@galaksikadin
|
Umut Ali’nin ‘’Sevgilim’’ diyerek omzuma dokunmasıyla uyandım. Kendimi çok yıpranmış ve çaresiz hissediyordum. Kızım emmemişti. Açtı. Umut Ali’ye baktığımda ‘’Küçük bir misafirimiz var’’ dedi. Anlamayarak yüzüne baktığımda elimden tuttu ve oturmam için yardım etti. Hastane pusetinin içinde yatan bebeği alıp yanıma geldi. ‘’Yiğit’’ dedi. İsmi Yiğitti. İzel öyle olsun istemişti. Akan gözyaşımı silip elimi uzattım. Umut Ali yavaşça kucağıma verdiğinde Osman amca, Hakan abim ve babaannemi yeni fark etmiştim. En son Osman amca gitmişti. Sanırım yeni gelmişlerdi. Babaannem yanıma gelip elini omzuma koydu ‘’Kızım mecbur değilsin ama emzirmek istersin diye düşündük’’ dedi duygulanarak. Tabii ki emzirecektim. Benim kızım belki emmeyecekti ama Yiğit’in emmesini çok istiyordum. Umut Ali’ye dönerek ‘’Abim nerede?’’ dedim. ‘’En son Hakanlaydı ama sonra ayrılmışlar gelir sonra merak etme’’ dedi. ‘’Babaanne Yiğit’i emzirmek istiyorum’’ dediğimde Osman amcam ve Hakan abim dışarı çıktı. Babaannem Yiğit’in göğsümü tutması için yardım ettiğinde kolaylıkla tuttu. Keşke böyle olmasaydı. Yiğit için elimden geleninde fazlasını yapacaktım fakat keşke annesiyle büyüseydi. Umut Ali başımda durmuş bizi izlerken kafamı kaldırıp gözlerine baktım. ‘’Ali’’ ‘’Söyle güzelim’’ dedi ve saçımı kulağımın arkasına koydu. ‘’Eğer abimde kabul ederse Yiğit’i ben emzireyim mi?’’ dedim. Yanağımdaki yaşı silerek ‘’Tabii ki kabul eder. Gerekirse bir süre bizde kalırlar’’ dedi. Emerek uyuyakaldığında omzuma yaslayıp gazını çıkarttım ve göğsüme yatırdım. Ben ne kadar çabalasam da annesizliği hep hissedecekti biliyordum. Kapı çaldığında içeri Yavuz abim girdi. Kapıda bir süre beklediğinde ‘’Abi’’ dedim. Darmadağın olmuştu. Yanımıza geldiğinde Yiğit’e baktı. ‘’Emerek uyuyakaldı’’ dediğimde gözünden akan yaşı sildi ve arkasına döndü. Umut Ali abimi desteklemek için elini omzuna koyduğunda ‘’Almayacak mısın?’’ dedim. İkisinin de birbirine ihtiyacı vardı şuan. Kendini toparlayıp yanıma oturduğunda elimi tuttu. ‘’Narin’’ ‘’Abi’’ dedim kafamı yana eğip. ‘’Oğlum size emanet’’ dedi Umut Ali’ye de bakarak. ‘’Abi hayır. Onun sana da ihtiyacı var’’ ‘’Narin. Ben yapamam. Tek başıma bu imkansız’’ ‘’Biz varız yanında tek değilsin’’ ‘’Benim hayatım bitti. Bir kadına hiç bu kadar bağlanmamıştım. Hayatım söndü. Bebeğe bu kötülüğü yapamam’’ dedi. Her bir cümlesinde gözyaşları tek tek akıyordu. ‘’Eminim siz ona benden daha iyi bakacaksınız. Ben arada sırada gelirim yanına’’ dedi ve ayağa kalktı. ‘’Abi hayır yapma’’ dediğimde Yiğit’e eğilerek boynundan kokladı ve kapıya doğru yürüdü. ‘’Abi gitme’’ dedim yalvararak. Abim dinlemeden odadan çıktığında Yiğit ağlamaya başlamıştı. Küçücük çocuk yeni doğduğunda iki kere terkedilmişti. Yiğit ağlıyordu ben ağlıyordum. Umut Ali, Yiğit’i kucağına aldı ve sakinleştirdi. Ali’nin kucağında uyuyakaldığında yerine yatırdı. Yanıma oturduğunda kollarımı boynuna doladım ve ‘’O bunları hak etmiyor’’ dedim Saçlarımı okşayarak ‘’Biliyorum güzelim biliyorum’’ dedi ‘’O daha çok küçük’’ ‘’Biz yanında olacağız. Artık Yiğitte bizim