Yeni Üyelik
22.
Bölüm

22. Bölüm - Yakınlaşma

@galaksikadin

Gözlerimi açtığımda Umut Ali sırtımdan sarılmış uyuyordu. Benimle ilgilenmekten doğru düzgün uyuyamamıştı bile. Şuan o kadar terliydim ki. Serum terletmişti sanırım.

Yavaşça yataktan kalkıp kıyafetlerimi alarak banyoya gittim.

Duş alıp hazırlandım ve odaya tekrar döndüğümde telefondan saate baktım sabah olmuştu.

Çok acıkmıştım. Bu yüzden Umut Ali’yi uyandıracaktım.

Yatağa oturup yanağını öptüm. “Ali” dedim.

Gözlerini ovalayarak açmaya çalıştı.

Beni görünce yatakta doğrulup “Narin’im bir şey mi oldu?”

“Acıktım” dedim

“Sonunda be sonunda” diyerek sevindi ve yataktan kalktı.

“Duş alayım çıkalım” diyerek kıyafetlerini alıp banyoya gitti. Çıkmasını beklerken bende son hazırlıklarımı yaptım.

Hazır olduğumuzda dışarı çıkıp arabaya bindik.

“Nasıl hissediyorsun?” dedi.

“Daha iyiyim kendime geldim. Teşekkür ederim seni de çok yordum”

“Narin o nasıl laf öyle. Kızıyorum ama”

Hastalandığımda kimseye yük olmamak için ayakta durmaya çalışırdım. Herkese yük olduğumu düşünürdüm hep. Bu yüzden kendimi mahcup hissediyordum.

“Kendine zaman bile ayıramadın”

“Narin’im benim tüm zamanım, bütün uğraşım, her şeyim sensin. Sen benim için çok kıymetlisin. Böyle şeyler düşünüp üzme kendini.” dedi ve elimi tutup öptü.

Bu adama her defasında aşık oluyordum. Tüm kötü günleri unutturmaya çalışıyordu. O kadar merhametli o kadar sevgi doluydu ki kendimi ona karşı durduramıyordum.

Minnetle gözlerine bakıp uzanıp yanağını öptüm. “Olmadı bu öpücük” dedi. Bu sefer uzunca öptüm. Memnun bir şekilde sırıtarak yüzüme baktı.

Kahvaltı yapacağımız yere gelip boş masalardan birine oturduk.

“İyisin dimi, miden falan bulanmıyor”

“İyiyim merak etme. Acıktım sadece”

“Senden bunu duymak çok güzel” dedi ve güldü.

Garson siparişlerimizi getirdiğinde yemeye başladık. Sohbet ederek ve gülerek kahvaltımızı yapmıştık.

Kahve içerek sohbetimize devam ediyorduk ki Yavuz aradı.

“Efendim?” diyerek telefonu açtı.

“İyi iyi toparlandı. Biz mağazaya geçeceğiz sende gelirsin oraya”

“Tamam sağol” dedi ve kapattı.

 

“Yavrum Yavuz da gelecekmiş biraz işlerimiz var. Sen mağazada dolansan biraz biz de bi konuşsak olur mu?”

“Olur olur. Hadi kalkalım” dedim ve yerimden kalktım.

Hesabı ödeyip mağazaya gittik. Ev eşyası bakmaya devam ederken Yavuz geldi.

“Nasılsın Narin?”

“İyiyim teşekkür ederim siz nasılsınız?” dedim resmiyetle.

“Sağol iyiyim de ne bu resmiyet Allah aşkına”

Umut Ali’ye baktığımda konuşmamızı dinliyordu sadece.

Belimden tutup “Güzelim biz şu karşıdaki kafede olacağız ne istersen al sen. Bir şey olursa da ara beni” dedi ve başımın üstünden öperek gitti.

Onlar gittiğinde doya doya alışveriş yapmıştım. Ev alışverişini kıyafet alışverişinden daha çok seviyordum. Mobilyaları ilk gün seçtiğimiz için şuan sadece küçük şeyler alıyorduk.

