@garipbirisi
|
Günün geri kalanı sakin geçmişti. Akşam olduğunda, Aslı ve Murat televizyon karşısında haberleri izlerken, Şevket’in cenaze töreninden görüntüler ekrana yansıdı. Aslı bir anda yerinden fırlayıp sehpanın kenarına oturarak ekrana doğru eğildi. Gözleri endişeyle Selçuker’i aradı, ama göremedi. Gözleri yaşla doldu ve dönüp Murat’a, “Yok, Selçuker yok! Başına bir şey mi geldi?” diyerek paniğe kapıldı ve Murat’a doğru yürüdü.
Murat da hızla ayağa kalkıp, Aslı’nın elini tuttu. Onu sakinleştirmeye çalışırken, Aslı’nın gözleri tekrar televizyona döndü. Panik içinde titreyen sesiyle, “Murat, lütfen bir şey yap. Nerede o? Ne oldu? Lütfen!” diye ağlamaya başladı.
Murat, ne yapacağını bilemez halde Aslı’yı koltuğa oturttu, tv'yi kapattı. Aslı, kumandaya uzanarak, “Aç, lütfen! İzleyeceğim, aç!” dedi. Murat, elini tutup yavaşça geri çekti ve gözlerine bakarak, “Hayır, yeter. Gördün yeterince,” dedi, sakinleştirmeye çalışırken.
Aslı, ağlama krizine girip sakinleşemiyordu. “O da ölmesin Murat, ne olur, o da ölmesin!” diye tekrar tekrar fısıldıyordu. Murat, Aslı’nın bu haline daha fazla dayanamayıp derin bir nefes aldı. “Tamam, öğreneceğim. Sakin olursan, hepsini öğreneceğim,” dedi.
Bu sözleri duyan Aslı, Murat’ın boynuna sarılarak ağlamaya devam etti. Murat, onun titreyen vücudunu kollarında hissediyordu. Bir süre sonra Aslı’nın gözyaşları yavaşladı, soluğu düzensizleşse de sakinleşmeye başlamıştı. Murat, Aslı’yı yavaşça koltuğa yatırıp üzerini örttü. Ardından, odada sessizce dolaşmaya başladı, düşünceleri karışık ve endişeliydi.
Aslı, hala hıçkırıklar içinde gözyaşlarını silerken, odada yavaş yavaş bir huzursuzluk yayıldı. Ama en azından bir anlığına sessizlik hakimdi.
Aslı sakinleşince Murat yanına oturup elini tutarak, “Sakinsin değil mi?” diye sordu. Aslı başını sallayarak onayladı. Murat, “Selçuker’in nerede olduğunu öğreneceğim,” dedi. Aslı, hafif bir gülümsemeyle kalkmaya çalıştı ve “Teşekkür ederim,” dedi. Murat başını onaylar şekilde salladı ama yüzü ciddiyetini koruyordu.
“Senin yaşadığını biliyor mu?” diye sordu Murat. Aslı derin bir nefes alarak, “Bilmiyorum,” dedi. Murat, elini çenesine götürüp düşünceli bir şekilde, “Harun... O biliyor seni,” dedi ve ardından, “Sence söylemiş midir?” diye sordu.
Aslı yutkunarak, “Hayır, Harun öldürseler bile bir şey demez,” dedi. Murat imalı bir ifadeyle, “Ama sana söyler,” dedi. Aslı başını onaylayarak hafifçe eğdi. Murat, “O halde ona ulaşmak en hızlı yol,” dedi ve telefonunu çıkararak, “Ben konuşacağım,” diye ekledi.
Aslı heyecanla yerinde doğruldu. “Tamam, ama ben de duymak istiyorum,” dedi. Murat, “Tamam,” diyerek Harun’u aradı.
Harun’un telefonu birkaç çaldıktan sonra açıldı, ve Murat ciddi bir sesle, “Harun,"dedi. Harun "Buyrun" diye cevap verdi. Murat "Benim öğretmen Murat" dedi. Konuşmamız gerek,” dedi. Harun’un sesi karşıdan gelince, Aslı yerinde duramıyor, heyecanla Murat’ın konuşmasını izliyordu.
Harun’un sesi birkaç saniye sessiz kaldı, sanki düşünüyormuş gibi. “Murat, konuşmak için iyi bir zaman değil,” dedi Harun, sesi biraz gergindi.
Murat, göz ucuyla Aslı’ya baktı, onun heyecanla beklediğini görünce, "Selçuker'i merak ediyoruz," dedi.
Harun’un sesi biraz daha yumuşadı, “Tamam. Selçuker güvende ama dikkat çekmemek için ortadan kayboldu. Şevket’in ölümünden sonra kimseye güvenmediği için uzaklaştı bir süre,” dedi.
Bu sözler Aslı’nın omuzlarından bir yük kalkmış gibi hissettirdi. Derin bir nefes aldı ve gözleri dolu dolu Murat’a baktı. “Teşekkür ederim,” diye fısıldadı.
Harun, "O iyi mi?" diye sordu. Murat dişlerini sıkarak, "İyi," dedi sadece. Harun bir süre sessiz kaldıktan sonra, "Ona iyi bak," dedi. Murat derin bir nefes alarak, "Bakıyorum, onlar benim her şeyim," dedi.
Harun, "Onlar..." diye başladı ama duraksadı. Ardından, "Bu arada Selçuker, biliyor," dedi ve telefonu kapattı.
Aslı, Murat’ın elini tutup gözlerine baktı, “Bunu yaptığın için teşekkür ederim,” dedi sessizce. Murat, Aslı’nın bu minnettarlığını hissederek hafifçe başını salladı, ama yüzünde hala ciddi bir ifade vardı. İkisi de belirsiz bir sessizliğe gömüldü.
Aslı, sakinleştikten sonra üzerindeki yük kalkmış gibiydi ve bir süre sonra uzandığı yerde uykuya daldı. Murat, pencerenin önünde dışarıya bakarken Aslı'nın huzur bulmasıyla kendisi de sakinleşmişti. |
0% |