Yeni Üyelik
1.
Bölüm
@gardel_ya

Hayat bazen kırar sizi. Zayıf, güçsüz, kimsesiz veya küçük olduğunuza bakmaz ve yorar sizi. Tıpkı 15 yıl önce bana olduğu gibi daha on yaşında olduğumu umursamayan hayat gözümün yaşına bakmadan kırmıştı beni. Belki benim melek gibi annem de odasında uyurken huzurla gözlerini kapardı ama olamdı benim melek gibi annem babamın bir gece için annemin odasına dalmasıyla gitti. O anlar hala zihnimde annemin acı çığlıkları baba dediğim insanın annemi acımadan katletmesi. Babam o gece eve gelmemişti ben ise annemin kanlı bedenin yanında sabaha kadar bekledim. Babam geldi ve polislerden saklanmak için doğal bir ölüm gibi gösterdi. Cenazede ağlamıştı o kadar yapmacıktıki. Babam sonrasında kendini daha çok alkole verdi yeteri kadar bağımlısı değilmiş gibi. Annemin gidişinden sonra kendimi sesizliğe gömüştüm çünkü annem yoksa yaşamında bir anlamı yoktu. Babam annemi aldığı yetmezmiş gibi her gece içer ve hıncını benden çıkarırdı. Bir sabah şaşırtıcı şekilde uyandığımda evdeydi konuşamamı dahi umursamıyordu. Şaşırdığım için bakakalmıştım.

 

"Ne bakıyosun ilk defamı görüyorsun beni." Niye sert çıkışmıştıki. Utandığım için kafamı eğdim ama yakamdan tutulup duvara doğru itilmem bir oldu.

"Bana bak seni küçük sıçan annen gitti sen gitmedin bugün sevgilim gelicek ve ona karşı tek bir yanlışın olsun istemiyorum kaç yıl geçti halla kendi ayaklarının üzerinde duramıyosun. Sekiz yıldır olduğu gibi sesini çıkarma ve hizmet et o kadar tamamı." Sesim çıkmıyordu ki zaten. Bı tepki vermeyince yüzüme inen tokatla sendelemiştim. İri yarıydım uzundum güçlüydüm ama babama karşı çıkamıyordum bile. "ANLADINMI ALİ." Tamam der gibi hızlı hızlı kafamı saladım ve odama kaçtım tekrar vurmasından korkuyordum. Odamda sadece tek bir yatak vardı ve geri kalanı bomboştu yatağın üzerinde annemden kalan kurbağama sarıldım ve ağlamaya başladım korkuyordum gittmek istiyordum ama gidemiyorum işte nereye gidecektim konuşamayan birini kim isterdiki. Kapımın hızla açılmasıyla yatakta hızla geri gidince yere düşmüştüm gelen babamdan başkası değildi. " Alicim oğlum kalk hadi Derya annene hoşgeldin de" gene yapmacık sözler yapmacık gülümseme.

 

Kafamı saladım ve odadan babamla birlikte çıktım. Aşağı indiğimde parfümünü on km alabildiğim kadın kısa olan eteğini iyice çekiştirerek kısaltı. Yüzümü istemsizce buruşturunca babam arkamdan belimi sıkmıştı bu düzgün ifade takın demekti. Yüzümü düzeltemye çalıştım. Öyle sesizce bekleyince kadın yüzünü buruşturup bana bakmıştı. " Cici annene hoşgeldin demiycekmisin alicim"

Bu neydi böyle ne saçmalıyordu bu kadın. " Ali konuşmaz böyle doğdu doktor bı sorun olduğunu söyledi konuşamıyor." Yalandı annemin ölümünden sonra olmuştu. Kadın yanıma gelip omzuma dokundu. "Üzülme alicim annen burda." Annemi? Ne sanıyordu bu kadın kendini. Elini omzumdan itip odama çıktım babam sonra çok kızıcaktı ama bu kadına daha fazla katlanamazdım. odamda biraz boş boş oturduktan sonra aşağıdan bağırma sesleri gelmeye başlamıştı merak edip kapıyı açıp dinlemeye başladım. " BANA BAK ORHAN BEN DENEDİM BANA TAKINDIĞI TAVRA BAK YA BEN YA O İSTEMİYORUM BEN O ENGELİYİ EVİMDE."