2 saatin ardından Umut Ali yanıma geldi.

“Ne yaptın?”

“Biraz fazla aldım sanki” dedim ve poşetleri gösterdim. Gerçekten de çok almıştım.

“Yeni ev diziyoruz aşkım illaki alacaksın. Hatta az bile almışsın.” dedi ve poşetleri aldı.

Ev yeni olduğu için temizdi. Umut Ali, dün ev temizliği için bir kadın ayarladığını söylediğinde sevinmiştim. Bende yine temizleyecektim fakat yine de beni büyük bir yükten kurtarmıştı.

Mobilyaların geldiğini haber vermek için aradıklarında eve yaklaşmıştık. Acele olduğunu belirttiğimiz için eşyalar çok erken gelmişti.

Ustalar eşyaları kurarken bende temizliğini yapıp eşyaları tam yerlerine yerleştiriyordum.

“Narin yorma kendini iyileşmedin hala”

“Tamam yavaş yavaş yapacağım sen merak etme” dedim ve işime döndüm. Saatlerce ev ile uğraşmıştık.

Mobilya kurma işlemi bittiğinde ustalar gitmişti. Bizde gece yarısına kadar evi yerleştirmeyle uğraşmıştık.

Geç saat olduğu için otele döndük ve duş alıp uyuduk.

2 gün boyunca ev için uğraşmıştık. Sonunda bitirdiğimizde içimde öyle bir sevinç ve heyecan vardı ki yerimde duramıyordum.

Burası benim evimdi. Bana aitti.

Gözlerim dolu dolu evi incelerken Umut Ali gelip arkamdan sarıldı. Kafasını omzuma koydu ve “Ellerine sağlık” dedi.

“Burası bizim evimiz” dedim gözümden bir damla yaş akarken.

“Evet bizim evimiz. O kadar güzel oldu ki. Ellerinin değdiği yer güzelleşiyor” dedi ve elimi tutup öptü.

Otelden çıkışımızı vermiştik bugün evimizde kalacaktık. Yarın kıyafet alışverişi de yapıp Ankara’ya dönecektik.

Arkamı dönerek kollarımı boynuna doladım. “İyi ki varsın Ali. Beni o kadar mutlu ediyorsun ki” dedim.

Dudaklarını dudaklarıma kapatıp iştahla öpmeye başladı. Karşılık verirken bir eli çıplak tenime dokunuyordu. Geri çekildiğinde bu sefer ben dudaklarını öpmeye başladım.

Dudaklarından zorla koparak “Ali benden kaçma” dedim.

Heyecanlandığım için nefes nefese kalmıştım.

Üzerindeki tişörtü çıkarttığımda elimi vücudunda gezdirdim.

“Narin’im” dediğinde cümlesini bitirmeden “Ali seni istiyorum” dedim.

Seslice yutkunup elini belimde gezdirdi. Tişörtümün eteklerini tutup üzerimdekini çıkarttı. Yatak odasında olduğumuz için biraz daha rahattık.

İlk deneyimlerimi evimde yaşayacaktım. Çok mutluydum ve biraz da korkuyordum.

Kucağına alıp yatağa yatırdığında sırtımın soğuğa değmesiyle içim ürperdi.

Eli yanağımı okşarken “Çok güzelsin” dedi.

Karşısında sütyenle duruyordum ve bu çok utanç vericiydi.

Üzerime eğilip dudaklarımı öperek “Kızardın” dedi.

“Evet çünkü çok sıcak” dediğimde gamzesini göstererek güldü.

“Eyvah ben bunu dışımdan mı söyledim” diyerek panik oldum.

“Evet bunu da dışından söyledin” dediğinde iyice rezil olmuştum.

“Sana dokunmama izin veriyor musun?” dedi. Kafamı olumlu anlamda salladığımda biraz düşündü ve sonra dudaklarıma kapandı.

