Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2.bölüm : Tarçın kokusu

@geceguzeliii

Keyifli okumalar 🌼

_________________________

 

Okulun çıkışına geldiğimde derin derin bir nefes aldım, verdim. Gözlerim hemen Melek'i aradı ve anında buldum. Onunda bakışları beni aradığı için gözlerimiz kesişti. Koşarak yanına geldiğimde metrobüse doğru yol aldık. "Ee nasıl gidiyor yeni sıra arkadaşın ile" dedi muzip bir şekilde. Bense ona anlatmadığım şeyleri anlatmaya karar verdim ve anlatmaya başladım. "Benim sana anlatmadığım şeyler var" gözlerini pörtleterek elimi tuttu ve beni kaldırımda koşturmaya başladı. "Melek dur abi napıyorsun ya yavaş git atlı mı koşturuyor arkandan" dedim nefes nefese koşmaya devam ederken. "Atlı kovalamıyor ama benim senin dedikoduları dinlemek için oturmam lazım" dedi son sürat koşarken hızlıca. Sonunda duraktaki banklara vardığımızda nefes nefese ayakta bekledik. Bir süre tabi kaldırımdan geçen insanların dik bakışlarına da maruz kalmıştık. Şansımızdan kimse banklara oturmamıştı. Nefeslerimiz düzene girdiğinde hemen konuşmaya başladı. "Noldu dökül bacım" dedi bu haline gülmeden edemedim. İç ses hemen devreye girdi. Daha sabah ağlıyordu lan bu dedi. Bende hemen bir git iç ses diyerek onu bir kenara bırakıp Melek'e döndüm. "Şimdi hani ben sabah sana dedim ya ben birisiyle çapıştım kahveler dosyasına kağıtlarına falan döküldü diye demiştim ya " dedim oda mal mal bakarak. "Eee " dedi. "İşte o çoçuk benim yanıma oturan çoçuk. Aşırı ters davrandı bana sabah ama demediğini bırakmadı sanki bilerek yapmışım gibi " dedim sonra devam ettim "Ama bir dediği bir dediğini tutmuyor ne yaptığı belli değil aklımla oynuyor resmen ya" iç ses hemen atıldı. Keşke bir tek aklınla oynasa daha ilk günden kalbini de uçurdu gitti.

 

Bı s*ktir git iç ses sonra hesaplaşırız seninle.

 

Melek hemen tepkilerini tabi ki belli etti. "Ohaaa"

"Cidden mi?"

 

"Cidden valla" dedim sonra gözlerini pörtleterek önüne döndü. Sonra bir bana bir önüne döndü. Sonra bende ona az önce ondan kaçmak için yaptığım şeyi anlattım.

 

"Abi var ya sizden olur" dedi yok artık.

 

"Saçmalama Melek"

 

"Hatta arttırıyorum siz olmuşsunuz" dedi hemen.

 

"Melek saçmalamayı bırak ve beni anlattığıma pişman etme" dedim zaten tam o anda da otobüs geldi.

 

"Koşş" dedim yer kapmak için hızlıca binip ikili koltuğa yerleştik. Yaşlı teyzeler veya amcalar yok o zaman kalkmamıza gerek yok ki. Yolculuğun geri kalanı sessiz bir şekilde devam etti. Bende çantamdan kulaklığımı çıkarıp rastgele bir müzik açtım. Gelen müzik Boş gemilerdi. Kafamı cama yaslayıp dinlemeye başladım. Gözlerim zaten kendiliğinden gidiyordu.

 

Boş gemiler geçiyor gönlümün kıyısından

Ruhun yorgun ve bezmiş düşman sayısından

 

Ne anlamam lazım bu bakışından

Bellimiydi zaten kaçışından

 

Tam bu nakaratta o geldi gözlerimin önüne. Bakışları ve o bakısların altında ezilip giden bir ben. Korkmuştum ondan o an. Ya babam gibiyse ya oda bana öyle davranırsa diye ama herkes onun gibi değildi, olmazdı. Değil mi belki birisi benimde yaralarımı sarar belki iç ses devreye girdi hemen.

 

Ya onunda yaraları varsa?

 

Bende onun yaralarını sararım iyi geliriz birbirimize.

 

Beni bu düşüncelerden alan şey Melek'in sesi oldu.

 

"Azra hadi senin durağa geldik kalk"

 

"Tamam canım görüşürüz yine gittim ben" dedim ayaklanarak.

 

Gözlerime korkuyla bakarak "Kendine dikkat et beni meraklandırma haberdar etmeye çalış" dedi. Kafamı sallayarak otobüsten indim. Biliyordu az çok babamın nasıl birisi olduğunu. Bana yaptıklarını. Çok demişti bana polise git benim yanımda kalırsın diye denemiştim ama bulmuştu beni. Bende onu yatıştırarak sakinleştirmiştim. Kahretsin aklımı karıştırmıştı gereksiz çocuk. Hepsi onun yüzünden şimdi tekrar durağa doğru yürüyüp işe gitmem gerekecekti. KAHRETSİN.

 

Hepsi Özgür yüzündendi. Hepsi offf.

Şimdi yürü durağa kadar bi de iki saat otobüs çek. Allah'ım yardım et yarabbim sabır.