 

Odanın kapısı yavaşça kapatım. Evet biri tarafından daha reddedilmiştim aferim Ali. Sabah uyandığımda babam tepemde bekliyordu. Korkup aniden kalkınca bişey demedi biraz sesizce beni süzdü. " Annene çok benziyorsun Ali ve bu olacaklar hep bu benzerlik yüzünden. Derya annenle seni aşağıda bekliyoruz." Dedi ve odadan çıktı neydi bu simdi ama anneme benzediğimi duymak çok hoşuma gitmişti. Elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim derya masada kolarını göğsüne bağlamış oturuyordu. "Geç otur Ali seninle konuşacaklarımız var." Babamın sesiyle deryaya bakmayı kesip masaya oturdum. " Ali bak deryaya karşı olan tavrın hiç hoşuma gitmedi. Sana şimdi çık git diyemem bir baba olarak yapmam." Hadi ya şimdimi gelmişti babam olduğu aklına ve bu kibarlıkta neyin nesiydi bı kadına yaranıcam diye iki gün sonra onu öldürmeyeceği ne malumdu. " Kendine bir ay içerisinde bir yer bul ve git bir ay sonra burda olmanı deryada bende istemiyoruz." Dünyan başıma yıkılmıştı doğru bı annem yoktu babamında hiç olmadığını şimdi farketmiştim. Kafamı saladım masadan kalktım ve evden çıktım ne yapıcaktım ben şimdi param yoktuki ya da arkadaşım nereye gidicektik babam annemin ölümünden sonra okulada göndermeyi bırakmıştı diplomam bile yoktu. Oflayıp yürüdüğüm sokaktaki kaldırıma oturdum.

 

Anne yardım et bana sensiz napıcağımı bile bilmiyorum. Bı işaret bir şey gönder çok yoruldum lütfen anne.

 

Bir yandan annemden yardım istiyor bir yandan ağlıyordum ayaklarımın beni getirdiği yere bakınca köprüye geldiğimi farketim. Şimdi atlasam arkamdan ağlıycak tek kişi bile yoktu babam nerede olduğumu bile sorgulamazdı cesedim suyun altında çürürdü her halde. Köprüde arka arkaya iki korumalık vardı. Birinin üzerinden atlayıp köprünün en ucuna geldim. Akan trafikten bile biri durup yardım etmek istemiyordu. Kimse umursamıyor ali seni hemde hiçkimse. Son demirin üstüne de çıkıp oturdum ayaklarının altında koca deniz vardı. Yan tarafım da bir hareketlilik hisedince kafamı çevirdim annem ordaydı. " Korkma oğlum gel hadi" annem gelmişti elimden tutuyordu. Beni kaldırdı ve demirin üstünde yürütmeye başladı bu beni sebepsizce mutlu etmişti aklıma küçüken kaldırım taşlarının ince kısmından yürümek istediğimde düşmemem için elimden tutması gelmişti. " Annen seni çok özledi oğlum gel hadi yanıma. " Annem köprü demirinin biraz ilerisinde havada duruyordu benim annem Bir melek olmuştu.

 

Anne seni çok özledim.

 

Duymadığı için ağlamakla yetindim ama annem elini çeneme koyup yüzüne bakmamı sağladı. "Ben senin sesiz fısıltılarını bile duyarım Ali." Annem elini çekil birazdaha ileri gitti. " hadi gel annenin kolarına."

 

Gözümü açtığımda hastanedeydim. Ne olmuştu ölmemiştim. Başımda doktor babam derya denilen kadın ve yatağın en ucunda kahve rengi uzun saçların olan kısa, zayıf, çileri olan bı kız bekliyordu. Kimdi bu güzelik abidesi. Kalbi olmayan bir insan aşık olabilrimiydi? Kalbi soğuktan donmuş bir insan bir bakışta alev alabilirmiydi? Eğer cevap hayır olsa dahi şuan hepsini bu kız yıkıp geçmişti. Doktorun konuşmasıyla kafamı o yöne çevirdim. " Öncelikle geçmiş olsun Ali bey." Teşekür eder gibi kafamı saldım. " Babanız konuşamadığınızı söyledi merak etmeyin." Doktorun bunu demesiyle kafamı yandaki kıza çevirdim gözlerinde o duygu vardı acıma. Küçükende evden kaçmaya çalışıp başıma birşey geldiğinde ya da komşular babam beni sokağa attığında bu şekilde bakardı.

