
Emir kollarını bana dolamış başım gögüsüne saçlarımı seviyordu. Bu şekilde ne kadar kaldığımızı hatırlamıyorum ama ben kıpırdamasam kıpırdamayacağını biliyordum, çünkü nefesini bile yavaş yavaş alıyor sanki beni ürkütmek kaçırmak istemiyor gibi hareketsiz duruyordu.
"Emir ?" Dedim başımı yüzünden çekerken, benden ayrılmanın memnuniyetsizliği ile kıpırdandı gözlerini bir saniye olsun benden ayırmıyordu. Bu yeni Emir hoşuma gitmişti, sanki kalbim yerinden sökülüyordu bana bakarken.
"Söyle güzelim." Dedi, ona bakınca tüm düşüncelerim durmuştu o güzelim deyince şapşal bir sırıtma konmuştu yüzüme. Bakışlarımı çekip manzaraya odaklanmaya çalıştım, Emir yanağımı öpünce tekrar ona dönmüştüm. Kocaman bir gülümseme yayıldı yüzüne, bu durumdan zevk aldığı belliydi.
" Aslında tam konuşamadık." Dedim meraktan ölüyordum ben yokken ne yaptığını öğrenmek istiyordum ve bana ne zaman aşık olduğunu fark ettiğini bilmek istiyordum ama önce benim anlatmam gerekiyordu farkındaydım. "Kanada da çok eğlenmişsin dedin." Ben konuşunca yüzü buruştu Kanada konusu hoşuna gitmiyordu. Elimi yüzüne koyup güzel yüzüne nazlı nazlı bakınca gülümseyip avcumu öptü. "Sensiz çok zordu, hiç eğlenmedim. Aklıma sürekli seninle anılarımız geliyordu, Cem'le tanıştığımız gün senin doğum günündü." Dedim.
"Ha o yüzden cin tonik!" Dedi Emir büyük bir aydınlanma yaşarken, güldüm haline bu durum onun hoşuna gitmişti.
"Evet, ayrıca Lila ve Cem, hatta Mine bile defalarca geri dönmem ve sana söylemem gerektiğini söyleyip durdu. Ben senin Cansu ile evlenmiş olmandan çok korkuyordum." Diye açıklarken yüzümü buruşturmuştum istemeden, Emir beni kollarına çekerken içimde kocaman bir minnet duygusu vardı. Ona kavuşmanın minnetiydi...
“Nişan günü." Dedi Emir gülümseyip tekrar o ana gitmiş gibiydi. " O gün telefonlarımı açsaydın, yanımda bir tek seni istiyordum. Cansu ile yapamayacağımı anlamıştım, sana aşık olduğumu ve senden başka kimseyi istemediğimi düşünüyordum sadece söylemeye korkuyordum. Telefonumu açsaydın, yanıma gelseydin söylerdim.” Sesi huzurlu ama yaşadığı zaman kaybından kaynaklı üzgün çıkıyordu. Şaşkınlıkla yüzüne baktım, cidden o gün bunu yapsa neler olurdu diye düşündüm.
“Seni başka bir kadınla görmeye dayanamadığım için nişana gelmedim ve telefonlarını açmadım. Başka biri olduğu için değil.” Dedim açıklamaya çalışarak, Onurla birlikte olduğumu düşünmesinin şu an nedenini anlıyordum. Emir gülümseyip tekrar sarıldı.
“Üzgünüm sevgilim!” bu söz ağzına ne kadarda yakışmıştı. Defalarca tekrar etse sanırım hayır demezdim. Yanlış anlamalarla birbirimizden uzak düşmemiz tekrar kalbimi kırmıştı. “Yağmur! Bana çok kırgınsın biliyorum ama ben sana ilk gördüğüm gün aşık olmuştum, sadece sen öyle düşünmüyorsun diye bir inat uğruna nişanlandım.” Emir beni tekrar öpüp sıkıca sardı. Gerçekten tüm bunların olması hala rüya gibi geliyordu.
