@galaksikadin
|
Sabah erkenden uyanmıştım ve balkona çıkıp oturmuştum. Korkuyordum. Bebeğime iyi bir anne olabilecek miydim acaba? Onu koruyabilecek miydim? Karnıma dokunduğumda gözlerim dolmuştu yine. Annem de burada olsaydı keşke. Görseydi mutlu hallerimi. O da mutlu olsaydı. Bazen testin yanlış çıktığını biliyordum bu yüzden hastanede kan tahlili vermeden kimseye söylemek istemiyordum. Omzuma dokunan elle sıçrayarak baktım. ‘’Narin’im yanımda göremedim seni merak ettim’’ dedi Umut Ali ve yanımdaki boş sandalyeye oturdu. ‘’Erken uyandım. Güneşin doğuşunu izlemek istedim’’ ‘’Senin dünden beri moralin bozuk anlatmak ister misin?’’ ‘’Korkuyorum Ali’’ dediğimde gözümden bir damla yaş aktı ‘’Neden korkuyormuş benim sevgilim’’ dedi ve elimden tutup üzerine çekti. Üstüne otururken kendime rahat bir pozisyon seçtim ve kafamı omzuna koydum. ‘’Test bazen yanıltabiliyor. Üzülmeni istemiyorum’’ dediğimde yanağımdan tutup kafamı kaldırdı. ‘’Benim önceliğim senin iyiliğin bunu biliyorsun dimi. Olmadığı olmayacağı anlamına gelmiyor. Sen üzülürsen ben üzülürüm’’ ‘’Koruyabilir miyim, iyi bir anne olabilir miyim bilmiyorum’’ dedim ‘’Sen çok iyi bir anne olacaksın. Koruma işini de bana bırak. Sizi korumak için canımı veririm sen bunları düşünme’’ dedi ve elini karnıma koydu. ‘’Senin yanımızda olman lazım’’ ‘’Ben sizin yanınızda olacağım. Senin elini tutacağım. Bebeğimizi koruyacağım. Bana her ihtiyacın olduğunda yanı başında olacağım. Bebeğimiz düşmeden onu tutacağım. Kanatlarım altında olacaksınız’’ ‘’Seni çok seviyorum Ali’m’’ dedim ve boynuna sıkıca sarıldım. ‘’Bende seni seviyorum biriciğim’’ dedi ve kollarını belime sararak boynumdan öptü. ‘’Şimdilik kimseye söylemesek olur mu? Emin olmak istiyorum’’ ‘’Olur sevgilim söylemeyiz’’ dedi ve bir elini bacaklarımın altına koyup sırtımı sıkıca tuttu. ‘’Şimdi kahvaltı yapmaya ve ordan da sahilee’’ diyerek ayağa kalktı Üzerimizi giyinip sahile gitmeden önce kahvaltı yapmıştık. Kumsala geldiğimizde parmağımla denizi gösterip “İlerisi deniz” dedim ve güldüm. Umut Ali yüzünü ekşiterek bana baktı. Sevimli bir şekilde gülümseyip öpücük attım. “Senin abin Hakan mı?” dedi gülerek. Kafamı olumlu anlamda salladım. Şezlonga havlularımızı serdik. Umut Ali çantadan güneş kremini alıp yanıma oturdu. Sırtıma güneş kremini sürdükten sonra sırtımdan öptü. ‘’Sen sürmeyecek misin?’’ dedim Tişörtünü çıkartıp göğsünü kabarttı ‘’Ben sana yanmışım güneş beni neyler’’ dedi ve sırıttı. ‘’Eve gidince bana yoğurt sür diyerek yanıma gelme’’ dedim gülerek. ‘’Sen bana kıyamazsın sürersin yine’’ dedi ve boynumdan öptü. ‘’Oturmaya mı geldin kalk hadi’’ dedi ve yanımdan kalktı. Elimden tutup sahile gittiğimizde su ılıktı. ‘’Ali bak lütfen su falan fırlatma. Burası büyük boğulurum’’ dedim. Kahkaha atıp güldüğünde komik bir şey söylediğimi hatırlamıyordum. ‘’Ben sana kıyar mıyım saçmalama’’ dedi ‘’Hadi gel koşalım’’ dedim anlamsız bir şekilde. ‘’Hem korkuyorsun hem koşalım diyorsun’’ dedi gülerek. ‘’Sen tutarsın benii’’ dedim cilveli bir şekilde ‘’Bırakır mıyım hiç’’ dedi ve elimi sıkıca tuttu. Denize doğru koşmaya başladığımızda Ali’nin elini bıraktım ve yüzüme gelen suyu sildim. Ali biraz bana bakıp suya atladı. Göz önünden kaybolduğunda bacağımı tutan bir şeyle çığlık attım. Ali suyun içinden çıkıp gülmeye başladığında ‘’Korkuttun beni’’ dedim ve omzuna vurdum. ‘’Denizin içinde böyle dikilecek misin?’’ dedi. ‘’Havuzda yüzmesi kolay ama burası çok büyük’’ ‘’Gel ben yanındayım’’ dedi ve elimden tutup biraz derine ilerletti. Boyum kısa olduğu için ayaklarım hemen yerden kesilmişti. ‘’Senin ayakların yere basıyor mu?’’ dedim panikle ‘’Evet senin basmıyor mu?’’ ‘’Hayır’’ ‘’O yüzden mi suyun içine girip çıkıyorsun’’ dedi gülerek ‘’Yetişmiyor ayaklarım napayım’’ dediğimde elleri belime dolandı ve kendine sabitledi. ‘’Çok tatlısın’’ dedi gülümseyerek. ‘’Ayaklarını çırp’’ dediğinde beline doladım. ‘’Yoruldum böyle iyi’’ dedim ve omzuna sıkıca sarıldım. ‘’Evet haklısın ordan buraya yürüdün’’ dedi ‘’Sen benimle neden dalga geçiyorsun?’’ dedim yüzüne bakarak. Dudaklarımdan öpüp ‘’Seni seviyorum’’ dedi Kollarımı daha çok boynuna sardım ve öptüm. ‘’Narin’im yapma’’ dedi boynunu kapatarak. ‘’Bir şey yapmıyorum’’ dedim ve boynuyla oynamaya başladım. ‘’Kaşınıyorsun. Utanmak istiyorsan biraz daha devam et’’ Geri çekilip güldüğümde burnumun üstünü öptü. ‘’Hadi bana yüzmeyi öğret’’ dedim ve bacaklarımı serbest bıraktım. İnsan üstü çaba sarf ederek suyun üzerinde durdum. ‘’Narin’im ne yapıyorsun?’’ dedi Umut Ali gülerek. ‘’Suyun üzerinde durmaya çalışıyorum’’ Gülmesini saklayarak ‘’Fok balıkları gibi yüzüyorsun şuan’’ dedi. Gözlerimi kısarak kötü kötü baktığımda ‘’Yüzmeyi bırak tut elimi’’ dediğinde ayağım yere basmıştı ve ayaklarımın üstünde durmuştum. Su göğsümün altına geldiğinde şapşallığıma utanıp bende gülmüştüm. Suyun içerisinde biraz daha vakit geçirdiğimizde acıktığım için sudan çıkmıştık. Şezlonga oturduğumuzda Umut Ali yiyecek bir şeyler almak için büfeye gitti. Yanımdan geçen birisinin ayağı bir yere takıldı ve elindeki bira üzerime döküldü. Panikle ayağa kalktığımda ‘’Kusura bakmayın ayağım takıldı’’ dedi ‘’Sorun değil’’ dedim ve masadaki peçeteyi alıp üzerimi sildim. Adamda bir tutam peçete alıp karnımı sildiğinde geri çekildim. ‘’Napıyorsun lan sen’’ diye bağırarak yanımıza geldi Umut Ali. ‘’Beyefendinin ayağı takıldı elindeki bira üzerime döküldü’’ dedim açıklama yaparak ‘’Evet ayağım takıldı güzelliğin üzerine birayı döktüm’’ dediğinde Umut Ali’nin boynundaki damar belirginleşti. ‘’Güzellik?’’ dedi bastıra bastıra. ‘’İsmini bilmediğim için öyle hitap etmek istedim. Tekrar kusura bakmayın’’ dedi ve elimi tuttu. Elimi hızla geri çektiğimde Umut Ali adamın kolunu tuttu. ‘’Ali bırak. Sorun değil gidebilirsiniz’’ dedim. Umut Ali umursamadan ‘’Çok yavşak birisine benziyorsun’’ dedi adama. ‘’Ayıp oluyor beyefendi’’ dedi adam sinirlenerek. ‘’Senin karıma sarkman dokunman ayıp değil benim yavşak demem mi ayıp?’’ ‘’Ali boşver’’ dedim ve elimi de omzuna koydum. ‘’Ne boşver Narin adam sana dokunuyordu’’ ‘’Aşkım bir anlık panikle sanırım nolur tatsızlık çıkmasın’’ dedim ve kendime çektim. Umut Ali adamın kolunu bırakıp bana döndü ve şezlonga oturttu. Adam tepemizde dikilip bize bakarken Umut Ali tekrar sinirlendi ‘’Sen hala burda mısın?’’ dedi adamın üstüne yürüyerek. Adam bir şeyler söyleyerek gittiğinde Umut Ali yanıma oturdu ve eline suyu döküp karnımı temizledi. Ben yaptığı hareketle erirken hala sinirliydi ve söyleniyordu. ‘’Şerefsiz bir de birayı dökmüş’’ dedi. ‘’Ali’m sakin ol’’ dedim kolunu tutarak. ‘’Tamam bırak denize gireriz birazdan gider’’ dedim ve elindeki şişeyi alıp masaya koydum. ‘’Sana da çok kızdım Narin’’ dedi. Evet kızdığı belli oluyordu Narin diye hitap etmişti. ‘’Seni kendimden bile saklamaya çalışıyorum sen adama tepki bile vermiyorsun’’ ‘’Tepki vermeye fırsatım olmadı ki sen geldin’’ ‘’Ben geleyim veya gelmeyeyim kimse sana dokunamaz Narin. Tepkini yüksek bir şekilde belli et. Evet seni çok kıskandım. Kıskanıyorum da. Böyle kısa mini elbiseler giydiğinde, el kadar bikinileri üzerine giydiğinde, tenin göründüğünde hayvan gibi kıskanıyorum ama sen istiyorsun diye sesimi çıkartmıyorum. Kimsenin gözü değsin istemiyorum sana. Mağaramdan çıkıyorum seni öyle görünce ama sırf sen üzülme diye o hayvanı mağarasına tekrar zorla sokuyorum. Sende bu tür olaylarda tepkini belli et lütfen’’ dedi. Söyledikleri karşısında dilim tutulmuştu. ‘’Özür dilerim’’ dedim sadece. ‘’Özür dileme sadece kendini koru. Birilerinin kafasını kırdırmak zorunda bırakma. Ben seni seviyorum Narin’im, sen benim karımsın seni korumak, sahiplenmek benim görevim gibi. Sende dikkat et olur mu?’’ ‘’Daha dikkatli olacağım bundan sonra özür dilerim’’ dedim ve sarıldım. Saçlarımdan öperek ‘’Hadi yemeğini ye’’ dedi ve ayağa kalkıp sigarasını yaktı. Umut Ali denizi izleyerek sigarasını içerken bende yemeğimi yiyordum. Az ileride voleybol oynayan birkaç grup genç vardı. Birisi topa hızla vurduğunda top benim tarafıma uçmaya başladı. Umut Ali topu fark edip eliyle durdurmaya çalıştı. ‘’Dikkatli oynayın’’ dedi ve topu tekrar fırlattı. ‘’Kusura bakmayın abi’’ dedi genç çocuk. ‘’Tutmasaydın kafama geliyordu’’ dedim ‘’Kafana gelseydi hepsini pişman ederdim’’ dedi ve sigarasını söndürüp karşı şezlonga oturdu. Yemeğim bittiğinde şezlonga uzandım ve gözlerimi kapattım. Üzerime örtülen bir şeyle gözlerimi tekrar açtığımda Ali üzerime havlusunu örtmüştü. ‘’Üşürsünüz diye örttüm’’ dedi açıklama yaparak ‘’Evet gerçekten çok üşümüştüm teşekkür ederim kar yağıyor. Ali hava 35 derece ne üşümesi’’ diyerek havluyu açtım. ‘’Narin’im etrafımızda abaza erkekler var sen böyle süt beyazı teninle burada yatarsan hiç iyi şeyler olmaz’’ ‘’O kadar çıplak kızlar varken bana mı bakacaklar’’ ‘’Sen hepsinden daha güzelsin’’ dediğinde tek kaşımı kaldırıp ‘’Diğer kızları da inceledin yani?’’ ‘’Hayır sevgilim o anlamda demedim’’ ‘’Ne anlamda dedin?’’ ‘’Narin’im diğer kızlara bakmayacağımı biliyorsun gözüm senden başkasını görmüyor’’ ‘’Onlar sana bakıyor ama’’ ‘’Benim neyime bakacaklar odunun tekiyim. Sen öyle değilsin ama şu duruşa bak’’ ‘’Hıı gördük az önce geçen kızları. Nasıl süzüyorlardı seni’’ ‘’Hiç fark etmedim bile’’ dedi ve tişörtünü alıp giydi ‘’Ben giydim ya sende giy üstüne ya da şu havluyu ört’’ Hava sıcaktı ve tişörtle mi duracaktı. Neyse en azından omuzları yanmazdı. Yerimden kalkıp çantamdaki pareomu giydim ve tekrar yattım. Gözlerimi kapattığımda ‘’İstersen üzerindekini çıkartabilirsin’’ dedim ‘’Yok iyi böyle’’ Gözlerimi açarak Umut Ali’ye baktım ‘’Tamam çıkart sorun değil’’ dedim ‘’Sen çıkartmayacaksın ama’’ ‘’Tamam çıkartmayacağım’’ dediğimde üzerindekini çıkarttı. Şezlonga uzanıp telefonunu aldı. Gözlerimi tekrar kapattığımda sıcaklık ve rahatlamayla uyumuştum. Biraz zaman geçtikten sonra gözlerimi açtığımda üzerimde Ali’nin tişörtü vardı. Umut Ali elinde içecekle yanıma geldi ve oturdu ‘’İyi uyudun’’ dedi Elimi uzatıp içeceğinden içecekken geri çekti ‘’Sana göre değil bu’’ dedi ve burnuma dokundu. ‘’Ne içiyorsun?’’ dedim ‘’Beyaz şarap merak etme kafa yapmıyor’’ ‘’Yürüyelim mi biraz’’ dediğimde ‘’Olur’’ dedi ve yerinden kalktı. Telefon, cüzdan, anahtar gibi özel ve küçük eşyaların bulunduğu çantayı yanıma alıp diğer eşyaları şezlongun üstüne bıraktık. El ele sahil boyunca yürürken çok huzurluydum. Keşke hiç bitmese bu an. ‘’Yavuz aradı’’ dedi ‘’Ne diyor nasıllarmış’’ ‘’İyilermiş. Nikah tarihi almışlar. Düğün yapmayacaklarmış’’ ‘’Neden?’’ dedim şaşırarak ‘’İzel istemiyormuş’’ ‘’Hımm’’ dedim sadece. Kararlarına saygı duymak lazımdı. Kumsalda yürümeye devam ederken güneş batmak üzereydi. Kumların üzerine oturduğumuzda Umut Ali’nin göğsüne yaslandım ve güneşin batışını izledik. “Ali ben acıktım” dedim kafamı kaldırarak. Burnumun üstünden öpüp “Kesinlikle hamilesin sen” dediğinde anlamayarak yüzüne baktım. “Sen bu kadar çok acıktım demezdin. Yanlış anlama hoşuma gidiyor. Senin yemek yemen acıkman falan” diyerek açıklama yaptı ve elini karnıma koydu. “Babacım annenin biraz kilo alması lazım sen ona yardımcı ol” dedi. Çok güzel bir baba olacaktı. Bebeğimizi her şeyden çok sevip ona sahip çıkacaktı bunu biliyordum. İnsan kendi babasını seçemez ama bebeğinin babasını seçebilir diye bir söz vardı. Ben kendi babamı seçememiştim ama dünyanın en merhametli, sevmeyi bilen ve hissettiren babasını seçmiştim. Acaba bunlar fırtına öncesi sessizlik mi?? Sizleri seviyorum hoşçakalın🫀🩷
|
0% |