@gamzhhh
|
Lila ile dil kursundan çıktıktan sonra, Lila resim kursuna geçmiş ben ise son 2 haftadır yaptığım gibi Cem'in yanına bar'a gidiyordum. Cem'le çok yakın arkadaş olmuştuk. Uzun zaman sonra beni anlayan bana doğru akıl veren birileriyle olmak hoşuma gidiyordu, bardaki arkadaşlıkları ve Cem'in ailesi çok tatlılardı. Boş kaldığım zamanlarda Cem'in sempatik dayısı ve kızıyla sohbet edip 60 yaş üstü arkadaşlarıyla eğleniyordum. Cem ve Lila tanışmış olsalar da ikisinin ilgilendiği başka insanlar olduğu için sadece tanışmışlardı. Cem'in son bir haftadır gizemli bir sevgilisi vardı oysa ben Lila'yla oturup sohbet etseler birbirlerinden çok etkileneceklerine çok emindim. "Selam!" Bar'a geçtiğimde neşeyle selamlarken Bar bugün normalde olduğundan daha kalabalıktı. "Selam! Hoşgeldin bayan aşk acısı!" Cem tüm dişleriyle sırıtırken bir sürü işle uğraşıyordu, üstümü çıkartırken gözlerimi devirerek yanıt vermiştim. "Cem biralar nerede kaldı." Yanda iki Türk orta yaşın üstüdeki adam isyan ederken Cem'de onlara bakıp elindeki işi gösteriyordu. "Bana ver ben götürürüm." Dedim Cem'e, biraları uzatırken onu kurtardığım için teşekkür eder bir edayla bakınca gülümsedim. "Evet beyler, biralarınız geldi!" Biraları koyarken yan masadan çağırmışlardı oradaki siparişi de alınca bar tezgahın arkasında hem müşterilerle hem bulaşıklarla uğraşan Cem'in yanına gittim. " Nasıl geçti kurs? Lila seninle değil miydi?" Dedi Cem. Onun Lila'yı merak etmesinden hoşlandığımı belli eder bir bakışla gülümsedim. "Resim kursuna gitti bir kaç ay sonra büyük bir sergi yapılacakmış o sergi için çalışmalara başlamışlar çok yoğun." Diye açıkladım Cem başıyla onaylarken devam ettim. "Masa 3'e 2 shot, 2 bira." Cem hızlı hızlı siparişleri hazırlayıp bana verdi siparişleri götürüp bıraktıktan sonra tekrar yanına gidip boş tabureye oturdum. "Demek sergi yapılacak ha! " Dedi tekrar Cem başka bir sipariş hazırlarken. "Aynen resim eleştirmenleri ve satın alacak kodamanlar olacakmış baya önemli bir sergi dedi Lila." Açıklarken Cem'de bana bir bira koymuştu. "Baya iyi bir kurs desene." Dedi Cem Lila'yla ilgilenmesi hoşuma gitmişti. Cem uzaklaşınca konuşmamız yarım kaldı bir süre sonra geri gelince devam ettim. "Sende sergiye bizimle gelirsin belki?" İmalı bir şekilde sorunca Cem ukala bir şekilde sırıttı. "Yengen izin vermez kıskanç biraz." O sırıtınca bende omuz silktim. "Yengemizle tanışmak kısmet olmadı nedense?" Dedim imalı bir bakışla. "İşleri var yoğun çünkü!" Cem kadının fotoğrafını göstermişti ama kadının bu kadar gizemli olması onunda hoşuna gitmediği belliydi. "Sizinkiler nerede yoğunsun bugün?" Etrafa bakındım ama dayısı da, tatlı kuzeni de yoktu. "Mine evlilik işlemleri için çıktı, dayım da dün akşam buradaki 70'ler partisinde yorulmuş." Cem dediğine kahkahalarla gülünce bende gülmüştüm Mine kırklı yaşların sonunda çok sempatik bir kadındı, sevgilisi Kanadalı'ydı ve uzun zamandır birliktelerdi ve yeni evlilik teklifi almıştı. Arka masadan seslenince kalkıp garsonluk görevime devam etmiştim akşama doğru yoğunluk azalmış insanlar gidince Cem'le oturup sohbet etmiştik, kafalarımız uyuyordu. "Masa 2'de ki çocuk sana baya yürüdü." Dedi Cem gülerken tezgahını toparlayıp siliyordu. Elimdeki boş bardakları bırakırken yüzümü buruşturdum. "Sadece içki siparişi vermesinden mi anladın bunu? " Dedim dalga geçer gibi. "Gerçekten bu işlerden anlamıyorsun..." Cem suratıma seninle çok işimiz var der gibi bakmıştı. Gözlerimi kısıp tabureme geri oturdum. "Hayatımda kimse olmadı diye anlamıyorsun demen biraz ayıp bence." Ben onunla dalga geçerken ukalaca güldü. "Hayatımda kimse olmadı demen bile bu işlerden anlamadığını gösteriyor bayan aşk acısı. Sevgili olmak ne demek, aşık olmak, berber olmak?" Tek kaşı havada bana bakarken anlayamaz şekilde bakmıştım, o da devam etti. "Biriyle birlikte olmak; onu anlamak, her anını birlikte geçirmek,sevmek, iyi ve ya kötü gününde