@gecenin_golgesi1
|
Nupel, Arda’nın söylediklerini düşünürken kafasında bir karmaşa yaşıyordu. O an, Arda’nın ona bakışlarının ne anlama geldiğini çözmeye çalışıyordu. İçinde bir heyecan vardı ama bu heyecan, belirsizlikle doluydu. “Gerçekten mi, yoksa sadece arkadaşız mı?” diye düşündü. Gözleri dalıp gitmişken, dersten başını kaldırdı ve yanındaki Şeyda’yı izlemeye başladı. Şeyda, çikolatasını masanın üstünde bırakmıştı. O sırada sınıf arkadaşlarından biri, çikolatayı fark edip alıverdi. Şeyda, hemen “Hayır, o benim çikolatam!” diye bağırdı ama çok geçti. Çikolata, masanın üzerinden kaybolmuştu. Sinirle yüzüne bir şey çarpmış gibi hissetti. “Bütün gün başımın etini yiyecek bu çikolata meselesi!” dedi içinden. Bu sırada, Efe, arka sıradan ona baktı. Gözleriyle “Sorun ne?” der gibi soruyordu. Şeyda, sinirle “Çikolata mı, başka bir şey mi?!” dedi. Efe, gülümseyerek “Belki de bir çikolata almam gerekir,” diye yanıtladı. Ama Şeyda, bu durumu ciddiye almadı. Efe’nin neşeli tavırları onu biraz rahatlatmıştı ama hâlâ çikolatasının kaybı canını sıkıyordu. Öğle arasında, Petek’in Hamza’ya trip attığını duydu. Hamza, sosyal medyadan Petek ile sürekli mesajlaşıyor ama arada geçen tartışmalar can sıkıcıydı. Petek, “Bu kadar alttan almasına gerek yok. Beni düşünmüyorsa, ben de düşünmüyorum!” diyerek gözlerini büyüterek söyleniyordu. O sırada, İkra yanımda oturuyordu. Ben cam kenarında motorumu izlerken, Yusuf, İkra’nın yanına gelip duruyordu. “Yine mi buradasın? Ben motorumu izliyorum, sen burada ne yapıyorsun?” diye takıldım. İkra, “Düşünüyordum, neden benimle dalga geçiyorsun?” diye yanıtladı. Yusuf gülerek, “Yani bir şekilde seninle eğlenmek zorundayım,” dedi. Hepimiz gülüştük, bu an eğlenceliydi. Dersler sonunda bittiğinde, Efe, Şeyda’ya çikolata almak için dışarı çıkmaya karar verdi. “Şeyda’ya bu çikolata meselesini unutturmalıyım,” diye düşündü. İkisi arasında bir yakınlaşma olabilirdi. Dışarıda, Efe, bir dükkandan çikolata aldı ve Şeyda’ya doğru yola çıktı. Şeyda, çikolatasını kaybettiği için hâlâ sinirli görünüyordu. Efe, “Bak, senin için bir çikolata aldım,” dedi gülümseyerek. Şeyda, bu ani hareket karşısında şaşırdı. “Ama bu benim kaybettiğim çikolata değil ki!” dedi, yine de gülümsemeyi başardı. Efe, “Önemli olan bu değil. Biraz neşelenmek istemez misin?” dedi. Şeyda, Efe’nin bu ilgisini hafifçe hissederek gülümsedi. “Teşekkür ederim, belki de biraz moral iyi gelir,” dedi. İkisi, çikolata ve gülüşmeler eşliğinde tanışmaya başladılar. Eğer bu aşk ve dostluk hikayesi burada bitmeyecekse, daha çılgın olayların yaşanacağı kesin görünüyordu. Kalplerin içindeki sırlar, çikolatanın yanında, dostluğun sıcaklığında saklıydı. |
0% |