Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Bölüm 6

@gamzhhh

Selin dün akşam saatlerce ağlamanın verdiği rahatlama ve bir o kadar da rahatsızlık hissi ile uyanmış gözlerini ovalarken Luna oda da Selin'in kağıtlarıyla oynuyordu. Selin aniden kalkıp önemli kağıtları Luna'nın ağzından kurtarmaya çalışsa da pek başarılı değildi Luna ondan kaçarak ağzındakileri parçalamaya devam ediyordu bu sırada koşuşturma içindeyken bir de kapısı çalınca küfür savurdu. Yarım yamalak kurtardığı kağıtlardaki diş izlerine bakarak yüzünü buruşturup kapıyı açtı.

 

"Selin hocam!" Mehmet büyük bir coşkuyla bağırınca Selin baş ağrısının hala geçmediğini fark etmişti.

 

"Mehmet?" Selin ne olduğunu anlamayarak bakarken Mehmet sinirden bir yerleri yumruklayacak bir tavırla karşısında duruyordu.

 

"Ben dün nöbetçiydim neler olmuş sizin için korktum geldim." Mehmet'in bu saf ama bir o kadar da iyi niyetli tavrı kadının hoşuna gitmişti, sadece bu konunun uzamasından kaynaklı Selin biraz rahatsızdı.

 

"Ben iyiyim teşekkür ederim Mehmet!" Mehmet yüzünü buruşturup inanamayan tavırlarla Selin'e baktı. Selin uyandığından beri hiç aynaya bakmadığını fark etti saçlarını toparlamaya çalışırken Mehmet ona gülüyordu.

 

"Neyse biz Mete komutanımla çıkacağız, sizi görmeden gitmek istemedim. Merak etmeyin kimse yanaşmasın diye komutanım Berk'le Yusuf abiyi burada sizinle kalması için görevlendirdi sizde dikkat edin kendinize!" Selin Mehmet'in aklından geçen herşeyi öylece söylemesine gülümsedi ayrıca küçük bir kardeş gibi koruması hoşuna gitmişti, ilk gün Mehmet'in ondan pek haz etmemesini düşününce şimdi ki haline şaşırmadan edememişti.

 

"Sen dikkat et kendine asıl Mehmet! Sizi iyi haberlerle bekliyorum." Dedi Selin, Mehmet gülümseyerek başıyla selamlayıp giderken diğer gidecek askerler eşyalarını hazırlamış avluda Mete'yi bekliyor gibiydi Selin kollarını önünde kavuşturup kapıya yaslanıp onları izlemeye başladı. Aklından bin türlü şey geçse de aslında en öne çıkan hepsinin sağ salim dönmesi düşüncesiydi. Mete ağır adımlarla askerlerine doğru elinde haritayla yürürken bir an nefesi kesilir gibi olmuştu onun burada olmayacak düşüncesi bile içinde fırtınaların kopmasına neden oluyordu, kalbi sıkışıyordu yeni tanıştığı bu duyguların etkisinden bir türlü kurtulamıyordu. Askerler hazır ola geçince Mete aniden Selin'e doğru döndü adam kadını gitmeden önce son kez gördüğü için içten içe seviniyordu umursamaz ve agresif bakışlarının altında kesinlikle çok şey vardı.

 

