@gece_karanligi34
|
İlahi Bakış Açısı Luna, bir haftadır o kafesteydi. Babasının onu buraya neden getirdiğini ve bir haftadır hangi cehennemde olduğunu merak ediyordu. Düşüncelerini bölen kapı sesi oldu. Onu bu odaya getiren iki adam günlük üç defa yemek getiriyordu. Yemek dışında kalan zamanlarında gücü ile burdan çıkmaya çalışıyordu ama pek işe yaradığı söylenemezdi. ( tuvalete nasıl gittiğini merak ediyorsanız kafeste kapalı bir tuvalet var ama başka hiçbir şey yok ) Onu buraya getiren iki adamdan biri konuşmaya başladı. "Bayan Stark babanız sizi odasında bekliyor." Dedi. Luna "sonunda" diyerek lazer duvarlarını kapattıkları kafesten dışarı çıktı. İki adam, sessizce ona eşlik ederken, koridor boyunca ilerlediler. Luna'nın ayak sesleri, dar ve karanlık koridorda yankılanıyordu. Tony Stark'ın odasına yaklaştıkça, içinde biriken öfkeyi kontrol etmek zorlaştı. Ateş gücü, ellerinin içinde hafifçe titreşiyordu, ama bunu bastırmalıydı. Babasının karşısında ateş gücünün ortaya çıkmasını istemezdi. Odanın kapıları yavaşça açıldığında, Luna, babasının masasının başında oturduğunu gördü. Oda, Tony'nin soğuk zekasıyla döşenmiş, fakat rahatlatıcı bir sıcaklığa sahipti. "Otur," dedi Tony, sessiz ama kesin bir sesle. Luna, odanın ortasındaki deri koltuklardan birine göz gezdirdi. Kalbinin atışını kontrol etmeye çalışarak koltuğa oturdu. Ateş gücünün ortaya çıkmaması için derin nefesler alıyordu ve elleri farkında olmadan sıkıyordu. Tony, Luna'nın neden olduğunu bilmediği bu küçük ama belirgin mücadeleyi fark etti, ama buna aldırmadı. Yüzünde ifadesiz bir maske takmış gibiydi. "Neden intihara kalkıştın, Luna?" diye sordu, sesi düz ve herhangi bir duygu barındırmıyordu. Bu soru, Luna'nın içinde zaten kaynamakta olan öfkeyi alevlendirdi. Gözleri babasının gözlerine dikildi, içinde yanıp tutuşan her şeyin yansımasını görmesini istiyordu. "Bu seni ilgilendirmez," dedi Luna, sesi titremeyen bir kararlılıkla. ( nasıl oluyor hiçbir fikrim yok ) "Babam olduğun şimdi mi aklına geldi?" Bu sözler odanın sıcak atmosferine rağmen Tony'nin üzerine buz gibi bir soğukluk getirdi. Tony derin bir nefes aldı, gözlerini Luna'nın gözlerinden bir an bile ayırmadan. "Luna, sakin olmanı istiyorum," dedi, ama Luna'nın içinde biriken volkan patlamaya hazırdı. Tony, sessizce devam etti. "Bunu söylemek zorundayım çünkü bilmen gereken bir gerçek var. Annenle benim tahmin ettiğin gibi bir ilişkimiz vardı. Ben anneni çok sevmeme rağmen. Annen... beni aldattı." Luna'nın nefesi kesildi. Bu kelimeler, onun zaten yaralı olan kalbine bir bıçak gibi saplandı. İçinde bir anlık bir şok hissetti, ama hemen ardından öfke yeniden kontrolü ele aldı. "Yalan söylüyorsun," dedi, sesinde inatçı bir kararlılık vardı. "Annem bunu yapmazdı, asla yapmazdı. Senin yalanlarınla kandırılmayacağım." Luna, babasının onu yalanlarla manipüle etmeye çalıştığını hissediyordu ve buna karşı içgüdüsel bir direnç geliştirmişti. Tony'nin yüzü, Luna'nın bu sert tepkisi karşısında yine ifadesiz kaldı. Sanki bu cevabı bekliyormuş gibi, derin bir