 

Bakma bana öyle güzelim bu kalp bunu kaldıramaz tekrar içimde var olduğunu hisetiğim kalbi bastıramam. Bakma öyle.

 

Kafamı yastığa iyice bastırınca canım acımıştı yüzümü buruşturunca doktor tekrar konuşmaya başlamıştı.

" Köprünün demirinde yürürken çilem hanım sizi farketmiş." Demek adı çilemdi ne güzeldi öyle. "Atlıycağınız sırada sizi tutup çekmiş kafanızı vurduğunuz için hatırlamıyo olmanız normal son anda kurtulmuşsunuz. Şimdi taburcu olabilrisiniz herhangi bir sorununuz yok. Tekrardan geçmiş olsun." Gercekten hatırlamıyordum ne olmuştu en son annem vardı ama çilenin gelmesi beni kurtarması yoktu hiç aklımda. "Şey adın Ali sanırım. Kusura bakma seni köprüde öyle görünce korktum seslendim ama duymadın bende birşey olmasın diye çekince kafanı çarptın üzgünüm." Nasılda naifti öyle sesi gülüşü kelimelerini özenle söylemesi. Çilem insansa biz neydiki. " Neden özür diliyorsun yapmasaydı. Bizim dedik köprünün tepesine çık diye. Sen birde kurtarmışsın. " Babam konuşunca gözlerimi devirdim. Açık açık bırak ölsün diyordu. "Pardon beyefendi lafınızı kestim ama bı insanla oğlunuz dahi olsa bu şekilde konuşamasınız bu lafların onu nasıl etkilyceğini bilemesiniz." Benimi savunmuştu o az önce. Oteriter sesi kulaklarımın kutsanmasını sağlamıştı adeta.

 

" Harika bi avukatımız eksikti. Pardon da kendi rızasıyla evden kaçan birini savunamasınız siz onun avukatımısınız." Kendi rızasıylamı? Ne demek kendi rızasıyla kendileri kovmuştu beni. Çileme dönüp hayır dermiş gibi kaşlarımı kaldırdım.

 

Lütfen anla beni lütfen...

 

"Avukat değilim ama piskiyatri doktoruyum insan zihninden anlıyorum. Ayrıca bence Ali'nin evden gitmesi için bir nedeni vardır eminimki." Derya alayla gülünce çilem gözlerini devirmişti. Bu istemsizce beni gülümsetmişti. " Kusura bakmayı doktor hanım ama konuşamıyan bir insanın zihni hakında bilgi sahibi olanamasınız." Çilem kaşlarını kaldırdı ve gülümsedi. " Öylemi ben mesleğim konusunda uzman biriyim ve sadece sizin gibi çok ve boş konuşan insanlara güven olmuycağını deneyimledim. Ayrıca." Dedi ve kartını uzatı. " Bı muayne olmak isterseniz seve seve kabul ederim." Babam anlaşılan bunlara daha fazla dayanamamış olucaki deryayı kolundan tutup arkasına çekmiş çileme ters bir bakış atmıştı ben bile tırsarken çilem gözlerini bile kırpmamıştı babam ona ukala diyip elini kaldırdığı anda çilem tekrar konuşmaya başlamıştı.

 

" Bana vurmaya kalkarsanız sizi hapipislerde çürütürüm." Babamın eli hala havadaydı ama yüzü biraz olsun eski haline dönmüştü. Çilem babamın kolunu tiksinirimiş gibi gömlek kısmından tutup indirmişti. " Sadece ufak bı uyarı Orhan bey dikkate alsanız iyi edersiniz." Bu kız korkmazmıydı hicbirşeyden. Babam sinirlenmiş olucaki beni kolumdan tutup kaldırmış ve sürüklemeye başlamıştı arkama dönüp son kez çileme bakma fırsatım bile olmamıştı eve geldiğimizde babam beni odaya kitlemiş ve birdaha yemek ve su vermiyeceğini söylemişti. Arada bir gelip bakıyor sonra çıkıp kapıyı kitliyordu. Üç gün geçmişti ve ben nerdeyse açlıktan ölmek üzereyim yatağın üzerinde yarı baygın şekilde yatarken kapının açılma sesini duydum kafamı çevirdiğimde babamı değil deryayı görmüştüm. Gelip yatağın yanına oturmuştu.