yanında olmak, onu koruyup kollamak, beraber yaptığın şeylerden mutlu olmak ve hayatındaki herşeyi saçma bile olsa onunla paylaşmak istemek demek. Emir ve sen gibi..." Dedi bar psikoloğum o tüm bunları sayarken kafamda dönüp duran anılarımla ne demek istediğini anlıyordum. Emirden neden vazgeçtiğimi de anlayabiliyordum artık. Cansu... Emir'in ilk ciddi ilişkisi Cansu'ydu, tek kıskandığım kadın... Tanıştıktan bir iki hafta sonra Emir'in bana, benim de ona karşı zaafımın farkına varmıştı. Birgün kapım çalındı Cansu tam karşımdaydı. "Seninle konuşmak istiyorum." Diye başlayınca cümleye, şaşkınlıkla yüzüne baktığımı çok iyi hatırlıyorum oysa onlar sevgili olduğundan beri karşılaşmamak için elimden geldiğince uzak durmaya çalışıyordum ama o dibimde bitmişti. "Tabi! İçeri geçsene." Diyebilmiştim sadece. "Çok uzatmayacağım seninle Emir hakkında konuşmak istiyorum." Dedi Cansu. Zaten başka ne konuşabilirdik ki onunla? "Dinliyorum." Gerçekten can kulağıyla dinliyordum ne konuşacağını merak etmiştim. Tavırları biraz ukalaca gelmişti. "Yağmur sizin Emirle çocukluk arkadaşı olduğunuzu biliyorum, çok yakınsınız farkındayım ama rahatsız oluyorum." Cansu çok açık ve direkt konuya girmişti. Şaşkınlığımı gizleyemedim kalkan kaşlarımla ona baktım. "Ne demeye çalışıyorsun?" Derken yutkunmuştum; kalbime saplanan sızı, gözlerime doluşan yaşları ittirmek için yutkunmuştum. "Onunla ciddi bir yola giriyoruz artık çocuk değiliz, ailem ve Emir'in ailesi tanıştı yani üniversite biter bitmez işler ciddileşecek." Cansu'nun sözleri kalbime ok gibi saplanırken anlıyorum der gibi kafamı sallamakla yetindim. Cansu devam etti. "Sen hayatımızın her köşesinde varsın, Emir ne olursa sana koşuyor, sana güveniyor, seninle paylaşmak istiyor. Ben kimim onun hayatındaki en önemli kişi ben isem sen kimsin?" Dedi Cansu. Haklıydı ben kimdim, niye birbirimizin hayatında bu kadar önemli bir yere sahibiz? "Onun en yakın arkadaşıyım Cansu, her zaman böyleydi..." sözlerim canımı yakarken, artık gözlerime dolan yaşlarıma engel olamıyordum öylece akıyordu. "Anlıyorum ama sizinki arkadaşlıktan öte bir durum artık. Onun hayat arkadaşı ben olacaksam artık senin çekilmen hayatından çıkman gerekiyor. Üzgünüm ama böyle olmuyor onun hayatında ikinci olmaktan yoruldum, senin arkanda kalmaktan sürekli seninle yarışmaktan ve sana kaybetmekten sıkıldım. Onun ve benim iyiliğimiz için sevdiği kadın bensem senin arkadaşlığını bilip uzaklaşman lazım!" Cansu'nun da göz yaşları akıyordu tıpkı benim gibi. Onu anlıyordum ama ondan vazgeçemezdim. Bunu yapacak ne cesaretim vardı ne de onu göremeyecek kadar sağlam durabilirdim. Cansu yanlış kişiyle konuşuyordu çünkü Emir'i bırakamayacak kadar acizdim. Onu bir gün görmeden duramayacak kadar aşık... Cem gözümün önünde parmağını şıklatınca gözlerimi kırpıştırdım ve yüzüne alık alık baktım. Kendime gelmiştim ama anımın acısını üstümden atamamıştım. "İyi misin?" Dedi Cem gözlerimin dolmasına istinaden dediğinin farkındaydı gülümseyip biramı yudumladım . "Masa 2'deki çocuk tatlıydı." Dedim çocuğun yüzünü dahi hatırlamıyordum konu değişsin diye saçma sapan birşeyler söylemiştim işte. "Sana birini bulma işi bende kesinlikle aklımda bir kaç kişi var sana ayarlayacağım!" Dedi Cem sırıtırken aklında parlak fikirlerinin döndüğüne emindim. Sadece salakça bir sırıtmayla bakıp tekrar içkimi içtim. "Öğrencinin hazır olduğunu düşünmene sevindim." Dedim alaycı bir tavırla. Cem gülümserken başını hayır manasında salladı. "O kadar hazır değilsin ki!" Dedi gülmekle acıma arasında bir yerde gibiydi. "Sadece birgün başka birini sevebilmen için dua ediyorum. Bana kalırsa geçmişinle yüzleşmeden imkansız gibi!" Cem sıkıntılı bir şekilde baktı. "Bar psikoloğu modu açıldı yine." Dedim omuz silkerken. "Aşk acısı modunu kapatmazsan olacağı bu." Cem kahkaha atınca bende gülmüştüm. Sonuçta haklıydı birbirimize laf sokmamız onun galibiyetiyle sonlanmıştı. |
0% |