@gecenin_golgesi1
|
Ben Duru. 12 yaşından sonra hayatına bir amacı olmayarak devam eden Duru. 24 yaşındayım ve bir kafede çalışıyorum. Uzun ve orta kiloluyum.Uzun dediğim 1,72 bu arada. Kumral saçlarım ve mavi gözlerim tek hoşuma giden şey. Benim kendimi tanıtmam bu kadar çünkü geçmişim geleceğimi de mahvetti. Bir özelliğim yok. Ben 6 yaşında ailesi tarafından istenmeyip yurda bırakılmış biriyim. 18 yaşında kendi evime çıktım. Şuanda da aynı evdeyim. Bir kafede garson olarak çalışıyorum. Hayatta amacı olmayan, hedefsiz, hayal kuramayan biriyim ben. Kimse beni görmez ki görmek de istemez. Telefonumdan başka arkadaşım yok. İş arkadaşlarımla da o kadar samimi değiliz.Anladığınız üzere yalnızdım işte. Küçük yaşta terk edilmenin verdiği acı geleceğime de etki etti. Kimseye güvenmemeyi öğrendim. Hayat bir sınavdı evet ama herkesinki sözelken benim sınavım matematikti. Benzetmelerim çok güzeldir yani. Hani matematiği çözemeyince sallar yada boş geçersiniz ya; işte ben o soruyum. İnsanlar umursamadan geçti beni. Liseyi bitirdiğimde yurttan çıktığım çin çok param yoktu. Okuyamadım o yüzden. Sınavım çok yüksekti. Polis olmak istiyordum. Aileme daha doğrusu ailem olacak o insanlar hayatımı kaydırdı. Saat sabah 05.00 olmuştu. Yataktan doğruldum ve banyoya gittim. Saçlarımı yaptım ve dişlerimi fırçaladım. Ben kahvaltıdan önce dişlerini fırçalayanlardanım. Mutfağa geçtim ve kendime yeşil çay yaptım. İki tane ekmek kızartıp peynir sürdüm. Kahvaltımı yaptıktan sonra üstümü giyip çıktım. Kafeye vardığımda saat 06.00 olmuştu. Kafenin yanında spor salonu var. Genelde millet sabah spora geldiği için kafeyi erken açıyoruz. İçeriye girdiğimde Esra ile selamlaştık. "Bugün içimde bir his var sanki bir şey olacakmış gibi." dedi Esra."Umursamıyorum. Zaten hayat her gün zindan gibi." dedim somurtarak. "Duru neden böyle yapıyorsun?Hayat enerjini söndürmüşler anlıyorum ama devam etmek zorundasın.Eğer tutunmayı bırakırsan seni bu dünyaya fazla görürler." dedi Esra acır bir şekilde bakarak. Sadece kafamı salladım se masaları silmek için bez aldım. Ben masaları siliyor, Esra ise sandalyeleri düzeltiyordu. Kafede Esra,Arda ve ben üçümüz çalışıyorduk. Arda kahveleri yapıyor biz de servis ediyorduk. Bir saat kadar temizlik yaptıktan sonra müşteriler gelmeye başladı."Ben türk kahvesi alabilir miyim?" dedi cam kenarında oturan bir adam. Başımı salladıktan sonra Arda'ya siparişi verdim. Sonra biri daha ses verdi. Kahve gözlü kumral biriydi. Boyu da uzundu. Sanırım boks yapıyordu. Eline bandaj bağlamıştı. Onu ilk defa bizim kafede gördüm. Neyse ya banane."Ben bir filtre kahve alayım." dedi. Sesi hafif kalındı. Dikkatimi çekti. İlk defa geldiğinden sanırım. Siparişi Arda'ya verdikten sonra türk kahvesini spariş veren adama götürdüm. "Bu ne buz gibi olmuş!" dedi bardağı yere doğru fırlatarak. Kahve biraz üstüme döküldü ve sıcaktı da elim yanmıştı. "Kusura bak-" dedim ki arkadan biri beni geri çekti. Kafede sadece iki müşteri