@gamzhhh
|
Lila ile Kanada’ya gelişimizin ve kursa başlamamızın 5. Ayını doldurmuştuk neredeyse. Kanada her ne kadar bazı hüzünleri içinde barındırsa da aynı zamanda güzellikleriyle de bize eğlenceli geliyordu. Kurs ise her ders daha da sıkıcı bir hal almaya başlamıştı. Çünkü yabancı dilimiz ilk ayda zaten iyi seviyeye çıkmıştı. Tek tesellimiz farklı kültürlerden arkadaşlarımız olmasıydı bunun dışında eğlenceli hiçbir yanı yoktu. Peki, bu 5 ayın sağlamasını yaparsak, ne yaptık bu kadar zaman buralarda; birçok parti, etkinlik aynı zamanda her gün yeni insanlarla tanışıp farklı kültürler hakkında konuşup bilgi sahibi olma ve yakın şehirlere yolculuklarla geçmişti zaman. Aslında baya eğlenmiştik, bir o kadar dibe battığımız günler olmuştu. Yıkılıp özlemden ağladığımız sonra tekrar toparlanıp tekrar eğlendiğimiz zamanlar. Yeni çevrelere girip arkadaşlar tanımıştık işte her şeyi ile güzel bir 5 aydı. “Demet teyze ne zaman iniyor uçaktan?” Diye sordu Lila telefonda. Mutfakta oturmuş çayımı yudumluyordum. Lila çocuğu görmemek için resim kursunun başka bir saatine yazılmıştı bu yüzden eve daha geç geliyordu. Annemin yanıma Kanada'ya gelme kararı tam olarak babamla yaptığı doğu gezisinin 2 ay daha uzayıp 4 aya tamamladıktan sonra en sonunda dayanamayıp ağlayarak beni görmek istediğini söylemesiyle gerçekleşti, aslında beklediğimden çok fazla bile dayanmıştı ayrılığa koskoca 5 ay geçmişti. Bende onu çok özlediğimi söyleyince kapatır kapatmaz biletini almıştı. Sonunda yanıma gelecekti ve ona sarılabilecektim bunun heyecanı kapladı içimi. “Saat 16:00 da Cem beni almaya gelecek, sanırım 17:30 gibi uçaktan inmiş olur.” Saatime baktım birazdan Cem gelmiş olurdu. Annemi almak için beraber gidecektik, ısrarla ‘ben varım beraber alırız hem hava çok soğuk.’ Demişti, Dodo ve Mine de onaylamıştı. Lila da ayrılığının acısını yeni yeni toparlıyordu, bu süreç onda daha travmatik etkiler bırakması çok normaldi. Annemin enerjisi ile bu süreci atlatması daha kolay olacaktı. Annemin gelmesi ona da iyi gelecekti. Ayrıca Cem ile Lila içinde iyi bir zamanlama olur artık diye sinsi sinsi geçirdim içimden. “Tamam, ben siz yetişmeden evde olmuş olurum! Çok özledim Demet teyzeyi hemen gelin” dedi Lila arkadan Cem arıyordu. “Tamam, merak etme zaten hemen eve geçeceğiz. Canım, Cem arıyor eve gelince görüşürüz.” Deyip kapattım telefonu ve hemen Cem’in telefonunu yanıtladım. “Alo! Bar psikoloğu geldin mi?” “Bayan aşk acısı! Evet, aşağıdayım ve bekliyorum!” “Geliyorum!” dedim. Kapatır kapatmaz montumu giyinip aşağıda soluğu aldım. Arabanın kenarına yaslanmış beni bekliyordu Cem. “Hey! Seni ilk kez heyecanlı görüyorum!” Dedi sarılırken. “Hem de nasıl heyecanlıyım!” “Hadi hemen gidelim o zaman!” Arabaya geçip hızlıca arabayı çalıştırdı. Yolumuz uzundu havaalanı uzakta kalıyordu. “Baban neden gelmiyor?” “Tam bir işkolik olduğu için.” Kocaman kahkaha attım. Babam üniversitenin bölüm başkanlığını yapıyordu, öğrencilerini ve bölümünü hayatta bırakmazdı. “Baban işini bırakmazdı!” Hatırlamış gibi parmağını kafasına koyup güldü. “Kesinlikle öyle!” Dedim bende gülerek. “Onları özlediğin belli oluyor, şu çocuk olmasa sen bir dakika burada durmazsın.” Cem haklıydı. Aslında o çocuk için bile dönebilirdim ama aramızdaki sorunlar bu kadar derin olmasaydı. “Bilmem, belki... O gücü bulabilirsem tabi. Sen de özlediğini söyleyip duruyorsun