Kadının ayaklarının dibinde kurtaramadığı kağıtlarından birini parçalamakla uğraşan Luna hızla koşup Mete'ye veda eder gibi sarılınca Selin derin bir iç çekti onun için bu kadar çok endişelenmesi hiç normal değildi ona ait olan bir şeyin ellerinin arasından kayıp gitmesinin hissiyle boğuşuyordu kendine kızdı bu kadar kısa zamanda nasıl bu kadar benimsemiş olduğunu anlayamıyordu. Mete kadına uzun uzun bakarken Selin yerinden kıpırdayamamıştı. Mete Luna'ya komut verince Selin'e ağır adımlarla dönen Luna'yı izledi, adam hafif bir gülümsemeyle veda eder gibi bakıp askerlerine döndü işaret vermiş gibi hepsi bir anda eşyalarını silahlarını alıp ayrıldı. Yusuf Mete'ye yanaşınca son emirlerini sıralar gibi gözüken adamdan bir saniye olsun gözlerini ayıramıyordu Selin. Mete işi bitince hızlı adımlarla karakoldan çıkarken ona bir kez daha dönüp bakması için yanıp tutuşuyordu ama adam dönmeden kaybolup gitmişti. Selin kapısını kapatırken içindeki boşluk hissinin ağırlığı, üstüne çöken sıkışmışlık duygusunun nefes aldırmamasıyla kapının ucuna çöküp ağlamamak için kendini tutmaya çalışıyordu, zar zor nefes almaya başlamıştı Luna kadının kucağına kafasını yaslayıp onunla otururken Selin'in yanaklarından usul usul yaşlar akmaya başlamıştı. Kendisini çaresiz ve kaybetmiş gibi hissediyordu bu hislerinin saçmalığını defalarca kendine hatırlatsa da söz dinlemiyorlardı git gide büyüyen bir şeyle baş etmek zordu. Eskisi kadar sağlıklı düşünemediği için şaşkın ve afallamış bir haldeydi Luna kadın sakinleşene kadar bekleyip sonra tekrar yerde parçaladığı kağıtlara gidince kadın olduğu yerden kımıldamadan bir süre daha oturmaya devam etti. Bir süre oyun oynayan Luna'yı izlerken düşüncelerini dinliyordu. Operasyonda ona bir şey olma ihtimalini aklından geçirmek bile boğuluyor gibi olmasına neden oluyordu kaybolduğu düşünce odalarında geçen zamanın farkına varmamıştı telefonu çalınca bir an kendine gelip uzun süre aynı şekilde oturmaktan ağrıyan yerlerini ovalayarak ağır ağır yerinden kalkıp telefonu yatağın içinde bulup açtı.

 

"Efendim?" Sesi o kadar bitkin ve boğuk çıkmıştı ki genzini temizlemesi gerekmişti.

 

"Selin? İyi misin?" Sesinden dolayı çok endişelenen Büşra'nın sesi gelince Selin yüzünü buruşturup telefon ekranına bakmadığı için içinden kendine küfür etti.

 

"Ne olmuş? İyi mi? Bir sorun mu var?" Büşra'nın endişeyle yerinden sıçramasına Kenan'da çok endişelenip soruları art arda sormuştu.

 

"İyiyim merak etmeyin bir sorun yok. Sanırım kendimi biraz hasta gibi hissediyorum o yüzden sesim böyle" Selin yalan söylerken her zaman olduğu gibi duraksadığı için Büşra inanmamıştı.

 

"Selin? Gerçekten hasta mısın yoksa başka bir şey mi var?" Selin, Büşra'nın onu o kadar iyi tanımasının siniriyle gözlerini devirip elini alnına koydu.

 

"Büşra iyiyim, şimdi Mete'leri operasyona yolladık sanırım onun için endişeliyim." Selin bu sefer tam hikâyeyi anlatmasa bile dürüstü.

 

"Ayrıldığınız gibi kavuşun." Dedi Kenan, çoğunlukla ciddi olsa da söylediğinin ardında çok az dalga geçer bir hisside vardı. Telefondan vurma sesi geldi Büşra hoparlöre aldığını fark ettirdiği için kızmıştı Kenan'a.

 

"Canım sağ salim dönecekler eminim!" Büşra anlayışla telkin etti kendisini, Selin gözlerini kapatıp sadece bir an konuşacak kadar hali olmadığı için güç toplamaya çalışıyordu.

 

"Umarım! İkinize de teşekkür ederim." Selin'in keyfi olmadığı sesinden de belliydi yoksa çoktan Kenan'a sataşıp laf sokma yarışına girerlerdi.