İçim kıpır kıpır olurken elleri sırtımda ve göbeğimde dolaşıyordu. Sadece öpüyor ve sırtıma dokunuyordu ileri gitmiyordu. Bacak aramdaki sızlamayla kendimi sıktım.

“Ali”

“Sevgilim”

“Bana dokunmana izin veriyorum” dediğimde gözlerime baktı ve ardından boynumu öpmeye başladı.

Ellerim saçlarında gezinirken yavaş yavaş göğsüme iniyordu. Göğsümün açık olan bölümlerini öperken derin derin nefes almaya başladım. Kendimi ona teslim etmek onun olmak istiyordum fakat içimde bir şey beni korkutuyordu. Göğsüm hızla inip kalkarken “Korkma ileri gitmeyeceğim. İstersen durabilirim”

“Hayır devam et” dedim ve nefesimi düzene sokmaya çalıştım.

“İstediğin her an dur diyebilirsin tamam mı” dedi ve tekrar öpmeye başladı. Bir eli belimden göğsüme çıktığında kalbim duracak gibi olmuştu.

Öperek karın bölgeme indiğinde biraz huylandırdı ve tekrar dudaklarımı öptü.

Sütyenimin kopçasını rahat açması için kendimi kaldırdığımda vücuduna çarptım.

Çarpma etkisiyle dudaklarından bir hırıltı çıktı.

Gözlerime bakıp izin almaya çalıştı.

Kendime çekerek dudaklarını öpmeye başladım. Acemi öpüşlerime profesyonelce karşılık veriyordu.

Sütyenimi çıkartarak kenara koydu. Bir eli karnımdan yavaşça yukarı çıkarken diğer eliyle yataktan destek alıyordu.

Dokunuşlarıyla karnımı içime çektim. Boynumdan göğsüme öpüşleriyle kendi yol haritasını çizerken havalarda uçuyor gibiydim. Kokusu ciğerlerime işlerken kolunu tuttum. Bir kaç saniye durup tekrar devam etti.

“Çok güzelsin” diye fısıldadı ve göğsümün üstünü öptü. Bir eliyle göğsüme dokunurken diğer yandan da göğsümü öpüyordu.

Ağzımdan ufak bir inilti koptuğunda ağzımı elimle kapattım.

Elimden tutup geri çekti “Rahat ol” dedi ve devam etti.

Göğüslerimde vakit geçirirken bir eli bacağıma indi.

“Narin’im aklımı başımdan alıyorsun” dedi ve dudaklarımdan öperek kendini yatağa bıraktı.

“Ne oldu?” dedim. Bir anda durunca kendimi yine kötü hissetmiştim.

“Durduramıyorum Narin kendimi. İstemediğin bir şey yapacağım diye o kadar çok dizginliyorum ki kendimi”

Çıplak göğsüne sarılıp kaslarıyla oynamaya başladım. Baklavaları olan birisi değildi fakat kasları oldukça yerindeydi.

“Seni kötü mü etkiliyorum” dedim parmağımı göğsünde bir aşağı bir yukarı hareket ettirerek.

Kafasını geriye atıp “Hayır bana o kadar iyi geliyorsun ki”

“Ben seni çok istiyorum fakat korkuyorum da. Aklıma yaşadığım olaylar gelecek diye korkuyorum”

“Biliyorum güzelim bu yüzden kendimi durdurmaya çalışıyorum. Seni istemediğim için değil, aksine seni çok istediğim için yapıyorum bunu”

Yerinden kalkıp beni altına altı ve yan durup tek kolunun üstünde durdu.

Diğer eliyle saçımı kulağımın arkasına koyarak parmağını dudaklarımdan başlayarak boynuma, göğsüme ve karnımda gezdirdi.

“Kokun aklımı başımdan alıyor. Teninde benliğimi yitiriyorum. Sen oluyorum sadece. Seninle olmayı çok istiyorum buna emin ol. Asla seni istemediğimi, bedenini sevmediğimi düşünme. Ne olursa olsun önceliğim iyiliğin olacak. Bunu daha öncede anlattım sana. Tek dokunduğum beden senin bedenin. Vücuduma tek dokunan kişi sensin ve bu hep böyle kalacak” diyerek iki göğsümün tam ortasını kokumu içine çekerek öptü.