oğlumuz’’ dediğinde babaannem hıçkırarak ağlamaya başladı. Umut Ali’nin soğukkanlılığını seviyordum. Ortama en uygun cevapları verip çözüm üretiyordu. Hemşirelerden birisi kapıyı çalıp içeri girdiğinde Umut Ali’den ayrıldım. ‘’Narin hanım kızınız için bir daha emzirmeyi deneyelim isterseniz’’ dediğinde sevinmiştim. Kızımın da emmesini istiyordum. ‘’Olur gidelim’’ dedim ve Umut Ali’nin yardımıyla yerimden kalktım. Koluna girip gidecekken Yiğit’in üzerine battaniye örttüm ve yoğun bakıma gittim. İçeri girip kızımı kucağıma verdiklerinde dünyalar benim olmuştu. Yoğun bakımın içerisinde ayrı bir oda vardı oraya girip emzirmeyi deniyordum. Hemşirenin zorlamasıyla ve kızımın ağlamalarıyla epey uğraşmıştık. Sonunda tutmuştu göğsümü ve şuan emiyordu. Şükürler olsun.. Kızımın emmesiyle büyük bir rahatlama gelmişti. Gözümden akan yaşı sildiğimde kapı açıldı. Umut Ali girmişti. ‘’Beyefendi buraya giremezsiniz yasak’’ dediğinde peşinden Asu hanım girdi. ‘’Biliyorum Cansu ben izin verdim. Sen çıkabilirsin’’ dediğinde Umut Ali yanıma oturdu. ‘’Bak dedim sana emecek diye’’ dedi. Kafamı olumlu anlamda salladığımda ‘’Hayırlı olsun Narin hanım’’ dedi doktor. ‘’Teşekkür ederim’’ dediğimde Umut Ali kızımızı izliyordu. Elini sırtına koyduğunda kızım kıpırdandı. Umut Ali hemen elini çektiğinde kızım ağlamaya başladı. ‘’Babasını hissetti’’ dedim tebessüm ederek. Kafasını kaldırdığında gözlerime baktı. Onunda gözleri dolmuştu. ‘’Ben birazdan geleceğim yanınıza siz biraz vakit geçirin’’ dedi tebessüm ederek ve odadan çıktı. Kızım doyduğunda geri çekildi. ‘’Almak ister misin?’’ dedim ‘’Ama çok küçük bir yerini incitirim’’ Yiğit kızıma göre birazcık topluydu. Ay olarak da büyüktü zaten. ‘’Seni hissetsin’’ dediğimde yavaşça kucağına verdim. İsim olarak çok kararsızdık. Bir ara Umut Ali’nin kız kardeşinin ismini koymayı düşünmüştük ama sonra vazgeçtik. Hala zamanımız var diye de acele etmemiştik. Umut Ali boynundan kokladığında dudaklarını büzdü. ‘’Annesi gibi duygusal olacak kızımda’’ diyerek tebessüm etti Umut Ali. ‘’Nazlı kızım benim. Mis kokulum’’ diyerek elini yanağına götürdü. ‘’Annesi Narin, kızı Nazlı’’ dediğinde başımı omzuna yasladım. ‘’Hoşgeldin Nazlı Kara’’ dedim. Nazlı mırıldanır gibi sesler çıkarttığında Asu hanım geldi yanımıza. Yanında bir doktor daha vardı. ‘’Narincim, doktor hanım küçük kızımızın ve küçük oğlumuzun doktoru Elif Atay. Sizlere bilgi vermek için geldi hem de tanışmış olun’’ Yerimden kalkıp Elif hanıma elimi uzattığımda tebessüm ederek elimi sıktı. ‘’Hayırlı olsun Narin hanım. Ayrıca başınız sağolsun çok üzüldüm’’ ‘’Teşekkür ederim sağolun’’ ‘’Oturun lütfen’’ dediğinde Umut Ali’nin yanına oturdum tekrardan. ‘’Narin hanım kızınız gerçekten çok güçlü maşallah. Durumu iyi merak etmeyin. Tüm testlerini yaptık herhangi bir sorun yok’’ dediğinde ellerimle oynamaya başladım. Elif hanım eve çıktığımızda ne yapmam gerektiğini anlattığında dikkatlice dinledim. ‘’2 gün daha gözetim altında tutacağız. Bu süre zarfında sizin gelip emzirmeniz gerekiyor’’ dedi. ‘’Elif hanım biliyorsunuz ki yengem vefat etti. Onun oğlunu da emziriyorum bir sakıncası olur mu?’’ dedim korkarak. Bir sorun olmamasını istiyordum. Yiğit’in de anne sütünden mahrum kalmamasını istiyordum. ‘’Hayır Nain hanım hiçbir sorun olmaz’’ dedi tebessüm ederek. Çok sevinmiştim gerçekten bu duruma. ‘’Yiğit’i ne zaman çıkartabiliriz?’’ dedi Umut Ali. ‘’Yiğit’te sizinle beraber taburcu olabilir. Onunda maşallahı var’’ dediğinde sevinçle gözlerim dolmuştu. Hemşirelerden birisi odaya geldiğinde ‘’Asu hanım bebeğin ilaçlarını vermemiz gerekiyor’’ dediğinde Asu hanım onayladı ve hemşire Umut Ali’nin kucağından Nazlı’yı aldı. Doktorlarla biraz daha konuştuktan sonra Asu hanım yarın sabah taburcu olabileceğimi söylemişti. Umut Ali’yle beraber odaya girdiğimizde Yiğit ağlıyordu. Babaannem onu susturmak için kucağına almıştı ama pek fayda ettiğini sanmıyordum. Yanına ilerleyip Yiğit’i kucağıma aldığımda acıktığını anladım. Sedyeye oturup Umut Ali’nin yardımıyla rahat bir pozisyon aldığımda sol göğsümü verdim. Hemen tutup emmeye başladığında derin bir nefes verdim. İştahlı bir bebekti ve bu beni mutlu ediyordu. Doktor ikisini de emzirmemde sorun olmadığını söylediğinde sol göğsümü Yiğit’in emmesini, sağ göğsümü ise Nazlı’nın emmesi gerektiğini plandım. Böylelikle ikisinin hakkının birbirine geçmeyeceğini düşünmüştüm. Kalbim sol göğsümün altında olduğu için Yiğit’in daha çok hissetmesini, bağ kurmasını istemiştim. Yiğit emerek uyuduğunda gazını çıkarttım ve Umut Ali’ye verdim. Alışıyordu artık bebek tutmaya. Kapı tıklatılarak odaya Hakan abim girdiğinde üzerimi toparladım. Yiğit’i kucağına alıp kanepeye oturduğunda biraz yüzünü inceledi. ‘’İkisinin kopyası’’ dedi Hakan abim ve pusete yatırdı. ‘’Ne zaman çıkacaksınız?’’ dedi Umut Ali’ye dönerek. ‘’Narin ve Yiğit yarın sabah çıkıyor. Kızım ertesi gün çıkacak’’ ‘’Durumları nasıl?’’ ‘’Hepsi iyi’’ ‘’Yarın cenaze defnedilecek’’ ‘’Narin’leri eve bırakır oradan gelirim yanınıza’’ ‘’Yavuz abim nerede?’’ dedim araya girerek. ‘’Odasında. Çıkmıyor dışarı’’ dedi Hakan abim. ‘’Yiğit’i görmeye gelmeyecek mi?’’ ‘’Konuşmuyor benimle bir şey demiyor ne yaptığını da anlamadım’’ ‘’Bize emanet ettiğini söyledi. Bakamayacağını söyledi’’ ‘’Saçma saçma konuşmasın olur mu öyle şey. Annesi yok evet ama babasından ayrı büyümesin’’ dediğinde gözümden tekrar yaş aktı. ‘’Yavuz’a biraz zaman tanısak iyi olur eninde sonunda gelecek. Oğlu o bırakmaz’’ dedi Umut Ali. ‘’Umarım öyledir’’ dedi Hakan abim inanmayarak. ‘’Hadi babaanne sende Hakan’la git. Biz sabah eve geçeceğiz zaten. İster bizde kal ister sabah alayım seni’’ dedi Umut Ali. ‘’İyi tamam bende bir Bahar’lara gideyim o zaman’’ dediğinde Hakan abimle de vedalaştık ve gittiler. Kafamı yastığa koyduğumda Yiğit huzursuzlanmıştı. Umut Ali yanımıza gelip Yiğit’i bana verdiğinde bez istedim. Hakan abim bebeklerin çantalarını getirmişti. Yiğit’in altını değiştirdikten sonra pusetine yatırdım. Boncuk gibi gözleri vardı. Biraz tavanı izledikten sonra uyuyakaldığında bende yerime tekrar yattım. Umut Ali başıma gelerek saçlarımdan okşadı ve alnımı öptü. “Uyu sevgilim ben yanınızdayım” dedi. Yorgunlukla