Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7. Bölüm

@gece.71

Bilinmeyen numara;
Ceket sende kalsın küçük hanım;)

Bu mesaj üzerine pek düşünemedim, çünkü kendimi felaket halsiz hissediyordum yatağa yattım ve yorganı üzerime çekip kendimi uykunun kollarına teslim ettim.

YAZARDAN (o ben oluyorum ksksksk)

Asya geldiğinden beri hiç konuşamayan ev halkı neredeyse kafayı yiyecekti. Dün neler olmuştu? Neredeydi? Annesi deli gibi ağlıyordu. Kızına olan özlemi o kadar çoktu ki. Ciğeri kor bir ateşti. Abileri ise suçluluk duygusu altında eziliyordu, aynı babaları gibi. Asya'nın onları asla affetmeyeceğini düşünüyorlardı,
hepsi.

BİLİNMEYENDEN;

Evimdeki çalışma masamda oturmuş düşünüyordum. Bu kız nedense sürekli kafamı kurcalıyordu ve sürekli onu görmek istiyordum. Bunu Mehmet amca duysa kesin kafama sıkar, hele Baran. Onları tabii ki tanıyordum. Birlikte büyümüştük.

Telefonumun çalmasıyla birlikte bakışlarım masama indi. 'Babam' hızla telefonu alıp açtım.

"Efendim baba?" dediğimde babamın sesi gecikmedi.
"Ne yapıyorsun oğlum?"

"Öyle oturuyordum baba sen?"

"Ben de oğlum Cumartesi günü Ordu'ya gel artık. Çok kaldın İstanbul'da özledik seni. Annende özlemiştir." buruk bir tebessüm oluştu yüzümde.

"Tamam baba gelirim görüşürüz."

"Görüşürüz oğul."

Ben gidersem Asya ne olacak? Peki ya ben onu görmeden ne yapacağım?

Odanın kapısının çalınmasıyla bakışlarım o tarafa döndü. "Abi istediğin adamı bulduk, depoda." Dediğinde sinirle yerimden kalktım ve depoya ilerledim. Bana bulaşanın cezasını vermeliydim.

 

ASYA'DAN

Tam iki gündür neredeyse hiç birşey yemiyordum. Böyle bir darbe beni mahvetmişti. Ben bunu haketmiyordum. Birden odanın kapısı kırıldı, şaka değil! Baya baya kırıldı. Karşımda Babamı görmemle sertçe yutkundum. Koşarak yanıma gelip beni kolları arasına aldı.

Demekki babam da dayanamamış. "Güzel kızım benim. Canım, ay yüzlüm. Özür dileriz, bu her şeyi telafi etmez ama bizi bir dinlesen?!" Dedi babam onun bu halini görünce içim gitti. Dinlemekten sakınca gelmezdi. Sırtımı yatak başlığına yasladım. Ve ailenin tüm üyeleri odama toplandı.

"Kızım önce Baran abinin olayından başlayalım. 2 yıl önce Aslı, Baran'a çok büyük bir iftira attı. Kendisini taciz ettiğini söyledi." Dediğinde gözlerimi şokla açtım. Baran abimin bunu yapabileceğine inanmıyordum. Onlarda inanmamıştır. "Umarım inanmadınız?!" Dediğimde annemle babamın yüzümdeki ifade herşeyi açıklıyordu, inanmışlardı. "Nasıl ya? Buna ben bile inanmam." dediğimde babam konuşmaya başladı.

"Biz bir hata yaptık inandık kızım, gerçekleri öğrendiğimizde çok geçti. Abinin psikolojik sorunları ve güven problemi bu yüzden. Sana anlatmamasının sebebi de bu." Dediğinde bakışlarımı abime çevirdim. Onu hemen affedecektim. Aa lanet olsun!

"Ve biz mafyayız." Dediğinde sevinmiştim. "Hep bir mafya ailem olsun istemiştim, hem de karadeniz mafyası." Dediğimde hafifçe güldüler.