“Ölüyorum sana kadınım”

Geceyi sakin geçirmiştik. Duş aldıktan sonra yorgunluğumuz kendini belli ettiği için sarılıp uyumuştuk.

 

Sabah kıyafet alışverişini de yaptığımızda Umut Ali eşyalarla beni eve bırakıp Yavuz’un yanına gitmişti.

Bir şeyler olduğunu düşünüyordum ama Ali’ye de güveniyordum. Belki arkadaşını özlemiştir vakit geçiriyorlardır falan.

Kıyafetleri tek tek yıkayıp kurutma makinasında kuruttum ve ütüleyerek dolaplara yerleştirdim. O kadar çok vaktimi almıştı ki kapı çaldığında ancak kendime gelebildim.

“Hoşgeldin” dedim gülümseyerek.

“Hoşbuldum sevgilim” dedi ve eve girip dudaklarımdan öptü.

“Yorulmuşsundur yemek aldım bize hadi git ellerini yıka gel” dedi ve mutfağa gidip yemek masasına yiyecekleri yerleştirdi. Ellerimi yıkayıp yanına gittiğimde sandalyeye oturmuş salatanın üstüne limon sıkıyordu. Arkasına geçip kollarımı boynuna sardım. Kolumdan öpüp limonu sıkmaya devam etti.

Yanağına uzunca bir öpücük kondurup “Seni çok özledim” dedim. Limonu bırakıp elini sildi. Kolumdan tutup yanına çekti ve kucağına oturttu.

Yüzümün önündeki saçları geriye alarak “Bende seni çok özledim meleğim. Ben işe başlayınca ne yapacağım seni görmeden”

“Bende gelirim seninle işe” dedim ve güldüm.

“Olur odamda sana da bir yer ayırırız gözümün önünde oturursun”

“Ali”

“Söyle birtanem”

“Bende işe gireceğim”

“Gir güzelim”

Hiç düşünmemişti bile direkt kabul etmişti. Ben akşama kadar belki kabul etmez diyerek kafamda bin bir türlü senaryo üretmiştim.

“Nasıl gir?”

“Ne yapmak istiyorsan onu yap. İster evde kal, ister işe git, istersen çalıştığın işi beğenme çık diğerine gir, onu da beğenme 2 gün çalış istifanı ver hiç birinin önemi yok. Senin içinde bir şey kalmadan istediğini yaşamanı istiyorum”

“Gerçekten ne yaptığımın bir önemi yok mu?”

“Senin her yaptığın benim için çok önemli. Kararlarını kendin verebilecek yaştasın seni yönlendiremem sadece destek olabilirim. Ama fikrimi sorarsan çalışma derim”

“Neden?” dedim cümlesini bitirmesine izin vermeden.

“Dershaneye yazıl. Ders çalış ve istediğin bölümü oku”

Gözlerim yavaş yavaş dolmaya başlarken boynuna sarıldım “Teşekkür ederim, teşekkür ederim, teşekkür ederim. İyi ki varsın” dedim ve yanaklarına sayısız öpücükler kondurmaya başladım.

Gamzesini göstererek gülümsediğinde oradaki çukurdan da öptüm.

Aklıma gelen şeyle durdum “Ama çok masraf yaptık. Biraz çalışayım sonra okumaya bakarım”

“Bak sevgilim seninle bir anlaşma yapalım. Evin tüm masrafı bende olacak. Sen çalışsan da çalışmasan da. Gerisini beraber hallederiz”

Gerçek bir anlaşma beklerken söylediği şeyle gülümsedim.

“Hem çalışıp hem okusam olmaz mı?”

“Kendini yormanı istemiyorum. Sınava odaklanmanı istiyorum.”