 

Elini bacağımdan yukarı doğru kaydırmaya başladığında kaşlarımı çatmıştım. Ne yaptığını sanıyordu bu kadın. "Baban evde yok. Doğruyu söylemek gerekirse hep bu anı bekledim Ali." Ne diyordu bu kadın neyi bekliyordu. Elimi giydiğim şortun içine doğru sokmaya başladığında elini tutmuştum ama gücüm hiç yokt. " Şş engel olma sende istiyorsun biliyorum." İstemiyordum. Bana iyice yaklaşınca midem bulanmaya başlamıştı kendimi iğrenç pis hisediyordum. Sabah uyanmak istemesem de gözlerini açtığımda odada tektim. Kapı açıldığında odaya babam ve derya girmişti. Derya kolarını göğsünde bağlamış bana bakıyordu. O gece nemi olmuştu ben durdurmaya çalışsam da derya dinlememiş ve beni taciz etmişti. Midem bulanıyordu. Pistim ben iğrençtim, kirliydim. " Söyle hadi Orhan bekliyorum. " Neyi söyliycekti yine. Babam yakamdan tutu ve yere fırlatı. " Dün zorla deryaya dokunmaya çalışmışsın doğrumu bu Ali. " Ben dokunmamıştımki o yapmıştı. "DOĞRUMU DEDİM SANA" Babamın bağırmasıyla kulaklarımı kapatım halla bağırmaya devam ediyordu sendeleyerek de olsa mutfağa geçtim arkamdan onlarda geliyordu. Sonra nemi olmuştu kanlar içinde yerde yatan iki beden eve gelen polisler akli dengemin yerinde olmadığı gerekçesiyle piskiyatri kliniğine yatış.

 

Şuan tamamiyle beyaz bir odada yatakta uzanıyordum elerim yatağa kelepçeliydi. Polislerle içeri girince çalışanların hepsi bana korkar gibi bakmıştı polisler gidince yemek getiren kadın yemeği masaya bırakmıştı yemeği yemek için ayağa kalktığımda kadın bağırıp çığlık atmış ve yemek tepsisini beni öldürme diye bağırarak bana fırlatmıştı. Ardından odadan kaçmış ve polisleri çağırmış ve onlarda beni yatağa kelepçelemişti. Doktorum olan kadın adı Arya saat başı gelip kontrol ediyor ve gidiyordu. Tam 9 saat 12 dakikadır burdaydım ve aşırı bunalmıştım. Arya odaya gelmişti elinde iğneler ve ilaçlar vardı iğneyi yapmak için elini uzatığın da kolumu çekmiştik deryanın yaptıklarından sonra kimseye dokunamak istermiyordum içimde anlamsız bı korku vardı. Arya kaşlarını çatmış ve elini tekrar uzatmıştı ben iyice geri çekilmiştim korkuyordum istemiyordum. Derya sinirlenip ayağa kalktı. " Bana bak Ali rahat dur çok kötü olucak yoksa." Kafamı hayır anlamında saladım istemiyordum işte. Kadın cebinden elektro şok cihazı çıkarınca yutkundum. Koluma dokundukça korkuyordum ve istemsizce sinirleniyordum. En sonunda sinirden gözüm dönmüştü gözlerimi açtığımda karanlık hücre gibi bir yerdeydim. Baş ucundaki sandalyede bir adam oturuyordu.

 

"Uyanmışsın." Kimdi bu? "Evet şuan kafam çok karışık farkındayım herşeyi anlatıcam fakat tek bir sorum var. Neden?" Ne neden? Bütün deliler benimi buluyordu Allah aşkına ya. " Karımı neden öldürdün Ali?" Kim benmi öldürmüştüm ama kimi. Hatırlamıyordumki. " SANA DİYORUM KONUŞAMIYORUM AYAĞINA YATMA NEDEN KARIMI ÖLDÜRDÜN ALİ" sesi iyice yükselirken korkmaya başlamıştım içeri bir kaç üniformalı adam girmiş ve onu sakinleştirmeye çalışmıştı. Az önce bağıran adam şimdi çökmüş ağlıyordu. Görevliler onu dışarı çıkarmış ve içeri başka bı adam girmişti. Yanı başımda benim kollarıma bağlı olan makineyi kontrol etmişti. " Onun adı emre senin doktorun olan arya hanımın kocası. Arya sana iğnelerini yaparken sinirlenmişsin nasıl olduysa zincirlerinden kurtulup arya hanımı yanındaki neşterle öldürmüşsün. Bizden sana iyi davranmamızı bekleme artık Ali sen tam dört can aldın. Baban, üvey annen, arya hamım ve karnındaki bebeği. Bu saaten sonra burdasın. Şimdiden geçmiş olsun."