gözlerimi kapattığımda hemen uykuya daldım. Gece bir kaç kere uyanıp Yiğit’i ve Nazlı’yı emzirmiştim. Şuan taburcu oluyordum. Umut Ali çıkış işlemlerini halletmek için gitmişti. Bende Yiğit’i hazırlıyordum. Odaya Umut Ali geldiğinde Yiğit’i pusete yatırdım. “Hayatım hazır mısın?” dedi yanıma gelerek. “Ali” dedim duygulu bir sesle ve ayağa kalkıp karşısına geçtim. Ellerini yanaklarıma koyarak “Biliyorum kızımız gelmiyor diye üzülüyorsun ama o iyi. Yarın gelip alacağız” diyerek sarıldı. “Yine de onunla beraber gitmek istiyorum eve” “Nazlımız bugünlük yok ama bak küçük misafirimiz var” “Cenazeye bende geleyim mi?” “Evde kalsan daha iyi olur. Hem sen toparlanmadın hemde Yiğit’in sana ihtiyacı var” Olumlu anlamda kafamı salladığımda başımın üzerinden öptü. “Hadi sevgilim çıkalım” diyerek elimi tuttu ve diğer eliyle de puseti aldı. Arabaya bindiğimizde arka koltuğa oturup puseti tuttum. Yol boyunca Umut Ali sürekli telefonla konuşmuştu. “Babaannem bizdeymiş yanında kalacak senin” “Gitmeyecek mi cenazeye?” “Sen tek kalma diye gelmiyor” dediğinde cevap vermedim. Eve girdiğimizde yavaşça içeri girdim. Nazlı’nın odasına bir beşik daha konulmuştu. Ali’nin işiydi bu. Pusetle odaya gelerek “Dün ayarladım. Bahar da gidip bir kaç kıyafet aldı ama biz sonra yine gideriz alışverişe” Yiğit’i kucağıma alıp beşiğe yatırdım. “Seni çok seviyorum” diyerek Umut Ali’ye sarıldım. “İyi ki varsın” dedim “Sende iyi ki varsın güzelim” diyerek kollarını omuzlarıma sardı. “Ben bir duş alayım çıkacağım sonra” diyerek ayrıldığında “Bende geleyim mi?” dedim. “Güzelim konuştuk ama bunu” “He yok oraya değil duşa geleyim mi? Üzerimdeki yorgunluğu atmak istiyorum” “Tamam gel” diyerek alnımdan öptü ve banyoya gitti. Babaannemin yanına giderek duşa gireceğimi söyledim. Sezaryen dikişlerim vardı bu yüzden tek yıkanmamam daha doğru olurdu. Umut Ali’ye de kıyafet alıp banyoya gittim ve kapıyı kilitledim. Üzerimi çıkartıp karnıma hastanede verdikleri su geçirmez banttan yapıştırdım ve yanına girdim. Suyun vücudumdan akmasıyla rahatlamıştım. Umut Ali beni yıkadıktan sonra kendisi de yıkandı ve çıkıp üzerimizi giydik. Saçlarımı da kurutup örmüştüm. Mutfağa gittiğimizde babaannem sofra hazırlamıştı. Oturup yemeğimizi yerken “Babaanne istersen sende git” dedim. “Yok kızım seni yalnız bırakmayayım” “Bir şey olmaz ki. Akın aşağıda değil mi zaten?” diyerek Umut Ali’ye döndüm. “Aşağıda bekliyor” dedi Umut Ali. “Bir şey olursa haber veririm ona. Bir de şey diyorum acaba cenazeden sonra Mevlüt mü okutsak. Hem bebekler için hemde İzel için” “Olur kızım iyi düşünmüşsün ama burası site bizim orada yapalım bahçeye de masa koyarız yemek dağıtırız” “Olur babaanne ben ayarlarım her şeyi” dedi Umut Ali. Yemeğimizi yedikten sonra babaannem ve Umut Ali cenazeye gitmişlerdi ben ise Yiğit’i bizim yatağa yatırıp yanına uzandım. Umut Ali’den Cenaze arabasıyla beraber mezarlığa geldiğimizde tabutu omzumuza aldık. Yavuz en önde tutuyordu tabutu. Ben Yavuz’u hiç bu kadar perişan görmemiştim. Saçı sakalı birbirine karışmış, üstü başı dağılmış, eli yüzü çökmüş bir vaziyetteydi. Açılan