“Ama sana da yardım etmek istiyorum. Çok fazla harcama yaptık”

“Sen bunları düşünme gerekirse fazla mesaiye bile kalırım. Burada da yine türkü bar gibi bir yer bulacağım zaten”

“Öyle de sen çok yorulacaksın ben seni göremeyeceğim”

“Sevgilim sen bunları dert etmesen mi?”

Kollarımı boynuna doladım ve yanağından uzunca öptüm.

“Hadi yemekler soğudu” dediğinde kucağından kalkıp sandalyeye oturdum.

Yemeğimizi yemeye başladığımızda Yavuz aramıştı.

Umut Ali eve davet ettiğinde yemeğimi bitirip etrafı toparladım ve tatlı yapmaya başladım.

Bu sırada Ali’de banyoya girmişti.

“Nariinn” diye bağırdığında banyoya gittim ve kapıda durup seslendim. “Efendim”

“Havluyu almamışım verir misin?”

Odaya gidip havluyu aldım ve kapının arasından uzattım. Elime dokunarak aldığında sıcaklık basmıştı.

Kapının önünde put gibi beklerken beline havluyu sarmış bir şekilde çıktı.

“Narin?” dedi beni görünce.

Yutkunarak “Hı” dedim.

Sırıtmaya başladığında gözlerim vücudunda geziniyordu. Su damlaları saçlarından akarken o kadar yakışıklı görünüyordu ki gözlerimi alamıyordum.

“Biraz daha öyle bakmaya devam edersen dayanamayacağım” dedi sırıtarak.

Kendimi toparlayıp mutfağa tekrar gidecektim ki kolumdan tuttu ve kendine yasladı.

Üzerindeki ıslaklıkla benimde üstüm ıslanmıştı.

Kollarını belime dolayarak kafasını boynuma gömdü. Ellerim sırtında gezinmeye başladığında boğuk sesler çıkartıyordu.

“Narin’im” dedi ve boynumu öpmeye başladı.

“Efendim” dedim aklımı kaybetmemek için direnirken.

Yavaş yavaş boynumdan gerdanıma inerken bir eli de tişörtümün altından belimi bulup sıkmıştı.

Ağzımdan küçük bir inilti kaçtığında omuzlarını sıktım. Bana etkisi çok büyüktü.

Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşadığım için çok çabuk etkisine kapılıyordum.

Mutfaktan gelen sesle geri çekilip “Eyvah” dedim ve mutfağa koştum.

Ağlayan pasta yapacağım için sosunu hazırlıyordum. Umut Ali de beni çağırınca unutmuştum. Sos dibine tuttuğu için yanık bir tadı olmuştu.

Sosu içim acıyarak çöpe dökerken Umut Ali üstünü giymiş bir şekilde gelmişti. Yavuz geleceği için pantolon ve kazak giymişti. Benimde üzerimi değiştirmem gerekiyordu ama önce pastayı yapmam lazımdı.

“Ne oldu?” dedi ve dolaptan su aldı.

“Senin yüzünden yandı. Tekrar yapacağım” dedim üzülerek.

Suyunu içtikten sonra “Ben bir şey yapmadım” dedi ve bardağı bıraktı.

“Kesin” diyerek malzemeleri tekrar hazırlamaya başladım.

“Sen böyle mi duracaksın” dedi kaşlarını çatarak.

“Ne varmış halimde” dedim dalga geçerek.

“Çok tatlısın da misafir gelecek ya hani”

“E gelsin giyiniğim sonuçta”

“Narin’im” dedi uyarır bir tonda.

Gülüp “Tamam tamam seni kızdırıyorum. Şu pastayı yapayım değiştireceğim üzerimi”

Ocağa koyduğum tencereyle malzemeleri karıştırmaya başladım elimden alıp “Ver bunu ben yapayım sen git hazırlan” dedi.

Çırpma telini verip gidip duş aldım. Üzerime rahat bir şeyler giyip saçlarımı taradım.

Mutfağa gittiğimde Umut Ali pastayı yapmış ve mutfağı toparlamıştı. Çay suyu koyduğunu da fark ettiğimde mutlu olmuştum. Bana yardım ediyordu.