 

"Sen iyisin değil mi başka bir şey yok? Bu durumları kaldıramıyorsan aklına Barış geliyorsa ve tekrar panik atakların başlayacaksa dön gel olur mu?" Büşra emin olmak için tekrar sormuştu kardeşlerinin, ardından annelerinin ölümünden sonra çok zor zamanlar geçiren ablası için endişeliydi iç odaya yönelirken ayak sesleri geliyordu özel konuşmak isteyebilir diye yalnız kalmıştı.

 

"Gerçekten iyiyim, Barış her zaman aklımda zaten ama şu an tek istediğim gidenlerin iyi olmaları. Beni merak etme Mete 2-3 gün olmayabilirmiş ama sağ kolu olan askeri ve birkaç asker daha burada, güvenli bir yer yani." Dedi Selin ellerini başının arasına alırken düşünmeden edemedi, Barış gerçekten her an aklındaydı bu yüzden bu tür operasyonlar onda daha ağır duygusal savaşlar verdirtiyordu kendi içinde.

 

"Endişelenme onlar bu işte uzman ne yapacaklarını iyi biliyorlar eminim her şey yolunda gidecektir. Seni korumak için iyi adamını bırakması çok ince, ayrıca ismiyle hitap ediyorsun aranızdaki buzlar eridi mi?" Büşra meraklı olmamaya çalışsa da çok meraklı gözüküyordu. Konuyu değiştirmek için ona kızsa bile umurunda olmayacaktı.

 

"Onlar beni değil karakolu koruyorlar! Aramız şu an iyi ama sandığın gibi değil onun sevgilisi var zaten. Sadece iyi bir adam o kadar." Selin söylediklerin de ciddiydi ama gerçekler kalbini kırıyordu.

 

"Bu durum seni üzüyor gibi ha?" Büşra'nın sesi o kadar naif çıkmıştı ki Selin'in gözleri tekrar dolmuştu.

 

"İyiyim ben! Üzülmüyorum, beni biliyorsun realist düşünürüm ve beni üzecek şeylere girmem." Aslında Selin'in bugüne kadar yaptığı tam olarak buydu duygularıyla hareket etmeyi çoktan bıraktığını sanıyordu ama bu sefer söylediklerine kendisini inandıramamıştı ilk kez tam tersi bir şekilde tam olarak kendisini üzecek bir duyguya balıklama atlamış gibi hissediyordu.

 

"Evet tabi tabi bunu biliyoruz kesinlikle kimseye duygularını açma, hemen bitir ve üstünü ört! ilk defa birini anlattın, ilk kez farklıydın!" Büşra bile Selin'in değişimini çok net görüyordu.

 

"Kapatıyorum telefonu geçip duş alacağım!" Selin sıkışmıştı ve gerçekten şu an bunları konuşabilecek kadar iyi değildi, konuyu çevirmenin en mantıklı yolu buydu.

 

"Tamam kaç şimdi ama bunu detaylıca konuşacağız!"

 

"Sen benim psikoloğum değilsin mimarsın kendine gel." Selin güldü bu son çırpınışıydı.

 

"Tabi bu aileye bir tane psikolog yeterli ama ben senin kardeşin olarak konuşacağım!" Büşra Selin'i alt ettiği için gülmüştü. Hazır cevaplılıkta kendisi daha iyi olsa da kardeşine ilk defa laf dalaşında da kaybetmişti.

 

"Pekâlâ görüşürüz Can'ı yerime öp! Kenan'a selam söyle." Dedi telefonu kapatırken Selin. Büşra ile konuşmasını kafasından atıp duşa girdi hızlıca yıkanırken suyun üstünden akıp gitmesi onu rahatlatıyordu duşun dibinde bekçi gibi duran Luna'yı görünce ani bir kararla, obsesif düşüncelerine teslim olarak içeri çekip onu da yıkadı Selin, bu durum bir süre onu oyalanıp kafasını dağıtmasına iyi gelmişti. Duştan çıkarken kendisi bornozla yedek havlusu da Luna'nın üstünde çıktılar Selin hızla giyinip fön makinesiyle ilk Luna'yı sonra kendisini kuruttu şişmiş gözlerini makyajla kamufle ederken kapısı çaldı. Kapıyı açtığında Yusuf kapıda yüzünde gülücükle bekliyordu Selin ne olduğunu anlamıştı.