 

Ne yapmıştım ben ama isteyerek yapmamıştım bilmiyordum hatırlamıyordum bile içeri tekrar emre girmişti ve kolarımı çözmeye başlamıştı. " Kalk ayağa" o kadar soğuk söylemiştik tepki bile vermemiştim. " KALK" korkudan yerimde sıçramıştım ve ayağa kalkmıştım en son hatırladığım şey Emre'nin üstünden kalkıp odadan çıkışıydı...

 

Böyle böyle bir yıl burda geçirmiştim emre gelir önce iyleşiyim diye ilaçları yapar sonra sinirlenince döver ve giderdi. Sesim çıksa öldürmesi için yalvarıcaktım ama olmuyordu işte çıkmıyordu. Artık 25 yaşındaydım. 10 yaşında annemin ölümü 23' e Kadar babamın dayakları cici anne denilen kadının tacizi ve iki cinayet, 24'te akıl hastanesine yatış doktoru ve karnındaki bebeği öldürme. Emre'nin dayakları sözleri ve 25' te artık dayak yemekten perişan halde olan bı Ali. Aferim sana Ali mükemel bı hayat skalası. Kendi düşünceme gülerken dışardan sesler gelmeye başlamıştı geliyordu gelmekte olan Emre'nin sesi koridorun ucundan duyuluyordu ama... Sanki biriyle konuşuyordu. Kapı açılınca içeri küfür suratlı emre girmiş ardında... Yok bir dakika bu gerçek olamazdı. Çilem?

 

Çilem hemen Emre'nin arkasından girmiş ve beni süzmüştü. Yine o bakış acıma. " Beni duyuyormusun çilem sana diyorum bunu kabul etmiyorum ben." Neyi etmiyordu. " Emre burda senin sözün geçtiği kadar benimde geçer ben hasta değişikliği istiyorsam yapıcaz o kadar." Emre iyice sinirlenmişti ne oluyordu burda ya. " Bak çilem arkadaşımsın kalbini kırmak istemezdim ama şimdi uyarmam lazım iki gün sonra seninde kanını yerden temizlemek istemiyorum anladınmı beni." Ne demekti bu şimdi ben kimseyi isteyerek öldürmemiştim yapamazdımda zaten. İstemsizce kaşlarımı çatım. Emre bunu farketmiş olucaki yanıma gelip yanağıma sert bı yumruk geçirmişti. "KARIMI ALDIĞIM YETMİYOR ŞİMDİ BİRDE BANAMI SİNİRLENİYORSUN BANA BAK ALİ SENİ PERİŞAN EDERİM SAKIN BİDAHA-"

 

"EMRE YETER" Çilemin bağırmasıyla emre yerinde öylece kalmıştı. " NE YAPMIŞ OLURSA OLSUN O BİR HASTA ARYA SENİN KARINSA BENİMDE EN YAKIN ARKADAŞIMDI. şimdi defol git emre hastayı ben alıyorum." İşte bu kadardım gözünde. Hastaydım ben. "Çilem bak." Çilem Emre'ye ters bir bakış atınca emre kafasını eğip kapıya yönelmişti. " Dosyaları girişteki veznede" çilem kısa bı teşekür ettmiş ve makineyi kontrol etmeye başlamıştı. Kısa bir süre sonra başka bı çalışan elindeki bir dosyayla gelmiş dosyayı çileme verip çıkmıştı. Çilek yandaki sandalyeye oturmuş dosyayı inceliyordu. Erkeklerden değil ama kadınların dokunuşundan rahatsız oluyordum. Aklıma sürekli derya ve o gece geliyordu. Hoş zaten artık geceleri uyuyamıyordum. Nedenmi çünkü kurbağam yoktu acaba nerdeydi. Çileme baktığımda halla dosyayı inceliyordu. Acaba tanımışmıydı. Yatakta öylece uzanırken çilem konuşmaya başladı. "Öncelikle merhaba Ali. Konuşamadığın için sorduğum sorulara kafanı salıyarak cevap vermeni istiyorum. Eğer cevap vermek istemediğin bir şey olursa hiçbirşey yapma ben anlarım tamamı." Tamam der gibi kafamı saladım dosyayı kapatı ve önlüğünün cebinden küçük bı defter ve kalem çıkardı.