Beni görünce baştan aşağı süzdü.

“Bakayım mis kokmuş musun” dedi ve boynuma gömülerek derin bir nefes aldı. “Ohh mis gibi” dedi ve tutkuyla öptü. Kasıklarıma ani giren ağrıyla bir elimle kolunu tutup bir elimle karnımı tuttum.

“Ne oldu?” dedi endişelenerek.

“Bir anda ağrı girdi”

“Gel şöyle otur” dedi ve belimden destek vererek sandalyeye oturttu.

“İyi misin hastaneye gidelim mi?” dedi endişeli sesiyle.

“İyiyim” dedim ve elini tuttum.

Kapı çaldığında Umut Ali gidip kapıyı açtı.

Yavaşça yerimden kalkıp bende peşinden gittim.

“Hoşgeldin” dedim Yavuz’a

“Hoşbuldum Narin. Geçmiş olsun” dedi ve elindeki çiçeği verdi.

Umut Ali’ye baktığımda kaşlarını çatarak bakıyordu. Gözleriyle onayladığında çiçeği alıp teşekkür ettim.

İçeriye girdiklerinde mutfağa ilerleyip çayları ve pastaları hazırladım.

Oturma odasına gittiğimde balkonda sigara içiyorlardı.

Orta sehpaya çayları koyduğumda içeri gelip oturdular. Umut Ali’nin yanına gidip oturduğumda gözleriyle nasıl olduğumu sordu. ‘İyiyim’ der gibi gülümsedim.

“Ee Narin neler yapıyorsun?”

“Hazırlık falan derken koşuşturmaca”

“Hazır mı her şey”

“Çok bir şey kalmadı sağolsun Hakan ve Bahar da çok yardımcı oluyor bize”

“Öyledir öyledir” dedi ve çayından bir yudum aldı. Pastadan da bir çatal aldığında “Elinde baya hamaratmış” dedi.

Umut Ali rahatsız olmuş gibi yerinde kıpırdandı ve elini sırtımdan koltuğun üzerine koydu.

“Eee Yavuz sende işler nasıl? Barıştın mı Esra’yla”

“Bitti Esra işi. Yüzüne bakanı s..” tam küfür edecekken “Şşş” dedi Umut Ali ve susturdu.

“Pardon” diyerek güldü.

Sohbet ederlerken karnıma giren ağrıyla yüzümü buruşturdum.

Zar zor ayağa kalkıp lavaboya gittim. O kadar çok ağrım vardı ki ayakta duramıyordum. Bir süre sonra tuvaletten çıktığımda Umut Ali gelmişti.

“Narin’im iyi misin?”

“İyiyim yine ağrım oldu sadece”

“Hasta mı olacaksın?”

“Galiba” dedim utanarak. Adet olacağım zaman genelde çok şiddetli ağrılar çekiyordum.

Oturma odasına gittiğimizde sohbet tekrar başlamıştı.

“Siz ne zaman gidiyorsunuz?”

“Yarın çıkarız muhtemelen” dedi Umut Ali

Bir kaç saat sonra Yavuz’un telefonu çaldığı için gitmek zorunda kalmıştı.

Kirli bulaşıkları toplarken Umut Ali gelip bana yardım etti ve uyumak için odamıza geçtik. Geceliklerimi giyinirken Ali de lavaboda üzerini değiştirmişti.

Yatağa yatıp göğsüne yattığımda elleri geceliğim altından karnımı buldu. Elleri sıcacıktı. Yavaş yavaş karnıma masaj yapmaya başladığında rahatlıkla gözlerimi kapattım ve uykuya daldım.

---------- 🦋 -------- 🦋 ---------

Sizce erken mi yakınlaşmaya başladılar?🙃

Bir sonraki bölümde evin iç dizaynını paylaşacağım.

Bölümlerde görmek istediğiniz şeyler varsa yazabilirsiniz.
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen 🫶🏻

İyi okumalar🩷

Loading...
0%