nefes aldı ve gözlerini hafifçe kapattı. Luna, bu sessizliğin onun suçluluğunu onayladığını düşündü. "Sen... onun ölümünden de sorumlusun, " dedi sesi titremeye başlamıştı. "Annem kanserle savaştı, ama sen bizi kapı dışarı ettin milyarder hayırsever Tony Stark sevdiği kadına kızına yardım etmeyi reddetti. Ben daha 8 yaşımdayken sokaklarda kaldım. Annem zaten öleceğini biliyordu, tek isteği kızının babasının yanında güvende olmasıydı ama sen onu bile yapmadın. Onun ölümünün ve benim çocukluğum yükü hep senin omuzlarında." Bu suçlamalar Tony'nin zihninde yankılandı, ama o, yine sessiz kaldı. İçinde bir yerlerde bu suçlamaların gerçek olabileceğini kabul ediyordu, ama bunu Luna'ya göstermemek için kendini zor tuttu. Sessizlik, odadaki sıcaklığı buz gibi bir soğukluğa çevirdi. Sonunda, Tony derin bir nefes aldı ve yavaşça konuşmaya başladı. "Luna,"dedi, sesi her zamanki gibi sakindi ama derin bir ağırlık taşıyordu. "Artık burada kalmanı istiyorum. Avengers Kulesi'nde... güvende olmanı istiyorum. Seni koruyabilirim." Bu sözler Luna'nın İçindeki fırtınayı dindirmeye yetmedi. Babasının kontrolü altına girmek, onun için en son isteyeceği şeydi. "Burada kalmamı şimdi mi istiyorsun. Artık çok geç Tony Stark asla burada kalmayacam" diye karşı çıktı Luna, sesindeki meydan okuma açıkça belliydi. Tony, onun bu tepkisine alışkın gibi görünüyor, ama yine de içten içe Luna'nın bu kadar güçlü bir direniş göstermesini takdir ediyordu. "Bu senin iyiliğin için," dedi Tony, sesinde yavaş yavaş yumuşayan bir ton vardı. "Marcus ve Sofya'ya daha fazla yük olmak istemezsin. Dışarıda seni arayanlar var ve ben buna izin veremem." Luna, bu sözlerin altında yatan gerçekliği düşündü. Marcus ve Sofya'ya gerçekten yük olmak istemiyordu ve dışarda onu arayanlar varsa cidden bu sefer tehlikedeydi her ne kadar onun peşinde kim olduğunu merak etsede sustu. "Tamam," dedi sonunda, sesi hala sertti ama teslimiyetin izleri vardı. "Burada kalacağım. Ama bu, kontrolün sende olduğu anlamına gelmez." Tony, Luna'nın bu sözleri karşısında hafif bir tebessümle başını salladı. "Anlaştık," dedi yavaşça, ama bu anlaşmanın ne kadar süreceğini ikisi de bilmiyordu. Tony, telefondan birilerinin numarasını tuşlayarak "Luna'nın odasını gösterin." Dedi. Onu buraya getiren adamlar, Luna'nın onları takip etmesini istedi. Adamlar, Luna'yı takip etmeye başladı. Koridor boyunca ilerlerken Luna, etrafındaki duvarların ona ne kadar büyük ve yabancı göründüğünü fark etti. Sonunda, geniş kapılar açıldığında, Luna kendini genel olarak beyazların hakim olduğu, büyük olmayan ama ferah bir odanın önünde buldu. İçeri adım attığında, yatak üzerinde duran yeni bir telefon dikkatini çekti. Bu, babasının ona yaptığı bir jest miydi, yoksa bir tuzak mıydı? Yavaşça yatağa yaklaştı ve telefonu eline aldı. Cihazın soğuk yüzeyi, avucunda hafif bir ürperti yarattı. Bu odada, bu kulede, ne kadar süre kalacağını bilmiyordu. Ama bir şeyden emindi; bu, onun babasına karşı vereceği son savaş olmayacaktı. ~~~ Wattpad'den kopyala yapıştır yapıyorum |
0% |