Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@garipbirisi

Aslı gözlerini açtığında, Murat'ın kucağında arabaya taşındığını fark etti. Murat, onu arka koltuğa oturttu, saçlarını yüzünden çekip elini suyla ıslatıp Aslı'nın yüzünü serinletmeye çalıştı. Aslı biraz daha kendine geldiğinde, "Tamam, artık iyiyim," diyerek Murat'ın elini hafifçe itti. Murat bir adım geri çekildi ve "İyi o zaman, hemen bir şeyler yemek için yer buluyoruz ve seni doyuruyorum," diyerek kapıyı kapattı. Arabanın etrafından dolanıp direksiyona geçti. Arabayı çalıştırırken Aslı’ya bakıp derin bir nefes aldı.

Aslı, kesik kesik nefes alıyordu. Murat, "Yemek yemediğin için tansiyonun düşmüş olabilir," dedi. Aslı, "Olabilir," diye mırıldandı ve gözlerini sıkıca kapattı. "İyisin, değil mi?" diye sordu Murat endişeyle. Aslı başını sallayarak, "Evet," dedi ama gözleri hâlâ kapalıydı.

Yola devam eden Murat, ileride bir restoran gördü ve arabayı durdurdu. "Artık son yol kenarı yemeğimiz olacak," diyerek arabadan indi. Aslı’nın tarafına geçip ona yardım etmek istedi ama Aslı eliyle onu durdurdu. Arabadan inip kapıyı kapattı, Murat'a bakıp, "Gidelim," dedi. Murat, Aslı'nın elini tutup koluna yerleştirerek, "Gidelim," diye ekledi.

Restorana girdiklerinde içerisi oldukça sakindi. Murat, Aslı’yı bir masaya oturttu ve kendisi de yanına oturdu. Aslı, Murat’ın bu yakınlığından rahatsız olup, "Neden buraya oturdun?" diye sordu. Murat sert bir şekilde, "Yemek yemen için. Yemezsen ben yediririm," dedi. Aslı sinirlenerek, "Saçmalama, çocuk muyum ben? Lütfen," diye karşılık verdi. Murat ise aynı sertlikle, "O zaman çocuk gibi davranma," dedi. Bu sırada garson masaya yaklaştı.

Murat garsona dönüp, "Buraların meşhur kahvaltıları var mı?" diye sordu. Genç garson, "Tabii efendim," dedi. Murat, "O zaman yöresel bir kahvaltı alalım," dedi. Garson onaylayarak ayrıldı. Murat, restoranı incelerken Aslı başını ovuyordu. Murat, "Başının arkası mı ağrıyor?" diye sordu. Aslı, "Evet," dedi. Murat, "Çok sert düştün, bir an başını yaraladığından korktum," dedi. Aslı, başını kollarının üstüne koydu ve masaya yaslandı.

Garson, yiyecekleri yavaş yavaş masaya servis etti, çay ve ekmekleri de getirip "Afiyet olsun," diyerek uzaklaştı. Murat, Aslı’nın tabağına bolca yiyecek doldurduktan sonra kendi tabağına da aldı ve "Afiyet olsun," diyerek yemeye başladı. Aslı, tabağındaki yiyecek miktarını görünce, "Bu kadarını ben yiyemem ki," dedi. Murat, umursamaz bir tavırla, "Umrumda değil, yiyeceksin," diye karşılık verdi. Aslı birkaç lokma aldıktan sonra, "Yeter," dedi.

Murat, sinirle Aslı'ya dönüp, "O tabak bitecek! Çocuk gibi yedirmemi istemezsin," dedi. Aslı, "İstemiyorum," diye karşılık verdi. Bu sözler üzerine Murat, sinirle masaya elini vurdu. Aslı, Murat'ın bu ani öfkesinden ürkmüştü. Murat, "Kusmanın üstüne bir de bayılmanı çekemem, yemeğini ye ve sabrımı zorlama," dedi sinirle bakarak.

Aslı derin bir nefes aldı, birkaç lokma daha yedi ve "Yersem de kusacağım," dedi. Murat derin bir nefes aldı, ama bu kez cevap vermedi ve yemeğe devam etti. Aslı, arkasına yaslanıp çayını içmeye devam etti. Murat, yemeğini bitirdikten sonra, Aslı'nın oturduğu sandalyenin bacağından tutup kendine doğru çevirdi. Aslı, aniden dönen sandalyede şaşkınlıkla Murat'a baktı. Murat, Aslı'nın tabağını kendine yaklaştırıp, "Aç ağzını," dedi.

Aslı, "Yemek istemiyorum," diye itiraz etti. Murat, daha sert bir tonla "Aç ağzını," dedi. Aslı mecburen çatalı Murat'ın elinden almak istedi ama Murat, Aslı’nın elini tutarak sinirli ama sessiz bir şekilde, "Ağzını açar mısın?" dedi. Aslı, "Ver," diyerek çatalı almaya çalıştı. Murat, çatalı masaya sertçe vurarak, "Madem yiyordun, neden yemedin?" diyerek Aslı'ya dik dik baktı. Aslı sakince, "Yemek istemiyorum, o yüzden yemedim," dedi.

Murat, garsona dönüp, "Bunları paket yapar mısınız?" diye sordu. Garson, "Tabii efendim," diyerek masaya yaklaştı ve tabaktaki yiyecekleri özenle paketleyip bir poşet içerisinde geri getirdi. Murat, poşeti alıp Aslı’ya bakarak, "Bunu daha sonra yiyeceksin," dedi soğuk bir ses tonuyla. Aslı, Murat’ın bu tavrından rahatsız olsa da sessiz kaldı. Murat, hesabı ödedikten sonra Aslı'yı beklemeden kapıya yöneldi. Aslı derin bir nefes aldı ve Murat’ın peşinden dışarı çıktı. Poşet sessiz bir hatırlatıcı gibi Aslı’nın gözünün önündeydi; Murat’ın kontrolü elinde tuttuğunun bir simgesiydi.

Loading...
0%