydum ve odaya döndüm. ‘’Narin’im’’ dedim yanına oturarak. Uyuyordu. Tepsiyi komodine koyup alnından öperek uyandırdığımda mahur mahur yüzüme baktı. ‘’Sevgilim kalk çorbanı iç öyle uyu’’ ‘’Canım istemiyor’’ dedi mızmızlanarak. ‘’Ama yemen lazım yoksa güçsüz kalırsın. Hem doktor da yemen gerektiğini söyledi’’ ‘’Midem istemiyor’’ dedi ve diğer tarafa döndü. Elimi sırtına koyup okşadım. ‘’Meleğim’’ dedim ‘’Hııı’’ dedi. ‘’Çorbanı içersen sana bir sürprizim var’’ dedim Yüzüme bakıp ‘’Ne sürprizi?’’ dedi. ‘’Çorbanı içersen söyleyeceğim’’ ‘’Ali ya’’ dedi ve yatağa oturdu. ‘’Aferin benim küçük kızımaa’’ dedim moralini düzeltmeye çalışarak. ‘’Ben küçük müyüm?’’ dedi dudağını büzerek. Çok alıngandı ağzını yediğim. ‘’Lafın gelişi söyledim sevgilim’’ dedim ve tepsiyi kucağıma aldım. ‘’Aç bakalım ağzını’’. Çorbadan bir kaşık alıp uzattığımda ağzını açtı. Yarısına kadar yedirdiğimde kapı çaldı. ‘’Ali kim geldi?’’ dedi panikle. Elimi yanağına koyup okşadım. ‘’Sakiin ol sürpriz geldi’’ dedim. Korkuyordu hala. Tepsiyi kucağına koyup ‘’Ben gelene kadar bu çorbayı bitiriyorsun’’ dedim ve kalkıp kapıya baktım. ‘’Abi getirdim istediklerini’’ dedi ve poşeti uzattı. Cebimden çıkartıp parasını fazlaca uzattığımda ‘’Abi gerek yok’’ dedi ‘’Al şunu. Yorduk seni de’’ ‘’Abi gerçekten gerek yok’’ ‘’Akın’’ dedim uyarır bir tonda. Mahcup bir şekilde parayı alıp teşekkür etti ve gitti. Poşetlerle beraber mutfağa gittiğimde pastayı tabağa koyup, çikolatayı erittim ve boş kaseye koydum. Çilekleri de güzelce yıkayıp saplarını kopardıktan sonra odaya tekrar döndüm. ‘’Narin’im yedin mi?’’ dedim. ‘’Evet’’ dedi ve tepsiyi komodinin üzerine koydu. Yanına oturup elimdeki tepsiyi önüne koydum. '‘Aliii’’ dedi sevinerek. ‘’Ali’n sana kurban olur’’ Çilekleri çikolataya batırıp iştahla yemeye başladı. Ağzının kenarları çikolata olurken yiyişini izliyordum. Bana da uzattığında bir ısırık aldım. Pastasından da yediğinde ‘’Doydum’’ dedi ve geri yaslandı. ‘’Ohh şifa olsun benim güzel karıma’’ dediğimde gözlerinin içi gülüyordu. Çekmeceden ilaçlarını da alıp içirdiğimde yanaklarından öptüm. ‘’İstediğin bir şey var mı aldırayım’’ dedim elini tutarak. ‘’İstemiyorum teşekkür ederim’’ dedi. ‘’Sen biraz daha yat dinlen sevgilim’’ dedim ve yorganı açıp içine girmesini bekledim. ‘’Sen ne yapacaksın?’’ dedi. Saçlarını geriye alıp düzelttim ‘’Burdayım sevgilim. Telefonla görüşüp geleceğim’’ ‘’Tamam’’ dedi ve elimi tutup öptü. Eğilip alnından öptüğümde üzerini iyice örtüp odadan çıktım. Yavuz’u aradığımda açmadı. Sıkıntıyla balkona çıkıp sigara yaktığımda geri dönüş yaptı. ‘’Yavuz’’ ‘’Efendim Umut?’’ ‘’Ne yaptınız?’’ ‘’Ağzından laf almaya çalışıyoruz herifin’’ ‘’Narin’i bırakamıyorum şuan. Öldürmeyin adamı’’ ‘’Narin nasıl?’’ ‘’Daha iyi, uyuyor şuan’’ ‘’Yanında kal onun, halledeceğim ben’’ ‘’Yavuz adamı öldürme planını öğrenmeye çalış’’ ‘’Tamam kapatıyorum şimdi’’ dedi ve telefonu kapattı. Benim Ebru’yu da sıkıştırmam gerekiyordu. Derdini öğrenmem lazımdı. Narin uyanıp balkona geldiğinde yanıma oturdu ve başını omzuma yasladı. ‘’Meleğim neden uyandın?’’ ‘’Uyuyamadım’’ Kolumu omzuna atıp sarıldım. ‘’Nasılsın?’’ dedim ve başının üstünden öptüm. ‘’Dışarıya çıkalım mı? Biraz yürüyelim evde durmak istemiyorum’’ ‘’Çıkalım sevgilim’’ ‘’Tamam hazırlanıp geliyorum’’ dedi ve yavaşça kalkıp yanağımdan öpüp gitti. Kapıları kilitleyip evden çıktığımızda elimi sıkıca tuttu. Asansöre binmekten korkuyordu hala. ‘’İstersen yürüyelim’’ ‘’O kadar merdiven inemem’’ dediğinde kucağıma almak için yeltendim. Geri çekilip ‘’Hayır hayır asansöre binelim’’ dedi. ‘’Sen yanımdasın korkmuyorum’’ diyerek asansörü çağırdı. Asansör aşağıda biraz oyalanıp yukarı çıktığında Banu indi. ‘’Merhabalar. Nasılsın Umut?’’ dedi ‘’Sağol’’ dedim ve elimi Narin’in beline koydum. ‘’Geçmiş olsun Narin duydum üzüldüm’’ dedi ‘’Teşekkür ederim geçti gitti’’ dedi Narin ve asansöre bindi. Giriş katının düğmesine bastığımızda ‘’Ne bu samimiyet?’’ dedi. ‘’Nasıl olduğumuzu sordu’’ dedim. Ne diyeceğimi bilemeyerek. ‘’Neden sana?’’ dedi. ‘’Aşkım bilmiyorum sana da sordu’’ ‘’Neden kadını savunuyorsun şimdi’’ dedi duygusal bir sesle. ‘’Kadını neden savunayım birtanem banane tanımam etmem’’ ‘’Tamam Umut’’ dedi ismimi bastırarak söyleyerek. ‘’Sevgilim yapma böyle. Benim ne suçum var cevap bile vermedim’’ Asansör aşağı kata indiğinde asansörden çıktık. Kıskançlığından asansör korkusu bile gitmişti. Kapıya çıktığımızda elimi uzattım. Biraz bakıp elimi tuttuğunda parmak uçlarını öptüm. ‘’Nereye gitmek istersin?’’ dedim. ‘’Bilmiyorum sakin bir yerlere gidelim’’ dedi ‘’Lunaparka gittin mi hiç’’ dedim Söylediğine tersti ama lunaparka götürmek istemiştim. Şaşırarak gözlerime baktığında kafasını olumsuz anlamda salladı. ‘’Gidelim mi ister misin?’’ Elini karnına götürüp ‘’Zararlı olmaz mı?’’ dedi. Elimi elinin üstüne koyarak ‘’Dolanırız bakarız. Binebileceğin bir şey varsa ona bineriz’’ ‘’Olur’’ dedi. Arabaya bindiğimizde lunaparka sürdüm arabayı. Akın’a da mesaj atmıştım uzaktan takip edeceklerdi bizi. Telefonum çaldığında Ankara’da türkü barda çalıştığım mekanın sahibi arıyordu. Telefonu açıp arabaya bağladım. ‘’Selamünaleyküm Umut’’ ‘’Aleykümselam Şahin abi buyur’’ ‘’Ne var ne yok aslanım’’ ‘’Koşuşturmaca işte abi ne olsun’’ ‘’Bir sıkıntı yok inşallah’’ ‘’Bildiğin şeyler işte’’ dedim konuyu savuşturarak. ‘’Bize program teklifi geldi. Bizim çocuklar da daha yeni aklıma sen geldin’’ ‘’Ne programı?’’ ‘’Televizyon programı beraber çıkacağız. Bana birkaç soru soracaklar, gelirsen eğer sende türkü falan bir şeyler çalacaksın’’ ‘’Abi gençlerin önünü açmak lazım sizin ordakilerden birisi daha iyi çalar’’ dedim ve Narin’e baktım. ‘’Sordum onlara da ama kendilerine güvenmiyorlar. Hadi be oğlum naz etme’’ Narin’e ne yapacağım der gibi kafamı salladığımda olumlu anlamda kafasını salladı. ‘’Tamam abi ama gençlerden bir kişi daha ayarlayacaksın yanıma. Benimle beraber çıkacak’’ ‘’Tamam konuşurum. Sana günü saati detayları falan atıyorum. Yengeye selam söyle Allah’a emanet’’ dedi ve kapattı. Bildirimler gelmeye başladığında hafta sonu Ankara’da olacaktı program. ‘’Ankara’da olacakmış’’ dedim. ‘’Ne güzel Hacer teyzeyi de görürsün gitmişken’’ Kaşımı kaldırarak ‘’Sen gelmiyorsun herhalde’’ dedim. ‘’Bende mi geleceğim?’’ ‘’Seni burda yalnız bırakır mıyım?’’ dedim ve elimi bacağına koydum. ‘’Sen benim şansımsın yanımda olacaksın’’ ‘’Midem falan bulanır orada çok da uzun sürer program. Sürekli tuvalet için kalktığımda aklın bende kalacak. Ben Hacer teyzelerde kalsam olmaz mı?’’ Program umurumda değildi ama Narin yorulacaktı. Gerçekten uzun sürecekti. Sandalyede saatlerce oturacaktı. ‘’Olur tamam’’ dediğimde elimi tuttu ve gülümsedi. ‘’İş yerinden nasıl izin alacaksın?’’ dedi ‘’Narin’im ben işten çıktım’’ dediğimde şaşkınca yüzüme baktı. ‘’Neden bir şey mi oldu?’’ ‘’Hayır Yavuz’un şirketine başlıyorum’’ ‘’Neden?’’ ‘’Hep bir arada olalım daha fazla büyütelim şirketi dedi. Hakan da gelecek’’ ‘’Hakan abimde mi buraya taşınacak’’ ‘’Evet. Hatta babaanneme de bir ev tutarız yakınlarımızdan. Hamileliğinde sana da yardımcı olur’’ ‘’Bizde kalır Hacer teyze’’ ‘’Tabii ki kalabilir ama babaannem istemez. Yük olacağını düşünür’’ ‘’Olmaz ama boş odamız da var onun eşyalarını koyarız’’ ‘’Biliyorum sevgilim yük olmayacağını ama kendisini rahat hissetmez. Ayrıca o oda bebeğimizin odası’’ dedim ve elimi karnına götürdüm. Lunaparka geldiğimizde arabayı park ettim ve indik. ‘’Burası çok büyük’’ dedi etrafını izleyerek. ‘’Evet biraz’’ dedim ve elini tuttum. ‘’Ali bunlara nasıl biniyorlar ben bayılırdım herhalde’’ dedi luna 360 göstererek. ‘’Kimisi severek biniyor kimisi de arkadaş zoruyla’’ ‘’Sen hiç bindin mi?’’ ‘’Bindim’’ ‘’Gerçekten mi?’’ ‘’Hemde abinlerle bindim. Hani dedim ya kimi kendi isteğiyle biner kimi de arkadaş zoruyla. İşte ben abinlerin zoruyla bindim’’ ‘’Korktun mu peki?’’ ‘’Hayır pek etki etmedi bana ama Hakan’ı görmen lazımdı. Bizi bu salak gaza getirdi. Korkaksınız, bir aletten korkuyorsunuz, binseniz ölmezsiniz falan diyerek artistlik yaptı. İyi hadi gel binelim dedik. Neyse biz bindik buna. Yavuz, Hakan, ben yan yana sırayla oturduk. Alet çalıştı havaya doğru kalktı. Bizde tepki yok tabi. Hızlanmaya başladığında Hakan korkudan habire küfür ediyor. Kusucam nolur durdurun falan diyerek aşağıya yalvarıyor ama sesi duyulmuyor’’ ‘’Yazık yaa sonra ne oldu?’’ ‘’Zaman doldu indik hepimiz bu salak kusmaya başladı ‘Bir daha binersem tüm sülale nüfusuna geçirsin beni’ dedi. Tabi biz Yavuz’la durur muyuz. Çok dalga geçtik’’ Anlattığımı gülümseyerek dinlediğinde yanağıyla dudağının arasındaki çukuru öptüm. ‘’Gülüşünü sevdiğim. Sen hep böyle gül’’ Yanakları kızarmaya başladığında utanarak gülümsedi. Yürümeye başlayıp oyuncakların arasında dolandık. ‘’Binmek istediğin bir şey var mı?’’ ‘’Elma şekeri istiyorum’’ dedi. Gidip elma şekerini aldığımızda açıp yemeye başladı. Yemem için bana uzattığında ‘’Sen ye sevgilim’’ dedim ‘’Tadına baksaydın’’ ‘’Sevmiyorum. Seni yiyebilirim ama’’ dedim ve burnuna dokundum. ‘’Burada binebileceğim bir şey yok. Ben çok korkarım bunlardan. Çarpışan arabaya binersem de darbe falan alırım risk almayalım’’ dedi. ‘’Sinemaya gidelim mi?’’ ‘’Eveet mısır da alalım mı?’’ dedi sevinerek. Böyle iştahla bir şeyler yiyince, benden bir şeyler isteyince çok mutlu oluyordum. ‘’İstediğin her şeyi alırım sana’’ dedim ve elimi beline koyup yürümeye başladım. Komedi filminden bilet aldık. Elma şekerini daha fazla yiyemeyeceğini söyleyip atmıştı. Şeker bulaşan ellerini yıkamak için lavaboya gittiğinde bende kova mısır, çikolata, meyve suyu falan almıştım. Yanıma gelip mısır kovasını elimden aldı ve içinden bir mısır alıp ağzına attı. ‘’Sevgilim karnın ağrımaz dimi. Evde de çok tatlı yedin. Midene dokunmasın’’ ‘’Bu tuzlu’’ dedi mısır kovasını göstererek. ‘’Olsun sen yine de çok yeme’’ ‘’Çok mu yemeye başladım?’’ dedi. İşte başlıyorduk. ‘’Hayır güzelim çok yediğin için demedim. Tatlıyı çok yiyip karnını ağrıtma diye söyledim. Sen kötü olursan bende üzülürüm’’ dedim ve elimi yanağına koydum. Gözleri dolamaya başladığında ‘’Doldurma o boncuk gözlerini’’ ‘’Ben bu kadar çok yiyerek kilo da alırım’’ ‘’Al sevgilim kilo da al yemek de ye. Sen benim gözümde hep aynısın’’ ‘’He yani kilo da aldım. Tabi o kadar çok yiyorum ki yataktan kalkamaz hale gelirim’’ ‘’Kucağımda taşırım seni her yere’’ dediğimde gözünden bir damla yaş aktı. Tatlıyı çok yeme demiştim alt tarafı. Konu kiloya geldi ve şuan ağlıyor. ‘’Narin’im neden ağlıyorsun?’’ ‘’Kilo alıyorum’’ dedi ve elindeki mısır kovasını kucağıma itti. ‘’Yemeyeceğim hepsini sen ye’’ dedi trip atarak. Sinema odasına ilerlemeye başladığında derin bir nefes alıp bende peşinden gittim. Yerimize oturduğumuzda kollarını bağlayıp filmin başlamasını bekledi. Film başladığında mısırdan alıp yemesi için uzattım. Mısıra baktığında dudaklarına değdirdim. Yemekle yememek arasında gidip gelirken gözlerine bakıp kafamı yana doğru eğdim. Ağzını açıp mısırı aldığında meyve suyunu da uzattım. ‘’Yediklerinde gözüm yok. İstediğin kadar ye. İstersen kilo al. Ben seni her şeyinle seviyorum. Sağlıksız oldukları için söyledim seni düşünüyorum. Üzülme lütfen’’ dedim kısık sesle. Kafasını omzuma koyduğunda saçlarından öptüm ve mısır kovasını uzattım. Elimden aldığında tekrar filme odaklandı. ‘’Çikolata