Biraz daha dinledim sesleri. Acı dışında hiç bir şey hissetmiyordum.

Ve bir prenses olarak halk tarafından çok seviliyordum. Garip olan şu ki diğer prensesler gibi onlara sahte gülücükler yerine içten ve samimi diyebileceğimiz şekilde davranıyordum. Gerçekten de onları çok seviyordum.

Şimdiyse halkımı böyle görmek beni oldukça derinden etkilemişti.

Hava serinlemeye başladı bu yüzden içeri girdim ama pekde girmek istediğim söylenemezdi çünkü ben burda sıcacık sarayımda yatarken halkım orada bizim için savaşıyordu ve bu beni huzursuzlandırıyordu.

...

Odamın kapısı tıklandı.

Ben: "Giirr"

Kapı açıldı , içeriye kandırdığım koruma girdi. Elinde bir mektup vardı.

Koruma:"Prensesim kraliçe Esrigün bunu size vermemi ve okuduktan sonra odasında sizi beklediğini söyledi."

Elindeki zarfı uzattı ve bana verdi.

Ben:" Tamam çıkabilirsin."

Koruma odadan çıktı . Bense merakla arkamda duran yatağın üzerinde oturdum . Zarfın arkasını çevirdim krallık ismi yazılıydı ERKUT KRALLIĞI yani düşman ülkeden annem Esrigün 'e bir mektup vardı kaşlarımı çattım ve zarfı açtım. İçinden kisa olan bir mektup çıktı. Okumaya başladım.

Ben Erkut krallığının kralı...

​​​​​​Lafı uzatmadan konuya giriyorum. Teslim olun ki canınız yanmasın. Yenileceksiniz zaten kralı olmayan bir kraliçe ne kadar güçlü olabilir. Diyelim ki güçlü elindeki göz bebeği gibi baktığı kızına zarar gelmesin diye eminim teslim olur. Siz aldınız mesajı... Teslim olun kızınızı serbest bırakalım eğer savaşıcaz diyorsanız kızınıza elvada demelisiniz...

Selamlar... Yine kısa bir bölüm oldu🌸 ama yine merakta bırakmak istedim. Yarın saat 23.30 a doğru yeni bölüm gelecek... Size bir soru sormak istiyorum iki krallığın varislerini karşılaştırma vakti geldimi yoksa biraz daha ayrı kalsınlar mı? Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum... 🌸🌸🌸