Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Bölüm 2

@gececik_65

Karanlıktı her yer. Alışıktim oysa ki karanlığa. Dogdugum andan beri karanlık en yakın yoldasimdi. Korkmazdim ben. Kaybedicek biseyim yoktu çünkü. Ne görevden döndükten sonra koşarak sarilacagim bı annem vardı ne de kafamı dizine koyup saçlarımla oyniycak bı babam. Ben koca bı tarlada açan tek çiçektim. Beni kurtarmasalardi belki solmustu o çiçek. Bı ses vardı. Çok uzaktan geliyordu ses. Bı anda aydınlandı her yer. Gördüm onu. Annemi gördüm bı tarafında elinden sıkıca tutmuş ablam diğer tarafında cesurca koşan abim... Çok mutluydular. Sanki ölmek onlar için mutluluktu. Babamdan kurtulmuslardi ama o cennette bile rahat birakmiycagini söylemişti. O an bı ses daha duydum. Beni 21 yıl öncesine götüren bı ses... Kalbimin korkuyla atmasını sebep olan o ses... Babamın o geceki sarhoş haliyle kahkaha atan sesini. Etrafımda döndüm. Gözlerimle her tarafı aradım. Yoktu. Sesi vardı kendisi yoktu yıllardır olduğu gibi. Anneme baktım o da duymuştu. Ablamı kucağına almış, abimi koluyla arkasında tutuyordu. Koştum onlara doğru bütün gücümle koştum. Meğersem olduğum yerde tepiniyormusum. Babam annemin yanına varmıştı. Daha hızlı koştum. Gerçekte koruyamamistim onları bari rüyamda korusaydim ne olurdu ki. Bı el silah sesi... Bı el daha ve bı el... Tam 3 el silah sesi duydum. Sonrası babamın arkasını dönüp yesillerimle babamın karalarinin bulusmasiydi. Olduğum yerde sıçrayarak kalktim. Odadaydim. Hastane odasındaydim. Her tarafımdan ter akıyordu. Bı kaç saniye boş gozlerle karşı duvara baktim. Ne yaşadığımı hayal meyal hatırlamaya çalıştım. Hatırlıyordim net bı sekilde. Solumda kapı vardı. Ardından sesler geliyordu. Kafami o tarafa çevirirken bır yandan da geri yerime yaslaniyordum. Bı acı hissettim o an tam karnimda keskin bı acı. İster istemez inleyince kapı açıldı içeriye beyaz onluklu akları olan yaşlı bı adam girdi. Doktordu. Onun ardindan değer verdiğim kişi Berfin girdi. Gözleri şişmiş ve kızarmıştı ağlamaktan. Hemsireydi Berfin üstünde hemşire kıyafeti vardı. Kizila dönük açık kahverengi uzun saçları birbirine karışmıştı. Dolu gözlerle yanıma geldi sıkıca sarıldı. Sarilisina karşılık verirken aklıma nedenini bilmediğim bir şekilde hasret kaldığım o kokunun sahibi geldi. Kimdi o adam? Berfin benden ayrılırken " Nasıl hissediyorsun? Ağrın var mı? Ay Ezgi çok korktum sana bişey oldu diye ya!" Diyerek tekrar boynuma sarılırken tebessüm ettim ve " İyiyim biseyim yok demeyi çok isterdim ama harseyim var gibi. Vücudumun her yeri uyuşmuş. Karnıma keskin bı ağrı giriyor. Başım agriyor bıde onu fark ettim." Deyip sıralama yaparken Berfin benden ayrılmış doktorun yanında ayak ucumda yerini almıştı. Doktor " Ezgi hanım şikayetleriniz çok normal. Size bilgi vermeden önce kendimi tanıtiyim. Fatih Gümüşay ben hastaneye yeni atandım başhekim olarak." Dedi ve elindeki dosyayı açıp konumaya devam etti. "Mesleğinizi ve yaşadığınız şeyi biliyorum. Çok zor bı surec gecirmissiniz. Ayrıca asker bir kadına göre verdikleri zehire 1,5 hafta müthiş dayanmissiniz. Vücut direncinin çok fazlaymış lakin şuan için aynı şeyi söyleyemiyorum. Kan değerleriniz kötü durumda. Aynı zamanda fizik tedaviye de ihtiyacınız olabilir. Bu sebeple bı test yapmam gerek izniniz olursa." Dedi ve cebinden bı iğne çıkardı. "Tabi iznim var" deyip doktora onay verince. Elindeki iğneyle bana doğru yaklaştı. Doktor yaklaştı ve sağ tarafimda ayakklarimin olduğu yerde durdu. Doktor ayaklarımı örten battaniyeyi dizlerime kadar çekip bıraktı. Önce sağ ayağıma iğnenin ucuna dokundurdu. İkisi birden bana dönmustu. Doktor başka bı tarafa igneyi sert bastirdigini sanıyordu ama bu benim için hiç biseydi. Tekrardan bakışları beni bulunca "Pardon tepki vermem gerekiyordu lakin siz de beni anlayın yaşadığım acıdan sonra bu hiç bişey. Ama hissediyorum merak etmeyin." Dedim ve tebessüm ettim. " Hissettiginde direk tepki ver salak bişey oldu sandım." Deyince hocasıyla goz göze geldi "yani tepki verin Ezgi