da aldım belki yersin diye’’ ‘’Hem sağlıksız çok yeme diyorsun hemde alıyorsun’’ ‘’Kıyamıyorum’’ dedim Gülümseyerek yüzüme baktığında göz kırptım. Mısırdan bana da uzattığında parmağını ısırdım bilerek. Kulağına eğilerek ‘’Tadın da güzelmiş’’ dedim ‘’Filmi izlemiyorsun ki sen’’ ‘’Sen varken filme ne hacet’’ Utanarak filme tekrar döndüğünde izlemesi için rahat bıraktım. Film bittiğinde Narin yine ağlıyordu. Elimdeki çöpleri çok kovasına atıp Narin’i karşıma alarak iki elini de tuttum. ‘’Komedi filminde seni duygulandıran neydi birtanem?’’ ‘’Görmedin mi çocuğun kedisi terk etti onu’’ dedi ağlayarak ‘’Gördüm sevgilim ama kedi evden kaçıp aile kurdu. Adam senin kadar üzülmedi bu duruma’’ ‘’Ali sen neden üzülmüyorsun’’ ‘’Üzülüyorum aşkım içerde gözümden yaş aktı ama sen görüp üzülme diye hemen sildim’’ ‘’Sahi mi?’’ dedi. Masum karım benim. ‘’Sahii’’ dedim ve göğsüme çekip sarıldım. Başının üstünden öpüp ‘’Merhametli karım’’ dedim. ‘’Yapmak istediğin bir şey var mı? Bir filme daha girelim mi?’’ ‘’Hayır yoruldum ben eve gidelim’’ dediğinde başının üstünden tekrar öpüp elinden tuttum ve arabaya doğru yürüdük. Eve geldiğimizde koluma girdi. Asansörle evin olduğu kata çıktığımızda Banu’nun evinin kapısı açıldı ve içeriden Mert çıktı. ‘’Mert?’’ ‘’Narin?’’ aynı anda birbirlerinin isimlerini söylediklerinde kaşlarımı çatarak Mert’e baktım. ‘’Senin ne işin var burada?’’ dedi Mert ‘’Ben burada oturuyorum asıl senin ne işin var?’’ dedi Narin. İçerinden Banu da geldiğinde ‘’Umut?’’ dedi. Bir sen eksiktin dedim içimden. Kafamı salladığımda ‘’Banu benim eski sevgilim konuşmak için çağırınca geldim’’ ‘’Siz tanışıyor musunuz?’’ dedi Banu, Mert’e dönerek. ‘’Narin bizim şirkete işe girmişti. Hamile olunca çıktı. Asansör bozulunca Narin vardı işte yanımda’’ ‘’AA o kız sen miydin?’’ dedi Banu gıcık bir ses tonuyla. ‘’Evet bendim. Sağolsun Mert’in sayesinde kurtuldum’’ dedi Narin. ‘’Ben bir şey yapmadım’’ dedi Mert gülümseyerek. ‘’Sağol hadi iyi akşamlar’’ dedim ve Narin’i eve doğru yönelttim. ‘’Umut birer kahve içseydik’’ dedi Banu. ‘’Kahve uykumu dağıtıyor siz için’’ dedim ve tekrar eve doğru yöneldim. ‘’Ali ayıp oluyor’’ dedi Narin kısık sesle. ‘’Gerçekten kahve içmemi istiyor musun Banu’yla’’ dedim kapıyı açarak. Sinirle gözlerime baktığında ‘’Bende öyle düşünmüştüm’’ dedim ve eve girmesi için kenara çekildim. ‘’İyi akşamlar Narin’’ diye bağırdı Mert peşimizden. Mert’e dönüp baktığımda ‘’İyi akşamlar Mert bir gün kahveye beklerim’’ dedi Narin. Ya sabır ya Allah ya sabır ya Allah. Sen sinirlerime hakim ol. Derin bir nefes çekerek eve girdim ve kapıyı kapattım. ‘’İyi akşamlar Mertmiş’’ diye söylenerek kapıyı kilitledim. Biz Banu’ya iyi akşamlar desek kıskançlıktan kıyameti kopartırdı hanımefendi. ‘’Kahve uykunu dağıtmasa içmeye gidecektin yani’’ dedi karşıma