Yine normal bir okul günü diye düşündüm sabah, motora atladığımda. Ama bu okulda hiçbir gün gerçekten normal geçmez. Hele benim hayatımda. Okul kapısına yaklaştıkça içimde o tanıdık kıpırtı başlıyor; sanki sıradan bir şeyler olacakmış gibi ama asla öyle olmaz.

Kapıdan içeri girdiğimde, sınıf arkadaşlarımın kahkahaları hemen dikkatimi çekiyor. Şeyda, çikolatasını kaybettiği için trip atıyor. Esmer ve tatlı bir kız olan Şeyda, aslında çikolataya olan aşkı kadar sert bir mizaca sahip. “Bütün gün kafamı yiyecek bu çikolata meselesi!” diye söyleniyor. Ama biz onun yanında olduğumuzda, triplerini bile eğlenceye dönüştürebiliyoruz. “Beni bırak, çikolatanı bul!” derken gülüyoruz.

İkra ve Yusuf’un durumu ise tam bir komedi. İkra, kumral ve deli dolu bir karakter. Yusuf’a deli gibi aşık ama ciddiyeti sıfır. Bütün sınıfın ilgisini çekerek Yusuf’la gülüşüp, ona “Beni seviyor musun?” diye soruyor. Yusuf ise derslerde zeki ama gerçek hayatta biraz saf. “Tabii ki, İkra. Ne zaman sevmediğim oldu ki?” diye cevaplıyor. İkisi de bu diyalogun ortasında sınıfta gülüşmelere neden oluyorlar.

Arka sırada, Nupel’i görüyorum. Sakin, tatlı ve zeki bir kız. Kumral saçları ve gülümsemesiyle hepimizi kendine çekiyor. Ama bu günlerde Arda ile ilgili düşünceleri kafasını kurcalıyor. Voleybol sahasında tanıştıkları anı her seferinde gülümseyerek anlatıyor. Arda, sarışın ve biraz da kaba bir çocuk. Ama Nupel’in değeri onun için gün geçtikçe daha fazla anlam kazanıyor.

Bir an içeri Hamza’nın sesini duyuyorum. Ama o, okulda yok. Sosyal medya üzerinden Petek ile sık sık küsecek ve barışacak kadar derin bir ilişki yaşıyorlar. Petek, açık kumral, deli dolu ve her daim gülümseyen bir kız. Hamza’nın her ayrılık sonrası ona yine döneceğini biliyoruz. Ama bu günlerde Hamza, okulumuza nakil olacak. Bakalım Petek bu durumu nasıl karşılayacak?

Günün ortasında, sınıfımızın kapısı çarpılarak açılıyor. Ecrin içeri girdi. Kapalı, güzel ve nazik bir kız. “Hadi, ne yapıyorsunuz burada?” diyor. Onun, erkek arkadaşlarıyla iyi geçinmesi ve küfür etmeyen yapısı, onu bizim grup içinde özel kılıyor.

Rabia, motoru olan bir diğer arkadaşım, onunla yan yana oturuyor. Zeki, akıllı ama biraz deli dolu. Onun motor sevdası herkesin malumu. Gözleri parıldarken, “Hadi dışarıda bir tur atalım mı?” diyor. Bizim için, sadece okulda değil, motorun üstünde bile çılgınlık dolu zamanlar geçirebiliriz.

Öğle arası geldiğinde, kızlar toplanıp çimenlik alanda oturuyoruz. O sırada, karşı sınıftaki erkekler dikkatimi çekiyor. Arda, Nupel’in yanına yaklaşırken topu ona doğru fırlatıyor. Top, Nupel’in kafasına çarpıyor! Nupel’in gözleri büyüyor, ama hemen gülümsemeye başlıyor. Arda, özür dileyerek yanına gidiyor. Bu durum, aralarında bir bağın oluşmasına neden olacak gibi.

Ama işte her şey, tam bu sırada ters gitmeye başlıyor. Hamza, sosyal medyadan Petek ile tartışırken, Şeyda onunla dalga geçiyor. “Kız çikolata almak yerine neden sana yazsın ki?” derken gülüşmeler başlıyor. Petek, Hamza’nın egoist tavırlarına tepkili ama içinde bir umut da taşıyor. Belli ki, bu ilişki daha çok olay yaratacak.

Günün sonunda, yine normal bir okul günü bitecek ama biliyorum ki yarın her şey daha çılgın olacak. Herkesin hikâyesi, kendi içinde bir karmaşa ve eğlence barındırıyor. Bizim de hepsini bir araya getirecek çılgın dostluklarımız var!