vardı. Boksör çocuk ve o adam. "Kardeşim hayırdır sana? Azıcık saygın olsun şu insanlara." dedi boksör çocuk ciddi bir ifadeyle."Asıl sana hayırdır koruma mısın?" dedi adam. Boksör çocuk eline aldığı fincanın dibine baktı. Biraz kahve vardı. O kahveyi adamın üstüne döktü. Ben şok içinde bakıyordum."Yandım!" diye bağırıyordu adam. "Hani soğumuştu lan! Hadi uza." dedi boksör çocuk.Adam arkasına bakmadan gitti."Ben Ayaz.Böyle tiplere cevabını vereceksin. Evet sen üstüne kahve dökme ama azının payını ver." dedi bana bakarak."Memnun oldum ben de Duru.Teşekkür ederim bir dahakine denerim." dedim. Adı Ayaz. Çok hoş geldi kulağıma. Ayaz ufak bir tebessüm ettikten sonra filtre kahvesini alıp götürdüm."Benim kahvem soğumamış.Sıcacık." dedi. Gülümsedim ve mutfağa ilerledim. Kafemiz o kadar blinen bir yer değil. Genelde yandaki spor salonunun üyeleri geliyor üç dört kişi. Dışardan da nadiren kişiler geliyor işte. Oturuyoruz akşama kadar. Şuanda da Esra ile oturuyoruz. Arda sigara işmeye gitti. Kendime bir kahve aldım ve bir koltuğa oturdum. Telefonumdan instagrama girdim ve arama yerine Ayaz yazdım. birsürü Ayaz vardı. Hepsine tek tek bakamazdım. Pardon da Duru sanane.Bu arada ben iç ses. Geldi başımın belası. Evet bu iç sesim. Yani ilgilendiğimden değil iç ses. Aynen Duru. Sence o kadar mal mıyım? Tamam içses hep sen haklısın zaten. Ha şöyle ol. Aferin. İçsesimi susturduktan sonra telefonu bıraktım. Esra'nın yalnız oturduğunu gördüm. Yanına gittim."Sen iyi misin?" diye sordum. "Genelde bu soruları ben sorardım. Bana bir şey olmadı ama sana olmuş." dedi. Yani bana bir şey olmamıştı. Yada olmuştu ama ben farkında değildim."Aslında bana bir şey olmadı.Çok mu soluk duruyorum?" dedim merakla."Hayır çok heyecanlı,mutlu ve enerjik duruyorsun." dedi gülümseyerek. Ben de istemsizce güldüm. Evet biraz enerjiktim. Sebebini bilmiyorum ama. Bizim kız mal siz takmayın bunu. Ay çok komik iç ses. Biz gülüşürken Arda içeri girdi."Noldu burda? Siz ikinizi ilk defa bu kadar mutlu görüyorum." dedi Arda şaşırarak."Arkadaş aşık olmuş da."dedi Esra."Ne!Yok öyle bir şey."dedim toplamaya çalışarak."Ay pardon yanlışlıkla söyledim." dedi Esra.Arda değişik bir ifadeyle yüzüme bakıyordu. Şaşırmış ve anlamamış gibiydi. Aa bugün salı. Şaşırdım çünkü bugün iş saat 14.00'da bitecek ve saat 13.55 olmuş. Eşyalarımızı aldık ve dışarı yöneldik. Esra ile ben çıktık Arda ise kapıyı kitliyordum. Hepimiz yolları ayırdıktan sonra eve yöneldim.Kulaklığımı taktım.Rastgele bir şarkı çalmaya başladı. Sen Ona Aşıksın. Sen Ona Aşıksın. Sen Ona Aşıksın. Tek Bir Söz Söyleme. Boşver. Şarkının sözleri şans mıydı yoksa tesadüf mü? Hayat üzerime gelme. Zaten kafam karışık. İçimde bir duygu var ama emin değilim işte. Ne olduğunu bilmiyorum. İlk defa yaşıyor gibiyim.Ben yolda yürümeye devam ederken birine çarptım ve kulaklığım yere düştü. Kendimi toparladıktan sonra kafamı kaldırdım. Dona kaldım resmen. Nutkum tutulmuştu.O kahve gözler. Ayaz karşımda durmuş bana bakıyordu."