Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@gece_karanligi34

Marcus'un Bakış Açısı

Luna'nın ısrarları üzerine hastaneden ayrılmıştım. İlk işim eve uğrayınca, Luna'nın kanı üzerimde olan kıyafetleri çıkarıp banyo yapmak olmuştu.

Temiz kıyafetleri giydikten sonra Simon'a bir cafenin adını verip orda buluşmamızı söylemiştim. Parasını verip Luna'yı bu soysuzdan bir an önce kurtaracaktım. Arabanın anahtarını alıp evden çıktım. Buluşacağımız mekana doğru yol almaya başladım.

Mekana geldiğimde Simon'un geldiğini gördüm. Hemen 30 bin doları ona verdim. "Bir daha Luna'nın karşına bile çıkmayacaksın! Anladın mı lan" dedim. "Berlin'e taşınacam merak etme, bu arada kovuldun Cafe'yi de sattım" dedi. "Cafeni de paranı da başına çal" dedim ve mekandan ayrıldım.

Eve gittiğimde bir saat kadar uyumuştum. Hastaneden geleli epey bir zaman geçmişti. Telefonuma baktığımda Sofya'dan beş tane cevapsız çağrı olduğunu gördüm. Birşey mi olmuştu acaba diye düşünürken tekrardan aradı. "Efendim sevgilim uyuyordum da görmemişim" dedim. "Günaydın sevgilim, diyecektim ki Luna'nın yanına gidelim tek kalmasın" dedi. "Haklısın birtanem hazırlanalım çıkarız Luna'nın evinden de birkaç kıyafet alıp öyle geçeriz yanına" dedim. "Olurr Sevgilim ben hazırlanıyım sen beni alırsın" dedi. "Tamam bebeğim görüşürüz" deyip kapattım.

Hazırlandıktan sonra arabayla Sofya'yı almaya gittim. Ondan sonrada Luna'nın evine geldik. Odasına Sofya'nın girmesini istedim özel eşyaları olabilirdi. Kıyafetleri aldıktan sonra Luna'nın telefonunu da almıştık yanımıza.

Hastaneye geldiğimizde Luna'nın kaldığı odaya çıktık. Odaya girdiğimizde Luna uyuyordu daha, bizim ardımızdan hemşirede girmişdi odaya birkaç kontrol ve serumu değiştirdikten sonra gitmişdi. Luna hala uyuduğu için benle Sofya hastane kantinine inmiştik...

Luna'nın Bakış Açısı

Sanki ateş gibi yanıyordum. O serum kanıma karıştığından beri tek hissettiğim şey buydu. Az önce hemşire gerekli kontrolleri yapmaya gelmişti. Ve bir sorun çıkmamıştı galiba ama ben şuan tam bir eziyet yaşıyordum. Acaba komaya mı girmiştim lan. Galiba Allah canıma kaç kere kıydığım için beni mi cezalandırıyordu.

(Yazardan not: Luna müslüman arkadaşlar dininin güzelliklerini Marcus'a gösterince Marcus'da müslüman oldu. Sofya'da önceden Türkiye'yi ziyaret edince müslüman olmuş buda benden not :))

Birkaç dakika daha geçtikten sonra uyanmıştım. Çok terlemiştim ve neden ölmediğimi de idrak edememiştim. Çok tuhaftı. Kendimi hiç yorgun hissetmiyordum. Kolumdaki bitmiş serumu çıkarıp bizimkilerin getirdiği kıyafetleri alıp banyoya ilerledim.

Banyoda üzerime beyaz crop, siyah pantolon ve siyah hırkamı giyinmiştim, tam dışarı çıkacakken aynadaki yansımam gözüme yansıdı. Birkaç gün içinde beyaz olan tenim dahada beyazlamıştı. Gözaltlarım morarmıştı. Sofya'nın benim için hazırladığı kişisel bakım çantasına baktım. İçinde makyaj malzemelerimin de olduğunu görünce sevinçten neredeyse çığlık atacaktım, canım Sofya'm be herşeyi düşünür.

Pek fazla makyaj yapmasamda makyaj malzemeleri hoşuma gidiyordu. Göz altlarımı kapattıktan sonra gülkurusu allık ve rujumu sürdüm ve kirpiklerimi kıvırdım. Biraz insana benzemiştim yaa sonunda.