"Liseye giriş sınavımız da anladım sana aşık olduğumu o günden beri tek bir kişiyi bile istemedim..." Dedim itiraf ederek. Emir tatmin olmuş bir gülümsemeyle baktı.
"Bir daha istemeyeceksin zaten." Demişti kendinden emin bir tavırla. Emin misin der gibi meydan okumayla yüzüne bakınca. Koca eliyle yüzümü kapatıp sıkıştırmıştı. "Sakın bana meydan okuma seni bir kere kaybettim, bir daha buna izin vereceğimi sanıyorsan yanılıyorsun güzelim!" Dedi.
"Kesinlikle buna karşı çıkamam!" Dedim kahkaha atarak tüm sürtüşmelerimize rağmen ona karşı çıkamazdım. “Sanırım konuşmamız gereken birçok şey var.” Dedim uzunca bir süre birbirimizi yanlış anlayarak geçirmiştik.
“Kahvelerimizi yenileyip konuşabiliriz.” Gözlerime sevgiyle bakıp gülümsedi. Her gülümsediğinde kalbim titrer gülüşünden öpmek isterdim, bu sefer öpmüştüm. Emir kollarıyla tekrar sarıp sarmalayıp öptü beni zaman onun yanında o kadar çabuk geçiyordu ki ne zaman akşam olduğunu bile anlamamıştım, saatlerce oturup sohbet edip aramızda yanlış anladığımız tüm konuları, yaptığımız her şeyin nedenini konuşmuştuk.
Cem’in bana neden bayan aşk acısı dediğini Cansu'nun onunla neden ayrıldığını, bana gitmeden önce dediklerini ve ben gittikten sonra Emir'in beni özlemesine dayanamadığını konuşmuştuk. Aslında bir bakıma Cansu'ya teşekkür etmem gerekiyordu açık yüreklilikle Emir'le yüzleşip onu bırakması benim için önemliydi.
Emir'in bir gün acı çekmesinin beni mutlu edeceğini söyleselerdi inanmazdım ama mutlu etmişti. Romantik bir akşam yemeği yedikten sonra beni eve bırakırken de kapının önünde de birbirimizden ayrılmamız zordu.
“Yarın beraberiz kimseye söz verme.” Arabadan beni uğurlamak için çıkmış hemen arabanın önünde ayrılmak için sarılıp dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu.
“Cem ve Lila’ya sözüm var. Dükkan planını yapacağız.” Dedim gülerek.
“Ah! Unuttum tabi akıl mı bıraktın bende!” Tatlı tatlı gülümseyip devam etti. “Mekana beraber gideriz sonra gün yine bizim, zaten artık her gün bizim! Seni bırakacağımı mı sanıyorsun?” Emir konuşurken tekrar sarıldım bırakmasını istemiyordum zaten bütün bunların bir rüya olacağından ve uyanacağımdan o kadar çok korkuyordum ki.
“Yağmur!” Ortalığı çınlatan sesi duyunca dünyanın en gizli şeyini yapıyor gibi Emir’den uzaklaşıp sesin yönüne döndüm. Masal son hız bana doğru koşuyordu ve aynı hızla boynuma atladı.
“Annem söylemişti inanmamıştım! Bir hafta yoktum sen gelmişsin! Hoş geldin!” Konuşurken sesi titremişti. Onu bende çok özlemiştim. Ağırlığından ve orantısız gücünden sendelerken düşmemem için Emir belimden tuttu beni.
“Canım! Güzelim benim! Abin söyledi kampta olduğunu, seni çok özlemişim.” Sarılırken saçlarını okşuyordum küçük kız kardeşim kocaman olmuş boyu beni geçmişti.
“Sana çok kızgınım aslında!” Geriye çekilip gözyaşını sildi. Küçük bir çocuk gibi suratı düşmüş trip atıyordu.
“Özür dilerim seninle hiç konuşamadım.” Suçumu biliyordum. Yüzünden yaşlarını silerken, onun dudakları bebeklerin ağlamadan önceki haline bürünmüş somurtkan bir şekilde duruyordu.
