Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@garipbirisi

Murat, arabayı durdurdu ve camları açarak Aslı'nın uyanmasını beklemeye başladı. Öğlen sıcağı bastırmıştı ve karnı acıkmıştı, ama Aslı uykuya daldığı için onu rahatsız etmek istemedi. Telefonuyla ilgilenirken yanlarına başka bir araç park etti. Şoförün kapıyı açmasıyla Aslı, uykusunda irkildi ama hala uyuyordu. Şoför inip kapıyı kapattığında Aslı korkarak uyandı ve nefes nefese kaldı. Murat, Aslı'nın bu denli korkmasına anlam veremedi, şaşkınlıkla onun sakinleşmesini izledi.

 

Aslı, emniyet kemerini açtı, elini saçları arasında gezdirdi ve diğer eliyle kalbinin üzerine bastırarak nefes alıyordu. Kalp atışları yavaşladıktan sonra etrafına bakarak nerede olduklarını anlamaya çalıştı.

 

"Yemek yiyelim," dedi Murat, kapıyı açarken.

 

Aslı da kapıyı açıp arabadan indi, ama bacakları titriyordu ve hala düzensiz nefes alıyordu. Murat, önden ilerledi ve güvenlikten geçip yürüyen merdivenlere yöneldiler. Aslı, hangi şehirde olduklarını bile bilmeden Murat'ı takip ediyordu. Üst katlara çıktıkça mağaza kalabalıklaştı ve Murat, Aslı'nın yanında yürümesi için gözleriyle onu teşvik ediyordu, ama kalabalık yüzünden Aslı geride kalıyordu. Yemek katına çıktıklarında Murat, restoranların önünde menülere bakarak ilerledi.

 

"Ne yiyeceksin, karar verdin mi?" diye sordu Murat.

 

Aslı, "Benim için fark etmez, sen ne istiyorsan onu al bana da," dedi ve masayı göstererek, "Ben otursam iyi olur aslında," diye ekledi. Murat, başıyla onaylayıp yakındaki bir restorandan iki yemek sipariş etti ve Aslı'nın yanına oturdu. Murat, Aslı'ya o kadar iri ve tehditkar görünüyordu ki masa onun önünde küçük kalmıştı. Aslı bu adamdan korkmuştu, ama onu koruması için yanındaydı; ona zarar verecek hali yoktu, fakat yine de korkusu yüzünden gözünde kocaman görünüyordu.

 

Yemeklerini yedikten sonra Aslı, ellerini yıkamak için lavaboya gitmek istedi. Murat da kapıya kadar onunla birlikte gitti. Aslı, ellerini yıkamak için musluğu açtığında, musluğun üst kısmı yerinden çıkıp suyu dışarı fışkırtmaya başladı. Kapatma yeri de kırılmıştı ve su bir anda Aslı'yı sırılsıklam etti. Olayın şokuyla peçeteleri tişörtüne bastırarak lavabodan çıktı. Murat, Aslı'nın bu halini görünce sinirle onun kolunu sıkarak, "Senin içinde bir şey yok mu? Bu ne hal böyle?" diye dişlerini sıkarak ona kızdı.

 

Aslı, "Üzerimdeki her şeyi Yavuz'un verdiğini düşünürsen, Yavuz da erkek olduğuna göre sütyen kullanmıyor; bunun için üzgünüm," diyerek kolunu kurtarmaya çalıştı. Murat, sinirle Aslı'yı bir giyim mağazasının deneme kabinine çekiştirerek soktu. "İçeride bekle, ben bir şeyler getireceğim. Sonra git, ne lazımsa al," dedi ve kapıyı kapattı. Murat, bir tişört ve pantolon alıp kabine götürdü. "Giyin hemen," diye Aslı'ya doğru fırlattı kıyafetleri. Aslı, Murat'ın verdiklerini giyip ıslak kıyafetlerini çantaya koydu ve kabinden çıktı. Murat, dışarıda beklerken çantayı alıp, "Git, bir şeyler al, ben buradayım," dedi.