Ben işimi bitirip eşyaları çantama koyarken odamın kapısı çalındı. "Gelebilirsiniz" diye cevaplayınca odaya Sofya ve Marcus girdi.

"Prenses iyimisin hemen ayaklanmışsın," dedi Marcus. "İyiyim abi de ne zaman çıkacam ben" dedim. "İlk başta otur konuşalım sonra sorarız çıkabilirmiyiz diye sorarız tamam mı" dedi Marcus. "Tamam" deyip yatağın üstüne oturdum, onlarda karşıdaki koltuğa oturdu. Kesin bana bunu neden yaptığımı soracaklardı.

Kaç dakikadır sessizce oturuyorduk sinirlenmeye başlamıştım. "Ne soracaksınız sorun artın bekliyorum" dedim. İlk olarak Sofya sordu, "neden yaptın bunu" diye sordu. Söylesem mi diye düşünmeye başladım.

Onlar benim tek ailemdi söylesem iyi olurdu. "Te-Tecavüze uğradım" deyip parmaklarımla oynamaya başladım. "Ne! Kim yaptı lan Luna bunu neden söylemiyorsun önceden ben onun ağzını burnunu dağıtmaz mıyım" dedi Marcus. Türkçe söylediği şeyler yüzünden Sofya onu anlamamıştı ama bana neden söylemedin der gibi bakıyordu. "Kafeye gelen o alkollü adam varya o beni arasokakta sıkıştırdı ve tecavüz etti" dedim. Marcus hemen ayağa kalkıp gidecekken ben ve Sofya önüne geçtik. Sofya bana "sen git ben onunla konuşacam" dedi. Onun dediğine uyup odadan çıktım.

Bir süre ne yapacağımı düşündükten sonra hastane kantinine gittim. Kantindeki masalara oturup düşünmeye başladım. Acaba Marcus'a ne söyleyip ikna edecekti Sofya ama ikna edeceğine emindim. Çünkü geçen sefer intihar ettiğimde de o babam olacak herifin ağzını burnunu kırmaya gidecekken Sofya sakinleştirmişti.

Yanımda birkaç takım elbiseli adamın durmasıyla onlara baktım. "Luna Hanım babanız sizinle görüşmek istiyor, lütfen zorluk çıkarmadan bizimle gelin" dedi en önlerindeki adam. "Beni hiçbiryere götüremezsiniz hiçbir yere gelmiyorum" deyip masadan kalktım sanki yine ateşim yükseliyordu. Ben tam arkamı dönüp gidecekken adam kolumu tuttu. Bana dokunma diyecekken adam elini kolumdan çekti. Adamın eline baktığımda eli kıpkırmızı olmuştu. Yanındaki adamlara "buz bulun çabuk" dedi. Onları dinlemeden arkamı dönüp uzaklaştım. Bir an önce hastaneden çıkmamız gerekiyordu çünkü bu adamların işi belli olmazdı.

Odaya çıktığımda bizimkiler odadaydı. Sofya, Marcus'u sakinleştirmiş oturuyordu. Marcus ise odada ileri geri volta atıyordu. Odaya nefes nefese girince ikisinin de bakışları bana döndü.

Olanları anlattıkdan sonra odadan hızla çıkıp Doktor'un yanına gittik. Bugün pansumanları değiştirdikten sonra çıkabilirdik. Bir hemşireden pansumanı değiştirmesini istedik.

Eski pansumanı çıkardıktan sonra bileklerime baktım yaradan geriye sadece küçük bir çizik kalmıştı. Hemşire "bu kadar kısa sürede iyileşmesi mümkün değil bu nasıl olur" dedi. "Bilmiyorum" dedim. "Pansuman yapmamıza gerek yok çıkabilirsiniz" dedi hemşire, "geçmiş olsun" deyip odadan ayrıldı.

Bizimkilerin yanına gidip bileklerimi gösterdiğimde evde konuşuruz dediler. Birşey olduğunu sezmişlerdi. Bencede birşey vardı. Çünkü benim vucudum en ufak yarada iz kalıyordu. Ve kantinde adam koluma dokunduğunda Eli yanmıştı. Bunlar normal şeyler değildi.