"Senin bir abin daha var!" Bu cümle beynimde yankılanıyordu. Benim gerçrkten bir abim daha mı vardı? "Ama kendisi İtalya'da. Kuzey abinin ikizi." Dediğimde nefes alışverişlerimin zorlandığını hissediyordum. "O beni görmek istemedi mi?" Diye sordupumda annem,

"Hayır! Biz ona söylemedik. Çünkü.. çünkü o hepimizle bağını koparıp İtalya'ya gitti. Arada sırada bizi arar. Söylemeye vaktimiz olmadı. Kızım onun psikolojisi çok bozuk. Aslı ona çok zarar verdi. Seni duysa hemen gelir ama daha bilmiyor." Dediğinde yutkundum. Haklı bir bakış açısı tabi.

Abilerime baktım. "Aile kucaklaşması." Dediğimde ilk annem atladı ğstüme, sonra babam ve abilerim. Mutluydum, içimde huzur vardı. Benim öksürüğümle sarılma yarım kaldı. Herkes geri çekildi. Baran abim aşağıya koştu. Gökalp abim de aşağıya indi. Bertuğ abim yastığımı düzeltip beni yatırdı. Kuzey abim ateşime baktı galiba. Babam biriyle konuşmaya başladı, annem ise elinde bir helke suyla geri döndü. "Noluyor be?!" dediğimde, "sen hasta olmuşsun." Dedi Bertuğ abim. Şaka mısınız?

Annem kafama bez koydu, babam yaağın yanına oturdu. Baran abim elinde yemek tepsisiyle odaya girdi. Ay benim için mi bunlar?

Gökalp abim ise ilaçları getirdi. Gözümden bi damla yaş aktı fakat bunu kimse görmedi.

"Bunların hepsi biticek Asya." Dedi Baran abim. "Ya abi kolum o kadar ağrıyor ki ablatamam." Dedim abartılı bir ifade ile.

"Seni küçük yalancı, aç bakalım ağzını." Ve sabaha kadar tüm aile benimle ilgilendi bende mışıl mışıl uyudum.

❤️‍🩹❤️

Sabahın 6'ısydı ve ben boş bol intagramda geziniyordum. Bugün benim doğum günümdü, fakat diğerlerinin haberi var mıydı bilmiyorum. Aynı zamanda üniversite sınavının sonuçları açıklancaktı. Aralık ayında doğduğum için 18'ime giriyorun yehuu.

Telefonuma gelen mesajla irkildim.

Bilinmeyen Numara;

Doğum günün kutlu olsun küçük hanım, iyi ki doğdun, iyi ki benimsin...

Bu ne la? Sapığım mu var bide?

 

 

 

 

Siz; Ne diyorsun sen kardeşim?

Bilinmeyen Numara;

Kardeşim mi? Cidden mi?

 

 

 

 

Siz; Ne diyim kardeşim? Kimsin sen? Sapık mısın? Emgelliyorum.

 

Bilinmeyen Numara; Dur dur engelleme, sapık filan değilim. Dün parktaki adamım.

 

 

 

 

 

Siz; Nerden anlayacağım sen olduğunu?

 

Bilinmeyen Numara; Başka kim parkta dans ettiğini biliyor?

 

 

 

 

 

Siz; Gayet mantıklı. Fotoğraf at inanmıyorum.

Bilinmeyen Numara; La havle!

 

Bilinmeyen Numara; 'Bir fotoğraf gönderdi.'

 

Bilinmeyen Numara; Al oldu mu?

 

 

 

 

Siz; Heh oldu oldu. Ee nasılsın iyi misin?

 

Bilinmeyen Numara;İyiyim sen?

 

 

 

 

Siz; İyi bende ya ne olsun? Hasta olmuşum.

,

Bilinmeyen Numara; Ne? İyi misin? Bir şeyin var mı? Yağmurun altında öyle dolaşırsan tabii,

 

 

 

 

 

Siz; Ben bu kadar heyecanlanmadım be. İyiyim, iyleştim bile.

 

Bilinmeyen Numara; Tamam haber ver bana.

 

 

 

 

 

Siz; LAN Bİ DAKİKA SEN BENİM NUMARAMI NERDEN BULDUN AYRICA BENİ NERDEN TANIYORSUN VE AYRICA ADIN NE?