ama dönmüyorsun.” “Aslında Mine ve Jimmy Türkiye’ye aşıklar dönmek istiyorlar, tabi bende öyle yani bir iki yıl içinde bir yer bulmak istiyorum onlarla beraber işletebileceğimiz, lüks ama abartısız, şık bir bar ama hoş yemeklerde çıkacak burası kadar salaş olmasını istemiyorum ama samimi olacak.” Cem anlatırken kendinden geçiyor gibiydi böyle bir yeri gerçekten çok istediği belliydi. “Sonuç olarak böyle bir yer bulabilirsem kesinlikle Türkiye’ye döneceğiz.” Dedi Cem. “Bence bu kadar istekli olduğun için bulacaksın.” Cem konuyu dağıtmak için müziği açtı bir süre müziğe eşlik ederek devam ettik. Sonra aniden aklına gelmiş gibi müziği kıstı. “Peki, Annene onu soracak mısın?” Muzipçe güldü Cem, anlamamış gibi davrandım. “Kimi ?” “Bayan aşk acısı! Yapma lütfen sorularımı geçiştiriyorsun ama benim eğitimim bu seni anlayabiliyorum. Emir hakkında konuşmama yeminini boz artık.” “Böyle bir yeminim yok, sadece kendi hayatımı yaşamaya çalışıyorum.” “Soracak mısın annene?” “Hayır.” Aslında meraktan ölüyordum, onu o kadar özlemiştim ki ilk kez bu kadar ayrı kalmıştık o da beni özlemiş miydi ? Hiç düşünüyor muydu beni ? Evlendi mi ? Soruların ağırlığından sustum ve düşünmemeye çalıştım merak ettiğim şeyleri diğer beş ay gibi görmezden gelecektim. Annemde benim gibi uzun zamandır evde değildi ama o Suna teyzeyle kesinlikle iletişimini koparmazdı ayrıca kesinlikle gider gitmez tüm dedikoduları almıştır. “Yakaladım işte! Biliyordum kaçacağını.” Dedi Cem parmağını yüzüme tuttu. “ Sadece merak etmiyorum.” “Hadi ama bu ucuz numaraları yemiyorum. Senin sorunun ne biliyor musun?” Cevabımı beklemeden yanıtladı. “Aklında bir düzenin, doğruların ve yanlışların var, sadece ona uyuyorsun. Dürüstçe sormak yerine ya kaçıyorsun ya da metaforlarla döşediğin kelimelerin arkasına sığınıp seni anlamalarını bekliyorsun, şimdi de kendini cezalandırıyorsun.” “Böyle değil, tamam kendi yanlışlarımın ve doğrularımın olduğunun farkındayım, ama kendimi cezalandırmıyorum.” “Bak kusura bakma ama görüyorum neşenin altında hep bir hüzün var ve dalıp gidiyorsun sürekli, belli ki düşüncelerinde ve anılarında kayboluyorsun. Yüzleşmeden bunlar geçmeyecek.” “Çokbilmiş!” dedim pencereden yolu izlerken haklı olduğu taraflar vardı ama bunu ona söylemeyecektim. "Peki, araba psikoloğu 1 ay sevgili olduğun, ölüp bittiğin kız arkadaşının evli olduğunu öğrendin, üstelik boşanıyorum diyerek seni neredeyse 1 ay daha oyalayan eski sevgilinle ilişkin bitti nasılsın?” normalde daha naif sorabilirdim ama bana dürüstçe yüzleş diyen oydu. Cem gizemli sevgilisinin evli olduğunu geçen ay ki olaylı yılbaşı gecesinde onları bastığını belirtmeden geçemeyeceğim. Geçen haftaya kadar kadın hala boşanıyoruz diye kandırıp ilişkilerine zar zor devam etmişlerdi ama geçen hafta Cem bu sefer gerçekten noktayı koymuştu. “Tanrım çok adisin! İlişkilerimde iletişimimim kuvvetli demedim ayrıca dürüst davranmayan oydu, ben tamamen açık ve dürüsttüm. ” Tavrına kahkahalarla güldüm tamamen haklıydı. Hazır o ayrı Lila ayrıyken fırsat bu fırsat yol boyu bende Lila’dan üstün körü aile özeline girmeden bahsettim, ikisinin benzerlikleri, yaşadıkları ve kafa yapıları nedeniyle uyumları gözümde daha da arşa çıkıyordu ve bunu ona da belirtmiştim. Havaalanına ulaştığımızda kahve alıp yarım saat kadar daha bekledik. Annem indiğinde resmen sevinçten deliye dönmüştüm. Onu öpüp