 

"Seni hatırlamadığımı düşündünmü?" Evet anlamında kafamı saladı. O da deftere bir şeyler yazmıştı. "Senden korktuğumu veya sana sinirli olduğumu düşündünmü?" Evet... Düşünmüştüm. Arkadaşını öldürmüştüm sonuçta. Defterden kafasını kaldırdı ve bana baktı. "İçindeki endişeyi anlıyorum fakat korkma. Sana sinirli değilim ne yaptıysan istemeden yaptın ve senden korkmuyorum." Bir nebzede olsa için rahatlamıştı birinin beni anladığını görmek güzeldi. Fakat o korkmuyor olabilirdi ama ben korkuyordum. Ya onada zarar verirsem o zaman ne yapacaktı. Ben düşüncelerimle boğuşurken çilem halla deftere bir şeyler yazıyordu. " Ali bugün seni fazla yormuycam yarın başlıycaz terapilere olurmu." Tamam anlamında kafamı sladım kalktı ve kapıya doğru yürümeye başladı. " İstediğin birşey varmı Ali." Aslında vardı... Kurbağamı istiyordum. Yinede kimsenin sinirlerini fazla zorlamamak için kafamı sağa sola saladım. Çilem emin olmasada tamam diyip odadan çıktı. Ne yapacaktım ben burda.

 

Çilem odadan çıkmış ve baş hekimin odasına gidiyordu. Ali de bit tuhaflık vardı. O gün Ali'yi kurtardıktan sonra Ali yinede gülümsüyordu şimdi resmen işkenceden kurtulmuştu ama yinede çok durgundu. Aliye kızgın veya sınırlı değildi aryayı sevmezdi zaten çünkü arya Çilem emreyle sevgili iken emreden hamile kalmıştı. Hem en yakın arkadaşını hem sevgilisini kaybetmişti ama olay büyümesin diye arkadaşlarıymış gibi hayatına devam etmişti. Tabi bu onun ve bebeğin ölmesi için gerekli bı sebep değildi ama arya o gün piskolojik rahatsızlığı olan bir hastanın üzerine fazla gitmişti. Saldırı olmas normaldi. Ne mi yapacaktım? Baş hekimden Ali'nin eskiden yaşadığı eve gitmeyi teklif edicektim. En azından Ali hakkında birazdaha şey öğrenmem lazımdı. Baş hekimin kapısına gelince kapıyı tıklatım ve gir sesini duyunca kapıyı açtım. "Merhaba alaz bey içeri girebilirmiyim." Alaz bey yaptığı işten kafasını kaldırıp bana bakmıştı. Çok sıcak kanlı ve cana yakın biriydi. " Çilem hanım tabi buyrun lütfen." İçeri girdim ve önündeki koltuklardan birine oturdum. Kelimelerimi toparlıyamıyordum bile. "Ben sizden bişey rica edicektim." Yine güler yüzüyle ne diyeceğimi bekliyordu. " Ben Ali'nin evine gitmek istiyorum bunun için izin dilekçesi yazarmısınız." İlk başta gülen yüzü düşmüş ve kravatını gevşetmişti. " Emin misiniz çilem hanımım Ali iyi olucak bı hasta değil bu kadar üzerine düşmeniz normalmi?"

 

"Evet alaz bey eminim. Hem neden iyleşemesin her zaman bir ümit vardır." Yüzündeki o sert ifade hala yerini koruyordu. " Peki çilem yazıcam yarın öğlen gelip alırsın." Kısa bı teşekür edip odadan çıktım. Kendime bı söz vermiştim.

 

Solan gülümsemeni açtırmak niyetim...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Şimdiden iyi okumalar🌼🌼

 

Loading...
0%