Yeni Üyelik
22.
Bölüm

22. Bölüm

@garipbirisi

Gün, ikisi için de bitmek bilmemişti. Gündüz uyumanın verdiği uyanıklıkla gözleri kapanmamıştı; Aslı yatak odasında uykuya dalmak için çırpınırken, Murat balkonda sabahın ilk ışıklarına kadar oturdu. Birkaç saatliğine daldıktan sonra Murat, Aslı'yı uyandırdı. Aslı, üstünü giyinirken banyoya geçti, hazırlanıp okula gittiler. Derste çocuklara hikaye anlattılar, arada şarkılarla zaman geçirdiler. Aslı’nın zihni sürekli başka yerlere kayıyordu ama yüzüne belli etmiyordu. Murat ise sessizdi, sanki bir şeyleri planlıyormuş gibi.

 

Çocuklar okuldan çıktığında Murat, eve girmeden ilçeye gitmeyi önerdi. "En kötü defter, kalem, boya alırız," dedi. Aslı omuz silkti. "Tamam, en azından başlarız. Böyle olmayacak artık," dedi hafifçe, ama içinde bu yorgunluktan kurtulma umudu pek yoktu. Sadece bir şeyler yapıyor olmak, biraz iyi hissettiriyordu.

 

Arabaya bindiklerinde köy yolunda ilerlerken Aslı, arabanın sallantısıyla uyuklamaya başladı. Koltuğunu hafif yatırınca Murat ona döndü. "Uyuyacak mısın?" diye sordu. Aslı başını dışarıya çevirip gözlerini kapattı. "Sanırım gece uyuyamayınca, araba beşik gibi geliyor," dedi hafifçe gülümseyerek ve daldı.

 

İlçeye geldiklerinde Murat, Aslı'yı uyandırmadan Milli Eğitim Müdürlüğüne girdi. Kitapları sordu ama eli boş çıktı. Arabaya geri dönüp kapıyı kapattığında Aslı irkilerek uyandı. "Yok muymuş kitap?" diye sordu. Murat, direksiyona bakarak, "Yok, muhtemelen dönem ortasına kadar da vermeyecekler," dedi. "En iyisi defter ve kalem alalım," diyerek arabayı çalıştırdı.

 

Kırtasiye mağazalarını gezip almaları gereken malzemeleri topladılar. Aslı'nın kafası hâlâ yorgundu, ama arada birkaç detay dikkatini çekti; Murat'ın dikkati dağınık görünüyordu. Bir şeyler onu düşündürüyordu. İlçede biraz daha dolaşıp evin eksiklerini tamamladılar ve köye doğru yola çıktılar.

 

Aslı, defter ve kalemleri çocuklara dağıttığında sınıfta bir hareketlenme oldu. Çocuklar, ellerindeki kalemlerle ilk çizgilerini çekmeye başladılar. O an, Aslı’nın içini bir mutluluk sardı. Onların yüzlerindeki sevinç, ona kısa bir süreliğine de olsa bir rahatlama hissettirdi. Ama gözleri yine ister istemez Murat’a kaydı. O, sınıfın en köşesindeki masada sessizce oturuyor ve pencereden dışarıya bakıyordu. Aslı’nın ne zaman ona bir şey sormak istese aldığı kısa, kaçamak cevaplar içini daha da daraltıyordu.

 

Ders ilerledikçe Aslı, sınıfın içinde dolaşıp çocukların çizimlerine yardımcı olmaya çalıştı. Bir yandan da Murat’ın sessizliğini çözmeye çabalıyordu. Aralarındaki bu mesafe, her geçen gün biraz daha belirginleşiyordu. İlk zamanlar Murat’ı konuşturmaya çalışan Aslı, artık sorularını azalttı. Onun sessizliği karşısında pes etmek zorunda kalıyordu.

 

Evde de durum çok farklı değildi. Murat, sabahları birkaç saat uykusuz gözlerle uyanıyor, kahvaltıyı kısa kesip işine odaklanıyordu. Aslı onun yanına yaklaşmaya, konuşmaya çalıştığında Murat hep aynı kaçamak cevaplarla yetiniyordu. "Yorgunum," ya da "Bir şey yok," diyerek onu geçiştiriyor, daha fazlasını söylemiyordu.

 

Her gün aynı rutin tekrar ediyor. Aslı, çocuklarla okulda vakit geçirirken Murat ya dışarıda ya da sınıfın köşesinde hareketsiz bir şekilde oturuyordu. Dışarıya bakıyor, ama zihni bambaşka yerlerde gibiydi. Aslı, ne zaman ona yaklaşıp bir şey sormaya çalışsa, sanki görünmez bir duvarla karşılaşıyor. "Ne düşünüyorsun?" diye sorduğunda bile Murat’ın yanıtı belirsizdi. "Bir şey yok," diyordu.

 

Bu şekilde üç hafta kadar geçti. Geceleri de farklı değildi. Aslı, birkaç kez Murat’la bir şeyler paylaşmak için çabaladı, ama Murat balkona çıkıp sabahın ilk ışıklarına kadar oturuyordu. Aslı, onun içindeki bu mesafeyi kapatmaya çalışsa da başarılı olamıyordu. Her ne kadar büyük kavgalar olmasa da, sessizlik ikisini de derinden etkiliyordu. Aslı, içten içe Murat’ın ona karşı tamamen kapanmış olduğunu hissediyordu, ama yine de ona ulaşmak için elinden geleni yapıyordu.

 

Bazen Murat’ın masada oturup bir noktaya dalıp gittiğini gördüğünde, ne düşündüğünü öğrenmek için içindeki sabırsızlık kabarıyordu. Ama Murat’ı zorlamak istemiyordu. Kendi içinde sessiz bir savaş veriyordu Murat; bunu Aslı, her an hissediyordu. Ama bu savaşı paylaşmıyor, Aslı’ya kapılarını kapalı tutuyordu.

 

Bu süre boyunca Aslı’nın içindeki sabır da yavaş yavaş tükenmeye başladı. Onunla normal bir konuşma yapamamak, onu anlayamamak, her geçen gün Aslı’yı daha fazla yıpratıyordu. Günler boyunca aralarındaki bu soğukluk sürerken, Aslı da artık Murat’ı daha fazla zorlamamaya karar verdi. Sessizce gözlemlemeye başladı. Ona ne kadar yaklaşmaya çalışsa da, Murat’ın içine dönmüş hali değişmiyordu.

 

Okulda çocuklarla dersler Aslı’ya bir kaçış gibi geliyordu. Aslı çocuklara bakarak bazen kendi içindeki karmaşayı unutmaya çalışıyordu. Ama her şey yoluna girer mi, bunu bilmiyordu. Murat, çok daha derin bir yere gitmiş gibiydi ve Aslı ona ulaşmanın bir yolunu bulamıyordu.




 

Loading...
0%