koklamak özlemimi gidermek o kadar iyi gelmişti ki her şeyi ne kadar özlediğimi daha iyi anlamamı sağlamıştı. Arabaya yerleşip annemi Cem’in yanına oturtmuştum ikisine de birbirlerinden o kadar çok bahsetmiştim ki şimdiden iki yakın arkadaş gibi konuşuyorlardı. Arabada annem Cem’le ilgili ne var ne yoksa öğrenmiş sorguya çekmişti tüm yol sadece ikisini sitcom izler gibi izlemiştim. “Evet, hanımlar evinize geldiniz.” Dedi Cem arabayı evin önünü çekerken. “Cem gelsene sende bir kahve içersin!” dedi annem “Evet, hadi gel Lila da evde” dedim heyecanla “Çok isterdim gerçekten ama şu an bar yoğundur. Kesinlikle boş bir zamanda kahve teklifinizi gerçekleştireceğim.” Dedi Cem nazik bir biçimde ama hiç boş zamanı olmazdı onun. "Bar bir saatliğine sensiz kalabilir kırma bizi!" Diye ısrar ettim. Cem yüzüme bakıp dudaklarını sarkıttı. "Tamam peki seni kırmayacağım." Arabayı park ederken ben büyük bir heyecanla Lila'ya misafirimiz olduğunu belirten bir mesaj atmıştım. Cem bize bırakmadan valizleri eve kadar taşımıştı klasik bir Türk erkeğiydi. Eve geçtiğimizde Lila bir oraya buraya evde volta atıyor gibi gözüküyordu. Annemi görünce koşarak boynuna atladı. Yandan bana bakış atarken nedensizce Cem'in gelmesiyle biraz panik olduğunu hissetmiştim bu durum beni güldürmüştü. “Canım Demet teyzem gelmiş!” “Lila güzel kızım benim, sende çok zayıflamışsın, Yağmur gibi ikiniz birbirinize bakmıyor musunuz hiç!” diye azarladı annem tekrar bizi. Odaya valizini koyup gelene kadar annem üstünü başını çıkarmış Lila ile Cem selamlaşıyordu. Annem çaktırmadan eve bakınırken. Ev küçük olduğundan incelemesi kısa sürmüştü. Cem'le ufak ufak ergen çocuklar gibi göz süzerek flörtleşirken uzaktan hallerine bakınca güldüm, Lila benim keyiflendiğimi fark edip annemin yanına gitmişti o kadar komiklerdi ki birbirlerine sarılmış evin dedikodusunu yapıyorlardı. “Çay bile demledim Yağmur kek yaptı, bende börek sardım pek güzel saramadım ama olsun Yağmur’un börekleri daha iyi sarılmış sen onlardan ye.” Dedi Lila, Cem onun bu haline sırıtırken annem açılmış ve tüm peynirleri dökülmüş garip şekilli böreklerine acıyarak bakıyordu. “Benim hamarat kızlarıma bak sen, bende size yemek getirdim onları da ısıtırız şimdi.” Anne eli değince her şey daha güzel oluyordu annem daha gelip sadece evde durmasıyla bile evimiz daha ev gibi gözükmeye başlamıştı. Annemi kocaman öptüm, kokusu bile insana iyi geliyordu. Anne kokusunun her şeye iyi gelen bir tarafı vardı. Annem valize koşarak gidip içinden sarmalarını, kurabiyeleri ve poğaçaları çıkardı. Uçağa bunca yemeği geçirmesine şaşırmıştım. Hepsini dört beş kat poşetlere sarıp saklama kaplarına koymuş yetmemiş elbiselerin arasına gizlemişti. Bütün bunları gerçekten göremeyeceklerini düşünmüş olması bambaşka bir olaydı. Güvenlik ne olduğuna bakmak için valizini açtığında, güvenlikle de pazarlık yapıp ‘kızım oralarda aç götürmem lazım’ diye ağladığını anlatmıştı. Uzun zamandır bu kadar güldüğüm bir olay daha hatırlamıyordum. Lila ve Cem bir olup beni anneme şikayet bile etmişti. İyi anlaşmış olmaları beni mutlu ediyordu. Afiyetle anne yemeklerimizi yiyip tüm gece bol bol kahkahalar eşliğinde sohbetimizi edip özlem gidermiştik. Annem yeni gelmişti ama gideceği günü düşünüp zamanı yavaşlatmak istiyordum bu yüzden her dakikamı onunla geçirmek üstüne anneme sarılarak uyumak çok iyi gelmişti. |
0% |