gelerek. ‘’Narin’im başımdan savmak için söyledim onu’’ ‘’Geleceğini düşündü ama. Bir gün sabah çağırır sende gidersin’’ ‘’Ben niye kahve içemeye gideyim Narin evimde kahve var benim’’ ‘’He yani Narin oldum şimdi’’ dedi gözleri dolarak. ‘’Hiç boşuna gözlerini doldurma. Bende sana sinirliyim. Yok iyi akşamlarmışmış, kahve içmeye gelsinmişmiş. Tamam yardım etti bitti. Daha uzatmaya gerek yok’’ dedim. Gözünden yaş aktığında ‘’Ya sinirli olan benim sen niye ağlıyorsun’’ dedim ‘’Ben hamileyim insanlık etmek istedim. Sende bana kızıyorsun’’ ‘’Hamileliğinin arkasına sığınma. Sen nasıl Banu beni kahveye çağırdı diye sinirlendiysen bende Mert’i çağırdın diye sinirlendim. Tanımadığın adamın evimizde ne işi var’’ ‘’Ama tanıyoruz kurtardı beni’’ dedi masum sesle. ‘’Evet seni sakinleştirdi. İyi ki yanındaydı o zaman. Ama bu kadar abartmaya gerek yok. Teşekkürümüzü ettik’’ ‘’Tamam kızma’’ diyerek parmak uçlarında yükselip boynuma sarıldı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes çektim ve kollarımı beline doladım. Geri çekilip dolu gözleriyle gözlerime bakıp ‘’Narin miyim?’’ dedi ‘’Narinsin, narin karımsın, Narin’imsin’’ dedim ve burnunun üstünden öptüm. Gözlerini kapatıp gülümsediğinde alnından öptüm ve sonra dudaklarından öptüm. Boynuna indiğimde kokusunu ciğerlerime çektim. Ensemdeki saçlarla oynamaya başladığında ‘’Ali’’ dedi boğuk sesiyle. Boynunu öperek ‘’Hı’’ dedim. ‘’Ben hamileyim ya hani şimdi’’ ‘’Ee’’ dedim boynunu öpmeye devam ederek. Söyleyeceği şeyi tahmin ediyordum. ‘’ İşte yani yeni hamileyim ya’’ ‘’Ee Narin’im?’’ ‘’Sorun olmaz mı?’’ ‘’Bir şey yapmayacağım’’ dedim elimi kazağından içeri sokarak. Tenine dokunduğumda belinden sıkıca sarıldım ve yanağından öperek geri çekildim. ‘’Hadi yatalım sen çok yoruldun’’ dedim. Duraksayıp bana baktığında ‘’Ne oldu?’’ dedim. ‘’Alındın mı?’’ dedi ‘’Narin’im saçma saçma konuşma. Gel yatalım’’ ‘’Öyle dedim diye alındın dimi’’ Sınanıyordum ama sorunsuz atlatacaktık. Duygusaldı sadece. Her şeye kendisi alınıyordu. Benim de alındığımı düşünerek bir de buna üzülüyordu. ‘’Sevgilim, benim hamile olduğumu düşün. Bebeğimiz için endişelendiğimde bana darılacak mısın?’’ dediğimde garip bir şekilde baktı. Vereceği tepkiyi şaşırmıştı şuan. Bayat balık gibi bakıyordu. ‘’Hadi yatalım artık’’ diyerek elinden tuttum ve odaya çektim. Üzerimizi değiştirip yatağa yattığımızda göğsüme yattı ve sarıldı. ‘’Seni çok seviyorum hayatımın anlamı’’ dedim ve alnını öptüm. Gülümseyerek ‘’Bende seni seviyorum’’ dedi ve boynumdan öptü. -------- 🦋 ---------- 🦋 --------- (Anlık Umut Ali ve Narin😂🤍) Ben geldiiimm❤️🔥 Anlaşılan Narin'in hamileliği epey duygusal geçecek belli😁 İnstagram da sohbet grubu kurduk katılmak isteyen benimle iletişime geçebilir. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen 💖 Hoşçakalın🫶🏻🤍 |
0% |