“Sadece bende değil! Abim de çok kötüydü! Üzgünüm abi söyleyeceğim yoksa senin yüzünden tekrar gidecek.” Dedi Masal
“Masal kimse bir yere gitmiyor.” Dedi Emir gözlerini devirerek.
“Ama annem gidecek dedi. Siz ikiniz salakmışsınız! birbirinizi sevdiğinizi söyleyemiyorsunuz diye annem beni söylemem için görevlendirdi.” Emir ile birbirimize bakıp ufak bir kahkaha attık, Masal tuhaf tuhaf bize bakıyordu.
“Sorun yok bir yere gitmiyorum.” Dedim. Masal ikimize göz gezdirdi Emir omzuma elini koyup başıma öpücük kondurdu, Masal durumu anlayınca ikimizin üstüne atıldı.
“Çok sevindim! Sana hala küsüm ama gerçekten çok sevindim.”
“Masal tamam artık Yağmur'u üzme özür diledi senden.” Masal'a göz kırpıp talimat vermişti ama onun bana küs olmasını anlayabiliyordum.
“Bak söz veriyorum kendimi affettireceğim, şimdilik barışalım olur mu?” dedim Masal zaten barışmaya gönüllüydü hemen yumuşayıp gülümsemişti.
“Tamam, Tamam zaten ben küs kalamam ki!”
“Aferin sana!” dedim burnunu sıkıştırırken.
“Hadi bakalım sen doğruca eve, bende geliyorum hemen.” Dedi Emir.
“Yağmur'u yeni gördüm ama!”
“Zaten artık hep göreceksin bize bir izin versen?”
“Giderim ama anneme yetiştiririm!” Masal tek kaşı havada tehdit ederken Emir ters ters bakıyordu.
“Masal!” Emir Masal’a doğru adım adınca durması için elimi göğsüne koydum sinirli gibi duruyordu ama keyifli olduğu belliydi hallerine güldüm çok tatlı atışıyorlardı.
“Bana ne! İlk giden söyler.” Dedi Masal eve doğru koşarken.
“Bu kız hiç akıllanmayacak aklına ne gelirse hemen söylüyor!” dedi Emir de gülüyordu.
“Masalı böyle kabul ettik artık.” Dedim. Emir yüzüme derin derin bakıyordu, yüzümün tüm hatlarını ezberliyor ve ya aklına kazıyor gibi bir hali vardı.
“Ne oldu?”
“Hiç sadece bu anın bitmesini istemiyorum.” Çarpık bir gülüşle yüzüme bakmaya devam etti. Başımı göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattım bedenimi sarmalamasının tatlı hissine kendimi bırakırken telefonum çaldı. İstemsizce telefonu cebimden çıkardım Lila arıyordu en son mesajına sadece gelince anlatırım yazmıştım ve bir sürü mesaj atmış görmemiştim.
“Hayır ya! Açma içeri çağıracaklar.” Emir huzursuzlanmış bir şekilde kıpırdandı.
“Açmasam endişelenip ortalığı ayağa kaldıracaklar.” Dedim gülerek. Başını evet manasında istemsizce salladı. Telefonu açtım.
“Efendim Lila.”
“Yağmur meraktan öldük! Mesajlarıma da bakmıyorsun!” Emir meraktan kulağını telefona dayamış dinliyordu.
“Merak etmeyin bir sorun yok geleceğim bir iki dakikaya, gelince konuşuruz olur mu?” Pencereden bakıyorlar mı diye eve doğru döndüğümde asıl izleyenin Suna teyzeyle, Masal olduğunu görünce utancımdan hızlıca Emir’e dönüp kaş göz işareti yaptım.
“Nasıl bir sorun yok acaba! Ne konuştunuz, ne anlattınız kavga mı ettiniz artık aşkını ilan ettin mi çıldırdık burada Cem’le!” Emir hem Lila’ya hem annesine sırıtıyordu tüm bu olaylar hoşuna gidiyor gibiydi utançla ondan uzaklaşmaya çalışırken o daha çok kendine çekiyordu bırakmayınca bende yüzümü onun kolunda sakladım.