Marcus arabayı getirdiğinde birkaç saniye düşüncelerimden ayrılmıştım. Arabada arka koltuğa binip evim biraz uzak olduğu için kulaklığımı taktım. Rei6 AH CANIM SEVGİLİM şarkısını açtım. Yol boyunca kafamı cama yaslayıp uyudum.

Eve geldiğimizde salondaki koltuğa oturmuştuk. Simon nerdeydi bilmiyordum. Düşüncelerimi Marcus'un konuşması durdurdu.

"Luna konuşmam bitene kadar sözümü kesmiyeceksin tamam mı!" Dedi Marcus sesi biraz sinirli çıkmıştı ama haklıydı da. "Tamam" dedim sakın bir şekilde.

"Luna bu yaptığın çok yanlıştı. Şimdi Simon nerde diye düşünüyor olabilirsin kafeden kovulduk ikimizde, evi satışa çıkardı. Ben herkesten önce bu evi aldım." Tam itiraz etmek için ağzımı açacakken "Luna bunu itiraz et diye söylemedim. Sözümü kesme. Büyük ihtimalle borç deyip ödemeye kalkacaksın, izin vermiyorum bunu yapmana. Bana borcunu ödemek istiyorsan okula gideceksin sana bu zamana kadar olan herşeyi öğrettim. Babam evde eğitim gördüğünü yazdı siciline 10. Sınıf olacaksın yaşıtlarına göre, okula gittikten sonra haftada bir psikoloğa gideceksin. Maddi açıdan düşünme babam yardımcı olacak ama bunu yapmayı istemezsen evden hemen ayrılabilirsin, babamın yanına gitmek istiyorum da diye bilirsin hakkındır ama karar senin. Şunu da bil istiyorum hiç kimseye yük değilsin"dedi Marcus ilk başta sinirli çıkan sesi sonlara doğru sakinleşmişti.

Yani bilemiyorum onlara yük olmak istemiyordum ama sokaklara da dönmek istemiyordum

"Okula gitmek istiyordum ama bilmiyorum korkuyorum. Kaç yıldır bunu yapmaya çalışıyorsun benim üstümde çok emeğin var. Bana gerektiğinde abi gerektiğinde öğretmen gerektiğinde arkadaş ve gerektiğinde bir baba oldun.Senin hakkını hiçbir zaman ödeyemem ilk teklifini kabul ediyorum. Okula gideceğim. Ama zamanı gelince bu borcu ödememe izin vereceksin. Tamam mı" Dedim.

"Tamam oku ilk başta sonra ödersin borcunu." Dedi Marcus.

Bu ana kadar susan Sofya konuştu. "Luna birdaha bize bunu yaşatma" Dedi ağlamaklı bir sesle Sofya. Yanlarına gidip ikisine de sarıldım. "Sizi çok seviyorum iyiki varsınız. " Dedim.

... 

Saatler boyunca sohbet ettik. Yemek yedik ve film izledikten sonra gittiler bu benim en güzel günümdü. Yatağıma yatınca aklıma gelen şeyle doğruldum. Bugün normal olmayan birşeyler de yaşadım.

Nasıl unuturdum bunu hemen ışığı açıp bileklerime baktım. Bileklerimde hiç iz bile Bu nasıl mümkün olabilirdi ki. O serumdan sonra başlamıştı herşey. Ateşölçeri alıp hemen sinirleneceğim şeyler düşünmeye başladım. Yine ateşim çıkmaya başladığını görünce ateşimi ölçtüm.

36.5 nasıl olurduki böyle. Başımı kaldırınca karşımdaki aynaya bakmaya başladım. Hiçbir değişiklik yoktu ki bende en azından fiziksel olarak. Ayağa kalkıp odadan çıktım mutfağa ilerledim. Buzluğu açıp birkaç buz aldım.

Elimde buzları tutup yine sinirleneceğim şeyler düşünmeye başladım. Birkaç saniye içinde buzlar su olup buharlaşmaya başladı. Bu olmamalıydı ama babamdan intikam almak içinde bir şanstı...

~~~

Luna'nın özel güçleri hala tam kafama oturmuş değil ama birşeyleri düşünüyorum. Luna'nın hangi okula gideceğini de herkes biliyordur. Peterla baya güzel bir şekilde tanışacaklar diğer bölümleri yazmaya devam edicem. Neyse bunu yazmaya devam edersem spoi verecem ondan Baysss

Öptüm okuyanları 😘

 

Loading...
0%