Özür dilerim.Bir şey oldu mu?" dedi hafif bir tonla."İyiyim.Asıl ben özür dilerim görmedim." dedim şoktan çıkmadan."Dünya ne kadar küçük." dedi bir anda."Evin ne tarafta?" diye sordu Ayaz. Elimle işaret ettim. "Benim de evim o tarafta istersen beraber gidelim." dedi gözlerime bakarak. "Olur." dedim sadece. Yürümeye başladık. Ayaz sohbet açmaya çalışıyordu. Her halinden belliydi."Gözlerinin rengi çok güzelmiş." dedi bir anda."Öyledir teşekkür ederim. Bunu nasıl yapıyorsun?" diye sordum.O da anlamamıştı galiba. Ben bile anlamadım kendi sorumu."Neyi nasıl yapıyorum?" dedi Ayaz."Dışarıdan çok kalıplı ve ciddi birine benziyorsun ama şimdi gayet normalsin." dedim Ayaz'a. Bu sefer anlamıştı."Aslında doğru görmüşsün. Ciddi bir insanımdır ve biraz da sert. Yalnız bu tavırlarım her kese olmaz. Her kese iyi,enerjik ve sempatik yaklaşmam." dedi Ayaz. Azından çıkan cümleler beni benden alıyordu."Sert birisin yani normalde. Boksörsün sanırım." dedim. Cevabını bildiğim soruları soruyorum resmen."Evet boks ile ilgileniyorum.Şuan 26 yaşındayım 12 yaşında başladığıma göre 14 yıl olmuş. Vay be." dedi iç çekerek."Ben de 18 yaşından beri özgürüm." dedim bir anda azımdan kaçtı."Naıl yani?" dedi Ayaz. Tam açıklayacaktım ki eve gelmiştim."Sonra nalatırım eve gelmişim." dedim Ayaz'a bakarak."Bu evde mi oturyorsun?" diye sordu merakla."Evet." dedim. Yandaki evi işaret etti."Ben de burada oturuyorum.Komşuymuşuz.8 yıldır buradayım." dedi Ayaz."Ben de 6 yıldır buradayım ama seni hiç görmedim." dedim."Neyse tutmayayım seni. Yarın spordan sonra yine kafeye geleceğim."dedi samimi bir dille. Başımı salladıktan sonra binama girdim. Acaba hangi taraftaydı.Eve girer girmez üstümü değiştirdim ve saçlarımı topuz olarak topladım. Akşam yemeğim vardı zaten dolaptan çıkartıp ısıttım. Yemeği yedikten sonra kendime yeşil çay yapıp balkona geçtim. Balkon boydan camlarla kaplıydı. Kış ayı olsa bile balkonum sıcacık oluyordu böylece. Normalde balkonda otururken karşı binaya hiç bakmazdım ama bugün baktım. Ve tam karşımdaki balkona biri girdi. Boyundan Ayaz olduğuna emindim. Bir boks torbası vardı balkonda. Eline bandajlarını sarmış idman yapıyordu. Çayımı yudumlarken onu izliyordum. Bir anda üşüme geldi o yüzden içeri geçtim. Salonda olan geniş koltuğuma uzandım. Üstüme bir battaniye aldım ve film açıp izlemeye başladım. Filmi izlerken uyuyakalmışım. Günü böyle bitirmiştim. İlk defa bir gün bitsin istemedim.İlk defa bir günüm farklıydı. Ayaz bana bir şey yapmıştı. Farklı duygular yaşamak çok güzeldi.Esra haklıydı belki de. Aşık olmuştum. Ama aşk nasıl bir duygu hiç bilmiyordum. Kafam karışıktı. Biz imkansızdık. O ciddiydi ama bir o kadar da sosyaldi.Ben ciddi de değildim enerjik de değildim. Kendimi bile bilmiyorken başkasını nasıl bilebilirdim. İmkansızın ötesindeydik biz.Gözlerimiz buluşunca geri kayardı. Bizim hikayemiz böyle başladı. Soğuk gelen kahvenin bana yaşattığı acı ve sonundaki tatlılık.Soğuk kahvenin acısı...
|
0% |