“Geliyorum hemen! Anlatacağım dedim.” Dişlerimi sıkarak konuşuyordum.
“İddiaya girdik! Cem anlatacak dedi ben anlatmaz o dedim baya para koyduk kızım!” Emir kahkaha patlatınca ağzını kapadım avcuma öpücük kondurunca bende dayanamayıp güldüm.
“Lila! Üstümden iddiaya giremezsiniz! Gelince bu konuyu konuşacağım sizinle şimdi kapatıyorum.”
“Ama Yağmur…” Konuşmasını bitirmeden kapatmıştım telefonu.
“Ben gidiyorum içeriye hesap sormam gereken birileri var.” Dedim Emir’e yarı gülerek yarı ciddi.
“Çok hırpalama! Benimde gidip birilerine her şeyi yetiştirmemesi gerektiğini söylemem gerekiyor.” Pencerede hala bize bakan Masal'a çok ciddi bir bakış attı, geliyorum diye işaret verince Masal içeri kaçtı.
“Sende sakin olmaya çalış, Hiç değilse iddiaya girmemiş.” Dedim gülerek. Dudaklarına uzun bir öpücük kondurdum, istemeyerek yanından ayrıldım kapıdan geçerken el salladım, öpücük atıp el sallayınca kapıyı kapattım. Bu gün hayatımda yaşadığım en güzel gündü kapıyı kapatmak bile o kadar zor gelmişti ki yanından ayrılırsam her şey eski haline dönecek ve hiç var olmayacakmış gibi korkuyordum.
Mesaj gelince hemen telefonuma baktım, Emir ‘seni seviyorum’ yazmıştı şapşal şapşal sırıtırken içeri girmek için döndüğümde önümde Lila, Cem ve annem sırayla dikilmiş bana bakıyordu. Korkuyla irkilip kapıya yapıştım, annemle, Lila’nın tek kaşı havada Cem ise tüm yüzüne yayılmış bir gülümseme ile bakıyordu ama hepsi açıklama bekliyordu.
“Ne oldu!” Dedi annem.
“Anlatacağım içeri girelim.” Suratlarına şaşkınlıkla bakıyordum.
“Hayır!” Diye haykırdı Lila elini dur işareti yapmış şekilde önüme koydu. “Sabahtan beri bekliyoruz dökül!”
“İyi peki! Konuştuk ve…” Kelimelerimi bilerek uzata uzata söylüyordum Cem sırıtmasını bırakıp sözümü kesti.
“Anlat artık yoksa Emir’nin yanına gideceğim!” dedi
“Tamam! Söylüyorum! Emir de beni seviyormuş!” Hiç biri şaşırmamıştı hatta baya normal karşılamıştı gülüşüm yüzümde söndü. “Artık birlikteyiz! Sevgiliyiz!” Dedim tepki almak için ve bir anda çığlıklarla bana sarıldılar hepsi çok mutlu olmuştu.
“Bir an Emir’de beni seviyormuş dediğinde sadece bunu konuşup konuyu kapattılar sandım çünkü zaten bunu biliyorduk.” Dedi Cem anneme heyecanla, Annemde başını onaylar şekilde salladı gülerken.
“Bende ona anlattım biz birbirimizi çok yanlış anlamışız. Korkup söyleyemediklerimiz yüzünden birbirimize acı çektirmişiz!” dedim gözlerim istemsizce dolarken
“Biz bunu zaten biliyorduk!” dedi Lila, çantasından cüzdanını çıkarmış Cem'in eline para sayıyordu.
“Öyle değil Lila! Emir nişan günü beni ısrarla arıyordu ve ben açmıyordum ya sonra bahane olarak Onur'a gitti hediye unuttu falan dedik meğer Emir beni sevdiğini söylemek ve nişanlanmak istemediğini itiraf etmek için arıyormuş!” dedim heyecanla. Cem elindeki parayı sayarken yüzüme bakakaldı, Lila’nın da gülüşü donmuştu yüzünde.
