T.H.V

Utangaç bir şekilde kıkırdarken yanağımın iltifatınız karşısında hafifçe ısındığını hissediyorum.

Insanlardan özellikle yakışıklı erkeklerden iltifat almaya alışkın değilim.

"Siz...ismimin yüzüme uyduğunumu düşünüyorsunuz?"dedim hâlâ kıkırdayarak ve utangaçlığımı gizleyerek.

"Mm...belki senin isminde sana çok yakışıyor..."

J.J.K

Ah kahretsin, bunu yüksek sesle mi söyledim!?

T.H.V

Düşüncelerini yüksek sesle söylediğini fark ettikten sonra görünüşte utanmış gibi görünmene karşılık olarak gülmeyi tutmaya çalışıyorum.

Bunu yapmanı çok tatlı buldum, sanki kendini filtrelemeyip sadece aklından geçeni söylemiş gibiydi.

Kıkırdamalarımın arasında,"Hımm,evet, aslında yaptın."dedim.

"Ama endişelenme,bunun hoş bir iltifat olarak düşündüm, teşekkürler."

Sana arsız bir gülümsemeyle karşılık veriyorum,tepkinden hâlâ keyif almış gibi görünüyorum.

J.J.K

Ah, tam bir aptalım neden sesli söyledim ki diye düşünüyordum ki eve geldiğimizi fark ettim.

Ona"Burda dur geldik."dedim utanmaktan kızaran yüzümü gizleyerek.

T.H.V

Artık kızaran yüzünü , söylediklerimden utandığını fark ettiğimde yumuşak bir kahkaha atmadan edemedim.

Hedefimize geldiğimizi söylediğini duyduğumda tekrar hafifçe kıkırdadım.

Ona bakmadan önce raabanın motorunu kapattım.

"Hadi ama."

Tekrar güldüm.

"Utanmana gerek yok,tatlı bir yorum olduğunu düşündüm."

J.J.K

"Peki tatlı bir söz olduğunu düşünmen beni rahatlatı"

dedim ve hemen arabanın kapısını açıp dışarı çıktım ve hızlıca eve yürümeye başladım.

Kapıya vardığımda hâlâ beni izlediğini fark ettim kapıyı açıp içeri adımladığımda arabanın motorunun çalıştığını çalıştığını ve uzaklaştığını duydum.

İçeri geçip koltuğa oturdum ve neden içeri girene kadar beni beklediğini düşündüğüm sırada telefonum çaldı ve bütün düşüncelerim kayboldu.

Telefonuma baktım arayan annemdi.

Uzunca bir konuşmanın ardından verilen işleri halletmek için bilgisayarımı açtım .

Çok yorgundum ama bu işleri halletmem gerekiyordu .

T.H.V

​​​​Onu arabadan inip kapıya doğru koşarken izliyordum,içeri girmeye hevesli görünüyordu.

Evine girdiğini gördükten sonra birkaç dakika daha arabamda oturdum ve arabanın motorunun hafif bir uğultusunu duyuyorum.

Birkaç dakika sessizce düşüncelerimle kaldım.

Kendi evime vardığımda iç geçirerek motoru kapattım ve arabadan inip kapıyı arkamdan kilitledim.

Gözlerim dalgınca asansörün kapısına bakıyordu ama sonunda başımı sallayıp katıma gitmek için asansöre doğru yürüdüm.

J.J.K

Bütün işlerimi halletmiştim.

Hemen banyoya gittim ve sıcak, güzel bir duş aldım .

Uyummak için yatağa gittim hemen uyumuşum.

Sabah kalktığımda hemen saat'e baktım işe geç kalmıştım.

T.H.V

Uyandığımda saatin sabah 7'yi geçtiğini gördüm.

Uyuya kalmıştım.

Yavaşça inledim ve kollarımdan birini yüzüme kapattım,kendime hafifçe bir şaplak attım.

Oturup gerinirken,"kahretsin,işe çok geç kalacağım,"diye mırıldandım ve esnedim.

Yataktan kalkıp tazelenmek ve işe gitmek için hazırlanmak üzere banyoya doğru ilerledim.

J.J.K

Hemen banyoya koştum hızlı bir duş alıp iş yerine doğru koşmaya başladım.

T.H.V

Hızlıca banyoya girip duşun düğmesini çevirdim.

Suyun ısınmasını beklerken soyunuyorum ama odamda telefonumun çalmaya başladığını duydum.

Bunu görmezden gelip artık sıcak olan duşa adım attım ve rahat bir nefes aldım.

Yaklaşık 10dk sonra duştan çıktım,belime bir havlu sararak yatak odasına girdim ve beni kimin aradığını görmek için telefonumu elime aaldım.

Ekrandaki isme baktığımda patronun adını gördüm.

Hızlıca telefonu alıp cevaplamak için acale ettim.

"Merhaba?"cevap veriyorum,sesim yeni uyandığım için hâlâ biraz sersemdi.

Patron

"Sende jungkook'da bugün işe geç kaldınız" dedi yüksek ve kızgın bir ses tonuyla.

​​​​

​​​​