boş mezarlığa geldiğimizde Yavuzla beraber aşağı indik. Hakan ve bir kaç kişi İzel’in cansız bedenini bize bıraktığında yavaşça yerine koyduk. Yavuz baş kısmından tuttmuştu bende ayak kısmından. Hakan’ın yardımıyla mezardan çıktığımda Yavuz İzel ile birlikte mezarın içerisinde kaldı. “Yavuz hadi kardeşim” dedim elimi uzatarak. Duymuyordu kimseyi sarılmış ağlıyordu sadece. “Neden İzel neden yaptın bunu?” diyerek sallanıyordu. Yavuz’u zar zor ikna edip yukarı çektiğimizde ilk toprağı bağırarak üzerine attı. “Karanlıktan korkar o” dedi yere oturarak. İçimiz yanıyordu. Yavuz’un feryatlarıyla içimiz daha çok yanmıştı. Cenazeyi göndükten sonra hoca başında dua etti ve çoğu misafir dağıldı. Yavuz toprağa sarılarak beklediğinde Hakan elini omzuna koydu. “Gidin” dedi Yavuz net bir şekilde. “Abi yapma böyle gel Yiğit’in yanına gidelim” dedi Hakan. Ben kenarda onları izliyordum. “Gelmiyorum gidin” “Abi” “Hakan siktir git şurdan” diyerek bağırdığında Hakan’ın omzuna vurdum ve kafamla hadi dedim. Yavuz’u orada bırakıp arabaların yanına gittik. Adamları yanındaydı zaten. “Bahar’ı al babaannemlere gel. Hem çocuklar için hemde İzel için Mevlüt verilecek. Bende Narin’le Yiğit’i alıp geleceğim” “Tamam” dedi ve arabasına bindi. Bende arabama binip yola koyulduğumda Narin’i aradım. “Sevgilim napıyorsun?” “Yiğit’i emziriyorum sen napıyorsun?” “Geliyorum sizi almaya” “Tamam hazırız zaten” “Tamam canım bir şey istiyor musun?” “Hayır” “Görüşürüz” diyerek telefonu kapattım ve eve hızla sürdüm. Eve geldiğimde Narin hazırlanmış oturma odasında bekliyordu. Yiğit’in yanına gittiğimde pusetinde yatmış uyuyordu. “Güzelim çıkalım mı?” “Olur” diyerek kapıya yöneldiğinde bende puseti alıp çıktım. Arabaya en kısa zamanda çocuk koltuğu yaptırmam gerekiyordu. Babaannemlerin evine sürdüğümde kalabalık gelmeye başlamıştı. Bende mevlüt için pide ve ayran sipariş etmiştim. Narin’i eve soktuğumda misafirleri karşıladım. Narin’den Babaannemlere geldiğimde misafirler gelmişti. Yiğit huzursuzlanmaya başladığında kucağıma aldım. Emzirmek için babaannemin odasına girdiğimde bir kaç kadın babaannemin odasında oturmuş sohbet ediyordu. Köşeye geçerek üzerime emzirme örtüsünü örtüp Yiğit’i emzirdim. “Kızım niye sen emziriyorsun senin çocuğuna yazık” dedi bir kadın. “Asıl çocuğa yazık değil mi?” diyerek odaya girdi Bahar. “Kendi çocuğunun rızkını başkasının çocuğuna veriyor” dedi kadın. “Yiğit’te benim oğlum” dedim net bir tavırla. Kadınla Bahar laf dalaşına girdiklerinde Bahar’ı susması için uyardım. Bahar yanıma oturup Ateş’i emzirdiğinde “Narin istersen Yiğit’e ben bakayım. Sen kızınla ilgilen” dedi. Düşünceli davranmıştı evet fakat ben Yiğit’i oğlum bilmiştim artık. “Sağol alıştık ben. Hem babaannem de yardım ediyor zaten” “Her zaman yanındayım ne zaman ihtiyacın olursa” dediğinde minnetle gözlerine baktım. Hoca kuran okumaya başladığında herkes sessizleşip dinlemeye başlamıştı. --------- 🦋 ------ 🦋 ---------- Hoşgeldin Nazlı ve Yiğit🤍 Yorum yapmayı, oy vermeyi ve takip edip destek olmayı unutmayın lütfen 🙏🏻 🩷 İyi okumalar. Hoşçakalın💜 |
0% |