hanım korkuyoruz sonra" dediğinde gulmemek için dudaklarimi birbirine bastırdım. Doktor da kırık bı tebessüm ederken örtüyü tekrar ayaklarıma serdi. Ciddiytle bana döndüğünde bende diklesmeye çalışıp doktora baktım. "Evet hissetmeniz gerçekten bir mucize Ezgi hanım. Hatta yaşamanız bile mucize. Fakat kan degerleriniz o kadar iyi değil. Vücut direnciniz çok düşük aldığınız zehirden kaynaklı. Hastaneye geldiğinizde gereken müdahaleyi hemen yaptık. Sizi getiren asker kan grubunuzun aynı olduğunu söyledi ondan aldık kanı hatta. O asker olmasaydı belki şuan daha kötü bir durumda olabilirdiniz. İlk mudahalede kaninizdaki zehrin çoğunu temizledik fakat hala mevcut olan etkisiz bı miktar zehir var. Onu vücut kendisi aticak. Buda demek oluyor ki kaninizdaki zehir temizlenene kadar taburcu olamiycaksiniz maalesef. Bu 1 hafta boyunca devam edecek. Sonrasında taburcu olabilirsiniz ama dikkatli olmanız gerekiyor." Dediginde üzülmüştüm. Ben hiç bir zaman iyileşmek için beklememistim ki. Hep yaramı daha fazla kanatmistim. Sonrada acisina alışıp unutmuştum. Şimdi bu lanet odada kalmak istemiyordum! İşime dönmek istiyordum. Doktorla anlamsız şekilde bakisirken kapı tıklandı. Hepimiz aynı anda kapıya baktığımızda 'girin' diye seslendim. Kapı açıldı. İçeriye askeri üniformasiyla MİT komutanı Halil Yarbay girdi. Onu gorunce hızla yerimde diklesmeye çalıştım. Yarbay naptigimi anlamış olmalı ki eliyle durmami işaret etti. Yerimde etkisiz bir halde kalinca geri yaslandım. Halil Yarbay her zaman sert gorunsede aslında içinde çok merhametli bir adam yatıyordu. Askeriyeye ilk geldiğimde bunu bizzat kendim görmüştüm. Kızı Derin de aynı babası gibiydi. Merhametliydi. Cesurdu ama bı o kadar da sessizdi. Onunla samimiydik. Bunda yani yaşta olmamiz etki ediyor olabilir tabi. Bı kaç kere görüşmüştük. Halil Yarbay ayak ucuma gelip. "Ajan Ezgi Avcı seninle gurur duyuyoruz. Ekibini asla bırakmadın hatta onları kurtarmak için kendini ele verdin. Onlara alttan alttan yolu gösterip çıkışa ulaşmalarını saglaman da gözümden kaçmadı. Çok zekiceydi. Aferin kızım." Dediginde gozumun doldugunun yeni farkına varmıştım. İlk defa birisi benimle gurur duyduğunu dile getirmişti. Bunu bir yarbaydan duymak bile onur vericiydi. " Sağolun komutanım. Yerimde kim olsa aynısını yapardı eminim. İzniniz olursa size bir soru sormka istiyorum komutanım" kafasını aşağı yukarı onaylar şekilde salladiginda "Ekipteki hiç bir askerin başına bişey gelmeden kurturdular degil mi komutanim?" Dedigimde yarbayin yüzünde bir gülümseme oluştu. "Merak etme asker ekipteki kimseye bişey olmadı. Sen dışında. Ekibine bu kadar bağlı olduğunu hiç düşünmemiştim asker. Aferin." Dolu gözlerimle yine tebessüm ettim. Yarbay doktora döndu. Doktor hemen bana anlattıklarının hepsini yarbayada anlattı. Halil Yarbay dikkatle dinledikten sonra bı kaç saniye düşündü. Ardından bana döndü ve " Adını soyadını bilmiyorlar fakat yüzünü tanıyorlar. O yüzden tanık koruma programına başvurucaz. Seni başka bir şehirde başka bir meslektw uzun yıllardır calisyomus gibi gostericez. Ama seni bursa gören ve onların adına çalışan teröristler evine baskın yapabilir bu sebeple bır hafta sonra taburcu olduğunda askeri lojmanda kalicaksin. Hem orda bir sıkıntı olursa hemen müdahale edebilirler. Hem seni lojmanda tanıştırmak istediğim bı asker var."

" Emredersiniz komutanım." Demekle yetindim. Başka bişey diyemezdim. Her şeyi dusunmuslerdi.

"Seni dışarda bekleyen bı kaç kişi daha var asker. Onları gör artık. Yoksa ağaç olucaklar." Dedi ve tebessüm etti Yarbay. Yavaş adimlarla kapıya doğru gitti. Kapı kolunu tuttuğunda " geçmiş olsun asker!" Dedi aynı hızda " sağolun komutanım!" Dedim. Halil Yarbay çıkarken içeriye büyük bir gürültüyle 'Nefes Ekibi' girdi. Vatanına nefes bana aile olan o ekip girdi. Yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Onlar gelip bana sarılırken kapının arkasından bana bakan bir çift açık kahve gözle kesişti gözlerim. O idi. Hasret kaldığım kokusun sahibi.

Loading...
0%