 

"Kesinlikle 3. arayışında cevap verdi!" Selin, Ezgi ile Yusuf'un konuşmasının güzel geçmemesine ihtimal bile vermemişti zaten. Yusuf Selin'in sözlerine kocaman bir kahkaha attı.

 

"2. arayışımda açtı." Dedi Yusuf, Selin elini savurup tüh be der gibi yaptı.

 

"Çok insaflıymış" Şanslı olduğunu Yusuf'a tekrar belirten bir bakış attı.

 

"Hadi menemen yaptık Berk'le, soğumadan yiyelim." Luna havlunun arasından sıyrılıp kapının dışına adım atan kadının yanına bitti. Yusuf Luna'ya bir şeyleri çözmeye çalışıyor gibi baktı. "Luna bugün parlıyor gibi." Deyince bu sefer Selin Yusuf'un sözlerine sinsice gülümsedi. Kapıyı çekip avluya doğru yürürken Luna hazır mama kabına koşup yemek yemeğe başlamıştı bile.

 

"Selam Berk." Dedi avluya geçerken Selin.

 

"Merhaba Selin hocam nasılsınız?" Berk yüzünde bir buruklukla bakıyordu Selin umursamamaya çalışarak devam etti.

 

"İyiyim. Harika menemeninizden yemeğe geldim." Menemeni tabaklara bölen Berk Selin'e uzattı. Selin ekmekten bir parça kopararak yemeye başlamıştı bile dün akşam yemeği bile yiyemeyecek kadar midesinin bulanmasından sonra şu an yemek, yemek iyi hissettirmişti.

 

"Mete komutanla iletişim içinde olabilecek misiniz?" Selin sorarken umursamaz görünmeye çalışıyordu.

 

"Çoğu zaman telefonları çekmeyecek ama çektiği zaman kesinlikle bana ulaşır. " Yusuf da endişeli ve gidemediği için üzgündü.

 

"Bana da haber verirsen sevinirim." Dedi Selin Yusuf başıyla onayladı kadının endişesini anlıyordu.

 

"Mete komutan çok tecrübeli 8 senedir burada görev yapıyor 2 yıl önce zorunlu hizmeti bitmiş olmasına rağmen gitmedi avcunun içi gibi bilir buraları merak etmeyin Allah'ın izniyle sağ salim dönecek hepsi." Dedi Berk kendinden çok emin şekilde. Selin ilk defa Mete'nin hayatıyla ilgili bilgi sahibi oluyordu dikkatle dinledi.

 

"Hiçbirimiz onun gibi olamayız hepimiz görev süremiz bitince tayin isteyip gideceğiz, bende 6 yıl olacak buradayım, ilk görev yerlerimiz ikimizin de tabi o askeriyeyi bitirip gelmiş tam donanımlı 31 yaşında ama görevine tüm aklı, fikri ve ruhuyla sarılmış. Mesela ben 3 ay sonra tayin olacağım ama asla koparmam bağımı Mete komutanımla o benim ağabeyim gibi." Yusuf, Berk'i onaylar gibi onu anlatmaya devam etmişti.

 

"Benden 1 yaş büyük sadece." Dedi Selin daha çok sesli düşünüyor gibiydi sonra bir an kendine gelip devam etti. "Mehmet'e yaşımı söylemeyin bu konu da kıvranması hoşuma gidiyor!" Yusuf'la Berk kahkaha atınca Selin de güldü.

