@garipbirisi
|
"Öyle olsun bakalım" dedi Murat, derin bir iç çekerek. "Aslında buraya gelmeden önce her şeyin bitmesi gerekiyordu, ama yapamadım. Seni gördüğüm andan itibaren içimde bitmek bilmeyen bir savaş başladı. Karşımda kim olduğunu bilmediğim bir kadını öldürmem gerekiyordu, ama sen bana anlatılan kişi değildin, bu çok belliydi. "
Aslı yutkundu gözlerini Murat'a dikti " Hasan konusu nerden biliyorsun? " diye sordu.
Murat başını arkaya atıp bir süre tavana baktı, ardından gözlerini Aslı'ya çevirdi" Bizimkiler senin onu ziyarete gidip geldiğini söylemişler babama. Oraya girip çıkmanı engellemek için o da halledildi. Onun hikayesini öğrenip üzerine geldim. " dedi
Aslı derin nefes aldı gözünden yaş süzüldü "Benim yüzümden... O çocuğu öldürdünüz, " dedi titreyen sesle.
Murat alnını kaşıdım," Benim Hasanla alakam yok, yemin ederim. Sadece onun hikayesi üzerinden sana baskı yapmayı planladım."
Aslı sertçe masaya vurdu "Ama bu seni masum yapmaz" dedi.
Murat başıyla onaylayacak "Doğru, haklısın. Beni masum yapmaz" dedi, alaycı bir tavırla "Çünkü ben hiç bir şekilde masum değilim, değil mi?" diye ekledi, sinirle gülerek.
Aslı gözlerini kısıp Murat'a baktı "Beni öldürmediğin için baban ne yaptı? Ya da nasıl karşıladı?" diye sordu.
Murat gözlerini kaçırarak, "Aşık oldum, dedim" diye yanıt verdi.
Aslı sinirle gülerek "O da büyük bir anlayışla 'Peki, tamam oğlum' mu dedi?" diye sordu.
Murat başını hayır manasında salladı. "Geri dönerseniz ellerimle öldürürüm sizi, dedi ve beni tamamen sildi" diye cevap verdi.
Aslı sinirle kahkaha attı; gülüşü giderek ağlamaya dönüştü. Murat, Aslı'nın bu ani duygu değişimini sessizce izledi, elimden bir şey gelmiyordu.
Aslı biraz toparlanınca, gözlerini Murat'a çevirdi, "Peki, neydi seni vazgeçiren?" diye sordu, sesi titriyordu.
Murat omuz silkti. "Bilmiyorum dedim ya," dedi ve Aslı'ya bakarak ekledi: "İlk dikkatimi çeken şey gözlerindi. O ilk gün otelde bir rüya görüp ağlayarak uyanmıştın. Bağırmaman için ağzını kapatırken üzerine eğildim ve gözlerine yakından baktım. O kadar güzel ve masumdu ki bakışların."
Aslı derin bir nefes aldı. "Hatırlıyorum," dedi.
"Sen, beni ilk gördüğünde ne düşünmüştün?" diye sordu Murat, merakla.
Aslı, gözlerini Murat'ın gözlerine çevirip duygusuz bir sesle, "Korkutucu olduğunu," dedi. Ardından ekledi: "Bazen hala korkutucusun."
Murat, bu sözler karşısında gerildi. "Beni gerçekten sevmiyorsun, değil mi? Burada mecburen kaldığın için elindekini kullanıyorsun," dedi, sesi sinirliydi.
Aslı, sinirle Murat’a baktı ve sandalyesinde dikleşti. "Benim yerimde olsaydın, şu an yüzüne bile bakmazdın," dedi sert bir sesle.
Murat, Aslı'nın bu meydan okumasına öfkelenip hızla ayağa kalktı ve sandalyesi yere düştü. Gözlerini Aslı’nın yüzüne dikti. "Benim yerimde olsaydın, seni ilk gün öldürürdün," dedi ve kapıya yöneldi.
Aslı, yüksek sesle arkasından seslendi: "Keşke öldürseydin."
Murat, olduğu yerde durdu ve arkasına dönüp baktı. Aslı'ya gözlerini dikip, "Hala geç sayılmaz, biliyorsun," diye ekledi.
Murat, yerdeki sandalyeye tekme atarak Aslı’nın üzerine yürüdü. "Ben sana aşık olduğumu söylüyorum, sen ise benden nefret ettiğini söylüyorsun!" diye bağırdı.
Aslı, sesini kontrol etmeye çalışarak, "Senden nefret ettiğimi söylemedim," dedi.
"Demene gerek yok; ifadelerinden anlaşılıyor!" diye aynı sertlikle yanıt verdi Murat.
Aslı, sinirle gülerek, "İstediğin gibi anlamaya devam ediyorsun," dedi ve Murat'a omzuyla çarparak kapıya doğru yürüdü. "Ama benim seni sevdiğimi bildiğin halde bunu inkar ediyorsun," diyerek mutfaktan çıktı.
Murat, yerdeki sandalyeye bir tekme daha atıp Aslı'nın peşinden salona girdi. Aslı, koltuğa uzanmak isterken Murat, salonun ortasında durup, "O zaman neden Şevket için yas tutuyorsun?" diye sordu. Sesi kontrolsüz ve öfkeliydi.
Aslı, acı dolu gözlerle Murat’a baktı. Ağlamasını bastırmaya çalıştı, dudaklarını ısırdı ve nefes alamıyormuş gibi hissetti. Hıçkırıklarını kontrol edemeyip ağlamaya başladı. "Yeter artık, yeter!" diyerek elleriyle gözlerini kapattı.
Murat, Aslı ile Şevket arasındaki bağı anlamlandıramıyordu. Aslı'nın Şevket'le bir gönül ilişkisi olmadığını biliyordu; ancak bu bilgisi, içindeki kıskançlığı bastırmasına yetmiyordu. Her ne kadar mantığı, Şevket'in sadece Aslı'nın geçmişinin bir parçası olduğunu söylese de, kalbindeki huzursuzluk büyüyordu. Bu his, ona hem kontrol edemediği bir öfke hem de garip bir çaresizlik veriyordu. Aslı’nın gözlerinde Şevket’in anısını görmek, Murat’ı daha da geriyordu. Kendini ne kadar zorlasa da bu kıskançlığı bir türlü bastıramıyordu; sanki Şevket, aralarında görünmez bir duvar gibi duruyordu.
|
0% |