 

 

 

 

 

Siz; LAN SANA SİYORUM.

 

 

 

 

 

Siz;Yaw nereye gittin?

 

Bu kim ya? Bir de başıma bu işi öi açtım. Zaten Yiğitle de görüşemiyorum Ordu'da yaşıyor. Of ya.

Üzerime siyah uzun kollu bir tişört giydim. Altıma da mavi geniş bir pantalon. Pek makyaj yapacak halim yoktu. Ama yüzüme biraz renk verdim, dudağıma da bir ruj sürdüm. Çantamı alıp aşağıya indim. Herkes kahvaltı masasınada oturmuş, bekliyordu.

Babama baktım. "Babacığım, anneciğim ben dışarı çıkabilir miyim?" babam kaşlarını çattı. Annem ise konuşmaya başladı. "Kızım daha dün hastaydın, ne dışarısı?" dediğindeona baktım. "İyiyim ben validem hadi ben çıkıyorum." dedim ve annemle babamın yanaklarından öptüm. Sonra Baran abimle Bertuğ abiminde yanağından öptüm. Bakışlarımı bana bakan Gökalp ve Kuzey abime çevirdim. "Siz biraz sürünün." evden çıktığımda Baran abimin sesi duyuluyordu.

"Yavuz abi, beni gideceğim yere bırakır mısın?" dedim tatlı tatlı sırıtarak. "Geç bakalım küçük hanım." dedi arabanın kapısını açarak. "Nereye gidiyoruz?" dediğinde ona döndüm. "Kitapçıya."

 

 

 

 

 

...........

 

Aradığım kitabı bir türlü bulamıyordum. Kürk mantolu madonna. Sonunda bulamayacağıma karar verip elime rastgele bir kitap aldım. Bilinmeyen bir kadının mektubu. O sırada tam önümde bir adam durdu. "SEN O SUN." dedim bağırarak. "KIZIM BAĞIRMASANA." dedi o da yüksek sesle. "Tamam pardon, adın ne be senin? Dün o kadar dans ettik adını bilmiyorum." evet bu dğnki adamdı.

"Adım... Tuna." dedi. Elimi uzattım. "Memnun oldum Tuna." Elimi sıktı. "Bende Asya." Lan bir dakika, bu benim adımı nerden biliyor? "Artık korkmaya başladım." dedim.

"Korkma sana asla zarar vermem. Hangi kitap o?" dediğinde kitabı kaldırdım. "Bilinmmeyen bir kadının mektubu, hayatım boyunca saçma gelmişti. Bi kadının kendini bu şekilde anlatması acınası." dedim. "Buna katılıyorum fakat aşkını itiraf etmeden ölmek istemeyen bir kadın." dedi. "Aşkını ölmeden itiraf etmek istemesini anlıyorum, fakat bana hala saçma geliyor." dediğimde, "Eh. Neyse hadi benimle gel." dediğinde şaşırmıştım, "Nereye be?" dediğimde bana baktı. "Gel sen."

 

 

 

 

......................

 

TUNA'DAN

Karşımdaki kız, mavi gözlerini üzerime dikmiş, şaşkın şaşkın bakıyordu. Böyle ne kadar tatlı olsuğundan haberi var mıydı acaba? Bakmasın ama böyle. İçim gidiyor.

"Motorla mı gideceğiz?" dediğinde dudaklarımda alaylı bir sırıtış meydana geldi. "Niye korktun mu?" dediğimde onu kızdırmıştım. Kaşlarını çatıp sinirli gözlerini bana dikti. "Ne korkması be? Ben buraya nasıl çıkayım ayrıca? Eşşek kadar motor." dediğinde ellerimi beline yerleştirdim, ve kaldırıp motorun üzerin bindirdim. "Düşmez demi bu?" dediğinde kaskını takıyordum. "Umarım." dediğimde daha çok panikledi. Bende kaskımı takıp motoru çalıştırdım ve hızlandım. Asya ise panikle kollarını belime sıkı sıkı sardı. Güzel bir histi.