 

"Ailesi, değer verdiği birileri yok mu peki neden hayatını işine adamış?" Selin sorunca Berk'te konuyla ilgili bilgi sahibi olmadığı için Yusuf'a döndü.

 

"Bir annesi var diye biliyorum başka bilgim yok aslında." Yusuf'ta bu kadar zamandır onunla ilgili az bilgi edindiği için geçmişi yoklar gibi düşündü. "Arada birileriyle konuşur ama kadınlarla ya da duygularla arası çok yok. Hiç bizim gibi ilişkisi hakkında konuşmaz mesafeli, hatta boş işlerle uğraşmayın falan der bu konular açılınca. Tek derdi işi gerçekten, ama baba gibi ağabey gibi tüm askerlerinin derdinde derman mutluluğunda destekçi olur." Yusuf Mete'nin hayatı hakkında bugüne hiç detaylı düşünmediğini fark edince şaşırmıştı.

 

"Evet gerçekten öyle!" Diye onayladı Berk'te. Selin sessizce düşürken Yusuf'la Berk yemeklerine gömülmüşlerdi. Yusuf'un telefonu çalınca yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu izin isteyerek kalktı. Selin biten tabakları toplarken Berk yemeğini bitirmiş elinden almaya çalışıyordu.

 

"Siz bırakın Selin hocam ben yaparım." Dedi Berk, Selin elinden çekerek kaşlarını çattı.

 

"Saçmalama ne zamandır harika yemekler yediriyorsunuz bugün de ben yıkıyım ne olacak!" Dedi. Berk konuşmasına fırsat kalmadan Selin yemekhaneye doğru yol almıştı bile mutfağa girip hemen elindekileri lavaboya bırakıp işe girişti Berk yanında durmuş iki yemek yapan askerde izliyordu olan biteni. Selin bulaşıkları yıkarken tek düşündüğü Mete ve onun hakkında öğrendiği bilgilerdi, bir tek annesiyle yaşamış büyük ihtimalle annesi, evin baba figürünün ve otoritesinin kendisi olduğuna ikna etmiş olmalı bu kadar otoriter olmasına rağmen herkesi sahiplenen tavrı bundan kaynaklı diye düşünüyordu. Selin düşünceleri işini bitirince bölündü çok yorgun hissettiği için izin isteyip ders kaydı yapan öğrencilerine yardım etmek için Luna'yı da alıp odasına geçti. Uzun süren öğrencilerle mail trafiğinden sonra günlük notlarına birkaç şey ekleyip havanın karardığını fark edince akşam yemeğine yemekhaneye geçmişti, yemekhane de 3 asker oturmuş çoktan yemeklerine başlamıştı, Yusuf ve Berk nöbette olduğu için yoktu. Daha önce bir iki kez muhabbet ettiği askerlerin yanında oturup izin isteyerek analiz sorularını sorup önemli bilgiler almaya karar verdi, etrafın bu kadar boş ve sessiz olması Selin'in canını sıksa da fırsattan istifade diğer askerleri gözlemleme fırsatı yakalamış olduğu için seviniyordu. Yemeğini ve sohbetini bitirdikten sonra Selin askerlere sohbet için teşekkür edip dışarıya çıktı, boş avluda salına salına yürürüyüp Mete'nin karanlıklar içindeki odasına bakınca nasıl bu kadar kısa sürede bu kadar alıştığını düşünüyordu. Bu duruma verdiği olağan dışı tepkiler biraz kendisini korkutuyordu, bu düşünceyi aklından hemen uzaklaştırarak odasına girdi. Luna hemen yatağa atlayınca yanına uzandı o kadar sessiz boş ve sıkıcı gelmişti ki Mete'nin olmaması burayı bambaşka bir yer gibi hissettiriyordu. Gözlerini sımsıkı kapatıp derin bir iç çekti sadece düşünmeden uyumak istiyordu ama bu hiç kolay değildi...

 

 

Loading...
0%