“Oha!” Dedi Lila.
“Onura hediye için gitmemiş miydin?” Diye sordu annem ağzı açık.
“Anne sonra anlatırım! Asıl olay Emir, Onurla beraberim sandığı için bütün bunlar olmuş!” dedim, Lila şok olmuş bir şekilde koluma girip beni içeriye geçirdi babam koltukta uyukluyor diye mutfağa yöneldi, annem ve Cem peşimizden gelmişti.
“İnanılmaz! Olayı tam anlatsana!” Dedi Cem elinde hala para ile geziyordu.
“Evet, Evet bu kadarı bana bile fazla anlat bakalım!”
“Ondan önce bu iddia işini görüşeceğiz ikinizle!” Parmağımı tehdit ediyor gibi sallarken annemde Cem’e cebinden çıkarıp biraz para verdi.
“Yok artık anne! Sende mi?”
“Ne yapayım kızım o kadar uzun süre yazmayınca…” dedi açıklamasına kendi bile inanmamıştı. Cem’in elinden bir miktar parayı hızlıca kaptım.
“Hey! Sen iddiaya girmedin! Aşkım iddiaya girmedi o!” dedi Cem beni Lila’ya şikayet ediyordu.
“Yo! Girdim iddia benim oğlum! Ayrıca size her şeyi söyleyeceğimi yüzleşeceğimi söylemiştim yani parada benimde hakkım var!” Tek kaşımı kaldırıp parayı saydım.
“Haklı!” Dedi gülerken Lila, Cem boynunu büküp küçük çocuk gibi kalan parasını saydı.
“Sen bırak onu bunu anlat!” dedi annem.
“Ne anlatayım işte çok acı çekmiş, Cansu da Emir'i kendisine bağlayamayacağını anlamış, hatta evlenmiş bile.” Dedim paraları yelpaze yapıp yüzümü yellerken. Herkes şok olmuştu.
“Ne oluyor!” Babamın sesi mutfakta çınlarken herkes dona kalmıştı. Herkesin önümden çekilip orada yokmuş, başka işle uğraşıyormuş gibi davranması açıklama yapanın ben olacağım anlamına geliyordu.
“Baba! Şey…” nasıl anlatacağımı bilmiyordum.
“Çıkmaz sokaktan ikinizde çıktınız mı?” diye sordu babam kiminle aşık attığımı anlamıştım. Tek bakışımla bile ne olduğunu anlıyordu, ayrıca Emir bana babamın onu köşeye çekip neler olduğunu sorduğunu ve her şeyi itiraf ettiğini anlatmıştı. Yani pek bir şey söylememe gerek yoktu o ve suna teyze hemen olayı çözmüşlerdi bile.
“Çıktık baba! İkimizde çıktık ve ışığı gördük!” dedim babam bana sarıldı.
“Bundan şüphem yoktu! Ee, hadi çay koyunda oturup detaylıca konuşalım!” dedi babam beni salona doğru götürürken.
Tüm akşam annemle babama üstü kapalı ama tüm gerçekliği ile olayları anlattım. Benim adıma gerçekten mutlulardı ve Emir’e gerçekten güveniyorlardı bu yüzden rahatlamış gibi gözüküyorlardı. Onlar yatmaya gittiğinde Lila ve Cem ile daha detaylı ve daha önemli konuları konuştuk, Lila çoğunu tahmin edebildiğini söylemişti ama bu kadarını beklemiyordu. Ben bile bu kadarını beklemiyordum ki gerçekten üzüldüğüm ve acı çektiğim zamanlara bakınca boşuna olduğunu görebiliyordum ama unutmamam gerek bir şey vardı.
Kader zamanını kendi seçerdi… Ve eğer doğru zamansa önünde hiçbir engel duramazdı… Bir işte sürekli engeller çıkıyorsa ya zaman doğru değildi ya da insan.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.88k Okunma |
373 Oy |
0 Takip |
32 Bölümlü Kitap |