Ağaçlık bir alana sürüdm. Motoru durdurduğumda Asya hala kollarını çekmemiş, yanağını sırtıma yaslamış duruyordu. "Galiba şuan kollarını çekmen gereken yerdeyiz." dediğimde hemen kollarını çekti ve aşağıya atladı. "Ya bu kadar hızlı sürmesen korkmam." dedi ve etrafa baktı. "Burası neresi?" dediğinde hala onu inceliyordum, ne kadar da güzeldi. "Sana bir sürprizim var." instagram hesabında sürekli pikniğe gidiyordu, bunu seveceğini düşündüm. "Piknik yapacağız." dediğimde suratıma bakmayı sürdürdü. "Bu havada?" dediğinde başımı gökyüzüne çevirdim. Biraz.. bulutluydu. "Evet, ne var havada?" dediğimde cavpladı. "Ee tamam o zaman." motorun arkasından piknik sepetini çıkardım ve örtüyü serdim, üzerine ise yiyecekleri koydum. Asya ayağını uzatıp oturduğunda bende yanına oturdum. Bir süre ikimizde konuşmadık. "Ee nasılsın?" dediğimde bana baktı. "İyi sen?"

"İyi bende."

Bir süre havadan sudan konuştuk. hava kararmaya başlıyordu. Sepetin içinden iki kştap çıkardım. Elimdeki kürk mantolu madonnayı ona uzattığımda gözlerini kocaman açtı. "Doğum günü hediyem." dediğimde çok heyecanlandı ve birden kollarını boynuma sardı. Benim bedenim kaskatı kesildi. "Çok teşekkür ederim." benden ayrıldığında cevap verdim. "Rica ederim küçük hanım." dediğimde kitabı alıp okumaya başladı. Ben ise birden öne uzattığı dizine yattım. Önce bana baktı, sonra ise kitabını okumaya devam etti.

 

 

..........................

 


Eve gelip kapıyı çaldım ve Hale abla açtı, bizim ev,n çalışanıydı. Artık aileden biriydi. "Hale abla evdekiler nerde?" dediğimde bilmiyormuş gibi omuzlarını oynattı. "Bilmiyorum kızım, sabah çıktılar onlar, sadece Bertuğ abin evde." dediğinde kafa sallıyıp Bertuğ abimin odasına çıktım.

 

"Abişiim," dedim yanınagiderek telefonundan kafasını kaldıırdı ve bana baktı, "Güzelim," dedi o daa. Hemen sırıttım. "Diğerleri nerde?" dediğimde "onların dışarda işi varmış." dedi sonra ise beni kucağına alıp odama götürdü. "Ee bunun tadını çıkarmayalım mı kızım?" dedi ve dolabımı açıp, eline kırmızı mini bir elbise çıkardı. "Bunu giyin" dedi ve odadan çıktı.

 

 

 

...................................

 

"SEN HEP KENDİNİ BİLİCEN. GEÇME SINIRI ÇİZİCEN." bir yandan şarkı söylüyor bir yandan canlı yayında video çekiyordum Bertuğ abim beni bir mekana getirdi bende o sırada canlı yayını kapattım. "Güzelim sen gir ben arkandayım." mekana girdiğim gibi konfetiler süslemeler patşadı. Tüm aile buradaydı. Yabanı bir yüz vardı, o ise ne kadar çok babambenziyordu. Yoksa...

 

 

 

 

.......................................

 

AĞAĞĞAĞĞA YENİĞ BÖLÜĞM BEN NE DEDİM BUGÜN 5'TEN ÖNCE BİR BÖLÜM DAHA ATICAM.

 

BABALAR SÖZÜNÜ TUTAR. ;)

 

HDFUAUIGHOHG

 

NEYSEEEE KİTAP NASIL GİDİYOR? KAFANIZA YATMAYAN YERLER BARSA YORUMLARDA

 

BULUŞALIM.

 

TUNA'YI NASIL BULDUNUZ?

 

YENİ GELEN KİM? NEYSE ÖPTÜMMMM.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%