 

Yolun kenarında yürürken kulaklığımı kulakığıma taktım. Bu sefer de başka bir şarkı çalıyordu çok hafif.

 

Ruhum bir gemi ve ben tam kalbinden yelken açtım gecelerden

 

Deli deli esen rüzgarım ben

Yol yakınken geri dönmem

 

Aşkın yerlisiyim ben hem de bi göçmen

Medcezir'im ben derinden

 

Hayalim büyük beden

Üzülmem seneye de kurarım ben düşünmem

 

Kendimden geçtim aşka düşerken

Hem gerçek hem de yarı düşüm ben

 

Bu nakarat da duraksamak zorunda kaldım çünkü kaldırımların kenarında birisin durdu. Motorsiklet ile. Ohaaa ohaa çok güzel bir şey de bu kim ve niye yanımda durdu. Ben tam yoluma devam ederken kask ile yanıma geldi ve beni durdurdu. Kolumu tutarak ama bi an ayaklarımın bağı çözüldü sandım. Beni kendine çevirdikten sonra kolumu bıraktı. Dışarıya derin bir nefes verdim.

Havalı bir şekilde kaskını çıkardı.

 

Yok artık.

 

Ama çok havalı.

 

Hafif kıvırcık saçlarının bir kaç tutamı önüne doğru düştü. Kaskını çıkardıktan sonra kafasını iki yana doğru sallayıp kendine geldi.

 

Ama beni de kendimden geçirdi.

 

Yok artık.

 

Ona aşık olamazdım değil mi?

 

Hayır.

 

Bu olmayacak olmamalı.

 

Hayır.

 

Hem ben ilk görüşte aşka inanmam ki.

 

Olmaz.

 

"Selam" dedi beni kendimden geçiren bir ses tonuyla. Yüzümü toparlamak amacıyla genzimi temizledim.

 

"Selam" dedim.

 

Nolmuştu da bulmuştu bu beni.

Sanki içi mi okumuş gibi bana cevap verdi.

 

"Tesadüfen rastladım sana görünce selam vermek istedim onun için geldim yanına nereye gidiyorsun?"

 

"Kafeteryaya gidiyorum"

 

"Ne için?"

 

"Çalışmak için"

Ben mi çok kısa cevaplar veriyordum yoksa o mu çok soru soruyor?

 

Ben uzaklaştıkça o dibimde bitiyordu. Bir türlü kaçamıyordum çünkü sanki bir oyunun içindeymişiz gibi ne o beni kovalamaktan bıkıyor ne ben ondan kaçmaktan. Hemen güvenmemem lazım ya babam gibiyse ya o da.

 

Hayır bunu düşünmek beni üzüyor hayır zaten hayatımda ağlamak için onlarca sebebim varken şimdi bir de bunu düşünerek ağlayamazdım...

 

"Hangi kafeterya?"

 

"Umut'un Kafeteryası biliyormusun?"

Bu sefer onun yüzünde şaşkın bir ifade belirdi.

 

"Evet biliyorum hatta oraya gidiyorum istersen seni de bırakabilirim" düşündüm. Bence bu onu tanımak için iyi bir fırsat.

 

"Olur" sahici bir şekilde kaskını çıkardı ve bana verdi başıma geçirdi. Benim için ayarladı bu yakınlıkta kokusunu alabiliyorsun tabi bu koku kaska da sinmişti.

 

Çok güzel kokuyordu.

 

Ağır bir sigara kokusu da bu kokuya eşlik ediyordu.

 

Tarçın kokusuna.

 

O da kaskını taktı.

 

Bindikten sonra bir an ellerimi nereye koyacağımı bilemedim. Yine beni o bilinmezlikten o kurtardı.

 

"Ellerini belime sar sıkıca sarıl ve bunu yaparken kendini bana yasla"

İmalı bir bakış eşliğinde sırıttı.

"Üşütmeni istemem küçük hanım"

Sıkıca ellerimi ona sardım. Başımı arkasından kalbinin attığı yere koydum.

 

"Eminim onun içindir Özgür"

İlk defa ismiyle hitap ettim tepkisine baktığımda sırıttığını gördüm. Bir anda motorsikleti çalıştırdı ve sakince sürmeye başladı. Bir ara hızlandı. Tam o ara yavaşla diyecektim ki o bende önce konuştum

"Bu bana son ismimle hitap edişlerin keyfini çıkar" dedi. Seslice yutkundum. Kalbim kalbinde deli gibi attı.

 

İçimden söyledim o duymasa bile hissedeceğini umdum.

 

Kalbinin kalbimle atmasını senden çok ben isterim ama beni yanıltma lütfen sende beni hayal kırıklığına uğratma lütfen.

Kalbime ilk defa birisi o tohumu ekti ve ben ilkimin sonum olmasını istiyorum...

 

___________________

 

Merhaba nasılsınız ?

 

Bölüm nasıldı ?

 

Umarım okurken keyif almışsınızdır.

 

Kitapla ilgili düşünceleriniz neler yazın bakalım.

 

İnstegram ve Tiktok'ta paylaşımlarınız bekliyoruz .tek tek dönüş yapacağız.

 

Tüm sosyal medyalarda :

 

#mahperi

@almiraqxq

 

İyi ki varsınız.

 

Yeni bölüm de görüşmek üzere cankuşlarım

 

Hoşçakalın.

 

Loading...
0%