 

Aslı, iç giyim bölümünden birkaç parça aldı, sonra kıyafet bölümünden birkaç parça daha seçti. Murat, Aslı'nın aldığı eşyaları elinden alıp kasaya götürüp ödeme yaptı, çantayı Aslı'ya uzatıp "Git, giyin tekrar," dedi. Aslı, kabine girip iç çamaşırını giyindi, kapıyı açıp çantayı Murat'a uzattı. Saçlarını çözüp aynada düzeltirken, Murat onun yansımasını izliyordu. Aslı'ya duyduğu kin ve nefretin üzerine, onun kendine muhtaç olmasından aldığı hazla Aslı'yı izlemekten zevk aldı.

 

Aslı, "Tamamım," dedi. Murat, "İyi, o zaman hadi gidelim," diyerek kolundan tutup mağazadan çıkardı Aslı'yı. Merdivenlerle arabayı park ettikleri alana inip arabaya bindiler. Otoparktan çıkıp yola devam ettiler.

 

"Nereye gideceğiz?" diye sordu Aslı.

 

"Senin için ne fark eder? Nereye gidersek gidelim, ne anlamı var?" dedi Murat, sertçe. Aslı'nın kendisine bakıp ne düşündüğünü merak ediyordu. "Ne bakıyorsun, ne geçiyor o kafanın içinden, kendini beğenmiş avukat müsveddesi?" diye bağırdı ve arabayı hızla durdurup Aslı'ya döndü. Aslı, Murat'ın bu denli sinirlenmesini anlamasa da önüne dönüp cevap vermedi. Murat, Aslı'nın sessiz kalmasına daha da sinirlenip kolunu tutarak kendine çekti. "Cevap ver bana!" diye yüzüne yaklaşıp bağırdı.

 

Aslı, kolunu sıkmasının acısıyla Murat'ın elini iterek, "Bırak kolumu, canımı acıtıyorsun. Derdin ne senin?" diye karşılık verdi. Murat, kendisine bağırılmasıyla daha da sinirlendi. "Bırakmazsam ne olur, ha? Ne yaparsın? Beni de hapse mi attırırsın? Yapabilir misin bunu? Cevap ver hadi, cevap ver diyorum!" diyerek Aslı'nın kolunu daha da sıkarak kendine doğru çekti. Aslı, Murat'ın bu denli sinirlenmesiyle geri adım attı. "Ne diyorsun Murat? Lütfen kolumu bırak, acıtıyorsun," dedi korkuyla.

 

O sırada yoldan geçen biri kavga ettiklerini fark edip, "Abi ne yapıyorsun sen? Sakinleş, bir nefes al," diye seslendi. Murat, Aslı'nın kolunu bırakıp arabayı çalıştırdı ve sinirle konuşmadan yola devam etti. Bir süre sonra çevre yolundan çıkarak köy yoluna döndü, arabayı durdurup inip Aslı'nın kapısını açtı ve onu kolundan sıkıca tutup arabadan çekip çıkarttı. Aslı, hızla çekildiği için sendeleyerek indi arabadan. Murat, kapıyı kapattı ve Aslı'nın kollarından tutup onu arabanın kapısına sertçe yasladı. Eliyle Aslı'nın yüzünü tutup başını kaldırdı.

 

"Beni hatırlamadın mı?" diye sordu.

 

Aslı, neye uğradığını şaşırmış halde Murat'a bakıyordu, gözleri dolmuştu ve korkuyla başını sağa sola sallayarak, "Hatırlamıyorum, bırak beni. Ne istiyorsun benden?" diye cevap verdi.

 

"İşine gelmiyor değil mi? Beni hatırlamak, bana yaptığını hatırlamak istemiyorsun," diyerek Aslı'yı kendine çekip tekrar kapıya yasladı. Ardından geri çekilip Aslı'ya arkasını döndü, boş araziye bakarak elini saçları arasında gezdirdi ve derin bir nefes aldı. Sonra Aslı'ya dönüp, "Zamanı gelecek her şeyin. O zamana kadar bekle ve benden kork," dedi ve onu tekrar arabaya bindirdi. Kendisi de arabaya binip yola döndü.

 

Aslı, neyle karşı karşıya olduğunu bilmeden, yanındaki adamın kim olduğunu bilememenin korkusuyla yaşamak zorunda kaldığı için içini bir korku kapladı. Ağlamamak için kendini zor tuttu.

 

Loading...
0%